PROF. DR. ERDOĞAN: TÜRKİYE'DE GÜNDE 395 SURİYELİ BEBEK DÜNYAYA GELİYOR
TÜRK-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Murat Erdoğan, Türkiye'de günde ortalama 395, Şanlıurfa'da ise 50-55 Suriyeli bebeğin dünyaya geldiğini söyledi.
Şanlıurfa Valiliği öncülüğünde düzenlenen 'Şanlıurfa Barometresi Toplantısı'nda, Suriyelilerle mültecilerin yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu. GAP Tarımsal Araştırma Tesisleri'ndeki toplantıya Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, İl Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Murat Erdoğan, kaymakamlar ve belediye başkanları ile ilgili kurum amirleri katıldı. Toplantının açılışında konuşan Vali Abdullah Erin, "Yaptığımız birtakım çalışmalar neticesinde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlar ile bu çalışmalarla ilgili müzakere etmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Çalışmalarımıza devam edeceğiz. Destek veren bütün kurum kuruluşlara teşekkür ediyoruz. Gerek Urfalı kardeşlerimiz tarafından görülen sorunların çözülmesi, gerekse Suriyeli kardeşlerimizin sorun olarak gördükleri konularda çalışmalar yapıyoruz" dedi.
'TÜRKİYE'DE 3 MİLYON 585 BİN SURİYELİ VAR'
Prof. Dr. Mehmet Murat Erdoğan ise Suriyelilerle ilgili araştırma için kente gelen bir grup akademisyenle birlikte çalışma yürüttüklerini söyledi. Türkiye'de yaşayan Suriyeli nüfusuyla ilgili rakamlar veren Prof. Dr. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye nüfusu, Türkiye nüfusunun 4,44'üne ulaşırken, Şanlıurfa'da bu oran yüzde 23,62 olarak belirlendi. Türkiye'de 3 milyon 585 bin Suriye uyruklu vatandaş varken, Şanlıurfa'da 469 bin Suriyeli yaşıyor. Türkiye'de günde ortalama 395 Suriyeli bebek dünyaya gelirken, Şanlıurfa'da 50- 55 Suriyeli bebek dünyaya geliyor. İstihdam verilerine gelince; Şanlıurfa'da aktif çalışma nüfusundaki Suriyeli sayısı 210 bin civarındadır. Şanlıurfa'da zorunlu eğitim çağında olan Suriyeli nüfusu 150 bin ve Şanlıurfa'da 5 bin ek derslik, 208 okul, 7 bin 500 öğretmene ihtiyaç var."
'SURİYELİLER, MUTLUYUZ, DEDİ'
Şanlıurfa'da yaşayan Suriyelilerin çoğunun mutlu olduğunu belirttiğini aktaran Prof. Dr. Erdoğan, "Verilerimiz sonucunda; yüzde 80 oranında bir çoğunluk mutlu olduklarını dile getirirken, Şanlıurfalılara minnet duyduklarını söylediler ama bu oran kamplarda kalan Suriyelilerde aynı değil" dedi.
Toplantı, verilerin paylaşılmasının ardından basına kapalı devam etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
Şanlıurfa Barometresine katılan katılımcılar
Vali Abdullah Erin konuşma yapması
Prof. Dr. Mehmet Murat Erdoğan, konuşması
Şanlıurfa'da yaşayan Suriyeli çocuklar ve aileleri
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 237 MB
==========================
GÖRME YETİSİ AZALAN BÜŞRA'NIN TEDAVİSİ İÇİN 25 BİN LİRA GEREKİYOR
ŞANLIURFA'nın Ceylanpınar ilçesinde oturan Ömer- Fahriye Malkaç çifti, tansiyon hastalığı nedeniyle sağ gözünü kaybetme aşamasına gelen 14 aylık kızları Büşra'nın ameliyatı için 25 bin liraya ihtiyaç duyduklarını belirtip, yardım çağrısında bulundu.
Mevlana Mahallesi'nde oturan 2 çocukları bulunan işsiz Ömer ile ev hanımı Fahriye Malkaç çiftinin tek kızları Büşra, 9 aylıkken geçirdiği göz tansiyonu hastalığı nedeniyle sağ gözünde görme kaybı yaşadı. Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan müdahale ve 3 ameliyatın ardından görmeme noktasına gelen minik Büşra'nın kahverengi olan sağ gözü, mavi renge dönüştü. Malkaç çifti, kızlarının görebilmesi için gerekli ameliyatın 25 bin liraya yapıldığını ancak bunu karşılayacak maddi durumlarının olmadığını belirtti. Kızının günden güne görme yetisini kaybettiğini anlatan Fahriye Malkaş, "Çocuğumu doktora götürüyordum, gözünden yaş geliyordu. Doktorlar iltihap olduğunu söyleyerek bir şey olmadığını söylediler. Kızımın gözünden tansiyon varmış bilemediler. Kızımın tedavisi devlet hastanelerinde yapılmıyor, özel hastanede yapılıyor. Elimizde ve avucumuzda ne varsa kızımın tedavisi için harcadık. Şu an elimizde hiçbir şey kalmadı, özel hastanede son bir ameliyat daha olması gerekiyor. Dördüncü ameliyat için 25 bin lira gerekiyor. Ancak buna gücümüz yok. Hayırseverlerden yardım bekliyoruz" dedi.
Ömer Malkaç ise düzenli bir işi olmadığını ifade ederek, kızının tedavi edilmesini istedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------------
Büşra'dan detay görüntüler
Anne Fahriye Malkaç ile röportaj
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Şafak SAĞ-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 376 MB
=======================
ABD'den Konya'ya gelip, öldürdüğü eski eşinin kocası için gözaltında dua etmiş (2)
TUTUKLANDI
Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) Türkiye'ye gelip, Konya'da eski eşinin kocası Hüseyin Alşahin'i (30) kızını kendisine göstermediği gerekçesiyle tabancayla vurarak öldüren Halil İbrahim Kaya (30) polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Güvenlik amaçlı çelik yelek giydirilerek adliyeye getirilen Kaya, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Haber: Tolga YANIK KONYA DHA)
==========================
ANADOLU'NUN RENKLERİ YÖREX'TE BULUŞTU
ANTALYA Ticaret Borsası'nın (ATB), bu yıl 9'uncusunu düzenlediği Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) başladı.
Antalya Expo Center'da 24-28 Ekim tarihleri arasında düzenlenen fuarın açılışına Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, eşi Ebru Türel, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Habip Asan, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
Antalya'da 5 gün boyunca 72 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden katılımcılara ev sahipliği yapacak YÖREX'te bu yıl 485 kurum ve firma bulunuyor. Türkiye'nin 7 bölgesinden onlarca ilden gelen yöresel lezzetler ve değerlerin sergilendiği fuarı, 5 gün boyunca 200 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
YÖREX'in artık 9 yaşında olduğunu belirten Vali Münir Karaloğlu, YÖREX'in başardığı en önemli konunun yerel ürünler konusunda ortaya koyduğu farkındalık olduğunu söyledi. Türkiye'de coğrafi işaretli ürünlerin 9 yıl önce bugünkü kadar bilinmediğine dikkati çeken Vali Karaloğlu, "Coğrafi işaretli ürün sayımız 100 küsurdan 400'lere yaklaştıysa oda ve borsalar, kamu kurum ve belediyelerin mutlaka katkısı var ama farkındalık oluşturmak açısından YÖREX'in büyük katkısı var. YÖREX Türkiye içindeki rüştünü, gelişimini tamamlanmıştır. 2-3 senedir aynı şeyleri konuşuyoruz ve atık YÖREX'i uluslararası alanlara taşımalıyız" dedi.
Anadolu'nun binlerce yıllık ürünlerinin YÖREX'te bir arada bulunduğunu belirten Büyükşehir Belediye Bakanı Menderes Türel ise "9 yıl önce başlayan bu fuarın yıllar içindeki değişim ve gelişimine hep beraber şahit olduk. İlk yıl 24 bin ziyaretçinin katıldığı ve bugün 200 bine yakın ziyaretçinin beklendiği bu fuarın önemli bir gelişim sergilediği görülmektedir" diye konuştu.
AVRUPA'YA TAŞINACAK
Dokuz yıldır YÖREX'e katılma sebebinin burada 81 milyonun, yani bu toprağın sahip olduğu zenginlikler olduğunu belirten TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da YÖREX'in coğrafi işaretli ürünlerin hem Türkiye hem dünya ile buluşmasını sağladığını açıkladı. YÖREX'in birlik ve beraberliğin sembolü olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, yöresel ürünlerin zenginlik anlamına geldiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, "Eğer zengin olmak istiyorsanız, illerinizi ve ilçenizi zengin etmek istiyorsanız kendi yöresel ürünlerinize sahip çıkın, bunları markalaştırın dünyaya satın. Bakın Fransa bir tane peyniri markalaştırmış ve dünyaya satıyor. Bizde her il ve ilçede bir peynir çeşidi var ama markalaştıramamışız. Bugün Türkiye'de 150'nin üzerindeki ürünü odalarımız tescil ettirdi. Şimdi bunları esas AB'de tescil ettirmek lazım. Şu an sadece Gaziantep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısı var tescil edilen. Şimdi sırada diğer ürünler var ve inşallah bunları Avrupa'da tescil ettirebilirsek bizi kopyalayamayacaklar ve işte o zaman marka olacağız. Önümüzdeki dönemde de yöresel ürünlerimizi Avrupa'daki fuarlara taşıyacağız" diye konuştu.
TESCİLLİ ÜRÜN SAYISI 379
YÖREX'in coğrafi işaretli ürünler alanında önemli bir eksikliği doldurduğunu belirten Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Habip Asan, TPE olarak coğrafi işaretler sahasında yapılan çalışmalarda ülkemizin tarihi ve kültürel değerleri olan ve belli bir kaliteyi ve gelenekselliği garantileyen ürünlerin coğrafi işaret tesciliyle koruma altına alındığını söyledi.
Coğrafi işaretli ürünlerin ticarileşmesine yönelik çalışmalar yaptıklarını da anlatan Asan, "Halen 379 tescil mevcut olup, 413 başvurunun işlemleri devam etmektedir. Üç ürünümüz AB'de tecilli olup, 14 ürünümüz de başvuru aşamasında. Coğrafi işaret açısından en önemli konu bir taraftan atalarımızdan bize miras kalan bu değerleri gelecek nesillere aktarmak diğer taraftan da bu ürünlerin katma değerini yükseltmek ve üreticilerimizin daha fazla gelir kazandırmak" dedi.
81 İLİN BİRLİKTELİĞİ
YÖREX'in, TOBB'un desteği, 81 ilin birlik ve beraberliğiyle bugünlere geldiğini söyleyen ATSO Başkanı Davut Çetin, ekonomideki çalkantılara rağmen oda ve borsaların yöresel ürünler ve coğrafik işaret konusunda önemli çaba harcadığını ve birkaç yıl içinde coğrafi işaret sayısının 800'e yaklaştığını kaydetti. Dünyada fikri mülkiyet haklarının korunmasında 140 ülke içinde Türkiye'nin 94'üncü olduğuna dikkat çeken Çetin, "Fikri mülkiyet hakkına saygıyı halen yerleştiremedik. Oysa marka, patent ve coğrafi işaret çağımızın tapu senetleridir. Dijital ekonomiye geçiyoruz ve dijital ekonomide fikri mülkiyet hukuku artık hayati önem taşımaktadır. Dijital dönüşüme başlayacaksak, ülkemizde hukuk bilincini, hukuka saygıyı geliştirmekten başlamalıyız" diye konuştu.
SİZİN ORALARIN NESİ MEŞHUR?
YÖREX'in düzenleyicisi ATB Başkanı Ali Çandır, millet olarak üreten, tasarruf eden, paylaşan ve yardımlaşan bir karakterin bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu karakterimizi ortaya koymak için 'Sizin Oraların Nesi Meşhur?' diyerek kıyıda köşede kalmış, unutulmaya yüz tutmuş bize ait olan yöresel ürünlerimize tüm kararlılığımızla sahip çıkmaya çalışıyoruz. Başından beri bu konudaki çalışmalarımızın iki temel amacı bulunmaktadır. Yöresel ürünlerimizin hakkını ve hukukunu koruyarak ticaretini artırmak ve yüksek katma değer yaratmalarını sağlamaktır. Yöresiyle eşsizleşen bu ürünlerimize ticari değer kazandırarak ulusal ve uluslararası pazarda yayılmasını sağlamaktır" dedi.
COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜN SAYISI ARTIYOR
Gelişmiş ülkelerin uzun bir süre önce fark edip kendine has ürünlerine yarattığı yüksek katma değerli ve hacimli ticaretin farkına son yıllarda varıldığını belirten Çandır, "10 yıl önce yaklaşık 109 olan coğrafi işaretli ürün sayımız bugünlerde 370'i geçti. 400'ü aşkın ürünümüz de tescil beklemektedir. Oda ve borsalarımızca 500 civarındaki yöresel ürünümüz içinse çalışmalar devam ediyor. YÖREX sonrası coğrafi işaretli ürün sayımız her geçen gün biraz daha artıyor. Nitekim coğrafi işaretli ürün sayımızın yüzde 60'ı YÖREX sonrası tescillenmiştir. Yine coğrafi işaretli kanunu sonrası hızlı ve iyi bir performans sergiledik. Son iki yılda toplam tescilli ürün sayımızın yüzde 40'ını gerçekleştirdik. Bu yılbaşında ise coğrafi işaretli ürünlerimizde amblem kullanımının zorunlu hale gelmesiyle bir eksikliğimiz daha giderilmiş oldu" diye konuştu.
DEVLETTEN İKİ BEKLENTİ
Devletten bu konuda iki beklentileri olduğunu belirten Ali Çandır, "Bunlardan ilki yöresel ürünlerimizin hakkının hukukunun korunması ve ticaretinin geliştirilmesi için bir enstitünün kurulmasıdır. İkincisi ise coğrafi işaretli ürünlerimizin üretimi, depolaması, ambalajı, iç ve dış piyasada pazarlanması gibi konularda teşvikler sunması yönündedir. Yani devletimizden üreticiyi, ticaret erbabını ve ihracatçıyı daha fazla teşvik etmesini beklemekteyiz. Kısa sürede oluşan ilginin pozitif bir biçimde devam etmesi için bu iki beklentimizi öneri olarak sunuyoruz. Önümüzdeki yıl YÖREX'i yurtdışına taşımak için emek harcayacağız. Yedi bölgemizde yöresel ürünler ve coğrafi işaretlerle ilgili faaliyetlerimizi yıl boyuna yayılmış etkinliklerle devam edeceğiz. Planladığımız diğer bir faaliyet de YÖREX'i ürün odaklı ihtisaslaştırmak olacaktır" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------
Fuar açılışı
Protokol üyeleri detay
Vali Münir Karaloğlu, Belediye Başkanı Menderes Türel, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu detay
Rifat Hisarcıklıoğlu konuşma
Detay
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Habip Asan konuşma
Detay
ATB Başkanı Ali Çandır konuşma
Detay
Fuar alanı gezilmesi
Yöresel ürünler detay
Kangal köpekleri detay
Papağan detay
Baston detay
Ürünler detay
Haber: Mehmet ÇINAR- Alparslan ÇINAR- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)
======================
KÖPEĞİNİ KURTARMAK İSTEYEN DOKTOR ÖLÜMDEN DÖNDÜ
AYDIN'ın Efeler ilçesindeki bir sokağa bırakılan zehirli kemikleri yiyen Sibirya kurdu cinsi 'Poyraz' isimli 10 aylık köpek, zehirlenerek öldü. Köpeğinin can çekiştiğini görüp, suni teneffüs yaparak kurtarmak isteyen Dr. Çağlar Doğrul da zehirlenince, hastanede tedaviye alındı.
Olay, dün (salı) saat 20.30 sıralarında, Malazgirt Meydanı'nda meydana geldi. Aydın Devlet Hastanesi'nde görevli ortopedi izmanı Dr. Çağlar Doğrul, köpeği 'Poyraz' ile gezmeye çıktı. O andan sonra hayatının en zorlu anlarını yaşadı. Sibirya kurdu cinsi köpeği 'Poyraz, meydandeki bir torbanın içinde buluna zehirli kemikleri yedi ve fenalaştı. Köpeğin can çekiştiğini gören Çağlar Doğrul, onu hayata döndürmek için suni teneffüs yaptı, ancak başarılı olamadı. Köpeği can çekişirken, kendisinin de zehirlendiğini anladı. İlk olarak görev yaptığı hastaneye giden Doğrul, ardından Aydın Menderes Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Yapılan araştırmada, kemiklerin üzerine dökülen maddenin kuvvetli bir zehir olduğu anlaşıldı. Ancak zehrin türünün köpeğe yapılacak nekropsi sonucu belli olacağı belirtildi.
"ONU KURTAMAK İSTERKEN BEN DE ZEHİRLENDİM"
Hastanede tedavisi süren Dr. Çağlar Doğrul, köpeği ile birlikte yaşadıkları o anları şöyle anlattı:
"Köpeğime müdahale ederken zehir bana da bulaştı. Ondan sonra bende de çarpıntı, bulantı ve kusma olunca, Aydın Devlet Hastanesi'ne başvurdum. Köpeğimin, şüpheli bir besini yedikten 20 dakika sonra, aniden kendiliğinden kasılmaları ve epilepsi nöbeti gibi bir nöbeti oldu. Ardından can havliyle yere yığılınca ben de onu tekrar hayata döndürmek için müdahalede bulundum, fakat maalesef başarılı olamadım. Suni teneffüs yaparken bana da zehir bulaşmış. Eğer çok az daha bulaşsaydı beni de aynı şekilde kaçınılmaz bir ölüm bekliyordu. Maalesef can dostumu benden aldılar. Yoldaşımı, biricik arkadaşımı benden aldılar."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
(Not: cep telefonu görüntüsü,. 17 saniye)
Daha önce çekilmiş olan Dr. Çağlar Doğrul'un ölen köpeğiyle oynamasından görüntü
Haber- Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 20 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?