CHP Cezaevi Komisyonu Üyesi Özgür Özel'den, Pozantı Kararına Tepki

Pozantı Cezaevi'nde 2012 yılında, burada yatan çocuklara taciz ve tecavüz eden görevlilerle ilgili davada takipsizlik kararı verilmesine, buna karşın şikayetçi olan 4 mağdur çocuğun müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına CHP Cezaevi Komisyonu üyesi ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'den tepki geldi. Özel, "Skandalın ortaya çıkmasından üç gün sonra cezaevini kapatanlar, üç yıl sonra ise, olayın üzerini kapattılar" dedi.

Toplumsal olaylara katıldıkları gerekçesiyle yakalanıp tutuklanan ardından da Adana'nın Pozantı Çocuk Cezaevi'ne konulan çocuklara, buradaki görevlilerin taciz ve tecavüz ettiği iddiaları günlerce tartışma konusu oldu. Burada kalan çocuk tutuklular, başka cezaevlerine nakil edildi. Bu arada görevlilerle ilgili savcılığın başlattığı soruşturmada, takipsizlik kararı verildi. Buna karşılık, görevliler hakkında şikayetci olduklarını açıklayan 4 çocuk ise, müebbet hapisi cezasi istemiyle yargılanmaya başlandı.

KOMİSYON ÜYESİ ÖZEL'DEN SERT ELEŞTİRİ

Pozantı Cezaevi görevlileriyle ilgili takiphsizlik kararına CHP Cezaevi Komisyonu üyesi ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, tepki gösterdi. Ankara'ya haraketinden önce İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda, konuyla ilgili açıklama yapan Özgür Özel, "Skandalın ortaya çıkmasından üç gün sonra cezaevini kapatanlar, üç yıl sonra ise, olayın üzerini kapattılar" dedi. Pozantı rezaletini kendisinin ortaya çıkardığını anlatan Özgür Özel, "CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ile birlikte bundan 3 yıl önce Adana Pozantı Cezaevi'ndeki M Tipi Çocuk Cezaevi'nde 7 çocuğun yaşadığı tecavüz, taciz ve işkence skandalını ortaya çıkartmıştık. Burada hazırladığımız raporun ardından Pozantı cezaevi kapatıldı. O günlerde, Pozantı haberini yapan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Mersin Muhabiri Zeynep Kuriş tutuklanmış ve bu olayın üstü adeta kapatılmaya çalışılmıştı. Esasında CHP Cezaevi Komisyonu'nun kurulmasına sebep olan mesele de Pozantı Cezaevi'nde yaşananlardı. Bizim ilk ziyaretimiz Pozantı'ya oldu ve ziyaretimizin hemen akabinde yetkililer bu cezaevini kapattılar. Daha sonra bizler, 100'e yakın cezaevine 180'den fazla ziyaret gerçekleştirdik, bu ziyaretlerimize ilişkin 130'dan fazla rapor ve 5 ayrı kitap yazdık" dedi.

BİZE DERİN DEVLET DAYANIŞMA TEKLİF ETTİ

Konuyla ilgili değerlendirmelerini sürdüren ve derin devletin kendilerine dayanışma teklif ettiğini de söyleyen Özel, "O günlerde, biz Pozantı'ya giderken yolda bize derin devlet dayanışma teklif etti. Pozantı Cezaevi'ne ziyaret yapabilmek için yetkili makamlardan gerekli izinlerin alınmasına yönelik gerekli başvuruları yapmış, Pozantı'ya doğru yola çıkmışken, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'ndan bazı yetkililer, gayri resmi kanallardan bize ulaşarak bu ziyareti 3 gün ertelememizi, bunun devletimiz açısından daha iyi olacağını söylediler. Biz 'devletin milletvekilinden ve milletten saklayacağı bir şeyi olamayacağını, oradaki gerçekleri açığa çıkartmaya gittiğimizi' söylediğimizde 'Peki siz bilirsiniz. Ama bu çocuklar taş atan Kürt çocuklar. Ortaya çıkacaklardan siz sorumlu olursunuz' diyerek aslında üstü kapalı bir şekilde bizi tehdit ettiler. Biz Pozantı'ya gittik, bizimle birlikte içeriye Adalet Bakanı müfettişi girdi. İşin kapsamını görünce de birkaç saat içinde ikinci bir müfettiş daha görevlendirilmesini talep etti. Bize 3 gün gelmeyin diyenler, 3 gün sonra Pozantı'yı kapattılar" dedi.

Olayların şahitlerinin kendilerine 'çocukların çığlıklarından uyuyamıyoruz' diye anlatımda bulunduklarını da ifade eden Özel, "Burada büyük bir acıdan bahsediyoruz. Biz o gün yazdığımız raporda, Pozantı Kampı'nın zulüm tarihini yazdık. Biz o raporda, 6 kişilik yatakta 13 çocuğun yatmak zorunda kaldığını yazdık. O günlerde uyardık ve dedik ki, 'Adalet Bakanlığı ve hükümet, Pozantı'da yaşananları unutturmak ve yok saymak için çaba harcamaktadır. Pozantı Cezaevi'ni kapatarak ve çocuklara başka yerlere göndererek, tanıkları ve kanıtları ortadan kaldırmanın mücadelesini veriyor. Plan çok basit, cezaevi boşaltılarak kanıtlar yok edilecek. Çocuklar nakledilerek tanıklar yok edilecek. Böylelikle olay unutulmaya terk edilecek' dedik. Aynen dediğimiz gibi olduğu ve her acıda olduğu gibi bunu da iktidar ve onun yargısı zamana yaydı, unutturdu ve şimdi de üstünü kapattı. 'üç gün sabretseniz, gelmeseniz ne olur?' diyenler, 3 gün sonra orayı kapattırdılar, 3 yıl sonra da olayın üstünü kapatıyorlar. Bunu kabul edilebilir bulmuyoruz. O günlerde Pozantı haberini yapanların dahi cezaevine tıkıldığı, herkesin susturulmaya çalışıldığı bu olayda şimdi Pozantı'da küçücük çocuklara karşı birileri Mussolini'nin devlet intikamını harekete geçirdi. Yaşanan tecavüzleri, tacizler, çocukların çığlık sesleri bir anda unutuldu. Pozantı'yı kapatabilirsiniz, bu olayın üstünü örtmeye çalışabilirsiniz ama bu olayın sorumluları ve onları koruyup kollayanlar elbet bir gün yargılanacaklar. Bunu kimse unutmasın" dedi.