Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kamu olarak bundan sonra yaptırımları artıracağız. Ama ödülü de artıracağız. Eğer işverenin işyerinde hiç kaza olmamışsa onlardan alınan kesintiler alınmayacak. Bir ödül mekanizması kuracağız. Eğer ölümcül bir kaza olmuşsa şimdiki cezalardan çok daha ağır cezalar gündeme gelecek. Dolayısıyla ödül ceza dengesini bir arada tutarak işverenlerimizi teşvik etmek istiyoruz" dedi.
Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında katıldığı bilgilendirme ve sosyal taraflar toplantısının ardından yaptığı açıklamada, İş Güvenliği Eylem Planı'nda öncelik verilecek üçüncü konunun sosyal duyarlılık, kültür ve bilinçlendirme kısmı olduğunu belirterek bunun önemine işaret etti.
Davutoğlu, "Biz sosyal duyarlılığı kaza olduktan sonra fark ediyoruz. Sosyal duyarlılık kaza olmadan önce olur. Bir anda kazayla ilgili şu veya bu taraf birbirini suçlamaya başlıyor. Peki öncesinde ne oldu" diye sordu.
-"İşverenin itibarı esas ise..."
Öncelikle işverenlere olmak üzere bazı toplum kesimlerine çağrıda bulunmak istediğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şundan emin olunmalıdır ki: İşverenlerimizin iş güvenliğini teminat altına alıcı şekilde yapacakları maliyet, iş güvenliği ortadan kalktıktan sonra bir işçi bile ölse onunla ortaya çıkacak sosyal itibardan daha öncelikli olmalıdır. Öyle bir itibar kaybı yaşanıyor ki onun karşılığı milyonlarca, belki orada Türk lirası ile ifade edilmenin ötesinde bir kayıp oluyor. İşverenin itibarı esas ise bu itibara zarar veren iş kazalarını engellemek için harcama yapmaktan çekinmemek lazım."
Bundan sonra kamu olarak yaptırımları artıracaklarını bildiren Davutoğlu, "Ama ödülü de artıracağız. Bazı alanları bugün Çalışma Bakanımız ile ele aldık. Bazı işverenden yapılan kesintileri, işsizlik sigortası ile ilgili, eğer o işverenin işyerinde hiçbir iş kazası olmamışsa onlardan alınan kesintiler alınmayacak. Bir ödül mekanizması kuracağız. Eğer ölümcül bir kaza olmuşsa şimdiki cezalardan çok daha ağır cezalar gündeme gelecek" diye konuştu.
Ödül, ceza dengesini bir arada tutarak işverenleri teşvik etmek istediklerini vurgulayan Davutoğlu, "Ta ki işverenimiz, tüm iş dünyası bir itibar kaybına uğramasın" dedi.
-"Yasanın eğitimi yapılmıyor"-
Yasa çıkarıldığını ama yasanın eğitiminin yapılmadığına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Sendikalarımız kaza olduktan sonra seslerini yükseltmemeliler. Kaza olmadan önce o yasal hakların ne olduğu konusunda işçilerimizi bilinçlendirmeliler. 2012 Haziran'ında çıkan yasa çok ciddi haklar sağlıyor işçilerimize. Acaba işçilerimiz tek tek bu hakları biliyor mu? Bu hakları onlara kim öğretecek sendikalarımız öğretecek. Onları öğretmeden sonra o konuda adım atmadıktan sonra kaza olduktan sonra birbirimizi suçlamanın ne manası var. İnsanımızı kaybettikten sonra suçluyu tespit etsek o insanı geri getirme anlamında bir faydası olur mu? O zaman işçi sendikalarımızın süratle yasal haklar konusunda işçilerimizi bilinçlendirmesi, duyarlılığı artırması lazım."
-"Denetim, toplum vicdanı adına yapılır"-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ve diğer bakanlıkların sosyal duyarlılık anlamında temel alması gereken konunun teftiş olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Denetimlerle kimin bu konuda tedbir aldığını, kimin almadığını ortaya koymamız lazım" dedi.
Denetim elemanının gittiği yerde çay dahi içemeyeceğini, herhangi bir tarafla bir anlamda yakınlık ilişkisi içine giremeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, "Denetim, toplum vicdanı adına yapılır. Giderler, tespit ederler" diye konuştu.
İşçilerin şartlarının orada denetlenmesi gerektiğini anlatan Davutoğlu, "Bu anlamda üzerimize düşeni yapacağız bu mekanizmayı güçlendireceğiz" ifadesini kullandı.
-"Sosyal duyarlılık içinde yaklaşmalıyız"-
Kamuoyunun bilinçlendirilmesi anlamında basına da çağrıda bulanan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kaza olduğunda hemen bir suçlu aramak yerine hepimiz önce o kazanın oluş şekliyle ilgili detaylı araştırma, inceleme yapmalıyız. Sonrasında da bunun bir şekilde haber bağlamında da sosyal duyarlılık içinde yaklaşmalıyız. Çok üzüldüğüm bir olayı burada zikretmek isterim. Ben çok acılı olduğum, aynen bunun gibi acı hissettiğim bir psikolojide emekçilerimizin babalarını, annelerini, aile büyüklerini aradım. Hepsi çok gerçekten güzel tepkiler verdiler, güzel şeyler söylediler. Bir baba da teşekkür ettikten sonra bu meseleyi birlikte takip edelim diye konuştuk. Birlikte ama.
Akşam internet sayfalarında 'Acılı babanın Başbakan'a tepkisi' diye, beni mahkemeye vereceğini söylemiş, acılı baba. Hükümetin sorumlu olduğunu söylemiş, vesaire. Hemen yalanladık, 'Böyle bir diyalog geçmedi' diye. Ben, o acılı babaya da teşekkür ediyorum, isimleri zikretmek istemiyorum. Dürüst bir insan, o da açıklama yaptı, 'Aramızda böyle bir diyalog geçmedi' diye. Şimdi, böyle bir diyalog yokken bunu varmış gibi vermenin kime ne faydası var? Vefat eden kardeşimize mi faydası var, ailesine mi faydası var, topluma mı faydası var? Hadi bu olmayan diyalog üzerinden insanlar provokasyona gelip sokağa dökülseler, orada da bir kayıp yaşasak bunun kime faydası var? Eleştirelim, gerektiğinde bu eleştirilerde sınır da tanımayalım ama toplumsal duyarlılığa dikkat edelim derken bu toplumsal duyarlılığı temel etik ilkelerine de hepimizin dikkat etmesi lazım."
Konuyla ilgili soruşturma talimatı verdiklerini, sonucun alınacağını ifade eden Davutoğlu, "O ana kadar sabretmek lazım" dedi.
-"Günlerdir istişare ediyorum"-
Davutoğlu, İş Güvenliği Eylem Planı'nda, üzerinde çalışacakları başlıklardan dördüncüsünün "yasal alan" olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazen en önemli alan, yasal zannediliyor ama çıkıyor yasal. Çıkardık yasayı. Ondan sonra kaç iş kazası yaşadık? Onun için günlerdir istişare ediyorum, o yasanın uygulanması ile birlikte bu iş kazalarını durduracak net tutum almamız gerekir. Uygulamadaki aksaklıkları görmek gerekir."
Başbakanlık Teftiş Kuruluna "2012 Haziran'da çıkan yasayı esas alın, o günden bu güne olan iş kazalarını da göz önünde bulundurarak bu yasanın eksik bir tarafı varsa bunları tespit edin. Uygulamada eksiklikler varsa onları da tespit edin. Yeni bir yasal düzenleme gerekirse bunları da ortaya koyun" diye talimat verdiğini aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:
"Burada mesela yasal anlamda benim gördüğüm boşluk alanlarından biri ki bugün masa etrafında çok zikredildi, taşeronluk müessesesinin artık sorumluluk, yetki ve diğer alanlar itibarıyla tanımlanması lazım. Bunları, burada ana işveren ile taşeronlar arasındaki ilişkiler ve diğerleri, eğer yeniden düzenlenmesi gerekiyorsa bununla ilgili de gerektiğinde düzenleme yaparız. Yine barınma yerleri ve diğer konularda da bazı yasal tedbirler alınması gerekirse bunu da alacağız. Uluslararası sözleşmeler ile ilgili çok sık gündeme geliyor ve sanki Türkiye, uluslararası sözleşmelerde çok geriymiş gibi. Halbuki 2012 yasası ciddi bir şekilde okunursa ILO'nun birçok şartının orada yerine getirildiği aşikar. Ülkemizin geldiği yeri küçümsemeyelim, bu bizim ülkemiz. Eleştirirken sanki evrensel standartların çok dışındaymışız gibi bir tavır içine girmek doğru değil. 176 ve 177. maddelerle ilgili de zaten bu kazadan bağımsız olarak Meclis'e sevk hazırlığı vardı. O da yarın sevk edilecek. ILO Sözleşmesi'nin bütün unsurları da uygulanacak. Dünyada herhangi bir yerde, demokratik bir ülkede işçi ve iş güvenliği için ne yapılması gerekiyorsa bunlar yapılacak. Kamu İhale Kurumunun ihale yönetimi işleri için de iş güvenliği yine işveren camiası açısından önemli olduğunu bilerek söylüyorum, iş güvenliği maliyetleri de maliyet içinde sayılacak ama o maliyete sayıldıktan sonra bir daha hiçbir işverenden standartlar konusunda ihmal de istemiyoruz, görmek de istemiyoruz. Dolayısıyla kamuoyumuzun bu konuda ne kadar hassas olduğunun farkındayız. Başlarken daha ilk güvenoyu aldığımız gece yaşanan bu olay, aslında bir anlamda da uyarıcı bir etki yaptı hepimiz için ve bunun anatomisini tabiri caizse çıkartmaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bu daha ilk aşaması."
İlk eylem planında "süreç yönetimi", "insan faktörü ve eğitim", "toplumsal duyarlılık bilinçlenme ve kültür" ve "yasal düzenleme" başlıklarının yer alacağını anlatan Davutoğlu, "Bütün çalışmaları paydaşlarla, Bakanlar Kurulunda ilgili arkadaşlarla görüşüp, bunu nihai somut adımlara dönüştüreceğiz. İnşallah 1 ayı geçmemek üzere çok daha geniş bir katılımla bunu işveren ve işçi sendikalarımızla birlikte kamuoyu ile paylaşacağız" bilgisini verdi.
Toplantıya katılan herkese teşekkür eden Davutoğlu, "Bir daha Allah, bize böyle bir acı yaşatmasın ve hep beraber, ortak bir meseleyi sahiplenme bilinci ile gerekli her türlü tedbiri alma bilincini de muhafaza edelim" dedi.
Son Dakika › Güncel › 2015'e Kadar Bitirilecek! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?