Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce düzenlenen 2. Ulusal Biyoyakıtlar Sempozyumu, Samsun'da başladı.
Samsun Valisi İbrahim Şahin, kentteki bir otelde düzenlenen sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, günümüzdeki savaşların bile nedeninin enerji olduğunu söyledi.
Türkiye'de özellikle nükleer santrallere karşı bir duruş sergilendiğini dile getiren Şahin, "Bazen bunu yeşiller yapıyor, çevreciler yapıyor, bazen art niyetliler yapıyor, bazen bilmeden yapıyor. Biz de bilmediğimiz için olması gerektiğini savunuyoruz fakat sağlam zeminlerde çok fazla tartışma götürmüyor. Bir taraftan da siyasi irade düşüncesini, hatta kararlığını ortaya koyuyor ve uyguluyor." ifadesini kullandı.
Akkuyu Nükleer Santrali'nin belli bir aşamaya geldiğine dikkat çeken Şahin, şöyle devam etti:
"Planlamaları yapıldı. Talihsiz uçak düşürme olayından sonra biraz buzdolabına alındı ancak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinden sonra tekrar harekete geçti. Hemen yanı başımızdaki Sinop'ta ikinci nükleer santralin planlaması yapıldı. Biz bunları konuşurken, dünya bazı yerlerde sessiz sedasız nükleer santraller kurarken bir taraftan da bazı batılı ülkeler kurdukları nükleer santralleri terk ediyor veya yenilerini yapmıyor ama özellikle güneşin az görüldüğü Almanya'da güneş enerjisinden ne kadar çok yararlandıklarını gördüğümüzde şaşkınlık yaşıyoruz. Almanya enerjisinin yüzde 32'sini rüzgar gülü ve güneş enerjisinden karşılıyor."
Şahin, dünyada 1 yılda 1,5 trilyon ton biyokütle üretildiğini, Çarşamba ve Bafra ovalarında biyokütle üretimi için çok ciddi mesafeler alındığını anlattı.
Balıkesir'de hayvan gübresi ile biyokütlenin birleşimden oluşturulan tesiste çok ciddi biyodizel üretim yapılmaya başlandığına dikkat çeken Şahin, "Maalesef bu tesisin ikincisi Türkiye'de olmadı. Gönül arzu ederdi ki Samsun'da bu tesisin ikincisi kurulsun ama ekonomik düzeyi aşamaması nedeniyle olmadı. Binlerce hayvan gerektiriyor. Bu da kooperatifçiliği, aynı şekilde kolektif çalışmayı ya da bir kişinin daha fazla hayvan sahibi olmasını gerektiriyor. Bu projenin az sayıda hayvanla ekonomik döngüye dönüşmesi yönünde çalışma yapmak lazım. Samsun'da iki önemli ovamız var, Türkiye'yi doyuruyor ama anızları yakmak yerine bundan enerjiye ulaşmamızın çalışmasını yapmamız lazım." diye konuştu.
"Kandil'de doğalgaz ve petrol rezervleri olduğu dilendirilmeye başlandı"
Kandil'in adını sürekli duyduklarını, buranın terör örgütünün yuvalandığı yer olduğuna işaret eden Şahin, şöyle dedi:
"Kandil'de çok ciddi anlamda doğalgaz ve petrol rezervlerin olduğu dillendirilmeye başlandı. Orayı PKK'lı teröristlerin farkında olmadan bir kamp gibi kullandığı aldatmacasıyla bizi götürüyorlar. 15 Temmuz bize bir şey gösterdi. Malum örgütün terörle mücadele ediyormuş gibi gözükmesinden sonra Türkiye, terörle mücadelesinde kararlılığını ortaya koydu. Nasıl Suriye'ye girilmişse Kandil'e de önümüzdeki süreçte o bölgeye belli bir noktaya kadar girilecek. Oranın altındaki yatakların kullanımı bir fırsat olarak ülkemize sunulacak."
İsrail'in Gazze'deki tatsız mücadelesinin altında, Güneydoğu Akdeniz'de çok zengin doğalgaz rezervlerine rahat ulaşmak olduğunu ifade eden Şahin, "O rezervlerin Avrupa ülkelerine ulaşması için bir koridor açılması çalışması vardı. O yüzden bakıyorsunuz burada hiçbir menfaati olmuyor gibi gözüken ülkeler bölgemizde cirit atıyor. Bazı terör örgütlerine de destek veriyorlar, bunun arkasında günü geldiğinde ihtiyaç duyduğu yakıtı buradan almak, satmak, para kazanmak dertleri var. Onun için bizim bu anlamda gözümüzün açık olması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Fosil yakıtlar hem çevreye hem insana zarar veriyor"
Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Kibar Ak ise dünyada özellikle endüstriyel uygulamalarda enerjiye bağımlığının hızla arttığını vurguladı.
Mevcut enerji yakıtlarının bu noktada zengin ülkeler tarafından karşılandığını belirten Ak, "Bu yakıt rezervleri sınırlı. Bu yakıtın çevreyi olumsuz etkileri nedeniyle son yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarına talep ve araştırmalar hız kazandı. Fosil yakıtların çevreye zararları, insan sağlığına yönelik olumsuzlukları, kullanımından oluşan sera gazlarının etkileri herkes tarafından bilinmektedir. Bu nedenle fosil yakıtların yerini su, güneş, rüzgar, jeotermal ve biyotermal gibi yenilenebilir enerji yakıtların alacağı gözükmektedir. " diye konuştu.
Konuşmanın ardından sempozyumun düzenlenmesine destek olanlara plaket verildi. 30 Eylül'e kadar sürecek sempozyumda biyodizel, biyoetanol, biyogaz, biyokütle gibi konularda sunumlar yapılacak.
Sempozyuma AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Vekili Nail Kırmacı ile araştırma görevlileri de katıldı.
Son Dakika › Ekonomi › 2. Ulusal Biyoyakıtlar Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?