AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı...(3)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yargıyla ilgili açıklamalarına ilişkin, "İstiklal Mahkemelerinin zihniyetini taşıyanlar, İstiklal Mahkemesi'nin vicdansız hakimlerini kahraman ilan edenler bugün çıkıp da bağımlı yargıdan bahsedemezler. Yassıada'nın yargılamalarıyla yüzleşemeyenler bugün kalkıp da, yargıyı eleştiremezler" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Kılıçdaroğlu'nun yargı mensuplarına yönelik hakarete varan açıklamalar yaptığını belirten Başbakan Erdoğan, "Daha birkaç yıl öncesine kadar CHP yargı kararlarının arkasından ne diyordu, 'şeriatın kestiği parmak acımaz' diyordu. ve bize de parmak sallıyordu" dedi.

AK Parti için açılan kapatılma davasında ise Kılıçdaroğlu'nun "Ankara'da yargıçlar var" dediğini hatırlatan Erdoğan, CHP'nin şimdi ise verilmiş her yargı kararına karşı çıktığını söyledi. "Nedeni çok açık. Zira bu ülkede 12 Eylül 2010'da millet idareye, millet yargıya el koymuştur" diyen Erdoğan, CHP'nin kayıtsız şartsız egemenliğin millete geçmesini kabullenemediğini belirterek, "Hani Atatürkçü'ydünüz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ifadesi Atatürk'ün değil mi? Gazi Mustafa Kemal'in değil mi?

Neden saygı duymuyorsunuz? Gece başka, gündüz başka. Bunlar Sirk Cambazı" diye konuştu.

Kendilerine 'toprağın altını karıştırıp durma', 'tarihe takılıp durma' diyerek eleştiriler yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Tarihe takılıp kalan biz değiliz. Tarihe takılıp kalan 1940'ların tek parti zihniyetinden bugüne gelemeyen sizsiniz, ey CHP yönetimi. Siz hala 1940 öncesindesiniz. İstiklal Mahkemelerinin zihniyetini taşıyanlar, İstiklal Mahkemesi'nin vicdansız hakimlerini kahraman ilan edenler bugün çıkıp da bağımlı yargıdan bahsedemezler. Yassıada'nın yargılamalarıyla yüzleşemeyenler bugün kalkıp da

yargıyı eleştiremezler" şeklinde konuştu.

Yargının hükümetin emrine girmediğini, aksine bağımsız hale geldiğini kaydeden Erdoğan, "Hiç kusura bakmayın Sayın Kılıçdaroğlu. Yargının hükümetin emrine falan girdiği yok. Tam tersine yargı sizin militanlarınızdan, sizin militan tavrınızdan, sizin militan zihniyetinizden arınıyor Sayın Kılıçdaroğlu. Eğer 1994 yılında arkadaşınız Mehmet Moğultay'ın 'yargıya kendi yandaşlarımı değil de, MHP'lileri mi alacaktım' sözünü hatırlamıyorsanız, bari yanı başınızdaki hanımefendinin, YARSAV militanlarının yargıya

yerleştirmek için nasıl gayret gösterdiğini hatırlayın" diye konuştu.

TUTUKLU GAZETECİLER

Konuşmasında tutuklu gazeteciler konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, "Şuanda cezaevinde bulunan gazeteci olarak takdim edilen zanlıların ve hükümlülerin, büyük bir çoğunluğunun gazetecilik faaliyetinden dolayı değil, diğer bazı suç isnatlarıyla içeride tutulduklarını tekrar tekrar açıkladık" dedi.

"İçerideki Gazeteciler" diye takdim edilenlerinin çoğunun aslında Gazeteci olmadığını ifade eden Erdoğan, "Gazeteci olanlar ise, gazetecilik faaliyetinden dolayı içeride değil. Öyle zanlılar var ki, bizzat terör eyleminin içinde bulunmuşlar. Silahlı saldırıda bulunmuşlar, polis katletmişler, ateşli silah bulundurmaktan tutuklanmışlar. Bunların ceplerinde terör örgütünün yayın kuruluşlarının kimlik kartları çıkıyor. Bu kişiler tutuklanınca terör örgütü de 'Gazeteci tutuklandı' diyerek Türkiye aleyhine

kampanya başlatıyor. Maalesef Türkiye'nin anamuhalefet partisinin genel başkanı da, işte bu kampanyanın bir parçası, bu kampanyanın bir aracı haline geliyor" şeklinde konuştu.

ABD'li yazar Paul Auster'in verdiği bir röportajda "Hapiste yatan yazar ve gazeteciler yüzünden Türkiye'ye gelmeyi reddediyorum" dediğini ve aynı şekilde Çin'den gelen misafirleri de geri çevirdiğini belirten Erdoğan, "Ahh biz sana çok muhtaçtık. Niye gelmedin? Ne olur? Gelsen ne olur, gelmesen ne olur yahu. Türkiye itibar mı kaybeder? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da Türkiye'ye Fransız bu yazarın sözlerine sahip çıkıyor. 'Onun gördüğünü bazıları görmüyor' diyor. Tam anlamıyla tencere yuvarlanmış,

kapağını bulmuş" dedi.

Türkiye'yi eleştiren yazarın 2010 yılında İsrail'de düzenlenen Uluslararası Yazarlar Birliği Konferansı'na gittiğini söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:

"Güya İsrail demokrat bir ülke, laik bir ülke, ifade özgürlüğünün, insan hak ve özgürlüklerinin sınırsız olduğu bir ülke. ya sen ne cahil adamsın be. Yahu sen İsrail'e nasıl laik bir ülke dersin. İsrail tam bir din devletidir, daha bunu öğrenememiş. ve nasıl demokrat bir ülke dersin. Gazze'ye bombaları yağdıran bunlar değil mi, fosfor bombalarını atan, kimyasal silah kullanan bunlar değil mi? Nasıl bunları görmezden gelirsin? Bizdeki Kılıçdaroğlu bunları görmezse, onlar da görmez. Ortak yanları var."

"İÇERİDEKİ GAZETECİLERİ ARAŞTIRIN"

Başbakan Erdoğan, tutuklu gazetecilerle ilgili olarak hangi gazete ve hangi ajanslarda çalıştıklarını araştırma çağrısında bulunurken, "Bir edenler bugün çıkıp da baçok gazeteci kuruluşlarına, gazeteci sendikaları olabilir, içeride olan ve gazeteci dediklerinizin hangi gazete veya ajans tarafından kart sahibi olduklarını lütfen bir araştırır mısınız? veya kim adına bunlar bu faaliyetleri yürütüyor? Bunları araştırır mısınız? Araştırın da bunların arkasında bir olun bakalım" dedi.

Türkiye'nin 9 yıl öncesine rağmen basın özgürlüğünde önemli bir mesafe katettiğini ve bunu da CHP'ye rağmen yaptığını belirten Erdoğan, basın özgürlüğü noktasında söz söyleyecek en son kurumun CHP olduğunu, en son söz söyleyecek kişinin de Kılıçdaroğlu olduğunu ifade etti.

Erdoğan, daha sonra ise 1940'lı yıllara ait İsmet İnönü imzalı 16 belgeyi gösterdi. Bu belgelerin Bakanlar Kurulu'nda alınmış kararları ve getirilen yasakları içerdiğini kaydeden Erdoğan, "Yahu düşünebiliyor musunuz, Elifba kitabını yasaklamışlar. Çıkmış dün diyor ki, 'dindarlık-dinsizlik diye ayrım yapıyor' diyor. Yahu Elifba kitapçığını yasaklayan zihniyete ne denirse, CHP zihniyeti odur. Bu kadar basit" diye konuştu.

Erdoğan ayrıca, "Hazreti Ali'nin cenklerini yasaklamışlar. Senin bu işleri iyi bilmen lazım Sayın Kılıçdaroğlu. Cenklerle ilgilenmen lazım senin. Acaba CHP zihniyeti bunları neden yasaklamış? Yeri geldiğinde bazı toplantılarda bunları güzel dile getiriyorsun" diyerek, belgelere göre o dönemde Arapça levhaların da yasaklandığını kaydetti.

Aziz Nesin, Sabahattin Ali gibi yazarların kitaplarının da 1940'lı yıllarda yasaklandığını ifade eden Erdoğan, "Cumhuriyet Gazetesi başta olmak üzere birçok gazeteyi kapatmışlar. Yayınlarını da durdurmuşlar" dedi.

Başbakan Erdoğan, "Allah'ın izniyle Türkiye bu karanlık süreçlere geri dönmeyecek" derken, genç nesillere pırıl pırıl bir Türkiye bırakacaklarını ifade etti.

BELEDİYE BAŞKANIMDAN ÖZÜR DİLEDİN Mİ?

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki hakkında iddialarda bulunduğunu fakat mahkemenin ise aksine karar verdiğini belirterek, "Peki benim belediye başkanımdan özür diledin mi? Sen neye inanacaksın ya? Sen neyle acaba tatmin olacaksın? Bunların dürüstlük yanından geçmiş değil" şeklinde konuştu.

Erdoğan konuşmasının sonlarında ise bir müjdeyi salondakilerle paylaşmak istediğini belirterek, Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre Ocak ayında ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10 arttığını söyledi. 2012 yılının kötü geçeceğini söyleyenleri sevindirmeyeceklerini belirten Erdoğan, "Ocak ayında ihracat 2011 yılının aynı ayına göre yüzde 10 artışla 10 milyar 554 milyon dolar oldu. Bunun da hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından AK Parti'ye katılan 9 belediye başkanına rozetlerine taktı. AK Parti'ye katılan belediye başkanları ise Kütahya, Mardin, Muğla, Ordu ve Van il ve ilçelerine bağlı MHP, Saadet Partisi, DSP ve DP belediye başkanlarından oluşuyor. - ANKARA