GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Egmont Enstitüsü- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması Cumhurbaşkanı Erdoğan Brüksel'de- Erdoğan, Egmont Enstitüsü'nce düzenlenen konferansta konuştu: (1)- " Suriye'de karşı karşıya olduğumuz bu insani dramın bertaraf edilmesi ancak sorunun kökenine inmekle mümkün olacaktır. Ülkeye barışın gelmesi veya istikrarın yeniden tesisi, rejimin değişmesini sağlayacak kontrollü bir geçiş süreciyle mümkün olabilir"- "Bu rejim, önce DAİŞ gibi vahşi ve barbar bir örgütle işbirliği yaparak terörün önünü açtı. Sonra da bununla mücadele etme sorumluluğunu uluslararası topluma yükledi. Pek çok ülke de sırf kendi işine geldiği için bu oyuna ortak oldu, eşlik etti. Suriye'de terör ve aşırıcılıkla mücadeleyi ancak tüm Suriyelileri kucaklayabilen, meşru bir hükümet verebilir, bu hükümet değil. Çünkü bunlar, bir terör devletinin yöneticileridir"-"Suriye'de DAİŞ'ten temizlenen bölgelerin ılımlı muhaliflerce güvenlik altına alınabilmesi sorunun çözümüne yönelik çok önemli bir adım olacaktır. Suriye'de yaşananlar, eğer bir an önce çözüm yolu açılmazsa tüm bölge, tüm dünya için ciddi bir tehdit haline dönüşme yolundadır. Uluslararası toplumun artık üzerine düşeni bir an önce yapması gerekiyor"-"Ülkemizin sağladığı koruma, yardım ve hizmetler sayesinde 2,2 milyon Suriye vatandaşı güven içinde hayatlarını sürdürüyor. Böylece AB değerlerini, Birlik üyesi ülkelerden daha fazla sahiplenmiş oluyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'ye barışın gelmesi veya istikrarın yeniden tesisinin, rejimin değişmesini sağlayacak kontrollü bir geçiş süreciyle mümkün olabileceğini belirterek, "Bu rejim, önce DAİŞ gibi vahşi ve barbar bir örgütle işbirliği yaparak terörün önünü açtı. Sonra da bununla mücadele etme sorumluluğunu uluslararası topluma yükledi. Pek çok ülke de sırf kendi işine geldiği için bu oyuna ortak oldu, eşlik etti. Suriye'de terör ve aşırıcılıkla mücadeleyi ancak tüm Suriyelileri kucaklayabilen, meşru bir hükümet verebilir. Bu hükümet değil. Çünkü bunlar, bir terör devletinin yöneticileridir" dedi. Erdoğan, Egmont Enstitüsü'nce Val Duchesse Şatosu'nda düzenlenen konferansa onur konuşmacısı olarak katıldı. Türkiye'nin, Avrupa'nın en önemli kültür olaylarından olan Europalia Festivali'nin bu yılki onur konuğu olduğunu hatırlatan Erdoğan, ülkenin kültürel birikiminin Avrupa'nın başkenti Brüksel'de ve Belçika'nın diğer şehirlerinde sergilenecek olmasının önemini vurguladı.Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerinin yıkımlarından dersini almış, sınavını vermiş olan Avrupa'nın başkentinde bugün sadece barış, istikrar ve refahtan bahsetmeyi isteyeceğini ama bunun mümkün olmadığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin bulunduğu bölgede yaşananların iyimser bir tablodan söz etmeye imkan vermediğini kaydetti.Suriye'deki trajedinin ve Avrupa'nın kapılarına dayanmış yüz binlerce çaresiz insanın durumunun ortada olduğunu kaydeden Erdoğan, "Meşruiyetini yitirmiş rejimlerin ne pahasına olursa olsun iktidarda tutunmaya çalışmasının yol açtığı dramlarla her gün yüzleşmek zorunda kalıyoruz" diye konuştu.Medeniyetlere beşiklik yapmış Akdeniz'in, bugün Türkiye kıyılarına masum bebeklerin cansız bedenlerini bırakan bir can ve kan denizine dönüştüğünü dile getiren Erdoğan, dünya ve Avrupa'nın bu drama dikkatini ancak 2 Eylül'de Aylan Kurdi'nin kıyıya vurmuş cansız bedeninin fotoğrafıyla yöneltebildiğini söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Minik Aylan, Akdeniz'in, Ege'nin sularında yitip giden ne ilk ne de son candır. Suriye'deki rejim 2011'den özellikle şu ana kadar elindeki her türlü silahla kendi halkına terör ve şiddet uyguluyor. Şu ana kadar yaklaşık 350 bin insanın canını yok ettiler. Ülkede, dört yılı aşkın bir süredir sivil halka karşı, kadın, çocuk, yaşlı ayrımı gözetilmeksizin, pazar yeri, okul, ibadethane denilmeden varil bombalarıyla, füzelerle, kimyasal silahlarla katliam yapılıyor.Suriye krizi, yakın tarihin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insani trajedisine yol açtı. Koskoca bir ülke nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan 12 milyon kişi, yerinden, yurdundan, evinden oldu. Bunların 5 milyonu ülke dışına gitmek mecburiyetinde kaldı. Türkiye, çaresizlik içindeki 2,2 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptı. Bunun yanında 300 bin kişi de Irak'tan kabul etmiş durumdayız."-"Bu tablo sürdürülebilir değil"Hiçbir dini ve etnik köken ayrımı gözetilmeksizin Türkiye'nin kapılarını açtığını, bu insanların tüm ihtiyaçlarının karşılandığını anlatan Erdoğan, Suriye'den gelenler için yapılan harcamanın 7,5 milyar doları aştığını, dışarıdan gelen yardımın toplam tutarının ise 417 milyon dolar olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bu tablo sürdürülebilir değildir" ifadesini kullandı.Dünyada en fazla sayıda sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkenin Türkiye olduğunu, buna rağmen açık kapı politikasının sürdüğünü anlatan Erdoğan, Türkiye'nin bu tutumuyla tüm insanlığın vicdanına hitap ettiğini dile getirdi. "Avrupa ülkelerinin, Türkiye'nin krizin ilk günlerinden bu yana yaptığı fedakarlığı artık görmesi ve anlaması gerekir diye düşünüyorum" ifadesini kullanan Erdoğan, uluslararası toplumdan komşu ülkelerle yük paylaşımı konusunda süratle adım atmalarının beklendiğini ifade etti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin sağladığı koruma, yardım ve hizmetler sayesinde 2,2 milyon Suriye vatandaşı güven içinde hayatlarını sürdürüyor. Böylece AB değerlerini, Birlik üyesi ülkelerden daha fazla sahiplenmiş oluyoruz" diye konuştu.Türkiye'de doğan Suriyeli bebek sayısının 60 bini bulduğunu, kamplarda her gün 100 bebeğin dünyaya geldiğini, 600 bin okul çağındaki Suriyeli çocuktan üçte birinin eğitim hizmeti alabildiğini anlatan Erdoğan, ilave okul, derslik ve öğretmen ihtiyacının her geçen gün büyüdüğünü kaydetti. Bu çocukların arasında anne babalarını Suriye'deki çatışmalardakaybeden yetim ve öksüzlerin de bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Bir de minik Aylan'ın ailesi gibi ulaşmak istedikleri noktaya hiç ulaşamayan Suriyeliler var. Avrupa'ya geçmek için hayatlarını Akdeniz'in, Ege'nin sularında riske atan Suriyelilerin dramı her geçen gün ağırlaşıyor" ifadesini kullandı. Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlilerinin bu yılın başından itibaren 60 bin göçmeni Akdeniz'in sularından kurtardığına dikkati çeken Erdoğan, son 5 yılın toplamından fazla olan bu rakamın, krizin katlanarak büyüdüğünü gösterdiğini ifade etti. Erdoğan, Irak'taki güvenlik boşluğu sebebiyle yerlerinden edilenler için de Türkiye'de kamplar kurulduğunu anlattı.-"Suriye'de en kısa sürede bir geçiş hükümeti kurulmalıdır"Küresel Göç ve Kalkınma Forumu'nun dönem başkanı olarak Brüksel'de AB ve ilgili tarafların katılımıyla "Akdeniz'de Göç" konulu bir toplantı düzenlediğini, göçün sadece bir güvenlik meselesi olmadığının, etkileri nesiller boyu hissedilecek bir insanlık trajedisi olduğunun toplantıda ifade edildiğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Göç karşısında siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutu olan kalıcı çözümler üretilmesinin şart olduğu burada vurgulandı. Önerimiz çerçevesinde, BM 70. Genel Kurulu'nda Akdeniz havzasındaki düzensiz göçmenlerin ve özellikle Suriyeli sığınmacıların trajedilerine ilişkin küresel farkındalık başlığı altında bir konu ele alındı. Bu girişim, küresel farkındalık oluşturulması bakımından önem taşıyor. Biz, 'Dünya 5'ten büyüktür' itirazımızı her platformda dile getirmeyi, uluslararası düzeyde adil bir küresel güvenlik anlayışı ve mekanizması oluşması için mücadele etmeyi sürdüreceğiz.Suriye'de karşı karşıya olduğumuz bu insani dramın bertaraf edilmesi ancak sorunun kökenine inmekle mümkün olacaktır. Ülkeye barışın gelmesi veya istikrarın yeniden tesisi, rejimin değişmesini sağlayacak kontrollü bir geçiş süreciyle mümkün olabilir. Bu rejim, önce DAİŞ gibi vahşi ve barbar bir örgütle işbirliği yaparak terörün önünü açtı. Sonra da bununla mücadele etme sorumluluğunu uluslararası topluma yükledi. Pek çok ülke de sırf kendi işine geldiği için bu oyuna ortak oldu, eşlik etti. Suriye'de terör ve aşırıcılıkla mücadeleyi ancak tüm Suriyelileri kucaklayabilen meşru bir hükümet verebilir, bu hükümet değil. Çünkü bunlar, bir terör devletinin yöneticileridir. Yaşanan gelişmeler Türkiye'nin terörden arındırılmış bölge veya güvenli bölge konusundaki çağrılarının ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdi. Suriye'de DAİŞ'ten temizlenen bölgelerin, ılımlı muhaliflerce güvenlik altına alınabilmesi, sorunun çözümüne yönelik çok önemli bir adım olacaktır. Suriye'de yaşananlar, eğer bir an önce çözüm yolu açılmazsa tüm bölge, tüm dünya için ciddi bir tehdit haline dönüşme yolundadır. Uluslararası toplumun artık üzerine düşeni bir an önce yapması gerekiyor. Zaman hepimizin aleyhine dönüşüyor."AB kurumlarının başkanlarıyla yaptığı görüşmelerde herkesin gündeminde bu konunun olduğunu gördüğünü kaydeden Erdoğan, "Bu nedenle en kısa sürede bir geçiş hükümeti kurulmalıdır. Bu geçiş hükümetinin halk tarafından kabul görmesi, meşruiyeti açısından çok önemlidir. Türkiye, bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır" diye konuştu.(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Erdoğan: 'Çözüm Süreci'ni Bozan, PKK Terörüdür' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?