Bahçeli - Cumhurbaşkanlığı Sarayı - Son Dakika
Güncel

Bahçeli - Cumhurbaşkanlığı Sarayı

Bahçeli - Cumhurbaşkanlığı Sarayı

MHP TBMM Grup Toplantısı- Genel Başkan Bahçeli: (2)- "Erdoğan'a kadar şerefle Cumhurbaşkanlığını üstlenmiş hangi isim misafirlerini sokakta karşılamıştır?

11.11.2014 13:28

MHP TBMM Grup Toplantısı- Genel Başkan Bahçeli: (2)- "Erdoğan'a kadar şerefle Cumhurbaşkanlığını üstlenmiş hangi isim misafirlerini sokakta karşılamıştır? Bilen varsa söylesin. Çankaya Köşkü sokağın ortasındadır da biz mi görmedik, biz mi öğrenemedik?"- " Keçiören'de bir apartman dairesinde oturduğunu söyleyerek duygu sömürüsü yapan Sayın Erdoğan, Çankaya neyine yetmedi, Huber Köşkü hangi ihtiyacını gideremedi?"- "Sayın Erdoğan, bina yaparak ecdada layık olunmaz, haram yiyerek ecdada layık olunmaz, teröristlerle müzakere ederek ecdada asla hürmet gösterilmez. ya senin ecdat anlayışında bir maraz vardır, ya da ecdad olarak bildiklerin ve bellediklerin başkadır"- "Sözde Dersim katliamı korosuna katılıp terörist Rıza'yı Hz. Hüseyin ile eşdeğer tutanlar, açık açık söylüyorum ki iblis tarafından aklı çelinmiş cehennem taifesidir. Dersim isyanında hedef Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü lime lime doğramaktır"- "Sayın Davutoğlu, rüyamda merhum Türkeş Bey'i bu konuyla ilgili henüz görmedim. Görürsem rüyamı sana yorumlatmayı, engin tecrübelerinden istifa etmeyi çok arzularım. Biz merhum liderimizin tabutluklarda neler çektiğini defalarca kendisinden dinledik ve ibret aldık. Bu konuda en son konuşacak kişi sen bile olmayacaksın. Peki sen hala rüyanda Hegel'le, Gazali'yle tartışmayı sürdürüyor musun?"TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Erdoğan'a kadar şerefle Cumhurbaşkanlığını üstlenmiş hangi isim misafirlerini sokakta karşılamıştır? Bilen varsa söylesin. Çankaya Köşkü sokağın ortasındadır da biz mi görmedik, biz mi öğrenemedik? Keçiören'de bir apartman dairesinde oturduğunu söyleyerek duygu sömürüsü yapan Sayın Erdoğan, Çankaya neyine yetmedi, Huber Köşkü hangi ihtiyacını gideremedi?" dedi.Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi anlamda istila edildiğini, iflas sınırına dayandığını öne sürerek, "Erdoğan'a Çankaya Köşkü az gelmiştir. Cumhurbaşkanlarının İstanbul'daki ikameti olan Huber Köşkü'nü Erdoğan beğenmemiş, burası ilgisini çekmemiştir" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta Türkmenistan'dan dönerken uçakta, "Güçleri yetiyorsa yıksınlar" dediğini hatırlatan Bahçeli, "Kaçak ve karanlık sarayın bir ihtiyaç olduğundan bahsetmiştir. Bugüne kadar hissedilmeyen bu ihtiyaç birden bire nasıl hasıl olmuştur? Erdoğan, konuştukça batmakta, çırpındıkça kendi kazdığı kuyuya düşmektedir" diye konuştu. Erdoğan'ın "Artık yabancı konukları sokakta karşılamak durumunda kalmayacağız. Hem kapalı alanda tören yapma şansımız olacak, hem açık alanda" dediğini de aktaran Bahçeli, şöyle devam etti: "Erdoğan'a kadar şerefle Cumhurbaşkanlığını üstlenmiş hangi isim misafirlerini sokakta karşılamıştır? Bilen varsa söylesin. Çankaya Köşkü sokağın ortasındadır da biz mi görmedik, biz mi öğrenemedik? Keçiören'de bir apartman dairesinde oturduğunu söyleyerek duygu sömürüsü yapan Sayın Erdoğan, Çankaya neyine yetmedi, Huber Köşkü hangi ihtiyacını gideremedi? Erdoğan lütfetmiş, muhtarlarla bir araya geleceğini müjdelemiş, yine bahşetmiş kurayla belirlenecek vatandaşlarımızla buluşacağını haber vermiştir. Cumhurbaşkanı yüzü kızarmadan, amacının tıpkı ecdadımız gibi ülkeye kalıcı eser bırakmak olduğunu ifade ederek, 'Sağolsun arkadaşlar, iyi bir iş çıkardılar. Malzeme noktasında da bütün hassasiyeti ortaya koydular. Kalitenin elbet bir bedeli de olur' demiştir. Erdoğan, saray yaparak ecdadımıza layık olacağını düşünüyor ve buna da inanıyorsa 400 çadırlık Türkmen ruhuna alenen ihanet etmiş demektir. Türk milletinin tarihi dokusuna, kültürel cevherine sadakatle bağlı olmak, şehitlerin emanetine halel getirmemek ecdad buyruğu, ecdadın manevi eseridir. Mesele layık olmak değil, liyakatli olmaktır. Sayın Erdoğan, bina yaparak ecdada layık olunmaz, haram yiyerek ecdada layık olunmaz, teröristlerle müzakere ederek ecdada asla hürmet gösterilmez. ya senin ecdat anlayışında bir maraz vardır, ya da ecdad olarak bildiklerin ve bellediklerin başkadır. Çavuşesku'da saray yaptırmış, nice despot ve tiran da saraylara girmiş; ama hayrını görememişlerdir. Erdoğan ve Davutoğlu Türkiye'nin sürekli mevzi kaybettiği, iç ve dış politikada tel tel döküldüğü bir dönemde, saraylara doluşarak dünyaya yön vereceklerini mi zannetmektedir? Bunlar saraylara kurularak, sırça köşklere tutunarak itibar kazanacaklarına mı inanmaktadır? İhtişam ve itibar saraylarda değil hukuka, adalete, demokrasiye, milli birliğe, insan hak ve haysiyetine duyulan saygıda gizlidir."-"Ne yani, kaçak ve karanlık saray bir de Erdoğan'ın üzerine mi geçirilecekti?"Başbakanlıkça geçen hafta yapılan bir açıklamada "Saray ve uçakların milletin ve devletin itibarını temsil ettiği, bu imkanların gerçek sahibinin sadece millet olduğununun" belirtildiğini anımsatan Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu ne sorumsuzluk, bu ne pişkinlik, bu ne maskaralıktır? Ne yani, kaçak ve karanlık saray bir de Erdoğan'ın üzerine mi geçirilecekti? İma edilen, örtülü şekilde dillendirilen bu mudur? Fildişi kulelerini mesken tutan gayri meşru siyaset ekolünü kul affetse Allah affetmeyecektir. Eğilip bükülmeyen millet iradesi bu zulmeti de aşacak, zaaflarına yenilen, ahlaki ve vicdani değerlerden kopan cenazeden farkı olmayan sağları elbet acınacak hale getirecektir. Bin odası bir adam yapmayacak kaçak ve karanlık saray Erdoğan'ın yüzünü güldürmeyecek, mazlumların feryadı gün gelecek sarayın çatısını uçuracaktır."-"MHP zalime karşıdır, haine hasımdır, millet ve memleket aleyhine nifak saçan alçaklarla hesabı vardır"Başbakan Davutoğlu'nun 4. Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü etkinliklerinde yaptığı konuşmaya işaret eden Bahçeli, "Başbakan, sözde Dersim katliamını 'modern Kerbela'ya benzeterek Hz. Hüseyin'e ve Ehl-i Beyt'e hürmetsizlik ve nankörlük etmiştir" dedi. Bunun üzerine yazılı bir açıklama yaparak Davutoğlu'nun özür dilemesini istediklerini anlatan Bahçeli, "Davutoğlu, bırakınız özrü veya herhangi bir nedamet belirtisini, yanlış ve sakat düşüncelerinin ısrar ve inatla arkasında durmuş, konuyu farklı mecralara taşıyarak daha da çıkmaza sürüklenmiştir. Davutoğlu, Hacıbektaş'taki talihsiz ve teessüf verici sözlerine gösterdiğimiz isabetli ve yerinde tepki üzerine paniklemiş, her gittiği yerde bize cevap yetiştirmeyi, aklınca bizi zorda bırakmayı hedeflemiştir" diye konuştu. Davutoğlu'nun bir başka konuşmasında "Dersim'den Sayın Cumhurbaşkanımız özür dilediği için, Dersim'de yapılan zulüm dolayısıyla ben de onu Hacı Bektaş'ta dile getirdiğim için yanlış yaptığımı ve özür dilememi söylüyor. Buradan Sayın Bahçeli'ye ve arkadaşlarına söylüyorum, tek parti döneminin zulümlerini sahiplenmek sizin için bir zillettir" dediğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu: "Davutoğlu'nun eksiği vardır. Biz, sözde Dersim katliamına modern bir Kerbela dediği için eleştirdik, bunun için özür bekledik. Davutoğlu'nun okuduğunu anlamayacak ya da yazılanları özümseyemeyecek kadar zeka fukarası olmadığını bilsek de yazılı basın açıklamamızı çarpıtmasını kendisi adına kayıp olarak gördüğümüzü de hatırlatmak isterim. Başbakan, şunu aklından bir an olsun çıkarmasın ki MHP zalime karşıdır, haine hasımdır, millet ve memleket aleyhine nifak saçan alçaklarla hesabı vardır. Davutoğlu, zilletin, rezaletin ne demek olduğunu, neyi çağrıştırdığını, neye benzediğini merak ediyorsa PKK'yla yürütülen kanlı pazarlıklara, süreç ihanetiyle Türkiye'nin bölünme arayışına bakmalı, titreyip kendine gelmelidir."Başbakan Davutoğlu'nun bir başka konuşmasında da "1937'de Dersim'de yapılan yanlışı unutturmaya çalışacaksın, sonra 3 Mayıs 1944'te İstanbul'da tabutluklara sokulan Türkçü, milliyetçi aydınlara sahip çıkacaksın ve Türkçüler bayramını 3 Mayıs'ta kutlayacaksın, böyle olmaz" ve "Karşı çıktığın zaman zulmün hepsine karşı çıkacaksın. Yoksa rahmetli Türkeş de hesabını sorar, 'Nasıl bu tek parti rejimine sahip çıkıyorsun' diye hesabını sorar. Çünkü o tabutluklarda o da vardı. Ulucanlar Cezaevi'nde, 12 Eylül'den sonra şehit edilen Mustafa Pehlivanoğlu da vardı" dediğini aktaran Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Sayın Davutoğlu mademki Dersim isyanına katılan asilere mazlum diyorsun, mademki selefinle özür seansları düzenliyorsun, o zaman şehit edilen bu 33 Mehmetçiğe ve gencecik Asteğmen'e ne diyeceksin, bu vatan evlatlarının alçakça katline nasıl yorum getireceksin? Teröristleri haklı çıkarmak, hainleri aklamak sizin fıtratınızda mı vardır? Seyit Rıza isimli bölücüyü ve suç örgütünü masumlaştırmanın, daha ötesi bu hainleri Kerbela şehitleriyle bir görmenin Hz. Hüseyin'e bir kez daha kast etmek olduğunu görmüyor musun? Sayın Davutoğlu kimin tarafındasın, kimlerin namlusunu tutuyorsun? Sözde Dersim katliamı korosuna katılıp terörist Rıza'yı Hz. Hüseyinle eşdeğer tutanlar, açık açık söylüyorum ki, iblis tarafından aklı çelinmiş cehennem taifesidir. Dersim isyanında hedef Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü lime lime doğramaktır. Dersim isyanını çıkaran soysuzların asıl amacı sömürgeci güçlere kiralık tetikçilik ve hizmetkarlık yaparak Türk milletini bölmektir. ve katliamla isyanı bilerek karıştırmak, hainleri Ehl-i Beyt'in aziz büyükleriyle bir görmek, Türk milletini Yezid'in safında göstermek namertliktir. Sayın Davutoğlu sorarım sana; 1812 yılından itibaren Osmanlı döneminde tam 14 defa baş gösteren bölücü ve yıkıcı Kürtçü ayaklanmaları da sahiplenecek, isyankarlardan özürler dileyecek misin? İşi Anadolu'nun fethine kadar götürüp Bizans'tan af dilenecek, Sultan Alparslan'ı suçlayacak mısın? Çünkü sizden her şey beklenecektir. 1937'de, Atatürk'ün bizzat emriyle Dersim isyanı çok şükür bastırılmış, teröristler hak ettikleri cezayı bulmuşlardır. Başbakan Davutoğlu'nun terörist Rıza'ya hayranlığı, terörist Öcalan'dan ve PKK'yla düşe kalka sürdürdüğü ihanet müzakerelerinden kaynaklanmaktadır. Başbakan'da vicdan erozyonu korkunç boyutlarda, ideolojik müktesebatındaki gayri millik ileri noktadır. Şunu da ifade etmeliyim ki Dersim İsyanı devrin PKK'ların bir hıyanet teşebbüsüdür ki Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin bu olayla uzaktan yakından alakaları yoktur. Kaldı ki Ehl-i Beyt sevdalısı, Allah'ın aslanı Hazreti Ali aşığı, Efendimiz Resullullah ümmeti hiç kimse devletine, milletine, vatanına, kardeşlerine kıymayacak, sırt dönmeyecektir. Sayın Davutoğlu Dersim isyanı Kerbela değil, kin belasıdır. Hazreti Hüseyin bir idrak deryası, bir gönül ve kardeşlik şelalesidir. Bu derya herkesi bağrına basacak, bu şelale herkese yetecektir. Öyle ki Kerbela'yı karanlığa boğanlar, tıpkı Dersimdekiler gibi, bedduanın tarafında tertemiz kanları toprakla bulaşanlar muhabbetin ve kardeşliğin yanındadır. Gerçek manada, küfür Kerbela'da nasıl lanetlenmişse Dersim ayaklanmasında da aynı şekilde tepelenmiş, yılanın başı koparılmıştır."-"Başbakan, çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmektedir"Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'na "Haberin olsun, altından kalkamayacağın konulara girmen, bilmediğin, tanımadığın ve yabancısı olduğun alanlarda polemik yapman sana ve zihniyetine çok pahalıya patlayacaktır" diye seslenerek "dün tabutlukların kapaklarını aralayanlarla bugün milliyetçiliği ve Türklüğü silmek için yarışanların aynı çirkin ideolojik zeminden beslendiğini" savundu. Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı: "Sayın Davutoğlu, bilmiyorsan öğren, 3 Mayıs, sizin topluca saldırdığınız Türkçülüğün nirengi noktasıdır. Şayet bundan sonraki istismarlarını Türkçü olarak sürdüreceksen sana başarılar dileriz. Fakat önce teröristle tutuşan elini temizlemen, sonra milliyetçi ülkücü harekete öfke kusan üslubunu düzeltmen, arkasından da kaçak ve karanlık sarayda oturan şahısla irtibatını kesmen şarttır. Başbakan Davutoğlu'nun birden bire Türkçülüğe merak salması ve merhum Başbuğumuzdan sık sık bahsetmesi kendisi adına umut verici bir gelişmedir."Davutoğlu'nun, kendisine yönelik olarak yönelik "Ümit ederim bu gece bu muhasebeyle yatar ve rüyasında rahmetli Türkeş'i görür ve rahmetli Türkeş tabutluklarda neler çektiğini, onu anlatır tek parti döneminde" dediğini aktaran Bahçeli, şunları kaydetti: "Sayın Davutoğlu, rüyamda merhum Türkeş Bey'i bu konuyla ilgili henüz görmedim. Görürsem rüyamı sana yorumlatmayı, engin tecrübelerinden istifa etmeyi çok arzularım. Biz merhum liderimizin tabutluklarda neler çektiğini defalarca kendisinden dinledik ve ibret aldık. Bu konuda en son konuşacak kişi sen bile olmayacaksın. Peki sen hala rüyanda Hegel'le, Gazali'yle tartışmayı sürdürüyor musun? Davutoğlu, Bahçelievler ilçe kongresinde hafta sonunda yaptığı konuşmasında ilkokul çağlarında çamurlu çizmelerle bir müsamerede konuşma yaptığını, bir müddet kendisine çamurlu başbakan diye isim takıldığını anlatmıştır. Bu şahsa çamurlu başbakan diyenleri uzak görüşlülüklerinden dolayı kutluyorum. Sayın Davutoğlu şunu çok iyi bil ki, çocukluğunda çamurlu çizme giyip müsamereye katılmak bir şey, şu günlerde önüne gelene iftira atarak çamur Ahmet olmak başka bir şeydir. Başbakan, çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmekte, çamur gibi üzerimize sıçramaktadır. Sayın Başbakan sen tasalanma, kendini boş yere heder etme; merhum Başbuğumuz yaşasa aynen bizim gibi davranır, aynen bizim gibi maskenizi düşürür, yakanızdan tutardı."(Bitti) .

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Bahçeli - Cumhurbaşkanlığı Sarayı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement