Dikili'de 67 göçmen böyle yakalandı
Sahil Güvenlik Ekipleri tarafından İzmir Dikili Killik Burnu önlerinde göçmen botu tespit edildi. Görevlendirilen Sahil Güvenlik Botları tarafından, tespit edilen göçmen botu durdurularak içerisinde bulunan Suriye uyruklu 67 göçmen yakalandı.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Ekiplerin görüntüsü
-Göçmenlerin görüntüsü
-detaylar
Haber-Kamera: İZMİR
========================================================
Yaylada düşünce yaralandı, askeri helikopterle kurtarıldı
Gece yarısı operasyon yapıldı
RİZE'nin Çamlıhemşin İlçesi'ndeki Kaç kar Yaylası'nda yürüyüşe çıkan 54 yaşındaki Osman Akgöz, kayalıklardan düşünce ağır yaralandı. Akgöz, bölgeye sevk edilen askeri helikopterle gece yarısı alınarak hastaneye ulaştırıldı.
Çamlıhemşin İlçesi'nde Osman Akgöz akrabası Vahit Akgöz ile birlikte dün sabah Tar Deresi güzergahında yürüyüşe çıktı. Öğle saatlerinde Kaçkar Yaylası Mevkii'ne ulaşan iki kişiden Osman Akgöz dengesini yitirince kayalıklardan uçuruma düştü. Yaralanan Akgöz için telefonun kapsama alanına giren bir bölgeye ulaşan Vahit Akgöz durumu Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü'ne ileterek yardım istendi. Bölgeye sevk edilen AFAD, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ve jandarma 5 saatlik yürüyüş ardından yaralıya ulaştı. İlk müdahalesi yapılan Akgöz'ün yaraları nedeniyle sedye ile taşınmasının riskli olacağını göz önüne alınarak AFAD İl Müdürü Şakir Kurk'a bilgi verildi.
GECE YARISI OPERASYON YAPILDI
AFAD Başkanlığı ile görüşen yetkililer Genelkurmay Başkanlığı'ndan askeri helikopter istedi. Malatya'daki 2'nci Ordu Komutanlığı Hava Arama Kurtarma Birliği'nden hareket eden gece görüş cihazları bulunan helikopter saat 01.30 sıralarında ulaştığı bölgeden yaralıyı aldı. Rize Limanı'na inen askeri helikopterden sedye ile alınan Osman Akgöz, askerler tarafından alanda hazır bekletilen ambulansa taşındı. Akgöz, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı.
AFAD İl Müdürü Şakir Kurk, uçurumdan düşerek yaralanan Osman Akgöz'e ekiplerin 5 saatlik yürüyüşle ulaştığını, sedye ile taşınmasının riskli olacağı göz önüne alınarak gece görüşlü askeri helikopterle kurtarıldığını söyledi. Kurk, "Devletimiz, gece- gündüz demeden vatandaşının yanındadır. Devletimizin gücü daim olsun" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
AFAD müdürünün sağlık ekibi ile telefonda görüşmesi
Helikopterin inişi
Yaralının ambulansa alınması
AFAD Müdürü açıklaması
Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR/ RİZE-
================================================
Oğlunun şehadet haberini alan anne zamanı durdurdu
'Bizim için o andan itibaren hayat durmuştur'
Siirt'in Pervari İlçesi'nde 5 yıl önce meydana gelen helikopter kazasında oğlu Uzman Çavuş Kürşat Güneş'in şehadet haberini alan anne Rahime Güneş evin duvarındaki saati 10.30'da durdurdu. O günden itaberen saati çalıştırmayan yüreği acılı anne Güneş, "Bizim için o andan itibaren hayat durmuştur" dedi. 10 Kasım 2012 tarihinde Siirt'in Pervari İlçesi'ndeki operasyonlara takviye amacıyla Jandarma Özel Harekat timini taşıyan İl Jandarma Komutanlığı'na ait bir Sikorsky S-70 helikopteri Herekol Dağı'nda düşmüş, 17 asker şehit olmuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Şehit Kenan Güneş'in fotoğraflarınıni olduğu duvar
-Anne ve babasından detay
-Şehidin fotoğraflarından detay
-Şehidin fotoğrafının olduğu duvardaki saat
-Baba Ağa Güneş ile röp
Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
==========================================
Keşli ailesinin 7 çocuğunun da dişleri yok
Muş'un Korkut İlçesi'ne bağlı Karakele Köyü yaylasında göçerlik yapan Siirtli Nuriye- Sait Keşli çiftinin 7 çocuğunun da hastalık nedeniyle dişleri döküldü. Akraba evliliği nedeniyle en büyüğü 27 yaşında en küçüğü ise 7 yaşında olan çocuklar tedavi edilmek istiyor. Evin en büyüğü İhsan Keşli, "Dişlerin dökülmesi yanında damak erimesi de olduğundan bacağımdan alınan kemikle çene kemiği yapıldı.Diş implatının maliyeti bir kişi için en az 30 bin lira. Kardeşlerimle birlikte toplam 210 bin liraya ihtiyacımız var. Kardeşlerim dişleri olmadığından toplumdan sürekli kaçıyor, insan yüzüne çıkmak istemiyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Keşli ailesinin dişleri olmayan çocuklarından detaylar
-Yayladaki evlerinden detaylar
-Hayvanlardan detaylar
-Röportaj
Haber-Kamera: Eser AYDIN/ MUŞ,
==========================================
Burası Akdeniz değil, Çıldır Gölü
Doğu Anadolu'da yaşayanlar, devam eden kavurucu sıcaklıklardan korunmak için deniz seviyesiyenden 1950 metre yükseklikte bulunan Çıldır Gölü'ne akın ediyor. Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden olan Ardahan'daki Çıldır Gölü, sahip olduğu doğal yapısı ve güzellikleriyle her mevsim ağırladığı yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor. 123 kilometre alanı ile Van Gölü'nden sonra Doğu Anadolu Bölgesi'nin ikinci büyük gölü olan Çıldır'a gelen fakat yüzme bilmeyenler ise demiryolunda kullanılan ahşap traversleri göle atıp bir bot gibi kullanıyor. Göl kenarındaki ağaçlık alanda mangal yapanlar terleyince göle girip dakilalarca yüzerek serinliyor. Bayram tatilinde göle gidenler, "Burası Akdeniz sahillerini artamıyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Çıldır gölünde yüzenler
-Traversler ile yüzenler
-Suda eğlenen çocuklar
-Röportajlar
Haber-Kamera: Suat İNCEDERE/ ÇILDIR, (Ardahan),
==========================================
Bayram boyunca minareye çıktılar
Muş merkeze bağlı Gündoğan Köyü'nde yaşayanlar, baz istasyonu olmaması nedeniyle uzaktaki akrabalarını bayramda cep telefonu ile konuşabilmek için gün boyu caminin minaresine ya da yüksek tepelere çıkmak zorunda kaldı. Gündoğan köyü muhtarı Necmettin Gül, köylerinde cep telefonuyla konuşmanın neredeyse imkansız olduğunu, vatandaşların caminin minaresine ya ya da tepelere çıkarak şebekeye ulaşabildiğini söyledi. Bu durum yüzünden mağdur olduklarını ve bugüne kadar yaptıkları müracaatlardan olumlu sonuç alamadıklarını ifade eden Gül, firmların yardımını beklediklerini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Köylülerin minareden telefon görüşmesi yapmaları
-Köylülerin dağa çıkıp telefon görüşmesi yapması
-Röportaj
-Köyden detaylar
Haber-Kamera: Eser AYDIN/ MUŞ,
==========================================
Şairlerin adını anıt ağaçlarda yaşatıyor
ÇANAKKALE'de yaşayan 77 yaşındaki Cevat Yaltıraklı, evinin bahçesinde ve sınırında kalan asırlık palamut ağaçlarına verdiği ünlü şairlerin adlarını ölümsüzleştirirken, bu sayede ağaçların korunmasını da sağlıyor.
İstanbul'da uzun yıllar müteahhit ve restoratör olarak çalıştıktan sonra yerleştiği Çanakkale'ye bağlı Yapıldak Köyü Saltık Mahallesi'ndeki yazlığında emekliliğin tadını çıkaran 77 yaşındaki Cevat Yaltıraklı, örnek bir davranışa imza attı. Yaklaşık 40 yıl önce yazlığını yaptırırken, arsa içindeki palamut ağaçlarını kesmek yerine gözü gibi bakarak bugünlere ulaşmasını sağlayan Yaltıraklı, bu ağaçların uzun yıllar korunabilmesi için ilginç bir yöntem geliştirdi. Hem yazlığının bahçesinde hem de sınırında bulunan çok sayıdaki 80-100 yaşında palamut ağaçlarına vatan ve milli şairlerimizin adlarını verdi.
Doğasever Cevat Yaltıraklı, İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, Namık Kemal, Yahya Kemal, Behçet Kemal, Halide Edip Adıvar gibi ünlü şairlerin adlarını yazdırdığı plaketleri ağaçların gövdelerine çakarak, hem şairlerin isimleri ölümsüzleşti, hem de anıt ağaçları koruma altına almış oldu. 40 yıl önce yazlığını yaptırırken var olan palamut ağaçlarını anıt ağaç olarak kabul edip, ünlü şairlerin adlarını verdiğini anlatan Yaltıraklı, "İnşallah bu davranışım örnek alınır ve diğer vatandaşlarda kendi bulundukları bölgedeki anıt ağaçları, bildikleri şairlerin adlarını vererek korumuş olur. Ben inanıyorum ki, bu ağaçların üzerinde şairlerimizin adları olduğu için kimse zarar veremeyecek" dedi.
Gelip geçerken ağaçların üzerinde şairlerin adlarını görüp, kendisine sorular sorulduğunu da belirten Cevat Yaltıraklı, "Bir vatandaş buradan geçerken ağaçta Yahya Kemal'in adını görmüş. 'Yahya Kemal bu ağacın altında kahve mi içi de sen adını koydun' diyen oldu, Ben de şairimizin adını ölümsüzleştirmek ve ağacı koruma altına almak için yaptığımı söyledim. Tebessüm etti. Genellikle olumlu tepkiler oluyorum" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Üzerinde şair adlarının yazılı olduğu ağaçlardan görüntü.
Cevat Yaltıraklı ile röp.
Haber- Kamera: Burak GEZEN/ ÇANAKKALE,
===============================================
Bu mahallenin girişi kapıdan
MUĞLA'nın Marmaris İlçesi'nin Çiftlik Koyu'nda bulunan 53 haneli Ilgın Mahallesi'nin sakinleri, yerleşimi vahşi hayvan ve satıcılardan uzak tutmak için tel örgülerle çevirip girişe de kapı koydu. Mahalle sakinlerinden Gülseren Eroğlu, "Bütün mahalle birbirini tanır, dışarıdan denize gelenler mahallemizi bozmaya başlayınca etrafını tel örgüyle çevirip giriş kapısı koyduk" dedi.
Çiftlik Koyu'nda otel ve restoranların arkasında 2 cadde ve 6 sokaktan oluşan 53 haneli, yaklaşık 250 nüfuslu Ilgın Mahallesi, özelliğiyle dikkat çekiyor. Tertemiz caddeleri, bakımlı bahçeleri ve meydanındaki kitaplığıyla dikkat çeken mahallenin sakinleri, yerleşimi vahşi hayvan ve satıcılardan uzak tutmak için tel örgülerle çevirip girişe de kapı koydu. Ilgın Mahallesine 200 metre uzaklıktaki Çiftlik Adasını 2015'te 30 milyon dolara satın alan işadamı Ali Ağaoğlu'nun komşu olduğu mahalleli, izole ettikleri yerleşimin daha korunaklı ve güvenli olduğunu söyledi.
Mahallede 1974'ten beri yaşayan Gülseren Eroğlu, "Burayı babam ve arkadaşları keşfetti ve 1974 yılında arsalarımızı aldık. Buraya evler yapılmaya başlandığında karayolu yoktu ve tüm malzemelerimiz denizyoluyla getirildi. 1983'te evler bitti. Elektrik ve su yoktu. Yolunu imece usulüyle burada yaşayanlar olarak yaptık. Suyu da öyle getirdik diyebilirim. Burada yaşayanların sayısı yükselince o zaman köy olan Bayır'a bağlı bir mahalle olduk. Hızla sayımız çoğaldı ve çocuklarımız sokak aralarında oyun oynamaya başlayınca araçların giriş çıkışı, sokak aralarında hız yapmalarından rahatsız olduk. Tüm mahalle yaşayanları olarak birlikte karar alıp çevreyi tel örgülerle çevirdik. Bir de satıcıların sokak aralarında dolaşmasını da istemediğimiz için girişe de kapı koyduk. Evlerin önü zaten plaj ve oradan giriş çıkışlarda sorun yok. Burada yaşayan herkes birbirini tanıdığı için kapı sorun olmadı ve hatta herkes bundan mutlu oldu" dedi.
"DENİZE GELENLER PİSLİK BIRAKMAYA BAŞLADI"
Bölgenin kum ve denizinin güzelliğine değinen Gülseren Eroğlu, "Denize gelenler, giderken çöplerini burada bırakmalarından bıktık usandık. Burada eski Osmanlı ve Türk ailelerinden oluşan bir topluluğuz. Çocuklarımız çok rahat hareket ediyor. Herkes birbirine gidip geliyor ve evlerimizde camlarımız açık yaşıyorduk. Ama dışardan sürekli gelenler bizim bu havamızı bozmaya başlayınca biz de tedbir almaya yöneldik. Hatta denize giren hanımlardan birisi evlerden birisine girerek tuvalete bile girmeye kalkışmıştı. Bunu yapmaktan başka çaremiz yoktu. Yaz- kış sürekli oturan fazla olmadığı için kalabalık değiliz. Adeta bir site gibiyiz. Herkes birbirini yakından tanır. Hiç sorun yaşanmaz. Mahallemiz hemen dağın eteklerinde olduğu için önceleri vahşi hayvanlardan, özellikle yaban domuzlarından korunamıyorduk. Bahçe ve çevremize çok zarar veriyorlardı. Bu nedenle önce mahallenin çevresini tel örgü ile kapattık. Sonra baktık ki kapısız çirkin duruyor, biz de kapı yaptırdık" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Çiftlik Koyu'ndan görüntüler.
Ilgın Mahallesinden görüntüler
Mahalle girişindeki kapı ve tabelalar
Gülseren Eroğlu ve kapıdan çıkış yapmak üzere olan bir araç sürücüsüyle röp.
Haber- Kamera: Mustafa SARIİPEK/ MARMARİS(Muğla),
============================================
İncir çekirdeği yağıyla kazancı katlayacaklar
AYDIN'da incir üzerine araştırmalar yapan Mucit İş Adamları Platformu'nun (MÜTİAP) yönetim kurulu üyesi Mehmet Şimşek, incirin çekirdeğini ayıklayarak elde ettikleri incir yağının omega deposu olduğunu ve sağlıkta mucizevi bir etkiye sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye'de en fazla incir üretiminin yapıldığı Aydın'da üreticilerin daha fazla gelir elde edebilmesi için çalışmalar yaptıklarını anlatan MÜTİAP Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şimşek, incirin sıradan bir meyve olmadığını söyleyerek içerisinde taşıdığı bazı bulgularla ilaç sanayisinde bile kullanılabileceğine dikkat çekti. Daha önceki çalışmalarda incirden cips, incir kahvesi, incir unu gibi bazı materyaller elde ettiklerini anlatan Şimşek, daha sonra incirin çekirdeğini ayıklamak sureti ile incir yağını elde ettiklerini açıkldı. Şimşek, "Bu incir çekirdeği yağını da analize gönderdiğimizde çok ilginç sonuçlarla karşılaştık. İçerisinde balıklarda dahi rastlanmayan omega 3-6- ve 9 bulunuyor. Yüzde 40 oranında omega 3, yüzde 30 oranında omega 6, yüzde 17 oranında da omega 9 tespitini yaptık. D vitamini olarak da dünyada şu ana kadar rastlanmış en yüksek değer olan 100 gramda 400 miligramı ihtiva ettiğini tespit ettik" dedi.
"İNCİR SIRADAN BİR MEYVE DEĞİL"
Büyük Menderes Havzası'nın üretimde eski günlerine dönmesi için üretici ve sanayicinin el ele verdiğini anlatan Şimşek, incirin çok yüksek katma değer üretebileceğini dile getirdi. İncirden elde edilen yaklaşık 200 milyon dolarlık kazancın arttırılarak 1 milyar dolarları bulabileceğini ifade eden Mehmet Şimşek, "İncir sıradan bir meyve değil, bundan sonra da alışıla geldiği dışında ilaç statüsünde kullanılabilir. Biz bunu tescilletmiş olduk. Omega yağ asitinin insan metobilazmasının gelişmesi üzerinde hücre yapıcı etkisi var. Ama bunun yanında da E vitamini olarak da beşikten mezara kadar her insanın tüketmesi gerekir. E vitamininde 8 çeşit kategori varken, 'gamata gamaul' denen madde sadece incirde bulunmaktadır. Bizim dışarıya satabileceğimiz bir enerjimiz, bir petrolumuz yok ama sağlık açısından rekabette ön plana çıkabilecek bir unsur olarak incirimiz var. İncir bu şekilde değerlendirildiği anda ülkemize çok büyük oranda katkı sağlayacak. Bunu devletimizin büyükleri ile paylaşıyoruz" dedi.
İNCİR YAĞININ KULLANIM ALANLARI
İncir çekirdeği yağının kapsül haline getirilip kullanılabileceğini açıklayan Şimşek şöyle konuştu.
"Kozmetik alanında kullanılabilir. Çünkü, ciltte kırışıklığa karşı, hücre yenileyici etkisi var. 6 aydan sonra beyin gelişimi tamamlanmamış bebeklerimizde kullanılıyor. Yaşlılarımızda Alzheimeir ve Parkinson gibi beyinsel rahatsızlıklara karşı uzmanlarımızın önerisiyle kullanılmaya başlandı. Çok fayda sağladığı tespit edildi. Klinik çalışmaları da halen devam ediyor. İncir çekirdeği yağı kanser çalışmalarında da kullanılacak. Masaj yağı olarak da kullanılabilir. Bu durum yurt dışı alanda da mercek altına alınmış durumda. İnsan metobilazmasının eritemediği bu incir çekirdeğinde bir hazine olduğunu düşünmüştük. Elde edilen sonuçlar da bizi bu konuda doğruladı"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-İncirden elde edilen cipsler, incir kahvesi ve incir çekirdeği yağı görüntüleri,
-Mehmet Şimşek'in konuşmasından görüntü.
Haber - Kamera: Bahattin ALBAYRAK/ KUYUCAK (Aydın),
============================================
Özgürlüklerini dansla buluyorlar
MANİSA'da faaliyet gösteren Dans Akademisi'ne katılan gençler bir yandan yeteneklerini keşfederken bir yandan özgürlüklerini buluyor.
Şehzadeler İlçesi 1'nci Anafartalar Mahallesi'nde faaliyet gösteren Manisa Dans Akademisi yeteneğini keşfetmek isteyen her yaştan vatandaşın yoğun ilgisini görüyor. Yaz sezonu sebebiyle 100 kayıtlı öğrencinin bulunduğu akademiye eylül ayından sonra kayıt yaptıranların sayısı 300 kişiyi buluyor. Akademide Salsa, Tango, Wals, Bale, Zumba, Bachota, Cha Cha Cha, Hip Hop, Break Dans ve halk oyunları dersi veriliyor. 14 yıldır dansla uğraşan ve 2.5 yıldır eşi Elif Doğan (37) ile birlikte dans eğitmenliği yapan Volkan Doğan (37) yaz sezonunda özellikle evlenecek olan genç çiftlerin düğünlerindeki ilk danslarını güzel olması için kendilerine geldiğini ifade etti. Doğan "Yaz sezonunda Latin Dansları ve düğün dansları büyük ilgili görüyor. Yazın çiftler düğünden önce bize başvurup dans öğreniyorlar. Çünkü ilk danslarını muhteşem olmasını istiyorlar. Ayrıca genç çiftlerimize ilk danslarını öğrettikten sonra düğünlerine katılarak onların mutluluklarına ortak oluyoruz" diye konuştu.
"ZAYIFLAMAK İÇİN GELEN KADINLARIMIZ VAR??
Volkan Doğan, öğrencilerin dansı eğlenmek ve sosyalleşmek için tercih ettiğini, bazı kadınların ise zayıflamak için dansa geldiğini dile getirdi. Doğan, "Dans eşliğinde spor yapıp bir terapi gibi streslerini atıyorlar. Zumba eşliğinde zayıflamak için gelen kadınlarımız bile var. Bazı gençler ilk geldiklerinde içine kapanık oluyorlar. Çevresiyle iletişim kurmakta zorlanıyor. Ancak belli bir müddet dansa başladıktan sonra çevresiyle sosyalleşmeleri artıyor. Yani kendi özgüvenlerini ve özgürlüklerini buluyorlar" dedi. Akademide 6 yaşından 55 yaşına kadar öğrencilerinin bulunduğunu söyleyen Doğan, öğrencilerin bir kısmını Türkiye Dans Federasyonu'nun çeşitli dallardaki yarışmalarında hazırladığını belirterek, "Yaklaşık 9 senedir Türkiye Dans Sporları Federasyonu'nun yarışmalarına katılıyoruz. Bu yarışmalardan yıldızlar ve gençler kategorilerinde Türkiye şampiyonluğu ve çeşitli dereceler kazandık. Bu yıl da aralık ayında başlayacak olan yarışmalara da şimdiden hazırlanmaya başladık" dedi.
"PARTNERİMDİ EŞİM OLDU"
Eşi Volkan doğan ile 2.5 yıl önce evlendiğini söyleyen dans eğitmeni Elif Doğan ise, "İlkokuldan bu yana dansla uğraşıyorum. Eşim ise 2.5 yıl öncesine kadar benim danslarda pantnerimdi. Şimdi eşim oldu ve kendi akademimizi açtık. Dansla yakaladığımız mutluluğu şimdi genç nesillere aşılıyoruz. Manisa"ya dansı sevdirmeye çalışıyoruz" dedi.
GENÇLER İÇİN DANS ÖZGÜRLÜK DEMEK
Manisa Dans Akademisinde 6 aydır eğitim aldığını dile getiren 23 yaşındaki Mert Alkan, dansın kendisi için özgürlük ifade ettiğini dile getirdi. Alkan, dans ile kendi özgüvenini bulduğunu belirterek, "Daha önce halk oyunları ile uğraşıyordum. Şimdi hem Hiphop ve Latin dansları öğrenmeye çalışıyorum. Dansın içine girdikten sonra kendi ezgimi ve ruhuma hitap ettiğini fark ettim. Dans benim için artık özgürlük" dedi.
Dans eşliğinde kendisini ifade edebildiğini dile getiren 19 yaşındaki Ezgi Deniz Balta, "Yaklaşık 5 senedir dansla uğraşıyorum. Daha önceden jimlastikle uğraşıyordum. Bırakınca kendimde bir boşluk hissettim ve başka bir şeyler yapmak istedim. Sonra dansa başladım. Dans edince kendimi buluyorum" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
-Dans Akademisinde öğrenciler dans çalışırken görüntü,
-Dans Akademisi sahibi ve dans eğitmenleri Volkan Doğan ile eşi Elif Doğan'ın konuşmasından görüntü,
-Dans akademisinde eğitim gören iki öğrencinin açıklamasından görüntü.
Haber - Kamera: İlker KILIÇASLAN/ MANİSA,
====================================
Susurluk şeker fabrikası için geri sayım başladı
AK Parti Balıkesir Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Sema Kırcı, 11 Eylül'de açılacak olan Susurluk şeker fabrikasında 350 bin ton ürün işleneceğini, çiftçinin buradan 70-80 milyon liralık ticaret hacmi yakalayacağını söyledi.
Balıkesir'in Edremit ilçesini ziyaret eden AK Parti Balıkesir Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Sema Kırcı tarım ve hayvancılık ile ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin en büyük sulama kanallarından birinin Manyas'a kazandırıldığını belirten Kırcı, tarım ve hayvancılıkta verim artışı sağlanacağını kaydetti. Trakya Birlik tarafından açıklanan ayçiçeği fiyatlarının üreticiyi memnun ettiğini vurgulayan Kırcı, "Çiftçimizin, tarımımızın ve hayvancılığın daha iyi olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hükümetimiz gümrük vergilerini yükseltti, buğday da yaşanan sıkıntı ayçiçeğinde yaşanmayacak. Şuanda gümrük vergileri yükseldiği için ayçiçeği üreticimizi korumuş oluyoruz. İnşallah ayçiçeğinde çiftçimiz güzel verim alacak" dedi.
Susurluk şeker fabrikasının kapanması nedeniyle bölgede bir süreden beri şeker pancarı üretimi yapılmadığını hatırlatan Kırcı, bölge milletvekilleri olarak yaptıkları girişimler sonucu fabrikanın tekrar açılacağını söyledi. Susurluk şeker fabrikası hakkında bilgi veren Kırcı şunları söyledi:
"Susurluk şeker fabrikamızı 11 Eylül'de açıyoruz. Susurluk şeker farikasında 350 bin ton kadar bir ürünün teselsül ettirilmesini planlıyoruz. Bu nerden bakarsanız bakın 70-80 milyon tutarındaki bir rakamın çiftçimizin cebine girmesi demek. Çiftçimiz parasının önemli bir bölümünü de ürününü teslim eder etmez alacak. Başta Bursa ve Balıkesir olmak üzere Güney Marmara'nın tamamına hitap eden Susurluk şeker fabrikasının faaliyete geçirilmesi ile küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık sektörü de kazanç sağlayacak. En ucuz maliyetli yemlerden biri olan küspe ile bol ve ucuz yem üreticinin girdi maliyetlerini biraz daha düşürecek, hayvancılık daha da canlanacak. Çiftçiden nakliyeciye kadar bölge insanımıza ekmek kapısı olacak. Tarıma desteğimiz devam ediyor"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Sema Kırcı'nın konuşmasından görüntü.
Haber - Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/ EDREMİT (Balıkesir),
===========================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?