CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Güncel

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Reyhanlı'da ölenlerin hesabını kimden soracaklarını ifade ederek, "Reyhanlı'daki manavdan, Hatay'daki bakkaldan, Hakkari'deki esnaftan, Samsun'daki balıkçıdan mı soracağız- Bütün demokrasilerde o işin"...

21.05.2013 17:58

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Reyhanlı'da ölenlerin hesabını kimden soracaklarını ifade ederek, "Reyhanlı'daki manavdan, Hatay'daki bakkaldan, Hakkari'deki esnaftan, Samsun'daki balıkçıdan mı soracağız- Bütün demokrasilerde o işin sorumlusu iktidar ve onun başındaki adamdır. Ülkeyi yöneten de hiç kimse kusura bakmasın, diktatörlüğe soyunan bir adamdır" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, alay-ı vala ile ABD'ye gittiğini, Reyhanlı'ya gidemediğini söyledi.

Erdoğan'ın, "Suriye muhalefeti milli egemenlik mücadelesi veriyor. Biz elimizden gelen lojistik desteği veriyoruz" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu,

"Terör örgütüne, Türkiye Cumhuriyeti'nin yataklık yapması doğru mu- Lojistik destek ne demek- Türk askerlerinin giydiği elbiseleri sen kime giydiriyorsun- Terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin görevi oldu-" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın beş konuda duvara çarptığını savunarak, Erdoğan'ın,

"Gideceğim Obama'yı ikna edeceğim, beraber müdahale edelim, niye silahlı müdahale yapmıyorsunuz diyeceğim" dediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Obama'nın,

"Bir dakika neden bahsediyorsun, ne silahlı müdahalesi, böyle birşey gündemimizde yok" dediğini ifade ederek, birinci taşın düştüğünü, birinci duvara çarpıldığını öne sürdü.

Erdoğan'ın, ABD'ye giderken, "Koltuğumun altında dosya var. Orada kimyasal silahlar kullanılıyor. Obama'yı ikna edeceğim" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kafasını tekrar çarptı. Dediler, 'Bizim elimizde bulgu yok, nereden çıkarıyorsun. Dosyayı bir çıkar'. Açtı kapağı, içinde beyaz sayfa var, hiçbir şey yok. Üç: 'Suriye'de uçuşa yasak bölge ilan edin, muhalefet orada güçlensin.' Yani dolaylı olarak Suriye bölünsün diyor. Obama, 'Suriye'nin bütünlüğünden yanayız, parçalanmasından değil' dedi. Dört: Giderken 'Cenevre ipe un sermektir' dedi. Obama, 'Bir dakika ne konuşuyorsun. Bizim Dışişleri Bakanımız ve Rusya Dışişleri Bakanı anlaştı, uluslararası konferans düzenleyeceğiz ve bu sorunu çözmek için çaba harcayacağız' dedi. Erdoğan, toplantıdan çıktıktan sonra

'Görüşüm gelişti ve değişti' dedi. Beyzbol sopasını görerek, değişirsin tabii. Ben onu bilmez miyim- Suriye politikası varmış, Sizin Suriye politikanız yok efendim. Egemen güçlerin istekleri üzerine politika oluşturursanız, gelir duvara çarparsınız. Havuç sopa politikası gösteriyorlardı. Bu kez havuç da vermediler. Sadece sopa sopa politikası oldu. Geldikleri nokta bu. Gazze'ye gideceğini söyledi. ABD'ye gitti, 'Gideceksen hem Gazze hem Batı Şeria'ya gideceksin, Filistin Kurtuluş Örgütü'nü de ziyaret edeceksin' dediler. Ne dedi, 'Görüşüm değişti, emredersiniz, başüstüne' dedi. Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olamazsın."

-"Hangi ülkenin pazarlığını yapıyorsun-'-

Kılıçdaroğlu, özel bir toplantı yapıldığını, bu toplantının, Türkiye Cumhuriyeti açısından yüz kızartıcı bir toplantı olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, bu toplantıda, Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve büyükelçinin bulunmadığını ifade ederek, "Siz kiminle toplantı yapıyorsunuz- Devletin arşivine hangi bilgiler girecek-" diye sordu.

Bunun, ülkesini kendi malı gibi gören, devlet yönetiminden bihaber olan, kafasında sağlıklı bir Türkiye Cumhuriyeti çerçevesi olmayan bir anlayış olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Devlet yönetimi farklı bir şey. Siz büyükelçiyi, müsteşarı dışarı çıkaracaksınız, almayacaksanız, oturup başbaşa pazarlık yapacaksınız. Ben sana sormayacak mıyım sen hangi ülkenin pazarlığını yapıyorsun-" dedi.

-"...diktatör denir"-

Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile arasında yaşanan randevu tartışmasını da değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, randevuları olan Swoboda ile görüşmeye gittiklerini belirterek, Swoboda'nın danışmanlarının, kendisinin Esad ile ilgili açıklamalarından dolayı Swoboda'nın rahatsızlığını ilettiklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, "Benim düşünceme ve düşünce özgürlüğüme müdahale eden, rahatsızlık duyan biriyle ben asla ve asla görüşmem" dediğini aktararak, şunları söyledi:

"Biz onlara şunu hatırlattık: Türkiye, 3. sınıf bir demokrasiye layık değildir. Sen kim oluyorsun da benim düşüncemden rahatsız oluyorsun. Hesabını sana değil kendi milletime veririm. Rehyanlı'da 51 kişi hayatını kaybetmiş, o insanlara yazık, günah değil mi- Reyhanlı'da ölenlerin hesabını kimden soracağız- Reyhanlı'daki manavdan, Hatay'daki bakkaldan, Hakkari'deki esnaftan, Samsun'daki balıkçıdan mı soracağız- Bütün demokrasilerde o işin sorumlusu iktidar ve onun başındaki adamdır. Ülkeyi yöneten de hiç kimse kusura bakmasın, diktatörlüğe soyunan bir adamdır. Diktatör demişim alınmışlar. 'Yasama, yargı benim için ayak bağı' diyen adama; dünyanın her tarafında diktatör denir. 'Silivri davalarının savcısıyım' diyen adama dünyanın her yerinde diktatör denilir. Özel yetkili mahkemeleri, kendi mahkemeleri, kendi yargıçlarını, savcılarını atayıp, kendi mahkemesini kuran adama dünyanın her yerinde diktatör denir. Ben de onu söyledim zaten. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü yasaklayan yöneticiye diktatör denir. Masum insanları sabahın köründe gözaltına alıp, tutuklatacaksın, dosyasına gizlilik kararı koyduracaksın, aylarca, yıllarca tutacaksın; bunu yapan adama diktatör denilir. Ben de onu söyledim. Sendika kuramazsın, grev yapamazsın, kapının önüne koyarım; bu düzeni savunan adama diktatör denilir. Ben de onu söyledim. Vatandaş, Başbakan'a derdini anlatıyor, tahammül edemiyor, 'Al ananı da git' diyor, bunu söyleyen adama dünyanın her yanında diktatör denilir. Kesinleşmiş yargı kararlarını uygulamamak için parlamentodan özel yasa çıkaran adama diktatör denilir. Ordu'ya talimat vereceksin, Uludere'de 34 vatandaşımız öldürülecek. Kendi vatandaşının imhası için Türk Silahlı Kuvvetleri'ne talimat veren kişiye diktatör denir. Mahkemeye verecekmiş beni. O kadar mutlu oldum ki. Bellki Türkiye'nin en hayırlı davası olacak. Bu talimatı veren kim- Genelkurmay'ın açıklaması var; demokrasilerde olduğu gibi biz de hükümetin emrindeyiz. Onlar talimat verir, biz de yerine getiririz. O işin talimatını veren Recep Tayyip Erdoğan'dır. 34 yurttaşımızın katili Erdoğan'dır. Eğer siz Avrupa'nın en büyük barosunu, yasadışı yargılarsanız o yargılama düzenini sağlayan adama diktatör denilir. Gazetecileri şöyle veya böyle işinden attıran, hapse attıran adama demokrasilerde diktatör denilir."

-"Kursağında kalacak"-

Ankara Ticaret Odası'nın, bilboardları süsleyerek, Erdoğan'a IMF'nin borcunu ödediği için teşekkür ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "yağdanlığın ve yalakalığın" bu kadarını hiç görmediğini belirtti.

Odanın görevinin icraya düşen tüccarın derdiyle ilgilenmek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Arkadaşlarımdan rica ediyorum, ona zeytinyağı göndersinler. Diktanın olduğu yerde bu tür yalakalar hiçkimseyi şaşırtmasın" dedi.

Kılıçdaroğlu, ATO'nun genel kurullarına katıldığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"ATO, AK Parti İl Başkanlığı'nın istediği üzerine oraya toplu davetiye göndermiş, Başbakan geldiğinde onu alkışlasınlar diye. Bu da başka bir yalakalık örneği. Bugün yaptıkları olaydan sonra artık şunu bileceğiz; onlar tüccarın, esnafın, vatandaşın borcuyla, derdiyle ilgilenmiyorlar. Tek görevi var; koltukları için minnet duydukları kişiye yağ çekmek. CHP'li belediyelere sabah akşam operasyon yapıp, onlar görev yapmasınlar diye her türlü baskıyı kuran düzeni oluşturan kişiye diktatör denir. Bütün baskılara rağmen CHP'li belediyeler güzel çalışıyor, halk için çalışıyor. 'Başbakanken sahip olduğum yetkiler, olur ya cumhurbaşkanı seçilirken de aynısına sahip olayım' diye başkanlık hayalleri kuran kişiye diktatör denilir. Ama kursağında kalacak. Çünkü Başkanlık sistemi CHP parlamentoda olduğu sürece asla ve asla geçmeyecek.

ABD gezisinin bütün yönleri kötü müydü, hayır, otelcilik hizmetleri, yağ işi de çok iyiydi. En önemlisi de hanımefendiye verdikleri kitap; Diktatörlüğün Psikolojisi. Ne kadar iyi okuyorlar, ne güzel okuyorlar değil mi- Ruh halini biliyorlar çünkü."

(Bitti) - TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement