Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "UNESCO Gastronomi Kenti: Gaziantep" programında konuştu. Programa Cumhubaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İBB Başkanı Kadir Topbaş, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Ak Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci katıldı. Programda Gaziantep kültürünü anlatan kısa filmlerin gösterildiği programda, davetlilere kente has yemekler ikram edildi.
"ACIMIZI YAŞAYACAK, ÜZERİMİZE DÜŞENLERİ HASSASİYETLE YERİNE GETİRECEĞİZ"
Erdoğan sözlerine Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet dileyip yaralılara acil şifalar temennisinde bulunarak başladı. Hiçbir şey olmamış gibi davranmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Acımızı yaşayacak, üzerimize düşenleri hassasiyetle yerine getireceğiz. Terörün gündemimizi kendi istediği gibi belirlemesine, ipotek altına almasına da izin vermeyeceğiz. Biz devletin ilgili tüm yetkilileri olarak bu olayın hemen akabinde yaptığımız toplantılarla meseleyi değerlendirdik, kararlarımızı aldık ve bu kararları adım adım uygulamaya başladık" diye konuştu.
"GELDİĞİMİZ YER ARTIK BİR MEŞRU MÜDAFAA DURUMUDUR"
"Türkiye kendisine yönelik her tehdide ve saldırıya karşı cevabını katbekat fazlasıyla veriyor, vermeye de devam edecektir" Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Geldiğimiz yer artık bir meşru müdafaa durumudur. Hiç kimse Türkiye'nin kendisine yönelik terör eylemleri karşısında meşru müdafaa hakkını sınırlayamaz, bunu kullanmasına da engel olamaz. Türkiye karşı karşıya olduğu tehditlerle mücadele noktasında Suriye'de ve terör örgütlerinin yuvalandığı her yerde gerekli gördüğü her türlü operasyonu yapma hakkına sahiptir. Bunun, ülkelerinin toprak bütünlüğüne hakim olamayan devletlerin egemenlik haklarıyla bir ilgisi kesinlikle yoktur. Tam tersine bu durum Türkiye'nin egemenlik haklarına sahip çıkma iradesiyle ilgili bir durumdur. Ülkemizin bu hakkını engellemeye yönelik tavırları kimden gelirse gelsin doğrudan Türkiye'nin varlığına yönelik bir girişim olarak kabul ediyoruz." Erdoğan, Suriye'de yarım milyona yakın insanın katledilmesi karşısında kılını kıpırdatmayanların Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını kullanması karşısında tepki göstermelerinin, verilen kayıplardan sonra "açıkçası umurlarında olmadığını" ifade ederek, "Bunların önünde profesör olabilir, bunların adında yok aydınlıkmış, maydınlıkmış, bunlar olabilir. Bunlar aydın görünen karanlıklardır aslında. 500 bin insan orada ölürken kılını kıpırdatmayanların ülkemde Ankara'daki garın önünde 100'ü aşkın insanın şehit edildiği bir olayda kılını kıpırdatmayanların, 28 tane vatandaşımızın burada şehit edilmesine sessiz kalanların kalkıp da bir bildirinin altına imza atmaları, aydın bir insanın, vatansever bir insanın kabullenebileceği bir şey değildir"
"TÜRKİYE'YE SADECE SABIR VE METANET TELKİN ETMELERİ SAMİMİYETSİZLİKTİR"
Angajman kuralları Türkiye'nin angajman kurallarını sadece kendisine yönelik fiili saldırılarla sınırlı olmaktan çıkarıp PYD ve DAEŞ başta olmak üzere her türlü terör tehdidini kapsayacak şekilde genişletme hakkını kullanacağını ifade eden Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hiçbir vatandaşının canı dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşayan vatandaşlarının veya insanlarının canlarından daha az değerli değildir. Aynı şekilde Suriye'de Irak'ta, Filistin'de Ukrayna'da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde katledilen hiçbir mağdurun, mazlumun canı da Batı ülkelerindeki insanların canından kıymetsiz görünemez. Bu ülkeler kendi vatandaşlarına yönelik saldırılar karşısında çok şiddetli tepkiler verirken Türkiye'ye sadece sabır ve metanet telkin etmeleri samimiyetsizliktir.
"TERÖRÜN KENDİ GÜNDEMİNİ DAYATARAK BİZİ ESİR ALMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Türkiye'nin Ankara'daki son terör eylemi dahil topraklarına, vatandaşlarına, birliğine, beraberliğine yönelik tüm saldırıları gerekirse kaynağında bertaraf etmekteki kararlılığını bir kez daha ifade ediyorum. Dünyanın diğer ucundan gelip DAİŞ ile mücadele bahanesiyle Suriye'de eli kanlı rejimin payandalığını yapanların Türkiye'yi maruz kaldığı tüm tehditlere ve saldırılara rağmen kendi sınırlarına hapsetme çabası gülünçtür. Bölgede kendi varlıklarını izah edemeyenler Türkiye'nin topraklarını ve vatandaşlarının can güvenliğini sağlamaya yönelik operasyonlarına saygı duymak zorundadır. Nefsi müdafaa konumundayken karşımıza kim çıkarsa çıksın onu terörist kabul eder ve ona bu şekilde davranırız. Bunun da böyle bilinmesini özellikle istiyorum. Terörün kendi gündemini dayatarak bizi esir almasına izin vermeyeceğiz."
Erdoğan Gaziantep mutfağıyla ilgili de şunları söyledi: "Gaziantep mutfağı bizim ülkemizin çok önemli bir unsuru durama tek zenginliği de değildir. Erzurum'uyla, Kars'ıyla, Iğdır'ıyla, Ardahan'ıyla, Van'ıyla Doğu Anadolu Bölgemizin mutfağı çok daha başka birz enginliğe sahiptir. Karadeniz'e çıktığımızda bu defa karşımıza daha farklı çok daha özgün bir başka gastronomi manzarası çıkar. Marmara'ya, Ege'ye, Akdeniz'e, İç Anadolu'ya hangi bölgemize giderseniz gidin aynı durumla karşılaşırsınız. Buülke başka bir ülke. Üstelik bu mutfakların hiçbiri diğerinin benzeri, taklidi, kopyası değildir. Zaten dünyada da Türk mutfağı diye anılır. Bunların her birikendi özgünlüğüne sahip. Malzemesiyle, pişirmesiyle, tadıyla, sunumuyla çokfarklı mutfaklardır. Tabii Gaziantep'in şehir olarak müstakil bir gastronomi zenginliğine sahip olmasıyla diğer bölgelerimizden farklı bir yerde durduğunu belirterek hakkını da teslim etmemiz gerekiyor" - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Unesco Gastronomi Kenti: Gaziantep' Programında Konuştu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?