Cahit Özkan: Ucuz Elektrik İçin 20 Yıldır Mücadele Ediyoruz

AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, "AK Parti olarak Cumhurbaşkanımız liderliğinde Cumhur İttifakı olarak bizler bu ülkede ucuz elektrik ve enerji için hem akaryakıtta, elektrikte, doğalgazda ucuz enerjiye ulaşabilmek için 20 yıldan beri mücadele ediyoruz" dedi.

AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Özkan özetle şunları söyledi:

HİDROKARBON VE PETROL VE DOĞALGAZI KEŞFEDEREK MİLLETİMİZİN HİZMETİNE SUNMANIN MÜCADELESİ İÇERİSİNDEYİZ: Bu hafta yine ülkemiz ve gönül coğrafyamız için büyük bir çalışmanın içerisine girdik. Bir tarafta Pençe Kilit operasyonu sürdürüyoruz. Yani terörü kaynağında kurutmak için Kürdüyle Arabıyla Türkmeniyle gönül coğrafyamızda ihanet tohumları eken terör örgütünün kökünü kazımak için Afrin, İdlib, Cerablus'ta başlattığımız mücadeleyi bugün yine aynı kararlılıkla çok daha güçlü bir şekilde sürdürüyoruz. Tabii altında trilyonlarca dolarlık hidrokarbon, petrol ve doğalgazın bulunduğu mavi vatanda dosta güven düşmana korku veren bir tatbikata başladık. Tarihte Türk gölü olarak bilinen Akdeniz bugün yine milletimizin emrinde mavi vatan olarak altındaki hidrokarbon ve petrol ve doğalgazı keşfederek milletimizin hizmetine sunmanın mücadelesi içerisindeyiz.

UKRAYNA RUSYA KRİZİNİN TARAFLARINI İSTANBUL'DA BULUŞTURMA NOKTASINDA DA KARARLIYIZ: Diğer tarafta bütün dünyanın ağzını kapattığı hiçbir hareket ortaya koyamadığı NATO'nun, Birleşmiş Milletler'in, Avrupa Birliği'nin, Avrupa Konseyi'nin NATO'nun büyük ağababalarının hepsinin elinin kolunun bağlı olduğu hiçbir şey yapamadığı bir ortamda hamdolsun bizler Rusya Ukrayna krizini sonlandırmak, gönül coğrafyamızda yeni krizlere meydan vermemek için Cumhurbaşkanımız liderliğinde yoğun bir diplomasi girişimi ortaya koyuyoruz. ve inşallah bugüne kadar kısa zamanda gerçekleştirdiğimiz Ukrayna Rusya krizinin taraflarını İstanbul'da buluşturma, bir araya getirme başarısını inşallah bütün uluslararası kamuoyunun, toplumun güvenine uygun bir şekilde başarıya ulaştırma noktasında da kararlıyız.

MESELE MÜSLÜMAN KANI OLUNCA SÖZDE ULUSLARARASI TOPLUMUN VE YAPININ ÜÇ MAYMUNU OYNADIKLARINA DA TANIK OLUYORUZ: Diğer taraftan her Ramazan olduğu gibi sürekli gönül coğrafyamızda Filistin'de mazlum Filistin halkına karşı zalim İsrail'in ortaya koyduğu insanlık dışı müdahaleler, zalimane davranışlar ve çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden sivillerin üzerine ağır mühimmatlarla, silahlarla gerçekleştirdiği saldırıları bir kez daha kınıyoruz. Elbette burada İsrail'i kınarken ve gerekli yaptırımlar için bütün üzerimize düşenleri yaparken esas bizim içimizi üzen, sıkan, vicdanları sızlatan hadise BM'nin, NATO'nun, Avrupa'nın, Amerika'nın sözde bugüne kadar insan hak ve özgürlükleri için demokrasi için milli irade için sözde seferber olan bütün çevrelerin Filistin meselesi karşısında üç maymunu oynuyor olmaları insanlığın vicdanını sızlatmaktadır. Zaten bütün insani dramlar karşısında sessiz kalan BM'den, NATO'dan zaten bir beklentimiz yok. Çünkü daha dün Ukrayna'da yaşananlar, Suriye'de, Afganistan'da, Irak'ta yaşananlar karşısında da farklı bir olay ortaya koymadı. Eğer Filistin'de meydana gelen olaylar bir petrol meselesi olsaydı, yani batının tek ilgi alanına giren petrol, doğalgaz, yer altı zenginlikleri meselesi olsaydı derhal savaş çanları çalar ve bütün o emperyalistlerin Ortadoğu'ya üşüştüğüne tanık olurduk. Eğer mesele batının çıkarları olsaydı bütün dünya seferber olur gereğini yapardı. Ancak mesele Müslüman kanı olunca, mesele mazlum coğrafyamızda insan hak ve özgürlükleri, insanların yaşam hakkı, hayatta kalma mücadelesi olunca sözde insan hakları savunucularının ve bu amaçla kurulan sözde uluslararası toplumun ve yapının üç maymunu oynadıklarına da tanık oluyoruz.

YAPMADIKLARININ ÜZERİNİ ÖRTME ÇABASI İÇERİSİNDE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ: Baktığımız zaman ana muhalefet partisinin dünden beri Türkiye'nin tek meselesi kendisiymiş gibi seferber olması bütün Türkiye'de dikkatleri kendi üzerine çekme gayreti ve kendinin bugüne kadar yapması gereken ne kadar davranış biçimi, gayret, çalışma varsa, yapmadıklarının üzerini örtme çabası içerisinde olduğunu görüyoruz. Her şeyden önce bir taraftan mülteci algısı oluşturarak toplumda bir infiale neden olma gayreti, diğer taraftan 6 artı bir masada oturma krizini ortaya koyan medya üzerinden birbirlerine laf söylemeye çalışan bu müttefikler, Kılıçdaroğlu'nun kesilen elektriği üzerinden acaba durumlarını nasıl kurtarırız bunun arayışı içerisindeler. Her şeyden önce bugüne kadar Sayın Kılıçdaroğlu zaten ülkemizin derdiyle dertlenmedi. Milletimizin sevincini kendi üzüntüsü milletimizin üzüntüsünü de kendi sevinci olarak ortaya koydu.

UCUZ ELEKTRİK İÇİN 20 YILDIR MÜCADELE EDİYORUZ: AK Parti olarak Cumhurbaşkanımız liderliğinde Cumhur İttifakı olarak bizler bu ülkede ucuz elektrik ve enerji için hem akaryakıtta, elektrikte, doğalgazda ucuz enerjiye ulaşabilmek için 20 yıldan beri mücadele ediyoruz. 20 yıldan beri bu mücadelemizde acaba Kılıçdaroğlu'nu yanımızda görebildik mi? Biz rüzgardan enerji üretiyoruz, 'rüzgardan enerji üretmeyin kuşların göç yollarına engel oluyor' dediler. Sudan üretiyoruz, HES Santralleri kuruyoruz, 'güneşime veya suya dokunma, güneş santralleri küresel ısınmaya su santralleri, hidroelektrik santrallerde coğrafyamızda tahribata neden oluyor' dediler. Oysaki bizler hem ekolojik anlamda yenilenebilir enerji peşindeydik hem suyu muhafaza ederek doğamızı çevremizi koruyarak enerji santralleri kurma güneş santrallerinden ucuz ve çevreci bir elektriğe ulaşma gayreti içerisindeydik. Bunlara 'hayır' dediler. Jeotermalden ürettik buna da 'hayır' dediler. 'Bütün dünyada var. Şu anda uluslararası enerji kurumu da peşine düştü' dedik. 'Nükleerin modern teknolojisiyle nükleer enerji santraline ulaşacağız' dediler. Zaten oraya müsaade yok. 'Nükleere hayır' diyorlar. Şimdi diğer taraftan Rus, Ortadoğu, Orta Asya, Kafkas petrol ve doğalgazının Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara nakli vasıtasıyla buralardan 'pay alalım' dedik…Buralarda da 'hayır' dediler. Mavi vatanda petrol ve doğalgaz çalışmalarını yaparken Karadeniz doğalgazının peşinde Fatih, Yavuz, Kanuni, Turgut Reis gemileriyle derin sondaj ve arama çalışmaları, sismik çalışmalar yaparken 'buralarda milletin parasını suya gömüyorsunuz' dediler. Ancak biz kararlıydık…Oradaki hakkımız olan doğalgaza da yıllar sonra ulaşmanın başarısı içinde milletimizin teveccüh ve sevgisine mazhar olduk. İşte bu anlamda sosyal devlet olmanın da gereğini biz yapıyoruz.

ENERJİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ KARISINDA CUMHURBAŞKANIMIZ LİDERLİĞİNDE BİZLER ÇALIŞIYORUZ: 4 milyon hane için yılda iki defa ödenmek üzere 1,150 liraya kadar doğalgaz desteği sağlıyoruz. Acaba Kılıçdaroğlu'nun haberi var mı? Acaba Sayın Kılıçdaroğlu bu tiyatroyu oynarken büyük enerji şirketlerine, finans çevrelerine, zenginlerin holdinglerinin önüne gidip de aynı itirazlarını yapabiliyorlar mı? Hayır. 4 milyon haneye elektrik desteği sağlıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının elektrik aboneliğini ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürdük. CHP'nin elektrik tüketimi bir sivil toplum kuruluşu olarak konutların elektrik kullanımı ile aynı noktaya geldi. Yani orada elektriği kesmeyi düşünemedi, çünkü orada zaten şu anda konutlardaki evlerdeki elektrik kullanılıyor. Elektrikte 210 kilovat saate kadar düşük tarife ve 210 kilovatın üzerindekileri de yüksek tarife rakamları vatandaşlarımızın lehine yeniden değerlendirildi. ve yeni bir sisteme kavuşturuldu. Demek oluyor ki salgın ortamında küresel enflasyonun bölgesel risklerin karşı karşıya bıraktığı enerji fiyatlarındaki artış karşısında Cumhurbaşkanımız liderliğinde bizler çalışıyoruz ve çalışmaya inşallah devam edeceğiz.

KALİTELİ BİR VİDEO ÇEKİLMİŞ: Görüyoruz ki Sayın Kılıçdaroğlu'nun evine elektriği kesmeye gelen, 'hani büyük holdingler' diyoruz ya, dağıtım firmasının görevlileri adeta önceden haber verilmişçesine videosu çekilmiş. O video da öyle amatör bir çekim değil. Gerçekten büyük bir prodüksiyon ve tasarım içerisinde tiyatro ve sanat camiasının ilgi, alaka ve tebriklerine mazhar olacak şekilde kaliteli bir video çekilmiş."