Aşırı hız kazası iki yaralı
BURSA'da aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü ağaca vurarak durabildi. Kaza Merkez Osmangazi ilçesi Ankara Yolu Caddesi üzerinde meydana geldi. 16 Z 9175 plakalı otomobiliyle şehir merkezine gitmekte olan Caner G. aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan otomobil refüjü aşarak ortada bulunan ağaca çarptı. Hurda yığını haline dönen otomobilde bulunan Eray Y. hafif yaralanırken sürücü sıkıştığı yerden itfaiye ekiplerinin çalışmasıyla çıkarıldı. Yaralılar sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalelerinin ardından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Muradiye Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındılar. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Yaralının Ambulansa taşınması
-Hurda yığınına dönen aracın görüntüsü
-Görgü tanığı ile röportaj
-Detaylar
Haber-Kamera: Hüseyin TÜCCAR/BURSA-
===================================================
'Uyuşturucu satıcılarını dövdü' gerekçesiyle 1.5 yıl hapis cezası aldı
EDİRNE'de emekli uzman çavuş Tamer Dindoruk(47), uyuşturucu satışı yaptığını öne sürdüğü 2 kişiyi dövdüğü gerekçesiyle 15 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahalledeki gençleri uyuşturucudan uzak tutmaya çalıştığını ifade eden Dindoruk, "Emekli bir asker olarak elimden geldiği ve hukuki çerçevede mücadeleye devam edeceğim. Ancak iftira sonrası bu mahkeme kararı bizleri çok üzdü" dedi.
Edirne'de yaklaşık 5 bin kişinin yaşadığı Karaağaç Mahallesi'nde oturan emekli uzman çavuş Tamer Dindoruk'un kuzeni Feyyaz Doksat, 2016 yılı Ağustos ayında bonzai uyuşturucu maddesi kullandıktan sonra tartıştığı ağabeyi Bülent ve çocukları İsmail(2), Ertuğrul(9) ve Büşra'yı (12) evlerinde katlederek öldürdü. Bu olayın ardından mahallede uyuşturucu ile mücadele başladı. Uyuşturucu satmak için gelenlere mahalleli tepki gösterirken, Tamer Dindoruk, uyuşturucu sattıkları gerekçesiyle M.T. ve V.Y. ile yaşadıkları tartışmada arbede yaşandı. Uyuşturucu sattıkları gerekçesiyle mahallilerin kendilerini dövdüğünü iddia eden M.T. ve V.Y.'nin şikayeti üzerine haklarında dava açılan Tamer Dindoruk, Edirne 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde 15 ay kardeşi Ömer Dindoruk ise 7 bin 500 lira para cezasına çarptırıldı.
Uyuşturucunun 4 cana mal olduğunu ve buna karşı mahalleli olarak tepki gösterdiklerini ifade eden Dindoruk, "Feyyaz Doksat uyuşturucu etkisiyle ağabeyi Bülent, 3 yeğenini öldürdü. Bu olaydan sonra mahallede uyuşturucuya karşı bir tepki oluştu. Uyuşturucu kullandığını bildiğimiz, satan kişileri güvenlik güçlerine bildirdik. Cinayetlerden bir kaç gün sonra uyuşturucu satan 2 kişiyle mahallede bir tartışma yaşadık. Onlarda beni şikayet ettiler. Yaklaşık 1.5 yıl süren mahkemenin ardından Edirne 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi M.T. ve V.Y.'nin uyuşturucu sattığını kabul etse de 'basit yaralama' suçundan bana 15 ay hapis, kardeşim Ömer'e de 7 bin 500 lira para cezası verdi. Biz bu iftirayı ve cezayı hak etmedik" dedi.
'CEZAYI KENDİLERİ VEREMEZLER'
Mahkeme kararında M.T. ve V.Y.'nin uyuşturucu sattığının mahkemece de kabul edildiği ifade edilerek, "Sanıkların bu eylemi müştekilerin uyuşturucu satmalarına tepki olarak gerçekleştirdiği mahkememizce de kabul edilmiş ise de burada doğrudan sanıklara yönelik haksız bir eylem olmayıp, toplumsal tepki yaratacak bir eylemden bahsedilmektedir. Her ne kadar sanıkların bu eylemi karşısında öfke duyması mümkün ise de kolluk kuvvetlerini çağırıp gerekli işlemleri yapmak, şahısları ihbar etmek ve teslim etmek yerine toplum etkisi altında şahsi olarak kendileri ceza verecek nitelikte müştekileri darp etmişlerdir" denildi.
Kararı temyiz ettiklerini ve dosyalarının Yargıtay aşamasında olduğunu belirten Dindoruk, "İçişleri Bakanımızda uyuşturucuyla müdahale konusundaki açık fikirlerini paylaşmıştı. Mahallemizi uyuşturucudan temizlemek istiyoruz. Emekli bir asker olarak elimden geldiği ve hukuki çerçevede mücadeleye devam edeceğim. Ancak iftira sonrası bu mahkeme kararı bizleri çok üzdü" dedi.
Tamer Dindoruk'un kuzeni olan Feyyaz Doksat, 2016 yılında kullandığı bonzai uyuşturucu maddesinden sonra ağabeyi Bülent ile yeğenleri Ertuğrul, İsmail ve Büşra Doksat'ı başlarına baltayla vurarak öldürdü. Olayın ardından tutuklanan Feyyaz Doksat, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle Edirne 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Tamer Dindoruk mahallede yürümesi
Kahveye gelişi
Gençler ile konuşması
Masadan genel detay
Sokakta yürümesi
Tamer Dindoruk ile röp.
Mahkeme kararı
Detaylar
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN- Ali Can ZERAY/EDİRNE,-
===================================================
Tutkunu olduğu araçlara yeniden hayat veriyor
AYDIN'ın Efeler ilçesinde, 'vosvos' olarak adlandırılan eski Volkswagen araçları restore ederek adeta tekrar yaratan 38 yaşındaki İhsan Metinkale, "Bu sevda babamla Almaya'dan Türkiye'ye, Volkswagen T2 minibüs ile gelip giderken başladı. Ben de bu sevdayı onlara tekrar can vererek sürdürüyorum" dedi.
Aydınlı otomobil ustası İhsan Metinkale, Almanya'da Volkswagen fabrikasında işçi olarak çalışan babasından esinlenerek Türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra bir işyeri açtı. Açtığı işyerinde küçük yaşlarda başlayan vosvos sevdasını onları tekrar can vererek sürdürmeye başladı. Rahmetli babasından bu mesleğin miras kaldığını anlatan Metinkale, "1960'da Almanya'ya işçi olarak giden babam 25 yıl orada kaldı. Orada otomobil fabrikasında çalışmaya başlamış. O yıllarda her yıl yaz tatillerinde Volgswagen T2 minibüslerle geldik gittik. Benim bu araçlar üzerindeki sevdam çok küçük yaşlarda oradan başladı. 1989 yılında ise Türkiye'ye kesin dönüş yaptık. O yıldan bu yana da Aydın'da bu işi devam ettirmeye çalışıyoruz" dedi.
SIFIR ARAÇ OLUYOR
Restorasyon yapılan araçların sıfırını aratmadığını dile getiren Metinkale, "Bu araçları toplama aşamamız tamamen müşterilerimizin bütçesi ile alakalıdır. Bazen 10 bin TL civarında bir toplama yapıyoruz. Ama araç restorasyonunda yaklaşık 50-60 bin TL arasında bir maliyet oluyor. Araçların restorasyonu, kaporta, elektrik, motor ve döşemenin hepsi sıfırdan orijinal olarak ve sadık kalınarak yapılıyor. Genellikle piyasada 1960 ve 1970 model araçlar daha çoğunlukta bulunuyor. Şu anda restorasyonunu yaptığım 1966 model araç bulunuyor. Bu araca yaklaşık 70 bin TL civarında bir masraf gidecek. Bir aracın çalışır duruma gelmesi yaklaşık 7 ay sürüyor" dedi.
"VOSVOS SEVDALILARI ÇOK"
Vosvos sevdalıların çok olduğunu ifade eden Metinkale, "Aydın'da da yaklaşık 35 civarında vosvos sevdalımız var. Türkiye'de bu işi yapan 10 ustadan birisi benim. Yedek parça konusunda hiçbir sorun yaşamıyoruz. Ankara, İstanbul ve İzmir'de olmak üzere 3 büyük firmadan istediğimiz parçaları temin edebiliyoruz. Bu bir sevda işi bu sevdada yer alan arkadaşlarımız diğer illerde de olduğu gibi bazı etkinliklerde düzenliyoruz. Ayvosbüs Kulüp ile bu etkinliklerde kan bağışı ve kitap bağışı gibi birçok etkinlik de yapıyoruz. O kadar sevdalıyız ki şu anda küçük kızım Hilal Metinkale'nin bile akülü Volkwagen'i var, onunla oynuyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Volkswagen araçlardan ve işyerindeki çalışmalardan görüntü
İhsan Metinkale'nin konuşması
Haber- Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,
=======================================================
İnci kefali değer bekliyor
DÜNYADA sadece Van Gölü'nde yaşayan ve son yıllarda alınan önlemlerle nesli koruma altına alınan inci kefali balığı, Van Gölü çevresinde yaşayan yüzlerce ailenin geçim kaynağını oluşturuyor. Havaların soğuması ile birlikte her birinde 5-10 kişinin çalıştığı 165 balıkçı teknesi, sabah erken saatlerinden itibaren avlanmak üzere göle açılıyor. Ancak, ekmeğini bu yolla kazanan balıkçılar inci kefalinin hak ettiği değeri görmediğini düşünüyor.
Üreme döneminde Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı sularından çıkarak tatlı sula ve dere yataklarına uçarcasına göç eden inci kefalleri, 90 günlük süre ardından yeniden göle dönüyor. Son yıllarda tatlı su kenarları ve dere yataklarında alınan tedbirlerle nesli koruma altına alınan inci kefali, Van Gölü çevresinde yaşayan yüzlerce aileye de geçim kaynağı oluyor. Avlanma yasağının bittiği 15 Temmuz'dan itibaren göle açılmaya başlayan ve havaların soğumaya başlaması ile birlikte çalışmalarını yoğunlaştıran balıkçılar, avladıkları balık mitarının az olmasına rağmen memnun olduklarını söylüyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte göle ağlarını atıp, 'Vira Bismillah' diyerek ağlarını çeken balıkçılar, son yıllarda alınan tedbirlerden memnun. Van Gölü kıyısında bulunan Dereağzı Köyü'nde oturan ve 20 yıldır Van Gölü'nde balıkçılık yapan 3 çocuk babası 35 yaşındaki Mesut Değirmencioğlu, baba mesleğini sürdürdüğünü söyledi. İşini severek yaptığını anlatan Değirmencioğlu, tek sıkıntılarının balık fiyatları olduğunu, İnci Kefali'nin hak ettiği değerin çok altında satıldığını söyledi. Değirmencioğlu, balığı satıcılara 2- 2.5 lira arasında sattıklarını, tezgahlarda 5-6 liradan alıcı bulduğunu, yetkililerden fiyatları düzenlemelerini istediklerini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
-Balık avlamak için tekne ile Van Gölüne açılan teknenin dron ile çekilen görnütüsü
-Teknenin içerisinde ağlarını Göle atan balıkçılar
-Balıklar
-Göle atılan ağlardan yakın plan görnütüsü
-Ağlarda balıkları çıkartan balıkçılardan genel ve detaylar
-Tutulan balıklar
-Balık tutan balıkçılar
-Akdamar adası
-Balıkçı teknesinin dron ile çelmiş görüntüsü
-Genel ve detaylar
-BalıkçıMesut Değirmencioğlu ile röportaj
-Türk bayraklı balıkçılarnı teknesi
-Teknenin içerisinde balıklar
-Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Arif KARAKAŞ- Safa ATMACA/VAN, -
=====================================================
Karnından iki basketbol büyüklüğünde böbrek çıkarıldı
ANTALYA'da polikistik böbrek (PKBH) hastası Sabriye Çelik'in (42) karnından her biri basketbol topu büyüklüğünde 2 böbrek çıkarıldı. Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Alper Demirbaş, "Böbreklerin her biri yaklaşık 40 santimetre ve toplam 11,5 kilo ağırlığındaydı. Hastamız adeta karnında iki basketbol topu taşıyordu. Hastamıza eşinin verdiği böbreği naklettik" dedi.
Trabzon'da oturan ev kadını 2 çocuk annesi Sabriye Çelik, 15 yıl önce karın ağrısı şikayetiyle hastaneye gitti. Polikistik böbrek teşhisi konulan Sabriye Çelik'e, teşhisin konulduğu 2003 yılından beri çeşitli tedaviler uygulandı. Ancak son günlerde tedaviye yanıt alamayan Çelik'e doktorlar, "Ya diyalize gireceksin ya da nakil olacaksın" dedi. Bunun üzerine böbrek nakli olmaya karar veren Sabriye Çelik, 26 yıllık hayat arkadaşı 51 yaşındaki Çetin Çelik'le Antalya'da özel bir hastaneye başvurdu. Hastanenin organ nakli bölüm başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, yaptığı tetkiklerde Sabriye Çelik'in böbreklerinin boyutunun normalin çok üstünde olduğunu tespit etti. Muayenede Sabriye Çelik'in böbreklerinin her birin yaklaşık 40 santimetre olduğu ve diğer iç organları sıkıştırdığı da belirlendi.
EŞİNİN BÖBREĞİ NAKLEDİLDİ
Bir süre hastanede gözetim altında tutulan ve böbrek nakli için hazırlanan Sabriye Çelik, Prof. Dr. Alper Demirbaş ve ekibi tarafından ameliyata alındı. Çelik'in her iki böbreği başarılı bir operasyonla alınırken, bir firmada satış temsilcisi olarak çalışan eşi Çetin Çelik'ten alınan böbrek de nakledildi.
'KARNINDA İKİ BASKETBOL TAŞIYORDU'
Prof. Dr. Alper Demirbaş, normal bir böbreğin 100 gram ağırlığında ve yaklaşık 10 santimetre uzunluğunda olduğunu söyledi. Sabriye Çelik'in böbreklerinin ise her birinin yaklaşık 40 santimetre boyunda, toplam ağırlıklarının 11.5 kilo olduğunu belirten Prof.Dr. Demirbaş, "Hastamız adeta karnında iki basketbol topu taşıyordu" dedi.
'BU KADAR BÜYÜK BÖBREK GÖRMEMİŞTİM'
Böbrekleri çıkardıktan sonra hastanın eşinin verdiği böbreği naklettiklerini kaydeden Prof.Dr. Demirbaş, "Nakilden kısa süre sonra böbrek çalışmaya başladı. Hastanın kan değerleri normale döndü. Şu an böbrek fonksiyonları normal. Bu, bizim için büyük mutluluk. Bugüne kadar 6 bin böbrek nakli ameliyatı yapmış bir cerrahım. Bunların içinde polikistik böbrek hastalığı yaklaşık yüzde 1-2'lik bir kısma tekabül eder. Ama bu kadar büyük böbrek hiç görmemiştim" diye konuştu.
'KARNININ İÇİNDE DİĞER ORGANLARA YER KALMAMIŞTI'
Normal bir böbreğin tek elle rahatlıkla taşınabildiğine değinen Prof. Dr. Alper Demirbaş, "Hastamızdan çıkan böbrekleri iki elimizle alıp masanın kenarına koyabildik. Karnının içinde diğer organlara adeta yer kalmamış, organlar karın içinde bir yerlere sıkışmıştı" dedi.
"Organ nakli bir mucizedir" diyen Prof. Dr. Demirbaş," Sabriye Çelik artık normal yaşantısına devam edebilecek. Sağlıklı bir böbrekle sağlıklı bir hayat yaşayacak. Böyle uç noktadaki hastaların sağlıklarına kavuştuklarını görmek bizi çok mutlu ediyor" diye konuştu.
'9 AYLIK HAMİLE GİBİYDİM'
Ameliyat sonrasında eşinin verdiği böbrekle hayata yeniden tutunan Sabriye Çelik ise hastalığı süresince yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Karnımdan toplam 11,5 kilo ağırlığında iki böbrek çıkarıldı. Böbreklerin o kadar büyük olacağını tahmin etmiyordum. Ameliyattan önce adeta 9 aylık hamile gibi karnım vardı. Böyle bir vücuda dönüşmem bir mucize. Trabzon'da 92 kiloydum. Ameliyata girerken 81 kiloydum. Şu an 70 kiloyum. 11 kilo gitti vücudumdan."
'EŞİM BANA VEREBİLECEĞİ EN GÜZEL HAYATI VERDİ'
Eşinin böbreğini vererek kendisine yeni bir sayfa açtığını belirten Sabriye Çelik, "Hayat kalitem değişti. Bana verebileceği en güzel hediyeyi verdi. Yeni bir hayat verdi" dedi.
'26 YIL SONRA YENİDEN EVLENMİŞ GİBİYİM'
Eşine böbreğini veren Çetin Çelik ise hissettiklerinin yaşanmadan anlaşılamayacağını söyledi. Çok mutlu olduğunu ifade eden Çetin Çelik, "Aileme yeniden kavuşmuş gibi hissediyorum. Anlatılamaz. İnanamıyorum. 26 yıllık evliyiz. Eşimle 26 yıl sonra yeniden evlenmiş gibi hissediyorum. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
POLİKİSTİK BÖBREK HASTALIĞI NEDİR?
Her iki böbrekte yer alan çok sayıda kistle kendini gösteren, karaciğer, pankreas gibi diğer organlarda da kistlere neden olabilecek genetik geçişli bir hastalıktır.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
Sabriye Çelik ve eşi Çetin Çelik detay
Sabriye Çelik röp
Çetin Çelik röp
Prof. Dr. Alper Demirbaş röp
Sabriye Çelik ve Çetin Çelik'ten detaylar
Haber: Selma KUNAR- Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, -
======================================================
41 yıldır kayak öğretmenliği yapıyor
Erzurum'un ilk kayak öğretmeni 71 yaşındaki Yıldırım Budak, 41 yıldan bu yana bu görevini sürdürüyor. 10 binin üzerinde kişiye kayak öğrettiğini belirten evli ve 5 çocuk babası Budak, "Türkiye'nin neresinde kayak öğretmeni varsa öğrencimdir. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nden 1992 yılında kayak antrenörü olarak emekliye ayrılınca görevimi Palandöken'de özel olarak sürdürmeye başladım. Sağlık ve sıhhatimi korumak için sporu hiç bırakmadım. 5 çocuğumdan erkek olan 3 öğlumda kayak öğretmenliği yapıyor" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Yıldırım Budak'ın kayaklarını giymesi
-Piste çıkması
-Telesiyejlerden detay
-Yıldırım Budak'ın kayak dersi
-Yıldırım Budak ile röp
-Kayaklarla gösteri yapması
Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
==========================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?