ATO Başkanı Bezci: Atatürk Orman Çiftliği'ni Bir Gezi Parkı Haline Getirmek Lazım

Ankara Ticaret Odası Başkanı Salih Bezci, Atatürk Orman Çiftliği'nin halkın kullanımına açılması gerektiğini vurgulayarak, "Çiftliği ağaçlandırarak, bir gezi parkı haline getirmek lazımAnkara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci, Atatürk Orman Çiftliği'nin halkın kullanımına açılması gerektiğini vurgulayarak, "Çiftliği ağaçlandırarak, bir gezi parkı haline getirmek lazım. Orayı yıkıp, ağaçları sökme gibi bir yapılanma planımız kesinlikle yok. Atatürk Kültür Merkezi'nde de bir yapı yaptılar. Hiçbir işe yaramadı. Oranın da yıkılıp Ankara halkına kazandırılması lazım. Böyle şeyler yapılmasında yarar var" dedi.

Ankara Ticaret Odası Başkanı Salih Bezci, Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleriyle kahvaltı da bir araya gelerek gazetecilerin sorularını yanıtladı. Saraçoğlu mahallesinin Ankara'nın turizmine kazandırılması gerektiğini vurgulayan Bezci şunları kaydetti:

"Saraçoğlu Mahallesi'ni mevcut halini koruyarak Ankara'nın turizmine kazandırmak istiyoruz. Fakat bakanlığın aldığı bir karar var. Oranın afet bölgesi ilan edilmesinden dolayı orası yıkılıp yeniden yapılacak diye bir konunun içine girdiler. Bizde böyle bir yıkımın içinde olmayacağımızı anlattık. Neticede Cumhurbaşkanımızla da geçen hafta gittik. Mimarlar odasına randevu verdiklerini söylediler. Bunun üzerine bizi de davet ettiler. Bizde memnuniyetle geliriz dedik. Netice de bu işin diğer tarafı da devlet. Devlet Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yetkiyi vermiş. Biz bu konuyla ilgili bir saate yakın toplantı yaptık. Her üç kurumunda aynı noktada birleştiklerini, dolayısıyla oranın kesinlikle yıkılmayacağını ve yeniden yapılanmaya müsait olmadığını her üç kurumda söyledi. Bizim burayı afet bölgesi ilan etmemizin sebebi, içinde oturan kişileri mağdur etmemek, bunlara kira ve konut yardımı yapmak için böyle bir karara vardık. Herkes fikirlerini söyledi."

Bezci, Güvenpark, Saraçoğlu Mahallesi ve bakanlıkların olduğu yerin üzerinde durulursa buraların tam bir turizm ve kültür havzası haline gelebileceğini belirterek, bu bölgelerin üzerinde durulursa Bezci, Güvenpark, Saraçoğlu Mahallesi'nin Ankara'ya önümüzdeki dönemlerde çok büyük katkıları olabileceğini vurguladı.

-"ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ'NİN DE GEZİ PARKI HALİNE GETİRİLMESİ LAZIM"-

Beynam ormanlarının safari parkı haline getirilmesini istediklerini belirten Bezci konuşmasında, "Ankara'da daha önce safari park yapalım, diye bizim bir projemiz vardı. Geçen Tarım Bakanlığı'ndan aradılar. Biz bu konu üzerinde çok duruyoruz. İlgimiz devam ediyor dediler. Beynam ormanlarını safari parkı haline getirmek istiyoruz tabii ki bize yetki verilirse. Beynam'da Kızılcahamam'da safari bölgesi haline getirilerek çok keyifli olabilir. Yine burada bir gençlik kampı yapılabilir. İnşallah yakında bunun da çalışmalarına başlayacağız" ifadelerine yer verdi.

Bezci, "Atatürk kültür merkezi yapıldığı günden bu yana bir değişiklik göstermedi. Ama Atatürk Orman Çiftliği öyle bir hal almış ki tanınamaz hale geldi. Bunun sonu ne olacak?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Atatürk Orman Çiftliği'nin çok az bir yapı yoğunluğu var. Bu bölgeyi halkın kullanımına açmak lazım. Orayı ağaçlandırarak, bir gezi parkı haline getirmek lazım. İnsanlar rahatça gezebilsin diye. Orayı yıkıp, ağaçları sökme gibi bir yapılanma planımız kesinlikle yok. Atatürk Kültür Merkezi'nde de bir yapı yaptılar. Hiçbir işe yaramadı. Ne fuar standı var ne de başka bir stant Oranın da yıkılıp Ankara halkına kazandırılması lazım. Mesela orası da çok güzel bir park olabilir. Şehrin tam merkezi yerinde ulaşımı son derece kolay. Böyle şeyler yapılmasında yarar var."

-"ÇADIR FUARLARI BAŞKENTE YAKIŞAN HOŞ BİR GÖRÜNTÜ DEĞİL"-

"Fuar alanı konusunda bir gelişme var mı?" diye bir soruya yanıt veren Bezci şunları kaydetti:

"Fuar alanı konusunda tabii ki değişiklik var. Fuar alanı olarak Ankara'nın Esenboğa havalimanı çevresinde bize bir arsa tahsis ettiler. 680 bin metre karesine fuar alanı yapılacak. Bunun projeleri yapıldı. 4- 5 ortaklı bir şirket var burada. Büyükşehir Belediyesi, ATO, ASO, TOBB ve Esnaf odaları birliği ile bölgenin belediyesinin de hafif bir katkısı olacak bu proje içinde. Tahsis edilen yerlerde şuanda proje çalışmalarına başladık. Projeyi Türk Alman ortaklığı olan bir firmaya verdik. Alman şirket dünyanın hemen her yerinde fuar ve stant projeleri inşa ediyor. Hatta şu anda İstanbul'da yapılan fuar dünyasını da aynı şirket yapıyor. Çok güzel bir proje oldu. Planı 100 bin metrekare olan bir alana yapıyoruz. Proje başladıktan sonra 2 yıla biter. O proje de son derece güzel. Osmanlı ve Selçuklu'nun günümüze modernize edilmiş hali. Önümüzdeki seçime kadar bu projenin de temelini atarsak, Ankara ekonomisine çok büyük bir katkı sağlayacağız. Artık dünya da ürünler fuarlarda satılıyor. Kimse müşterinin ayağına gelmiyor. Satıcı fuara geliyor. Müşteri ürününü orada satıyor. Maalesef Ankara'da çadırlarda fuar yapılıyor. Bu da başkente yakışan hoş bir görüntü değil. Tabi bizim yapacağımız planda fuar alanı havaalanına çok yakın olacağı için, havaalanının gelişmesi açısı üzerinde kuruyoruz biz bunu. Uçak alanlarının da bizde de fuar alanı olarak kullanılmasını istiyoruz."

-"TİCARİ AHLAK GİTTİKÇE YOZLAŞIYOR, YASA, SAHTEKARDAN YANA OLAN BİR HALE GELDİ"-

Bezci, "Son dönemlerde üretim reel sektörüne baktığımız da finansman maliyetlerin artmasından bahsediliyor. Üretim aşamasında da bir sıkıntı var. Türkiye açısından baktığınızda ticaret aşamasında bir sıkıntı görüyor musunuz? Çünkü zaman zaman çeklerin geri döndüğü, bankaların özellikle daha önceden kullandıkları kredilerde bir takım şartları değiştirmeye zorladıkları görülüyor. Bu anlamda gelinen noktayı değerlendirebilir misiniz? Şu anda ticari işler nasıl dönüyor?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Tabi ki çeklerin geri dönme olayı çok fazla. Çek üzerindeki yaptırım kaldırıldıktan sonra aşağı yukarı bir patlama oldu. Kimse çek ödemiyor. Mesela benim Antalya da bir otelim vardı. Kiradaydı. 4 tane çek aldım. Bir tek hapis cezasından korkuyordum artık. 1 milyon TL'ye yakın bir alacağım vardı. Maalesef hiçbirini alamadım. Adamlarda piyasa da o kadar rahat geziyor ki, hiçbir şey yapamıyoruz. Yasa, sahtekardan yana olan bir hale geldi. Dolayısıyla burada yapılacak iş, alacaklının hakkını korumaya yönelik bir yasa yapılması lazım. Yoksa ticari ahlak gittikçe yozlaşıyor. Alacaklının hakkını koruma ticaretin gelişmesi için en önemli yatırımlardan birisidir. Yine baktığımızda bankalar faizlerini yükseltti. Ama ondan ziyade piyasada bir belirsizlik var. Euronun artmasıyla birlikte ne olacak, herkes alışverişten kaçınır hale geldi. İnşallah bu belirsizlik bir an önce ortadan kalkar."

-"SURİYE BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR KAPI"-

Bezci, "Suriye olaylarının Türkiye ticareti nasıl etkiler? Sorusunu ise şu şekilde değerlendirdi:

Suriye ve Mısır olaylarından esnaf ve tüccar çok fazla etkilendi. Orada ki durumunda ne olacağı belirsiz. Değişik yorumlar var. Ama baktığımız zaman özellikle Müslüman ülkelerde birbirini vuruyor. İnşallah bir gün Müslüman ülkeler akıllanır da bizde bu durumlara düşmeyiz. Ticaret açısından bakarsak, önümüzdeki günlerin ne getireceğini bilmiyoruz. Irak çıktı hala üzerine almadı. O günkü şartlarda girseydik ne olurdu onu da bilmiyoruz. Ama bizim için Suriye önemli bir kapı."

-"KÜLTÜR YOZLAŞMASI NEDENİYLE CADDE MAĞAZACILIĞI BİTTİ"-

Şu anda yapılan alışveriş merkezleri üstüne sorulan bir soru üzerine Bezci, 10 tane yapılması planlanan alışveriş merkezi projesi olduğuna dikkat çekti. Kültür yozlaşması nedeniyle Ankara'da cadde mağazacılığının bittiğini ifade eden Bezci şunları söyledi:

"Bizim gençliğimizde Kızılay'da yürümek bile o kadar keyif veriyordu insana. Sonra Tunalı Hilmi oldu, o da bitti. Şimdi herkes hafta sonu gelince direk AVM' lere gidiyor. Her bir AVM'ye bir bakın 20-25 bin kişi giriş yapıyor. Dolayısıyla insanlar Ankara'da tüm vakitlerini AVM'ler de geçiriyor. Bu Saraçoğlu Mahallesi olursa baya bir keyifli olacak. Bir de şu var, alışveriş merkezleri önce kapalı kutu şeklinde kuruluyor. Sonra sonra onlarda yapılarını değiştirmeye başladılar. Tabi dünyada da bu değişim oldu sadece Türkiye'de değil. Ankara'da önceden bir Yüksel Caddesi vardı. Herkes çok keyifle gidiyordu. Şimdi kimse gitmiyor böyle yerlere. Ama bir Milano'ya gidin, bütün alışverişler cadde mağazalarında yapılıyor. Ama Türkiye'de bu model işlemedi."

-"AÇIK OUTLETLERİN DE ŞEHİR DIŞINA KAYMASI LAZIM"-

Bezci, "Küçük esnafla alışveriş merkezleri arasındaki denge konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Ankara'da AVM'ler de büyük marketler yerine küçük pazar yerleri gibi mağazalar yapılması lazım. Eski bir bakkal, manav, kasap gibi yerlerin açılması lazım. Bunun benzeri İstinye Parkı'nda var. Bunu da belediyelerin şart koşması lazım. Büyük marketlere çok fazla izin verilmemesi lazım. Biz belediyelere bunları yazıyoruz. Ancak şimdi imar yönetmeliği değişti. İmar yönetmeliğinin bu son halini ben hiç beğenmedim. Bayada bu konuda görüşmeler oldu. Ben inanıyorum ki bu yönetmeliğin bazı maddeleri değişecek. Açık outletlerin de şehir dışına kayması lazım. Baktığınız zaman Ankara' da 50 tane AVM var. Bunları şehir dışına kaydırmamız lazım. Buralar geniş mekanlar olacak ki, insanlar açık havada rahatça gezebilsin."

-"RÜZGARLI SOKAK VE SİTELERDEKİ ESNAFIN BELLİ BİR FİYAT POLİTİKALARI YOK"-

Yapı marketlerin Rüzgarlı Sokak ve sitelere etkisi nasıl?" sorusunu yanıtlayan Bezci şunları kaydetti:

"Rüzgarlı Sokak ve sitelerdeki insanlar bir araya gelemiyorlar. Belli bir fiyat politikaları yok. Belli bir düzenleri yok. Dolayısıyla yapı marketlerini biz kendimiz davet ettik. Rüzgarlı Sokağın iki tane sokağı var bu konuda. Biri Ostim'de biri Etimesgut "ta. Bizde ortak çalışma kültürü yok. Herkes ben patron olayım, ufak olsun benim olsun diyor. Eğer bunu biz Ankara'da yapabilseydik, yapı marketlerin hiçbiri gelmezdi. Maalesef biz bir araya gelemedik. Yapı marketlerinde yabancı ürünler olduğu kadar yerli ürünlerde fazla. Ürünlerde ucuz değil, ama insanlar işte gidince her şeyi kolaylıkla bulabiliyor. Önceden Ankara'nın kalbi Rüzgarlı Sokaktı. Çok önemli tüccarlar çıkardı oradan. Şu anda Rüzgarlı Sokakta ne böyle bir kültür kaldı. Ne de yetişecek bir insan Hepsi zor geçinen insanlar oldu. Siteler de aynı şekilde hatta orası daha kötü. Maalesef onlar da belli bir fiyat politikası izlemiyorlar. Sitelerde artık belli bir ticari ahlak ve düzen yok. Hatta Siteler de şöyle bir sorun daha var: Kerestecilik işi bitti. Keresteciler çok zor bir durumda."

-"ATO'NUN KENDİ BİNASI ÖMRÜNÜ YİTİRMİŞ DURUMDA, ONU DA YENİLEYECEĞİZ"-

Bezci, "Kongre merkezi ve sergi salonunda istenilen ciroya ulaşıldı mı?" sorusu üzerine ise şunları söyledi:

"Ticaret bir sır. Sırrını söylemiyor. Ama şunu söyleyeyim. Bakanlar bile bize şu günü versinler diye torpil istiyorlar. İyi paralara satıyorlar. İstedikleri ciroyu elde ediyorlar. Biz ATO olarak bir kongre bürosu kuruyoruz. Önümüzdeki iki üç ay içinde bununla ilgili bir sunum yapacağız. Bunu kurduğumuz zaman İstanbul'dan çoğu kongreleri alacak vaziyete geleceğiz. Mesela sağlık kongresi mi olacak, başbakanımız dedi ki Ankara'da yapılsın. Ankara'da yapılacak. Tabi ATO'nun kendi binası da artık ömrünü yitirmiş bir bina. Binamızı da yenileyeceğiz. Yeni bina Ankara'nın sembol binası haline gelecek."

Ankara'nın Ar-Ge çalışmaları ve Atakule üzerinde açıklama yapan Bezci konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bizim Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili bir tespitimiz yok. Ancak Ostim her şeyi yapabilir. Ostim'de yapılmayacak bir şey yok. Uçağı bile yapacak şekilde şirketler var. Dolayısıyla biz Ostim'e gereken tüm desteği veriyoruz. Bizim üyelerimiz fuarlara gitmek istiyorsa biz onların tüm stant bedellerini karşılıyoruz. Atakule şuan da özel sektörün elinde. Özel sektörde herhalde bir açık AVM tarzında bir şey yapacak. Yapılırken bu bina yanlış yapıldı. Dolayısıyla en son ki haline de insanlar girmez oldu." - Ankara