DHA YURT BÜLTENİ-20

Isırmasın diye elleri pet şişeyle kapatılan Yusuf tedaviye alındı

MANİSA'da yaşayan Serdal Maden, 7 yaşındaki çocuğu Yusuf'un ellerine, ısırarak zarar verdiği gerekçesiyle pet şişe geçirdi. Sağlık Bakanlığı'nın talimatıyla Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan ve tedaviye alınan Yusuf Maden'in tam olarak ne tür bir rahatsızlığa sahip olduğu, tetkiklerin yapılmasının ardından belli olacak.

Manisa'da, zeka geriliği olan eşi Asiye Maden (29) ile birlikte yaşayan Serdal Maden (43), yine zeka geriliği olan çocuğu Yusuf'un sürekli ellerini ısırması ve zarar vermesi sonrasında, çareyi pet şişeyle onun ellerini kapatmakta buldu. Manisa'da bir hastaneye götürülen Yusuf'a, bipolar mizaç bozukluğu ile obsesif kompulsif bozukluk tedavisi uygulandı, ancak bu tedavi işe yaramadı. Aile, bunun üzerine 3 ay önce İzmir'e gelerek, yetkililerden yardım istedi. Yusuf Maden ile görme kaybı yaşayan 4 aylık kardeşi Miran Maden, Sağlık Bakanlığı'nın talimatıyla Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.

Tedaviyle ilgilenen Dr. Dilek Omurta, "Kendine zarar verme dediğimiz bir semptom bu. Pek çok metabolik hastalıkta gördüğümüz bir durum. Bir takım kalıtımsal rahatsızlıkların olduğunu tahmin ediyoruz. Annede de zeka geriliği söz konusu. Çocukların da bakımları yapılmamış, bu konuyla alakalı devletimizin diğer birimleri gerekli yardımları sağlayacak. Daha önce de birtakım tedaviler uygulanmış ama maalesef sonuç alınamamış. Durumu her yönden araştırıyoruz, istediğimiz verileri elde ettikten sonra daha net konuşabiliriz, ama şu anda kalıtımsal bir problem gibi görünüyor" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------

Haber: Davut CAN - Kamera: Kadir ÖZEN/ İZMİR,

=========================

'Kendileri otizmli öğrenciyle aynı sınıfta olsalardı böyle bir tepki vermezlerdi'

Aksaray Mehmetçik İlkokulu'nda okul çıkışında otizmli öğrencilerin yuhalandığı iddialarıyla ilgili toplumun her kesiminden tepkiler yükselmeye devam ediyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikolojik Destek Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Uzman Psikolog Dr. Özge Alkanat, velilerin grup baskısıyla hareket etmiş olabileceğini belirterek, "Günün sonunda vicdanlarıyla baş başa kaldılar. Bu aileler belki de kendi eğitim süreçlerinde otizmli bir öğrenciyle aynı sınıfta olsalardı, asla böyle bir tepki vermeyeceklerdi" dedi.

Aksaray'da Merkez Mehmetçik İlkokulu'nda bir grup velinin, otizmli öğrencilerin eğitim aldığı sınıfların kapatılmasını talep ederek okul çıkışında otizmli öğrencileri yuhaladığı iddia edildi. İddialar üzerine Milli Eğitim Bakanlığı konuyla ilgili soruşturma başlatırken, olayla ilgili ülkenin dört bir yanından tepkiler yükseldi. Velilerin grup baskısıyla hareket etmiş olabileceğini söyleyen İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikolojik Destek Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Uzman Psikolog Dr. Özge Alkanat, "Tek tek bireysel olarak veremeyecekleri tepkiyi grup dinamiğinin etkisiyle vermiş olabilirler. Veliler, çok küçük bir gruba karşı dururken birden bire karşılarında bütün toplumu buldular. Eminim şuanda bunu sorguluyorlardır. Günün sonunda vicdanlarıyla baş başa kaldılar. Sıradan bir çocukla sokağa çıktığımızda kimse bize bakmazken, otizmli çocuğuyla sokağa çıkan aile o çocuğun var oluşunu her defasında savunmak durumunda kalıyor. Kendimizi onların yerine koyduğumuzda, eğer biraz vicdan taşıyorsak bu bize dokunuyor. Dokunduğu için de toplum tarafından bu olay yoğun bir tepkiyle karşılandı. Bu tepkiler iyi ki de çıkıyor çünkü bu tepkiler sayesinde sistemde bir şeyler düzene girecek" dedi.

'OTİZMLİ ÖĞRENCİLERLE OKUSALARDI, ASLA BU TEPKİYİ VERMEZLERDİ'

Velilerin otizm hakkında bilincinin gelişmediğine dikkat çeken Uzman Psikolog Dr. Alkanat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu aileler belki de kendi eğitim süreçlerinde otizmli bir öğrenciyle aynı sınıfta olsalardı, asla böyle bir tepki vermeyeceklerdi çünkü öğrenmiş olacaklardı. Öğrenmiş ve alışmış olacaklardı. Bu konuyla ilgili Milli Eğitim'in de gerekli adımları atacağını ve velilerle ilgili bilinçlendirme çalışmalarının yapılacağını düşünüyorum. Belirli öğrenme kapasitesine sahip olan her çocuk, kaynaştırma eğitim hakkına sahiptir. Yüzme öğrenmek isteyenin suya girmesi zorunluluktur. Eğer otizmliyseniz ve iletişim öğrenecekseniz, iletişime geçmek zorundasınız. İletişim de bir arada olmakla mümkün. Sıradan öğrencilerle iletişime geçmeden öğrenemezler. Kaynaştırma eğitimi sorgulamak bu noktada anlamsız. Aynı zamanda sıradan öğrencilerin de bu öğrencilerden öğrenecekleri çok şey var. Sıradan öğrenciler de toplumsal yaşamın temelinde olan sabır, saygı ve toleransı bu öğrencilerden öğrenecekler."

'HEPİMİZİN İÇİNDEKİ 'ÖTEKİ'YE DOKUNDU'

Bu olayın kabul edilebilir hiçbir tarafı olmadığını vurgulayan Alkanat şunları söyledi: "Yaşanan bu olay, hepimizin içindeki 'öteki'ye dokunduğu için bu kadar fazla ses getirdi. Bugün otizmli çocuğu olan ailelere yapılan bu davranış, yarın hepimize başka bir şekilde yapılabilir. Hukuki olarak bakıldığında da engelliler yasası ve anayasaya aykırı bir durum söz konusu. Bu velilerde birlikte yaşama bilinci gelişmemiş. Bu yüzden de toplum içinde birbirimizin farklılıklarına saygı duyarak bir arada yaşamamız gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Hepimizin içinde farklı olduğumuz bir tarafımız var. Hepimizin kendimizi diğerlerinden öteki olarak gördüğümüz bir tarafımız var ve bu seçebildiğimiz bir şey değil."

Görüntü Dökümü--------------Uzm. Dr. Alkanat ile röportaj-Üniversite bahçesinde detay görüntü

Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Umut KARAKOYUN/ İZMİR,

======================

Üzerinden 2 bin 280 lira çıkan dilenci 'Ev borcum var' dedi

SİVAS'ta Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı operasyonda dilencilik yaparken alınan M.D.(73)'nin üzerinden 2 bin 280 lira ve 3 dolar nakit para çıktı. M.G., satın aldığı evin borcunu ödemek için dilendiğini söyledi.

Sivas Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri yaptıkları rutin bölge kontrolleri sırasında, kentin en işlek noktalarından biri olan Atatürk Caddesi'nde dün akşam 21.00 sıralarında bir dilenci yakaladı. Zabıta Müdürlüğü'ne getirilen Çorum nüfusuna kayıtlı M.D.'nin üzerinde arama yapıldı. Yapılan aramada ceplerinde 2 bin 280 lira, 3 dolar ve yakın zamanda bankadan yapılan havale işlemlerine ait dekontlar çıktı. Geceleri terminalde yattığını söyleyen M.D., ev satın aldığını, borcunu ödeyebilmek için de dilendiğini söyledi. Kabahatler Kanunu kapsamında işlem yapılan M.D. otobüs terminale götürülerek, memleketine gönderildi.

Görüntü Dökümü: -Zabıtadan görnütü-Üzerinden çıkan paraların görüntüsü-Ekiplerin paraları saymlası-Dilencinin konuşmaları

Haber: SİVAS,

======================

Karabük'te fuhuş operasyonuna 2 gözaltı KARABÜK'te, yabancı uyruklu kadına zorla fuhuş yaptırdıkları iddiasıyla 1'i kadın 2 kişi gözaltına alındı.

Karabük Asayiş Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, 100. Yıl Mahallesi'nde bir evde para karşılığı fuhuş yapıldığı ihbarı üzerine operasyon düzenledi. Operasyonda ev ve temizlik işlerinde çalıştırılmak vaadiyle kandırılarak İstanbul'dan Karabük'e getirilen Özbekistan uyruklu N.S.'ye zorla fuhuş yaptırdıkları tespit edilen D.K. ve N.Y., gözaltına alındı. Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Şüpheliler adliyeye çıkartılırken

Haber-kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,

============================

Huzurevi sakinleri, Atatürk konulu kısa filmde rol aldı

MUĞLA'nın Marmaris ilçesinde, Atatürk'ün ölüm yıl dönümü için hazırlanan 1 dakikalık kısa filmde, huzurevi sakinleri rol aldı.

Marmaris Belediyesi, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 81'nci ölüm yıl dönümü kapsamında 1 dakikalık kısa film çekti. Belediye İkinci Bahar Sosyal Tesisleri'nde yaşayan tiyatro sanatçısı 90 yaşındaki Altan Karıntaş ile opera sanatçısı 95 yaşındaki Mithat Demokan'ın rol aldığı reklam filmi, sosyal medyada büyük ilgi gördü. Yaşlılıktan kaynaklı rahatsızlıkları bulunan Karındaş ve Demokan, Atatürk'le ilgili bir film teklifi gelince hastalıklarını unutup yıllar sonra kamera karşısına geçtiklerini söyledi. Altan Karındaş, "Atatürk için elbette ayağa kalkacağım. Ne kadar hasta olursam olayım, ne kadar zorlanırsam zorlanayım bu filmi çekmek benim için büyük bir gurur" dedi. Mithat Demokan ise, "Çocuklar filmin teklifini sunduklarında, tereddütsüz kabul ettim. Atatürk demek Türkiye demek. Elbette ayağa kalkacağız" diye konuştu. Serkan Göknur'un yönetmenliğini yaptığı filmde yatağında ağır hasta bir biçimde yatarken eşine 'Vakit geldi mi' diye soran ve hemşiresinin itirazına rağmen saat 9'u 5 geçe saygı duruşu için ayağa kalkan bir kadını canlandıran Altan Karındaş ve onun eşini oynayan Mithat Demokan'ın performansı beğeni topladı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Belediyenin çektiği 1 dakikalık film görüntüsü

4 fotoğraf

Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla),

========================