İran ile ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin ile Almanya'dan oluşan 5+1 ülkeleri arasında İran'ın nükleer programı konusunda uzlaşmaya varılması dünya medyasında geniş yer buldu. Birçok ülkede gazeteler haberi birinci sayfadan duyururken, uzlaşma televizyonlarda ilk haber olarak verildi.
İran -
İran ile 5+1 ülkeleri arasında İsviçre'nin Lozan kentinde yapılan müzakerelerde uzlaşıya varılması, İran basınında nükleer faaliyetlerin uluslararası alanda resmiyet kazanması ve büyük bir siyasi başarı olarak değerlendirildi.
İran resmi haber ajansı IRNA, uzlaşmayı "İran'ın dünyanın güçlü ülkelerini nükleer faaliyetlerini sürdürmeye ikna etmesini" büyük bir siyasi başarı olarak duyurdu. Uzlaşmanın sağlanmasının ardından başta İsrail tarafından gelen değerlendirmelere işaret eden IRNA, açıklamaları İsrail'in uzlaşmanın ardından duyduğu "yenilgi ve ümitsizlik duygusu" olarak yorumladı.
İran devlet televizyonu, uzlaşma ile İran'ın ihtiyaçlarının ve haklarının resmen tanındığını, İran'ın faaliyetlerinin barışçıl olduğu yönünde uluslararası camiaya garanti verdiğini belirtti. Lozan'da bulunan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve nükleer müzakereci Abbas Arakcı, uzlaşmanın sağlanmasının ardından telefon bağlantısıyla katıldığı haber bülteninde, "Lozan müzakerelerinde elde edilen en önemli başarının İran'ın nükleer programının resmiyet kazanması" olduğunu kaydetti.
Devlet televizyonuna konuşan bir başka isim İran'ın BM deki eski temsilcisi Sadık Herazi de geçmişte İran'ın bir santrifüj üretmesine dahi izin vermeyen Batı'nın bugün İran'la müzakere etmesi ve uzlaşmasının siyasi bir başarı olduğunu belirtti.
Muhafazakar kanadın yayın organları da geçmişte yaşananın aksine Lozan'daki nükleer görüşmeleri ve uzlaşmayı eleştirmekten kaçındı ve bunu İran'ın siyasi başarısı olarak duyurdu. İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in müzakere heyetine destek verdiğini açıklamasının ardından nükleer müzakereleri eleştirmekten vazgeçen muhafazakar basın, uzlaşmayı "İran'ın nükleer faaliyetlerinin resmen tanınması" şeklinde duyurdu.
Ancak ortak bildirinin müzakere taraflarınca farklı yorumlanabileceği uyarısında bulunan devrim muhafızlarının yayın organı Fars Haber Ajansı, "İran'ın bildirisi iyi, ABD'nin bildirisi kötü" başlığıyla verdiği haberinde, İran ile Beyaz Saray tarafından okunan bildirilerde farklılık olduğu yazdı.
Ajans, ilerlemiş santrifüjlerin kullanımı, Arak ağır su reaktörünün kalması veya sökülmesi, Fordo'nun faaliyetlerine devam etmesi gibi başlıklarda farklılıklar bulunduğu eleştirisinde bulunarak, İran Dışişleri Bakanlığı'ndan bu konuda net bir açıklama yapmasını, eğer ABD'nin bildirisi gerçeği yansıtmıyor ise bunu resmen tekzip etmesini talep etti.
ABD -
İran ile 5+1 ülkelerinin nükleer müzakerelerde uzlaşmaya varması ABD medyasında genel olarak olumlu karşılandı.
New York Times gazetesi, başyazısında, uzlaşıyı "önemli bir başarı" olarak niteleyerek, bunun "büyük ihtimalle" İran'ın nükleer bir tehlike olmasını engelleyeceğini belirtti. Açıklanan içeriğin beklenenden daha detaylı ve kapsayıcı olduğu yorumunu yapan gazete, öte yandan İran'ın niyeti konusunda şüpheci olmak için de önemli nedenler bulunduğunu kaydetti. Başyazıda, sonuç olarak anlaşmanın, Ortadoğu'yu daha güvenli bir bölge haline getirebileceği ve İran'ın yeniden uluslararası toplum arasına dahil olmasının yolunu açabileceği vurgulandı.
Washington Post gazetesi ise her ne kadar zorlu müzakereler tamamlanmış gibi gözükse de Obama yönetiminin şimdi bu anlaşmayı "Kongre'deki hasımlarına, İsrail ve Ortadoğu'daki diğer şüpheci müttefiklerine satması" gerektiği yorumunu yaptı. Gazetede, "Eğer Kongre bu anlaşmayı öldürürse diplomasinin başarısız olması konusunda ABD suçlanacak" ifadelerine yer verildi. Aynı gazetedeki köşesinde Fareed Zakaria, ABD'nin bu anlaşmayı reddetmesi durumunda diğer ülkelerin "makul bir anlaşmanın" reddedilmesi nedeniyle ABD ile işbirliğini bırakarak ambargodan vazgeçebileceklerini yazdı.
Wall Street Journal ise açıklanan uzlaşıyı "kötü bir anlaşma" diye tanımlayarak, bunun tehlikeli bir çaba olduğu yorumunu yaptı. "Başkan Obama'nın umutsuzca dış politika mirası bırakma isteği kötü ve tehlikeli bir nükleer anlaşmaya doğru gidiyor" ifadelerini kullanan gazete, Obama'nın ABD'nin gücünü kullanmaktan çekindiğini, bunun da dünyada istikrarsızlık ve çatışmayı doğurduğunu öne sürdü.
CNN'de yer alan yorumda ise Obama yönetiminin anlaşmayı "şüpheci" Kongre'ye kabul ettirmesinin güçlüğüne işaret edilerek, halen Kongre'nin İran'ı daha fazla yaptırım uygulamakla tehdit ettiği hatırlatıldı.
İngiltere -
İngiliz yayın kurumu BBC, uzlaşmaya göre İran'ın uranyum zenginleştirme kapasitesini yaptırımların kaldırılması karşılığında azaltacağını bildirdi. Kapsamlı bir anlaşmaya ise haziran ayı sonunda varılmasının beklendiğini belirten BBC, "Varılan anlaşma nihai olmasa da bunun mimarları şimdi tarihi bir başarıyı kutluyor" yorumunda bulundu.
Sky haber kanalı, uzlaşıya farklı tepkiler olduğuna dikkati çekti. Sky, ABD Başkanı Barack Obama'nın çerçeve anlaşmayı "tarihi" olarak nitelendirdiğini ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "anlaşmanın ülkesi için tehdit oluşturduğunu" ifade ettiğini aktardı.
Haftalık Economist dergisi, İran'ın petrol üretimine ilişkin makalesinde, nükleer müzakerelerde nihai bir anlaşmaya varılabilirse ülkenin 1970'lerdeki petrol üretim seviyesine ulaşabileceğini bildirdi. Dergi, "Eğer nükleer müzakerelerden bir sonuç alınabilirse petrol üretim trendinin yeni ihracat pazarlarına ve yabancı yatırıma kapıların açılmasıyla tersine dönmesi bekleniyor" ifadesine yer verdi. Makalede ayrıca, İran'ın petrolden daha zengin gaz rezervlerine sahip olduğuna dikkat çekildi.
Independent gazetesi, İran'ın anlaşma karşılığında ülkeye yönelik yaptırımlarım hemen kaldırılmasını istediğini ancak diğer ülkelerin bunun kademeli olması kaldırılması gerektiği görüşünü paylaştığını bildirdi. Gazete, nihai anlaşma için zorlu müzakerelerin süreceğini belirtti.
Daily Telegraph, uzlaşmayı "Küresel güçler İran'ın nükleer anlaşmasının kilit parametrelerinde anlaştı" başlığı ile okuyucularına duyurdu. Gazete, "Küresel güçler İran'ın nükleer programını ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında en az on yıl boyunca sınırlayacak kapsamlı anlamaya doğru kararlı adımlar atıldığını açıkladı" ifadesini kullandı.
Daily Telegraph, "Hala birkaç kritik detayın netleşmediğini" vurguladı ve taraflar arasında uzlaşmaya varılmasının ardından İran'ın başkenti Tahran'ın sokaklarında kutlamalar yapıldığını, insanların sokaklarda birbirlerine tatlı ikram ettiklerini, bir grup kadının ise alkışlarla "Teşekkürler Ruhani" sloganları attığını yazdı.
Guardian gazetesi, Tahran'ın nükleer silah üretimine son vermesi için anlaşmanın en iyi seçenek olduğuna inanan Obama'nın bu konuda kongrede eleştirilere maruz kalabileceğini bildirdi.
Rusya -
Rusya basını, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerde uzlaşma sağlamasına temkinli yaklaştı.
"Kommersant" gazetesi, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerde mutlu sondan bahsetmenin daha erken olduğunu vurgulayarak, anlaşmanın sağlanacağı temmuz ayına kadar diplomat ve uzmanların çözmesi gereken birçok mesele bulunduğunu belirtti. İran nükleer programına karşı çıkan çok sayıda ülke olduğunu vurgulayan gazete, temmuza kadar bir olay olmazsa krizin sona erdiğini söylemenin mümkün olabileceğini yazdı.
Rusya'nın ulusal kanalı, yayınında, "İran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler son düzlüğe çıktı ancak finişe varıp varamayacağı henüz belli değil" ifadesini kullanıldı.
"Vedomosti" gazetesi, müzakerelerde uzlaşma sağlanmasının dünya pazarında petrol arzında fazlalığa neden olacağını vurgulayarak, bunun kısa dönemde petrol fiyatlarını 3-5 dolar düşürebileceği ve yılın ikinci yarısında fiyat artışını geciktirebileceği tahmininde bulundu. Gazete, bu tahminini uzlaşma sağlandığına ilişkin çıkan haberlerin ardından Brent tipi petrolün fiyatının yüzde 5 düşmesiyle ilişkilendirdi.
Bu yaklaşımı "Gazete.ru" ve "Komsomolskaya Pravda" gazeteleri de destekledi. "İran Rus petrolünü zayıflattı" başlığını kullanan gazete.ru, Lozan'daki görüşmeleri takip eden muhabirlerinin analizlerini yayımladı.
"İzvestiya" gazetesi ilginç bir iddia ortaya atarak, İran ve ABD arasında sağlanan ittifakla çok güçlenen Çin'in durdurulmasının hedeflendiğini yazdı. Gazete, Washington ve Tahran arasındaki yakınlaşmayı, Batı'nın SSCB üzerinde zaferini sağlayan 1970-1980 yıllarındaki ABD-Çin "Çimerika" yakınlaşmasına benzetti. İzvestiya, şimdi "İramerika" ittifakının güçlenen Pekin karşısında dengenin sağlanması için önemli unsur olacağını savundu.
Fransa -
Uzlaşma haberi Fransız basınında da geniş yer buldu.
Haberi "Batı ve İran, Lozan'da nükleer üzerinden ilişkilerin kopmasından kaçındı" başlığıyla veren Le Figaro gazetesi, İran'la büyük güçlerin anlaşmazlıklarına yönelik önemli bir adım attıklarını belirtti. Çerçeve uzlaşmasına ancak yoğun bir diplomatik maraton sonucu ulaşıldığını hatırlatan Le Figaro, ön anlaşmanın İran'ın nükleer meselesini tamamen çözmediğini vurguladı. Le Figaro, aynı zamanda, "Batılı güçler için müzakerelerin henüz tamamlanmamış bir anlaşma temelinde uzatılması kötü bir anlaşmaya varmaktan daha değerliydi" ifadesini kullandı. Le Figaro, son olarak diplomatik ilişkilerin kesilmesinin İran'ın nükleer programını tekrar başlatması ve bölgedeki Sünni güçleri de aynı yolda adımları atmaya teşvik etmesi anlamına geleceğini savundu.
ITélé haber kanalı, çerçeve uzlaşmaya varılması sonrası Tahran'dan kutlama görüntülerine yer vererek, "Müzakerelerde uzlaşı Tahran sokaklarında coşkuyla kutlandı" başlığını kullandı. ITélé, haberinde, "İran'a son yıllarda dayatılan yaptırımların kaldırılma ihtimali ülkedeki birçok kişinin umutlarını canlandırdı" dedi.
Le Parisien gazetesi, "Batı ve İran'ın nihai bir anlaşma yolunda bir uzlaşmaya varması karşılıklı şüpheleri kaldırmadı", uyarısında bulundu. İran nükleer dosyasının son 12 yıldır uluslararası ilişkileri zehirlediğini ifade eden Le Parisien, uzlaşmanın Fransa ve Rusya tarafından memnuniyetle karşılandığını, buna karşın İsrail'in beklendiği üzere uzlaşmaya tepki gösterdiğinin altını çizdi.
İsrail -
İsrail basınında ise "İsrail'in tehdit altında olduğunu" savunan yorumları öne çıktı.
Jerusalem Post, "ABD, İran ile tarihi anlaşmaya vardı" başlığıyla duyurduğu haberinde, "Dünya güçleri iki yıl süren müzakerelerin ardından İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlaması halinde tüm kısıtlamaları kaldıracak. İsrail ise anlaşmanın ana maddelerine yönelik eleştirilerini sürdürdü" ifadesine yer verildi. Haberde ayrıca, ABD Başkanı Obama'nın "Bu anlaşma en iyi seçenek" şeklindeki sözüne yer verildi.
Ülkenin en çok satan gazetesi Yediot Aharonot, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "İran ile uzlaşma İsrail'i tehdit ediyor" ifadesini öne çıkarttı.
Sol tandansıyla bilinen Haaretz gazetesi, "Lozan'da İran ile varılan uzlaşının ardından belki de stratejisini gözden geçirme sırası Netanyahu'dadır" yorumunu yaptı. Gazete, ayrıca İsrail'deki yetkililerin "İran ile 5+1 ülkeleri arasında varılan anlaşmanın tarihi bir hata olduğu" yönündeki demeçlerini paylaştı.
Almanya -
Almanya'dan Spiegel Online, uzlaşıyla ilgili haberinde "İran'a yeni bir başlangıç için imkan tanınıyor" başlığını kullanarak, Tahran'da halkın nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılmasını bir futbol maçının kazanılması gibi kutladığını yazdı. Spiegel, halkın ekonomik canlanma ve Batı ile daha iyi ilişkiler ümit ettiğini ancak bunun İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin elinde olduğunu ifade etti.
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, binlerce İranlının Tahran caddelerinde kutlama yaptığını belirterek, "Anlaşma sağlanması sonucu İran'ın başkenti Tahran'da insanlar caddelere döküldü" dedi. Gazete, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı telefon görüşmesinde anlaşmanın "korkunç bir savaş" tehlikesi içerdiği ifadesini kullandığını bildirdi.
Die Welt gazetesi, "İran'ın çerçeve anlaşmasında sorunlu boşluklar var" başlığını kullanarak, ABD Başkanı Obama'nın İran ile yapılan uzlaşıyı tarihi olarak değerlendirdiğini ancak bunun gerçek birlik sağlamak için yeterli olmadığını belirtti. Gazete, tarafların haziran aynına kadar nihai anlaşmaya varılmada başarısız olabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Bild gazetesi, manşetten verdiği haberinde, "Mollalara gerçekten güvenilebilir mi?" başlığını kullandı. Bild, İran ile nükleer müzakerelerin 12 yıl sürdüğünü, İsviçre'de haftalardır süren müzakerelerin son günlerde aralıksız şekilde bakanlar tarafından yürütüldüğünü hatırlattı.
Çin -
Ülkenin resmi haber ajansı Şinhua, Tahran'daki kutlamalara ilişkin görsellere geniş yer verdi, kapsamlı uzlaşı için temel sağlandığını belirtti.
Çin Komünist Partisi'nin resmi yayın organlarından Global Times, İran'la varılan uzlaşıyı "Zoraki doğum" ifadesiyle sundu. Gazete, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın uzlaşıyı memnuniyetle karşıladığına vurgu yaptı. Haberde, uzlaşı öncesi müzakerelerin tıkanmasında Washington ile Tahran arasındaki karşılıklı güven sorununun etkili olduğuna işaret edildi ve Obama'nın açıklamalarıyla ABD basınında konuya ilişkin yer alan yorum ve haberlere atıf yapıldı.
Ülke basınına yansıyan uzman yorumlarında, müzakerelerin uzlaşı ile sonuçlanmasının "Uluslararası nükleersizleşme ve Ortadoğu barışına katkısı olacağı gibi gelecekte yaşanması olası diğer uluslararası sorunların çözümünde de başarılı bir örnek olacağının" altı çizildi.
İspanya -
İspanyol gazetelerinin tamamı uzlaşma haberini birinci sayfalarından verirken, özellikle İran ile ABD arasında "tarihi bir gelişme" yaşandığına vurgu yapıldı.
Ülkenin yüksek tirajlı gazetelerinden El Pais, editör yazısını bu konuya ayırdı. Gazetedeki yorumda "ABD'nin bölgedeki geleneksel müttefikleri İsrail ve Suudi Arabistan'ın korkuları olsa da Washington ile Tahran arasında olası bir uzlaşmanın bölgesel dengeleri de değiştireceği" ifadesi yer aldı. Bunun "Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesine yarayacağı, aynı zamanda Suriye, Irak, Yemen gibi patlamaya hazır ülkeleri, İsrail- Filistin çatışmasını da etkileyeceği" ifadesi yer aldı.
El Pais, "uzlaşmadaki şeytanın ayrıntılarda saklı olduğunu" savunarak, verdiği sözleri tutması halinde İran'ın 6 ay sonra uluslararası alanda çok farklı bir ülke olacağını kaydetti.
El Mundo gazetesi, "İran'ın nükleer programıyla ilgili 30 yıldır süren tehditler, yüksek tansiyon ve çatışmalar çözüm yoluna girdi. ABD ve İran'ın liderliğine dünyanın 6 büyük ülkesi Obama'nın deyişiyle tarihi bir uzlaşıya vardı. ABD'de Cumhuriyetçilerin yanı sıra Amerikalıların iki önemli müttefiki İsrail ve Suudi Arabistan bu uzlaşmadan rahatsız" yorumunu öne çıkardı.
İspanya'nın sağ görüşlü ABC ve La Razon gazeteleri ise "ABD'nin İran ile nükleer anlaşması İsrail'e alarm verdirdi" başlığını kullandı.
İtalya -
İtalyan gazetelerinin manşetlerinde tarihi uzlaşma yer alırken, AB'yi temsilen masada bulunan İtalya'nın eski dışişleri bakanı Federica Mogherini'nin oynadığı role dikkat çekildi.
Yüksek tirajlı gazetelerden La Repubblica, "Obama: Dünya artık daha güvenli" başlığıyla Lozan'daki anlaşmayı duyururken, gazetenin iç sayfalarında anlaşmayla ilgili karşıt görüşe sahip iki ismin yorumları aktarıldı. Gazete, iki yıl öncesine kadar NATO'da görev yapan Amiral James Stavridis'in "Ortadoğu'daki krizi durdurmada belirleyici bir adım" yorumunun yanı sıra Nobel Barış Ödüllü edebiyatçı Elie Wiesel'in "İsrail'i yok etmek isteyenlerle anlaşma yapmak hatadır" sözlerini verdi.
Corriere della Sera "İran hakkında tarihi dönemeç" başlığını atarken, La Stampa gazetesi "İran atom bombasına sahip olmayacak" manşetini attı. Il Messaggero gazetesi de "Nükleer: İran'dan tarihi evet" başlığını kullandı.
Uzlaşıya geniş yer veren Azerbaycan basınından Azeri Press Ajansı ve Azertac Haber Ajansı, liderlerin açıklamalarıyla uzlaşı haberlerini duyurdu ve detaylara dair bilgi verdi.
Yeni Müsavat gazetesi, uzlaşı sonrasında petrol fiyatlarının düştüğünü, İsrail hükümetinden uzlaşı sonrası tepki geldiğini yazdı. Qafqazinfo.az sitesinin haberinde uzlaşı sonrasında Brent tipi petrolün fiyatının yüzde 5,23 değer kaybettiğine dikkat çekildi.
Teleqraf.com sitesinde "Batı-İran anlaşması Azerbaycan'a ne kazandıracak" başlıklı haberde, uzlaşının Azerbaycan'a etkileri konusunda yorumlara yer verildi. Uzmanların "Uzlaşma, bölgenin ve dünyanın jeopolitik manzarasını temelli değişecek" değerlendirmesi haberde yer aldı. Bir başka uzman yorumunda ise "İran'ın Azerbaycan ve Türkiye ile gerçekleştirdiği enerji projelerine katılma konusu gündeme gelebilir. Bu bizim lehimizedir. En azından İran önceki gibi tüm konularda Rusya'nın ortağı olmayacak" denildi.
Avusturya devlet televizyonu ORF'nin "Anlaşmadan sonra farklı tepkiler" başlıklı haberinde anlaşmadan ABD'nin memnun, İsrail'in rahatsız olduğuna vurgu yapıldı.
Kurier gazetesi, "Nükleer fırsat: İran'da sevinç, İsrail'de şüphe" başlıklı haberinde, uzlaşmanın Tahran sokaklarında sevince neden olduğunu, İsrail'de ise şüpheciliği artırdığını belirtti.
Die Presse gazetesi ise "İran ile nükleer anlaşmazlıkta uzlaşı: alkış ve şüphecilik" başlığını kullandı. Uzlaşmaya yönelik farklı tepkilere yer verilen haberde, ABD Başkanı Barack Obama'nın uzlaşmayı "tarihi adım" olarak nitelendirdiği, Tahran'da kutlamalar yapıldığı, İsrail ile ABD Kongresi'nde ise şüpheciliğin hakim olduğu belirtildi.
Son Dakika › Güncel › İran ile Nükleer Müzakerelerde Uzlaşılması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?