Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Fransız siyaset bilimci Philippe Moreau Defarges'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki sözlerine ilişkin, "Bu ne hakaret ne eleştiri kapsamında ele alınabilecek, hafife alınabilecek bir konu asla ve asla değildir. Birisi çıkıp bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına 'Tek yol suikast' diyorsa, hem de bunu televizyonlardan yapıyorsa bunun hukuki sonuçları olur. Buna da katlanmak zorundadır." dedi.
Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Özellikle Irak'ın Sincar bölgesindeki terör örgütü PKK hareketliliği belirtilerek, " Türkiye'nin önümüzdeki süreçte sınır ötesi yeni bir operasyon planlaması var mıdır?" sorusu üzerine Kalın, terörle mücadeleyle ilgili hem sınır içinde hem dışında yoğun mücadelenin yürütüldüğünü belirtti.
Güvenlik güçlerinin büyük özveriyle ülkenin dört bir tarafında mücadele verdiğini dile getiren Kalın, Suriye'nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik tamamlanan Fırat Kalkanı Harekatı ile bölgenin terörden temizlendiğini anımsattı.
TSK'nın zaman zaman Irak'ın kuzeyinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarının olduğunu hatırlatan Kalın, şunları söyledi:
"Bizim ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan bir gelişme söz konusu olduğunda, dinamik ortaya çıktığında buna Türkiye tereddütsüz cevap verir. Bu hem BM Antlaşması'nın 51. maddesinin bize sağladığı bir haktır hem de bizim ulusal çıkarlarımız açısından üzerimizde bulunan bir sorumluluktur. Dolayısıyla daha önce de ifade ettik, Fırat Kalkanı Harekatı biter ama terör tehditleri devam ettiği müddetçe Türkiye her zaman yeni bir operasyonun hazırlığı içerisindedir. Burada operasyonel detaylara girmem doğru olmaz ama gerek Sincar'da gerek Suriye'nin başka noktalarında, Irak'ta Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden gelişmelere karşı her an teyakkuz halinde olduğumuzu ifade etmek isterim."
Hindistan, Rusya ve Çin ziyareti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin, Rusya, Hindistan ve ABD ziyaretlerinin Türkiye'nin dış politikasına yansıması ve Türkiye'nin bunlara ilişkin beklentilerine yönelik soru üzerine Kalın, Hindistan'a yapılacak ziyaretin ikili ilişkilerin güçlenmesine önemli katkı yapacağını belirtti.
Erdoğan'ın Rusya ziyaretinin Türkiye-Rusya diyalog sürecinin, üst düzey temas trafiğinin devamı olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Kalın, "Savunma sanayiden turizme, ticarete kadar hem ikili konuları ele alacağız hem de Suriye başta olmak üzere bölgesel konuları da etraflı bir şekilde değerlendirme imkanımız olacak. Rusya ziyaretinin daveti bizzat Sayın Putin'in kendisinden geldi, dolayısıyla muhtemelen o da bir gündem hazırlamıştır diye düşünüyoruz. Bunu orada, mayısın başında yapacağımız görüşmelerde etraflı bir şekilde ele alacağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, önemli bir ticari ortak olan Çin'e ziyaretinin de önemli olduğunu vurgulayan Kalın, özellikle ekonomik alanda iki ülke arasında yapılacak çalışmaların olduğunu söyledi. Erdoğan'ın, ziyareti sırasında İpek Yolu'nun modern, güncellenmiş hali olan Çin'in Yol Kuşak Projesi kapsamında 30'a yakın devlet ve hükümet başkanının katılacağı uluslararası konferansa da iştirak edeceğini dile getiren Kalın, "Çin devletinin çok önem atfettiği bir proje. Türkiye de bu proje içerisinde yer alacak. Şimdi detayları vermek istemiyorum ama orada çok önemli bir anlaşmanın da hazırlığını şu anda yapıyoruz. Tamamlandığı zaman o da hem Türkiye-Çin ilişkileri açısından hem de Türkiye'deki ekonomik yatırımlar açısından önemli bir imkan ve fırsat sağlayacak" dedi.
Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası toplantı kapsamında birçok ikili görüşme gerçekleştireceğini, Çin Devlet Başkanı ile de bir araya geleceğini söyledi.
"Verimli bir toplantı yapmayı arzu ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'ye gideceğini belirten Kalın, ziyarette ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye, Irak, DEAŞ, PKK gibi terör örgütleriyle mücadele, FETÖ'nün ABD'deki yapılanmasına ilişkin ortak çalışmalar, atılabilecek adımlar, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi gibi konuların etraflıca ele alınacağını söyledi.
Davetin bizzat ABD Başkanı Donald Trump'tan geldiğini ifade eden Kalın, "Yaptığı son telefon görüşmelerinde 'Bu konuları lütfen gelin Beyaz Saray'da birlikte etraflı bir şekilde değerlendirelim' dediler. Bunun üzerine bizim tabii hazırladığımız bir gündem var, onların da gündemiyle ortak bir değerlendirme yapıp, verimli bir toplantı yapmayı arzu ediyoruz." ifadesini kullandı.
Kalın, bu ziyaretlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 25 Mayıs'ta Brüksel'deki NATO Zirvesi'ne katılacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Hem bir NATO üyesi olarak birçok konuyu ele alma imkanımız olacak hem de toplantıya katılan NATO üyesi diğer ülkelerle muhtemelen ikili görüşmelerimiz olacak. Özellikle NATO'nun misyonunun sorgulandığı şu dönemde, birkaç yıldır devam eden bir sorgulama bu, biz NATO'nun ikinci en büyük üyesi olarak özellikle NATO'nun yeni sınamalar, meydan okumalar, tehditler karşısında nasıl bir tavır alması gerektiği konusunda da görüşlerimizi orada paylaşacağız ve NATO'nun daha da güçlendirilmesi daha da etkin olması, hem terörle mücadele ve diğer alanlarda yapabileceği diğer faaliyetlerle ilgili görüşlerimizi orada paylaşacağız."
"Dış politikayı sıfır toplamlı bir oyun olarak görmüyoruz"
Türkiye tarafından alınması planlan S-400 füze savunma sistemiyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ziyareti sırasında bir kararın çıkıp çıkmayacağına yönelik soru üzerine Kalın, "S-400'ler meselesi Rusya ile yürüttüğümüz savunma sanayi alanındaki iş birliğinin bir parçası olarak görülmeli. Sadece bundan ibaret değil başka alanlarda da iş birliğini hedefliyoruz." yanıtını verdi.
Türkiye'nin ulusal çıkarları çerçevesinde bir savunma sisteminin ivedilikle kurulmasının önemine değinen Kalın, bununla ilgili 2-3 yıldır yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Rusya'daki görüşmede S-400 füze savunma sisteminin gündeme geleceğini dile getiren Kalın, şunları söyledi:
"Bununla ilgili Savunma Sanayi Müsteşarlığımızın yürüttüğü müzakereler devam ediyor. Şunun altını çizmek isterim, özellikle S-400 yani Rusya ile savunma sanayi alanındaki iş birliği söz konusu olduğunda bazı çevrelerin 'Bunun NATO ile telif edilemez bir durum olduğu, Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığının bir başka örneği olduğuna' dair birtakım yorumlar yaptıklarını görüyoruz. Biz bütün bu ilişkilerimizde dış politikayı sıfır toplamlı bir oyun olarak görmüyoruz. Bu ilişkiler birbirinin alternatifi değildir. Nasıl Avrupalı ülkeler, ABD ya da başka ülkeler dünyanın birçok yerinde birçok dış politika angajmanına girebiliyorsa ve bunu izah etme ihtiyacı hissetmiyorsa Türkiye de egemen bir devlet olarak elbette kendi ulusal çıkarlarını esas alarak birçok ülkeyle, bölgeyle ilişki içerisine girebilir, bundan daha doğal bir şey yoktur. Bir başka ülke için söylemedikleri şeyleri Türkiye'ye itham gibi bir suçlama gibi gündeme getirmeleri asla kabul edilemez. Biz Türkiye'nin milli savunma çıkarlarını, ihtiyaçlarını dikkate alarak bir değerlendirme yapıyoruz burada. Dolayısıyla bunu hangi ülkeyle yapabilirsek bir NATO üyesi ülkeyle yapabilirsek onunla yaparız, bunu Rusya ile yapabiliyorsak Rusya ile yaparız, Çin ile yapabiliyorsak Çin ile yaparız çünkü asıl olan bizim ulusal güvenlik ihtiyaçlarımızın ivedilikle karşılanması."
Türkiye'nin yanı başındaki Suriye'de savaşın 6 yıldır devam ettiğine dikkati çeken Kalın, şöyle devam etti:
"Birçok güvenlik tehdidiyle, riskiyle karşı karşıyayız. Birçok terör örgütüyle aynı anda mücadele ediyoruz. Dolayısıyla burada yadırganacak bir durum asla söz konusu değil. 'Bunların telif edilemez olduğu, sistem olarak', gibi argümanlar da dile getiriliyor. Teknik olarak bunun da çok doğru olmadığını ifade etmeliyim. Bunlar savunma sistemleridir, herhangi bir ülkeye tehdit asla oluşturmaz tam tersine bize yönelik tehditleri bertaraf etmek amacıyla kurulması planlanan savunma sistemleridir. Bu konudaki müzakerelerimiz devam ediyor. Ben Rusya'daki görüşmeye yetişeceğine çok ihtimal vermiyorum çünkü bazı teknik müzakereler hala devam ediyor. Ama sürecin, müzakerelerin hızlandırılması noktasında zannediyorum orada yeni bir ivme kazanma imkanımız olacak."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Defarges hakkındaki suç duyurusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransız siyaset bilimci Philippe Moreau Defarges hakkında yaptığı suç duyurusunun ayrıntılarının sorulması üzerine Kalın şöyle konuştu:
"Dün Fransız profesörü özür beyanında bulundu. Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Sözlerin maksadı aştığını, bundan dolayı özür dilediğini ifade etti. Bu tabii ilk adım. Bunun cezai dava konusu olduğu da bütün hukukçuların ortak görüşü. Dolayısıyla bu çerçevede Fransa'daki Türk Hukukçular Derneği bir suç duyurusunda bulundular. Fransız makamlarının umarız bu konuda harekete geçmesi uzun sürmez. İkinci olarak Cumhurbaşkanımız avukatları aracılığıyla bir suç duyurusunda bulundular. Çünkü bu hakaret ve eleştiri kapsamında ele alınabilecek, hafife alınabilecek bir konu asla ve asla değildir. Birisi çıkıp bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına 'Tek yol suikast' diyorsa, hem de bunu televizyonlardan yapıyorsa bunun hukuki sonuçları olur. Buna da katlanmak zorundadır."
Bu hukuki sürecin takipçisi olacaklarını bildiren Kalın, başvuruyla ilgili detayların basın ve kamuoyuyla paylaşıldığını söyledi. Kalın son derece ikna edici gerekçelerle suç duyurusunun yapıldığı belirterek "Bu tür faşizan söylemlerin, sıradanlaşmasına, normalleşmesine, meşrulaşmasına asla izin vermemiz söz konusu değildir. Siyasi görüşünüz ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'na dönük bu tür bir saldırı söz konusu olduğunda buna karşı herkesin çok net bir tutum içerisinde olması gerekir." dedi.
Kalın, sadece Türkiye'de değil aynı zamanda Avrupa'da da gerçekten demokrasiye, hukukun üstünlüğe inanan insanların, bu tür faşizan yaklaşımlara en sert tepkiyi vermesi gerektiğini belirterek, "Bu Avrupa için de bir test, imtihandır. Görelim, bakalım nasıl bir tepki verecekler." diye konuştu.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (4) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?