İdlib'te gerginlik neden arttı? - Son Dakika
Dünya
BBC

İdlib'te gerginlik neden arttı?

İdlib\'te gerginlik neden arttı?

Mart 2020'de bu yana sakin bir dönemden geçen Suriye'nin İdlib bölgesinde son dönemde yaşanan saldırılar ve artan askeri hareketlilik yeni bir gerginlik dönemi mi başlıyor kaygılarına neden oldu.

21.09.2021 11:05  Güncelleme: 17:35
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Mart 2020'de bu yana sakin bir dönemden geçen Suriye'nin İdlib bölgesinde son dönemde yaşanan saldırılar ve artan askeri hareketlilik yeni bir gerginlik dönemi mi başlıyor kaygılarına neden oldu. 10 Eylül'de Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) hedef alan saldırı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ay sonunda Soçi'de yapmaları beklenen görüşmenin öncesinde gerçekleşmesi dikkat çeken bir gelişme olarak yorumlandı.

Suriye'nin Türkiye sınırında bulunan ve yaklaşık 3,5 milyonluk bir nüfusu barındıran İdlib, muhalif gruplarla Şam yönetimi arasında 2011'den bu yana süren iç savaşın son aktif cephesi olarak görülüyor.

2017'den itibaren, muhalefeti destekleyen Türkiye ve Şam yönetimini destekleyen Rusya arasında yapılan anlaşmalar sonucunda "gerginliği azaltma bölgesi" olarak ilan edilen İdlib'de, başta Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) olmak üzere çok sayıda radikal İslamcı grup var.

Şubat 2020'de Türkiye ve Suriye orduları arasında yaşanan şiddetli çatışmaları sona erdirmek ve yeni bir düzenleme yapmak için 5 Mart 2020'de masaya oturan Türkiye ve Rusya liderleri, hem ateşkeste uzlaşmışlar hem de M4 Karayolu'nda ortak devriyeler başlatarak bölgede güvenliği sağlama konusunda görüş birliğine varmışlardı.

Genel anlamda ateşkesin sürmesine karşın son birkaç aydır yaşanan gelişmeler yeni bir gerginlik dönemi ve buna bağlı insani trajediyi başlatacağı kaygılarına neden oldu. Rus ve Suriye hava kuvvetlerinin bölgedeki muhalifler ve "terör gruplarına" ilişkin artan hava saldırılarının ardından 10 Eylül'de bir TSK konvoyunun hedef alınması ve 4 Türk askerinin olayda yaşamını yitirmesi en son gelişme olarak kayda geçti.

11 Eylül'de olayla ilgili açıklama yapan Savunma Bakanlığı, saldırının kimler tarafından gerçekleştiğine ilişkin bir bilgi paylaşmamayı tercih etti. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği ise Twitter üzerinden yaptığı taziye açıklamasında, saldırının IŞİD tarafından gerçekleştirildiği bilgisini verip Türkiye ile terörizme karşı dayanışma içinde olacağını kayda geçirdi.

Saldırıyı IŞİD'e yakın ancak yapısı, liderliği ve ideolojik çizgisi tam olarak bilinmeyen "Ebu Bekir Sıddık'ın Yardımcıları Seriyyesi" grubunun üstlenmesine karşın Ankara'dan bu yönde resmi bir değerlendirme gelmemesi dikkat çekti.

Olayın gerçekleşmesinin hemen ardından Suriye sınırına giden ve incelemelerde bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, burada yaptığı açıklamada, " Rusya Federasyonu ile yaptığımız görüşmeler sonrasında imzalanan mutabakatlar var. Biz bu mutabakatlara uyuyoruz. Sorumluluklarımızı yerine getirdik, getirmeye devam ediyoruz. Muhataplarımızın da bu mutabakatlara, buradaki sorumluluklarına uymalarını bekliyoruz. Buradaki ateşkesin sürmesi, istikrarın bir an önce sağlanması, bölgenin güvenli bir hâle gelmesi ve özellikle oradaki Suriyelilerin rahat ve güven içinde yaşayabilmelerine yönelik ortamın sağlanması lazım" ifadeleriyle Moskova yönetimine mesaj vermişti.

'Amaç Türkiye'yi İdlib'de sıkıştırmak'

Ankara'da yapılan değerlendirmeler, saldırıyı hem faili, hem zamanlaması hem de stratejik hedefleri açısından inceliyor.

5 Mart 2020'den sonraki ilk süreçte TSK varlığına dönük saldırıların büyük bir çoğunluğu farklı radikal İslamcı gruplar tarafından gerçekleştiriliyordu. Ancak 2021 başlarından bu yana saldırıların Ebu Bekir Sıddık'ın Yardımcıları Seriyyesi grubu tarafından üstleniliyor olması dikkat çekiyor. Bu grubun saldırılarının, Rusya ve Suriye'nin Türk askeri varlığına dönük eleştirel söylem ve eylemlerinin arttığı dönemlere denk gelmesi de ayrıca öne çıkan bir unsur olarak görülüyor.

Suriye'nin Mart 2020'den sonraki süreçte stratejisi, İdlib bölgesindeki nüfusu zaman içinde Türk sınırına baskı yaratacak şekilde kuzeye ittirme ve böylece Ankara'yı sıkıştırma amacına dönük gelişti. İran tarafından kontrol edilen milis güçlerin de bu amaca uygun hareket ettiği ve özellikle Hatay sınırına yakın noktalarda yoğunlaşan nüfusu tedirgin ederek Türkiye'ye doğru harekete geçirme amacında olduğu değerlendiriliyor. Bu grupların barındığı yerleşim bölgelerinin Türk sınırına 10-15 kilometre mesafede olduğu biliniyor.

Suriye yönetiminin, ABD yönetiminin Suriye'den de çekilmesi olasılığına karşı İdlib'de olduğu gibi Suriye'nin kuzeydoğusunda kontrol alanını genişletmek niyetinde olduğu, son dönemdeki askeri hareketliliğini bu amaca göre planlayıp uyguladığı da kaydediliyor.

Saldırının zamanlaması

Saldırının zamanlaması da iki ayrı açıdan dikkat çekici olarak yorumlanıyor.

Zaten 3,6 milyonu Suriyeli toplam 5 milyon göçmen barındıran Türkiye, Taliban'ın yönetimi devralmasından sonra Afganistan kaynaklı yeni bir mülteci akınından kaygı duyduğunu her ortamda dile getiriyor ve uluslararası işbirliği çağrısında bulunuyor.

Göçmen konusunun Türk iç siyasetinde de giderek artan önemde bir konu haline geldiği dönemde İdlib'de yaşanan bu saldırı ve gerilim işareti Ankara'ya verilmiş bir mesaj olarak da değerlendiriliyor. Nitekim Milli Savunma Bakanı Akar da saldırının hemen ardından yaptığı açıklamada, "Bizim Türkiye olarak yeni bir göç dalgasına tahammülümüz yok. Göçün önlenmesi için elimizden gelen gayreti göstermemiz lazım. Bunun da temelinde bölgenin güvenli, istikrarlı hâle gelmesi yatıyor. Buna gayret gösteriyoruz" sözleriyle bu noktaya işaret etti.

Esad-Putin görüşmesi ve Soçi buluşması

Zamanlamanın ikinci ve belki de daha önemli unsuru ise Suriye odaklı diplomatik hareketliliğin hemen öncesine denk gelmesi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesi, Türk askerlerini hedef alan saldırıdan sadece 4 gün sonra gerçekleşti.

Putin'in bu görüşme sırasında Türk ve Amerikan askeri varlığını kastederek Suriye'deki yabancı güçlerin çekilmesi gerekliliğini vurgulaması, bu açıklamadan bir hafta önce de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un İdlib'teki "terör gruplarının" eylemleriyle ilgili Türkiye'yi sorumlu tutması Moskova-Şam diyaloğunun içeriğini göstermesi açısından önemli bir kayıt olarak görüldü.

Rusya'nın benzer bir pozisyonu ay sonunda gerçekleşmesi beklenen Soçi zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletmesi ve İdlib sorunun artık kalıcı olarak çözülmesi gerekliliği vurgusunda bulunması bekleniyor. Putin'in bu adımının Erdoğan'ın Şam yönetimi ile "istihbarat kurumları" arasında "güvenlik ve terör konularında" görüşmeler yapılabileceğine ilişkin mesajlar vermesinin ardından gündeme getirecek olması da önemli görünüyor.

Uluslararası basında çıkan haberlerde Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan'ın Suriye Ulusal Güvenlik Başkanı Ali Memlük ile görüşeceği iddiası yer almış, bu iddialar yalanlanmamıştı.

Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Başkanlığı üyesi olan Prof. Burhanettin Duran da Sabah gazetesinde 20 Eylül'de çıkan köşe yazısında, son saldırının Erdoğan ile Putin görüşmesi öncesinde Türkiye'yi sıkıştırmak amacıyla yapıldığını kaydederek, Moskova'nın temel amacının Ankara-Şam diyaloğunu başlatmak olduğunu yazdı.

Duran, "Türk ve Suriye istihbarat birimlerinin görüştüğü ara ara basına yansıyor. Açık bir diplomasinin başlaması için istihbari görüşmelerde yeterli mesafe alınması gerekiyor. Şam yönetimi, halkını ülkelerine geri almaya razı ve hazır olmalı. Bunu göstermek için de muhaliflerin katıldığı süreçleri önemsemeli. İdlib'deki milyonları Türkiye sınırına itmekten vazgeçmeli" ifadeleriyle olası bir diyaloğun koşullarını da kayda geçirmiş oldu.

Kaynak: BBC

Son Dakika Dünya İdlib'te gerginlik neden arttı? - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Ekvador'da son 2 günde iki belediye başkanı silahlı saldırıda öldürüldü
    00:41 Ekvador'da son 2 günde iki belediye başkanı silahlı saldırıda öldürüldü

    Ekvador Belediyeler Birliği, Portovelo kasabasının Belediye Başkanı Jorge Moldonado'nun silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiğini açıkladı. Son 2 günde iki belediye başkanının öldürüldüğü belirtilirken, her iki belediye başkanının da yasa dışı madencilik faaliyetleriyle ilgilenen suç çetelerince öldürüldüğü ifade edildi. Bu olay, Ekvador'da son dönemde artan belediye başkanı suikastlarına bir yenisi olarak eklendi.

  • Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında 29 düzensiz göçmen yakalandı
    23:33 Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında 29 düzensiz göçmen yakalandı

    Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında Sahil Güvenlik Kuzey Ege Grup Komutanlığı ekipleri tarafından hareket halinde bir lastik bot tespit edildi. Yapılan operasyonda Afganistan ve İran uyruklu 8'i çocuk toplam 29 düzensiz göçmen yakalandı. Göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık Geri Gönderme Merkezine teslim edildi.

  • Kayseri'de Tarihi Eser Operasyonu: Çok Sayıda Sikke ve Obje Ele Geçirildi
    23:20 Kayseri'de Tarihi Eser Operasyonu: Çok Sayıda Sikke ve Obje Ele Geçirildi

    Kayseri'de jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda arama yapılan bir araçtan çok sayıda tarihi eser çıktı. İstihbari çalışmalar sonucunda durdurulan araçta ve sürücüsü üzerinde yapılan aramalarda 10 adet sikke, 5 adet obje ve 20 gram altın tozu bulundu. Materyallere el konulurken, sürücü gözaltına alındı.

  • İzmir Karaburun açıklarında 45 düzensiz göçmen yakalandı
    23:08 İzmir Karaburun açıklarında 45 düzensiz göçmen yakalandı

    İzmir'in Karaburun ilçesi açıklarında Sahil Güvenlik ekipleri tarafından bir lastik botta 3'ü çocuk toplamda 45 düzensiz göçmen yakalandı. Göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.

  • Trump'ın yargılandığı mahkemenin önünde bir kişi kendini yaktı
    22:39 Trump'ın yargılandığı mahkemenin önünde bir kişi kendini yaktı

    Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı 'sus payı' davasında 12 jüri üyesinin belirlenmesinden dakikalar sonra mahkeme binasının önünde gelen bir kişi kendini ateşe verdi. Olay sonrası şahıs hastaneye kaldırıldı ve soruşturma başlatıldı.

  • Trump'ın duruşmasının yapıldığı mahkemenin önünde bir kişi kendini ateşe verdi
    22:36 Trump'ın duruşmasının yapıldığı mahkemenin önünde bir kişi kendini ateşe verdi

    Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı tarihi ''sus payı'' davasında 12 jüri üyesinin belirlenmesinden dakikalar sonra mahkeme binasının önünde gelen bir kişi kendini ateşe verdi.

  • TİKA, Macaristan, Bosna Hersek ve Arnavutluk'ta çalışmalarını sürdürüyor
    21:58 TİKA, Macaristan, Bosna Hersek ve Arnavutluk'ta çalışmalarını sürdürüyor

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Macaristan, Bosna Hersek ve Arnavutluk'ta çalışmalarını sürdürüyor. TİKA, Budapeşte'de "Geçmişten Günümüze Türk-Macar İlişkileri" konulu sempozyum düzenledi. Bosna Hersek emniyet mensuplarına "Yolsuzlukla Mücadele Eğitimi" verildi. Arnavutluk'ta "Osmanlı'da Göriceli İki Önemli Şahsiyet: İmrahor İlyas Bey ve Koçi Bey Sempozyumu" düzenlendi.

  • ABD'de Trump'ın yargılandığı dava önünde bir kişi kendini yaktı
    21:52 ABD'de Trump'ın yargılandığı dava önünde bir kişi kendini yaktı

    Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı tarihi 'sus payı' davasının görüldüğü mahkeme binasının önünde bir kişi kendini yaktı. Görgü tanıkları, ABD'nin New York kentinde havaya broşürler atan bir erkeğin bir tenekeden kendisini yakıta buladığını ve ateşe verdiğini anlattı. Olay yerinden sedyeyle götürülen kişinin durumu bilinmiyor. Polis, olay yerini kordon altına alırken, yerde kalan bir sırt çantası ve çantanın kenarında 'şeytan milyarderler' başlıklı bir broşür olduğu belirtildi. Trump'ın suçlu bulunması halinde dört yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir.

BBC

Advertisement