Fatih'te cinayete kurban giden Uygur Türkü'nün ölümünde DEAŞ izi
İstanbul'da dört ay önce öldürülen Uygur asıllı Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Aierken Saimaiti soruşturmasında radikal örgütlerin parmağı olabileceği ifade ediliyor
İSTANBUL - Fatih'te geçtiğimiz kasım ayında uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Uygur asıllı Aierken Saimaiti cinayetiyle ilgili yeni ayrıntılara ulaşıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün hazırladığı yıllıkta yer verilen detaylara göre, Saimaiti'nin ölümünde radikal terör örgütü DEAŞ'ın 'taşeron' olarak kullanılmış olabileceğine dikkat çekiliyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, "2019 İEM Faaliyet Raporu' isimli iki ciltten oluşan almanağı yayınladı. Yıl içinde yaşanan olayların yer aldığı almanakta yer verilen konuların öne çıkan başlıklarından biri de İstanbul Fatih'te 10 Kasım'da düzenlenen silahlı saldırıyla öldürülen Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Uygur asıllı Aierken Saimaiti cinayeti oldu. Almanakta cinayet detayları ile anlatılırken, "Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği dedektifleri, öncelikle maktulün geçmişine yönelik araştırma yaptı. Eldeki bilgilere göre, Kırgızistan'da para transferi yaptığı belirlenen Aierken, 2014 yılında, eşi ve 4 çocuğuyla Türkiye'ye adım atmıştı. Eldeki bilgiler, bu seyahatin bir mecburiyet (kaçış) olduğunu gösteriyordu" denildi.
Almanakta Saimaiti'nin eşi Wufuli Bumailiyamu'nun ifadelerine de şu şekilde yer verildi:
"Öldürülmek istendiğini söylüyordu. Paraların nereye transfer edilmek istendiğini bilmiyorum. Cinayetten 15 gün önce, Kırgızistan'da bize ait olan 1 milyon ABD Doları Türkiye'ye getirtmek istedik. Parayı taşıyan eşimin arkadaşı havalimanında öldürüldü. Paramız da gasp edildi. Güvenliğini sağlamak için Kırgızistan Başkonsolosluğu'na ait araç ile gezerdi. Bana da, 'Bunlar sizin fotoğraflarınızı çekmişler. Lütfen kendinize dikkat edin. Gittiğiniz yerleri haber verin' diyordu"
- İkili Adana'da yakalandı
Eldeki deliller eşliğinde teknik ve fiziki takip başlatan dedektifler, tetikçi Kırgızistan uyruklu tetikçi Abdullah Enver ve Kırgızistan uyruklu Hüseyin Ahmetaliyev'in peşine düştü. Takip sonucu, eylem için, yasal olmayan yollardan Türkiye'ye giriş yapan şüphelilerin yine aynı yollarla Suriye'ye gitmeye çalıştıkları belirlendi. Konya'da özel araçla yasadışı taşımacılık yapan Suriye uyruklu Ali İsbeh'e ait otomobile binen şüpheliler, İEM'in uyarısı üzerine Adana'da yakalandı. Susturucu takılı silah ise Pendik'te Ahmetaliyev'in bacanağı Kırgızistan uyruklu Normakhamat Ariphonov'a ait evin kömürlüğünde ele geçirildi. Sorguya alınan Abdullah Enver 2013'te, tetikçi Hüseyin Ahmetaliyev ise 2015'te 'turist' olarak Türkiye'ye giriş yaptığını söyledi. Kısa bir süre Türkiye'de kalan şüpheliler, daha sonra yasadışı yollardan Suriye'ye geçerek radikal terör örgütü DEAŞ saflarına katılmış.
- İnfaz emri İdlip'te mi verildi?
Suriye'nin İdlip kentinde tanışan teröristler, infaz emrini Özbek asıllı "Adem" adlı bir örgüt üyesinden aldıklarını ifade ediyor. Tetikçi sonrasını şöyle anlatıyor: "Örgüt yöneticisi Adem, 'İstanbul'a gideceksin, Hüseyin Ahmetaliyev'in ile buluşacaksın. Karşılığında 50'şer bin Dolar alacaksınız' dedi. Ardından, öldürülecek kişinin fotoğrafını ve ev adresini verdi. Bir de 1500 Dolar yol harçlığı. Bir hafta izleyip, öldürdük."
Sorgularının ardından "Tasarlayarak Kasten Öldürme" ve "6136 Sayılı Kanuna Muhalefet" suçlarından adliyeye sevk edilen şüphelilerin tamamı tutuklandı.
Almanakta yer alan ipuçlarına göre saldırıda radikal örgütlerin parmağı olabileceği değerlendiriliyor. Saimaiti'nin ölümünde Suriye ve Irak gibi çatışmalı ülkelerde faaliyet gösteren aşırı uç radikal örgütlerden DEAŞ'ın 'taşeron' olarak kullanıldığı ve örgüt üyelerinin para karşılığında bu eylemi gerçekleştirdikleri belirtildi.
Son Dakika › 3. Sayfa › Fatih'te cinayete kurban giden Uygur Türkü'nün ölümünde DEAŞ izi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?