"BAŞBAKAN'IN MİLLETİYLE GÖNÜL KÖPRÜSÜ YIKILMIŞTIR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 25'inci Erdemli Türkmen Şöleni'nde yaklaşık 20 bin kişiye hitap etti. Bahçeli, konuşmasının ilk bölümünde Türkmen Şöleni'nin gelenekselliği ve önemi üzerinde durdu. Bahçeli, "Türkmenlik hoşgörüdür, yakınlıktır. Türmenlik, Türk milletidir" dedi. Türkmenlerin Yörüklerin kitabında ayrımcılık ve düşmanlık olmadığı gibi ihtilaf, ikilik de bulunmadığını ifade eden MHP lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'yi yönetmekten uzaklaştığını, zalimce davrandığını, devlet gücüyle önüne gelene saldırdığını öne sürerek şöyle dedi:
"Bugünkü ülke tablosu alarm vermektedir. Sokakların tansiyonu iyice yükselmiş, toplumsal enerji iyice birikmiştir. Başbakan Erdoğan şuursuzca kararlar alıp, keyfiliğine baktıkça, tepkiler dalga dalga yükselmedir. Bu zihniyet her şeye karışmayı, her şeyi tayin etmeyi kendisinde hak görür olmuştur. Başbakan ve hükümetinin Türk milletiyle gönül köprüsü yıkılmıştır. Demokrasimiz buhrandadır. Temel hak ve özgürlükler çıkmazdadır."
"NE YAZİK Kİ TÜRKİYE DİKTATÖRLÜĞE DOĞRU GİTMEKTE"
Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Bahçeli, şöyle devam etti:
"İktidar çoğulcu anlayışı bastırmak için her yolu denemektedir. İktidar çok sesliliği kısmak, muhalefeti susturmak için her karanlık yöntemi, yönetimi devreye koymaktadır. Başbakanın ustalık dönemi diye isimlendirdiği üçüncü iktidar yılları, öfkenin, kinin, kabalığın, rezaletin, kadir bilmezliğin ve bölücülüğün içine gömülmüştür. Başbakan için herkes kötüdür. Ancak bir tek kendisi yandaşlarıyla iyidir. Başbakan için herkes cahildir, ancak bir tek kendisi, yandaşları ve 63'lükler akıllıdır. Başbakan tek bilen, tek gören, tek anlayan, tek yıkan, tek yapan, tek hakim olan, tek belirleyen olmakla kalmamış, tek bölenliğe de talip olmuş ve devamlı vites büyütmüştür. Başbakanın beğenmediği ne varsa ucubedir, sakıncalıdır. Başbakanın istediği ne varsa başı ezilmeli, kızdığı kimler varsa hakkından gelinmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir devrinde böyle şımarık, böylesine çizmeyi aşan, bu derece küstahlaşan bir Başbakan görülmemiştir. Başbakana göre gündem belirlemek, ülkeyi tartışmalara teslim etmek maharet, toplumun sinir uçlarıyla oynamak, hassasiyetlerini kaşımak, dokunulmazlıklarını tahriş etmek, özelini darbelemek, kabullerini sarsmak beceridir. Başbakan ve hükümeti oynamadık, sorgulamadık, yargılamadık, kavga etmedik bir şey bırakmamıştır. Ne yazık ki Türkiye diktatörlüğe doğru gitmekte, ekseni asıl şimdi kaymaktadır. Artık AKP iktidarı çığrından çıkmış, ölçü ve ayarı kaçırmış, herkesi karşısına almıştır. Bu ülkenin, iktidarın oyuncağı ve hezeyanlarının sahnelendiği bir yer olmadığını göstermek öncelikle sizlerin elindedir. Bu gidişat iyi değildir. İktidar yalnızca sorun üreten, çelişkilere bulanan, yanlışlara çakılan, sübjektif önyargılara batan bir hüviyete bürünmüştür. İktidar hoşgörüsüzdür, zorbadır, vicdansızdır. İktidar kontrolsüzdür, tahammülsüz ve kimseyi takmamaktadır.
"TAKSİM'DE YAŞANANLAR ANLAMLIDIR"
İstanbul Taksim Gezi Parkı'nda 5 gün devam eden olayları değerlendiren Bahçeli, bu oülayların iktidarın tavır ve tercihini göstermesi bakımından son derece anlamlı olduğunu söyledi. Bahçeli, "Burada yaşanan ilkel görüntüler Türkiye'yi küçültmüş, ileri demokrasinin maskesini de aşağı indirmiştir. Ağacı sökerek, yeşil alanları kapatarak, AVM yapma niyetinde olan, Topçu Kışlası inşaa etme amacı güden AKP iktidarı, ülkemizin her tarafına yayılan itirazlarla karşılaşmıştır. Nitekim Başbakan Erdoğan'ın doğayı katletme pahasına AVM merakı anlaşılır gibi değildir. Taksim'i rantiyecilerin insafına bırakma düşüncesinin ve hazırlıklarının kabul edilir, insaf ve izana sığar hiçbir tarafı bulunmamaktadır" dedi.
MHP lideri, çiftçi sorunları yerine Başbakan'ın saçma sapan işlerle zaman kaybettiğini, İstanbul'u yandaşlara peşkeş çekmeye çalıştığını, bu çabanın yanlış, çarpıklık ve çürümüşlük olduğunu savundu. Bahçeli, şöyle konuştu:
"Biber gazlı müdahaleler, şafak vakti operasyonları, aşırı ve orantısız güç kullanımı karşılıklı düşmanca muamelelere varan şiddet sahneleri, ülkemizin ne duruma geldiğini açıkça kanıtlamıştır. Türkiye'yi geri ve iptidai duruma düşürenleri buradan kınıyorum. Fırsattan istifade ederek Türk polisini suçlayanlara da şu hatırlatmayı yapmak istiyorum; elbette Taksim'deki göstericilere yönelik tavır, ağır ve şiddetli olmuştur. Ama emniyet güçlerimizin de aldıkları talimatlar doğrultusunda hareket ettiklerini kimsenin unutmaması lazımdır. Başbakan, Başbakan Yardımcısı, bakanlar ve bazı AKP'li yöneticilerin polisi zan altında bırakan açıklamaları, fırsatçıların önünü açan yaklaşımları, üstelik biber gazını ölçülü kullanma konusundaki uyarıları utanmazlıktır. Silsile yoluyla en başta siyasi irade başta olmak üzere emniyet mensuplarımızı müdahale emrini verenler hesaba çekilmeden polisimizi suçlamak çok ciddi bir seviyesizliktir. Türk polisini maksatlı şekilde eleştirenlere, en başta İstanbul valisine, İçişleri Bakanı'na ve Başbakan'a bakmalarını hararetle tavsiye ediyorum. Ayrıca BDP ve PKK'yla, Kandil ve İmralı'da buluşan, fakat Taksim'de ayrı düşün Başbakan ve hükümetinin süreç ihanetinin elebaşlarıyla karşı kutuplara çekilmesi esasında son derece manidardır. Başbakan çözüm fitnesiyle yapamadıklarını, halkla devleti karşı karşıya getirerek mi tamamlamak istemekte? Ettiği yalanları bu şekilde gidermeyi mi planlamaktadır? Ortadoğu yangınını ve kaosunu Türkiye'ye ithal etmeye çalışanlar, el altından AKP tarafından desteklenmiş, özendirilmiş ve teşvik edilmiş midir? Sözüm ona Türk Baharı yaşatma hevesinde olanlar, bölünmeyi çabuklaştırmak ve kardeş kavgasını tetiklemek için Taksim provokasyonunu, atlama taşı olarak mı değerlendirmektedir? Arkasında hangi niyet ve emeller vardır? Türkiye bir oldu bittiye mi getirmek istenmektedir? Marjinal ve yasadışı sol unsurların, bölücü milletvekillerini başrolde olduğu Taksim'deki hadiselerle neyin olgunlaşması ve kabullendirilmesi hedeflenmiştir? Başbakan Erdoğan'ın MHP'yi Taksim'de protesto gösterisi yapan bir kısım muhalefet partisinin içinde sayması ise tamamen bir saptırmadır, iftiradır. Bizim BDP, PKK ve aşırı uç örgütlerle yan yana gelmemiz, aklın inkarıyla eşdeğerdir. Başbakan Erdoğan bölücü kadroyla kimin ittifak içinde olduğunu, kimlerin al takke ver külah halinde bulunduğunu görmek istiyorsa, kesinlikle aynaya bakmalı ve oturduğu sedirin çevresinde kümelenen namertleri görmelidir."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin bölünme sürecine kararsız kalanlar, PKK ile şirinlik yapanların, AK Parti'ye kredi açanların, yıkım ve çözülmeye karşı üç maymunu oynayanların, anında 'Ağaç savunucusu' kesildiğini söyledi. Bahçeli, "Taksim'deki eylemlerin başını çekmişlerdir. El bette ağaçlar doğal zenginliğimizdir, korunmalıdır. Buna diyecek bir şey yoktur. İşte Erdemli çamlığı... Peki sorarım size, Türk vatanı ağaçtan daha mı değersizdir?" dedi.
"ORMANIMIZI YAKANLAR, DOĞA GÖNÜLLÜSÜ OLDU"
Bahçeli vatan topraklarını kesmek ve biçmek için AK Parti'nin uzattığı 'etnik leşleri' pervasızca sallayanların, doğa gönüllüsü olduğunu iddia ederek şöyle dedi:
"MHP'nin bunlarla ne işi olacaktır. Taksim'de mangalda kül bırakmayanlar, Türk milletinin saldırılara uğradığı her durumda, hangi ağaç kovuğuna girmişlerse, Türk milletinin birlik ve dirliği boyunca, mevsim gözetmeksizin kış uykusuna yatanlarla MHP'nin yan yana gelmesi, olmayacak duaya 'Amin' demekten farksızdır. MHP, Türkiye Cumhuriyeti için mücadele verirken gıkı çıkmayanların, 'Taksim Aslanı' kesilmesi trajikomiktir. Partimizi olur olmadık gruplarla yan yana gösterme kurnazlığı kendilerine prim kazandırmayacaktır.
PKK'lı militanlarla uygun adım yürümek, dirsek temasında bulunmak, fırıldaklar çevirmek, bölünme havası oluşturmak, üst üste örtüşmüş sadakatsizliktir. Ormanlarımızı yakan, doğamızı kirleten, caddelerimizi savaş alanına çeviren, varlıklarımıza zarar veren bazı mihraklar, birdenbire doğa gönüllüsü oldular. Biz bunlara kanmayız. Türkmen kardeşlerim, bu olup bitenlere aldanmaz. AKP, CHP, BDP, PKK, 'İmralı Canisi' arasında kurulan tezgaha, danışıklı dövüşe Türk milleti düşmez."
'GEZİ PARKI, CEHENNEM PARKI'NA DÖNÜŞMEMELİ'
Bahçeli, İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesi'nin Topçu Kışlası ile ilgili, gecikmeli de olsa yürütmeyi durdurma kararı sükunet için faydalı olduğunu belirterek, Taksim'de yürütülen gerilim stratejisine son verilmesi gerektiğini anlattı. Bahçeli şöyle konuştu:
"Gezi Parkı, 'Cehennem Parkı'na dönüştürülmemelidir. AKP Taksim'i talan etmekten caymalıdır. Herkesi itidalli olmaya davet ediyor, kışkırtmalara karşı da sağduyulu olmanızı istiyorum. Çakılacak bir kıvılcımın ateşlenmesi, çatlamalara, çatırdamalara, kapı aralarından, başta siyasi partiler olmak üzere, Taksim'den nemalanmak isteyen tüm kesimleri sağduyu yolundan ayrılmamalarını samimiyetle istiyorum. dava arkadaşlarıma kararlılıkla sesleniyorum; MHP'yi sosyal medya üzerinden, içimizden de olsa, dışımızdan da olsa Taksim Gezi Parkı'nda sergilenen tehlikeli senaryoya çekmek isteyebilirler. Parti olarak, hiçbir karanlık ilişkinin, gerilimin içinde olmama telkininden taviz vermeyeceğiz. Devlet millet çatışması için ellerini ovuşturanlara, tahrike yeltenenlere itibar etmeyeceğiz. Partililerimizin ve vatandaşlarımızın, bu kapsamda hareket edeceğine yürekten inanıyor, temenni ediyorum. Güçlü bir iktidarla, yoksulluk, işsizlik ve ekonomik zorluk mutlaka giderilecektir. Ahlaklı bir yönetimle, adaletli bir anlayışla, yağmacılardan, hainlerden, işbirlikçilerden hesap sorulacaktır. Vatan da elden giderse, bunun dönüşü olmayacaktır. Millet bir kez bölünürse, bunun onarımı mümkün değildir. Türkiye ateş çemberinden geçmektedir. Bin yıllık kardeşliğimize yönelik tahrikler tırmanmaktadır. Buna 'dur' demek sizlerle mümkündür. Türkiye'nin içler acısı hale gelen durumuna engel olmak, sizlerle söz konusu olacaktır. Bu aziz vatan, hepimizindir. Türkiye'mizin bir yıkıma sürüklenmesini önlemek milli bir görevdir. Siyasi hesapları bırakarak, birleşmemizin günü ve karar anı gelmiştir. Gün dayanışma ve kardeşliğimizi perçinleme günüdür. MHP, memleketinizin her evladını, saygın bir milletin ferdi olarak görmektedir.
'Vatanım' diyen herkese bağrımız açıktır. 'Bu bayrak, bu ülke benim' diyen herkese kapımız açıktır. Laik olanına, dindar olanına, Alevi'sine, Sünni'sine, doğusuna, batılısına, güneylisine, kuzeylisine sonsuz muhabbetimiz vardır. Biz, gönülleri, vicdanları, umutları kardeşlikle birleştirdik. Biz, ülküleri, hevesleri, heyecanları al bayrakla buluşturduk. Avrupa'nın, Asya'nın, Afrika'nın geleceğini üç hilalle oluşturduk. Ortak değerimiz 'Ne mutlu Türküm diyene' seslenişidir. Ortak noktamız, cihana Türkçe bakabilmektedir. Bunlara yabancı olmayanlarla, mesafeli durmayanlarla, bunlara şaşı bakmayanlarla bir olacağız, beraber kalacağız ve ayrık otlarını hep birlikte temizleyerek, Türk milletine sahip çıkacağız. Türkiye'nin geleceğini hep birlikte inşa edeceğiz."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörün tırmandığı Hakkari, Şırnak, Bitlis, Bingöl, Batman, Tunceli, Ağrı, alan hakimiyeti sağlanan, PKK güdümünde yönetilme halinde, ülke toprağı olduğunu öne sürdü. Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bunları yan yana getirdiğiniz vakit toplam alanı 134 bin metrekare, nüfusu 8 milyon 230 bin olmaktadır. Bunu siyasi coğrafya olarak düşündüğünüz zaman Kuzey Kürdistan, bugünkü iktidarın yanlışıyla, Kürdistan'ın kuzeyini temsil edecek, ihanet projesine dönüşmektedir. Buna 'dur' demek lazım. Bunun için de karşılık vermek lazım. İşte en yakını, Yörüklerle, Türkmenlerin yaşadığı Mersin olmalıdır. Mersin Büyükşehir'i almak, Türkiye illerindeki ihaneti bozmaktır. Türkiye'nin emperyal, küresel güçler tarafından oyuncak haline gelmesine engel olmaktır. Başkanlık sistemiyle, federal yapı arasında pamuk ipliğine bağlı bir durum vardır. Mersin'i almak, bu ipliği kesip, Kürdistan'ın kurulmasına engel olmak demektir. Türkmenler, yörükler, Türk milletinin ta kendisiyle, bir ve beraberlik olmanın teminatı ise Mersin'de büyükşehiri almak demek, Türk milletine zafer kazandırmak demektir. Soruyorum, bu namus borcunu, bu vebali yerine getirecek misiniz? Büyükşehir'i alacak mısınız? Öyleyse eli boş gitmemek için Erdemli'ye hizmetlerde büyük bir gayreti olan, başarıda ölçü tanımayan Mükerrem Tollu beye başarıda devamlılık için Erdemli'de Başkan Tollu'dur diyorum."
Bahçeli, konuşmasının ardından şölen meydanını gezdi. Burada Yörük Ağası Halil Kurnaz, Bahçeli'ye bir Yörük çadırı hediye etti. Bahçeli de Kurnaz'a kendi tespihini verdi. Bahçeli, meydanda gezerken, şarkıcı Kıraç sahne aldı. Bahçeli, gezisinin ardından Kıraç'ın konseri dinledi. - Mersin/ Erdemli
Son Dakika › Güncel › Bahçeli, Mersin'de Türkmen Şölenine Katıldı (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?