AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK ve MYK ortak toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3) - Son Dakika
Politika

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK ve MYK ortak toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK ve MYK ortak toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Avrupa Birliği açısından ilk 5 mesele olarak hangi meseleleri sayarsanız, Türkiye olmadan Avrupa Birliği'nin bunu yönetmesi mümkün değil." dedi.

08.12.2020 20:29  Güncelleme: 23:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Avrupa Birliği açısından ilk 5 mesele olarak hangi meseleleri sayarsanız, Türkiye olmadan Avrupa Birliği'nin bunu yönetmesi mümkün değil." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ortak toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında, Avrupa'nın gerçek bir Avrupa Birliği olmaktan geriye gittiğini, siyasi değerlerini kaybettiğini belirtti.

İlk defa Avrupa Birliği'nin, kuruldu kurulalı bir krizi yönetemez ve fırsata çeviremez halde olduğunu dile getiren Çelik, köprüler kuran bir Avrupa'nın yeniden dirilmesinin, duvarlar kuran Avrupa'ya karşı hep beraber mücadele etmekle mümkün olacağını söyledi.

Bugün duvar örmekle uğraşan Avrupalıların, ırkçıların, Avrupa Birliği'ni yok etmek istediğini aktaran Çelik, şöyle konuştu:

"Halbuki köprüler kuran, diyalog geliştiren, iş birliği geliştiren bir Avrupa, dünyanın geleceği için, herkes için bir referans kaynağıydı, demokrasiler için bir umut kaynağıydı. Biz o Avrupa'nın, o Avrupa Birliği'nin parçası olma konusundaki irademizi koruyoruz. Demokratik değerlere sahip, iş birliği, diyalog mekanizmalarını artıran, kazan-kazan ilkesi çerçevesinde siyasi değerleri ve demokratik değerleri pekiştiren bir Avrupa Birliği, Türkiye'nin de içinde yer almak istediği bir birliktir. Dolayısıyla bunun yolu, o birliğin hayatiyetini sürdürmesi, genişleme politikasını sürdürmesi ile mümkündür. Bu genişleme politikası sadece mekanik olarak belli ülkeleri içermekle ilgili politika değil, siyasi değerler konusunda daha çok iş birliği ve demokrasi oluşturarak, daha çok müzakere alanı oluşturarak, bütün bunların, daha genişleyen bir Avrupa vizyonunun ortaya çıkması gerekiyor."

"Avrupa Birliği sağduyulu davranmalıdır"

Çelik, Avrupa Birliği açısından da köprüler kuran bir Avrupa yerine, duvarlar ören bir Avrupa şeklinde ikiye bölünmenin söz konusu olduğuna işaret etti.

Köprüler kuran Avrupa'nın kıymetli ve değerli olduğunu söylediklerini dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

"Burada Türkiye ile Avrupa arasındaki köprünün bu yanlış ajandalara mahkum olarak zedelenmemesi lazım. Onun için de Avrupa Birliği'nin yapması gereken ilk iş, Türkiye'ye karşı bu yaptırım dilini kullanmaktan vazgeçmesidir. Türkiye'ye karşı yaptırım uyguladığınızda, Türkiye bu diyalogların dışında kaldığında, bu diyalog masalarını önemsemediğinde, güvenlik meselesini nasıl yöneteceksiniz? Doğu Akdeniz'deki meseleleri nasıl yöneteceksiniz? Mülteci meselesini nasıl yöneteceksiniz? Yani Avrupa Birliği açısından ilk 5 mesele olarak hangi meseleleri sayarsanız, Türkiye olmadan Avrupa Birliği'nin bunu yönetmesi mümkün değil. Bütün bunları nasıl gerçekleştireceksiniz?"

Çelik, Avrupa'nın sağduyulu siyasetçilerinin sesini dinlemesinin zamanının geldiğini belirterek, "Avrupa Birliği sağduyulu davranmalıdır. Sağduyulu davranırken de Türkiye ile diplomatik mekanizmaları çalıştırmalıdır. Yapmaması gereken tek şey vardır, o da yaptırım dili kullanmak. Avrupa Birliği'nin kurumlarından yaptırım dilinin çıkması demek, Avrupa Birliği'nin faşistler, ırkçılar, neonaziler karşında yenilenmesi demektir." dedi.

"Son derece şaşkınlıkla, ibretle izliyoruz"

Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı makamına karşı sistematik olarak ortaya konulan tavrın doğru bir tavır olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"En son bu Türk gemisinin İrina Harekatı çerçevesinde, belli bir komuta merkezi tarafından Almanların yönlendirilmesi ile aranması karşısında Sayın Kılıçdaroğlu, bunu doğru bulduğunu söyleyen bir açıklama yaptı. Doğrusunu söylemek gerekirse bunu inanılmaz yadırgatıcı buluyorum. Yani 'Türkiye'nin oraya zamanında bilgi vermediği, Cumhurbaşkanına ulaşılamadığı' gibisinden bir yaklaşımla karşı tarafın tezlerinin, iç siyasette Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerinin tezi haline gelmesini biz son derece şaşkınlıkla, ibretle izliyoruz. Üstelik bilgi verdik, bunu da söyledik. Bu çerçevede bir bilgi verme zorunluluğu olmamasına rağmen karşı tarafa bildirilmiştir, 'bunu yapamazsınız' diye."

Çelik, Kılıçdaroğlu'nun "Sayın Cumhurbaşkanına saatlerce ulaşılamadı." dediğini de aktararak, "Cumhurbaşkanımızda arkadaşlarımızın hepsinin cep telefonu vardır, aradığınızda 1 dakika içinde ulaşırsınız, acil bir konu olduğunda. Bu kadar kolay bir şekilde çeşitli konularda görüşünü almak, talimatını almak kolaydır. Öyle bir konuda Türkiye haklıyken, halen dün de bütçe görüşmesinde Kılıçdaroğlu'nun, İrina Harekatı çerçevesinde Yunanlıların, Almanların tezini Türkiye'nin tezine karşı doğru bir tez gibi savunması son derece yadırgatıcı." diye konuştu.

Bunun Türk siyasi tarihinde başka bir örneği olduğunu zannetmediğini dile getiren Çelik, "Muhalefet ile iktidar birbirine çok sert girer, muhalefet ile iktidar arasında büyük sertleşmeler olur, politik ayrılıkları olur ama net bir durum varken bizim gemimize gayri kanuni, gayri hukuki bir şekilde çıkılmışken, tutup da karşı tarafın hikayesini, hikayenin gerçeği gibi anlatmak, maalesef Kılıçdaroğlu tarafından ısrarla sürdürülen bir politika." değerlendirmesini yaptı.

Çelik, sonuç olarak Türk devletinin kurumlarının, Dışişleri Bakanlığının, açıklama üstüne açıklama yapıp "bu anlattığınız, tezi dayandırdığınız hukuki bilgi yanlıştır, bunu neye göre söylüyorsunuz" diyerek, teknik ve hukuki bilgi verdiğini anlattı.

Yunanistan gazetesinde yer alan bir haberi gösteren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yunanlılar manşet atıyorlar. Bir tek Yunanlılar, Türkiye'nin muhalefet liderinin doğru söylediğini söylüyorlar. Başkası tarafından takdir görmüyor, bir tek orası tarafından takdir görüyor. Biz söylediğimiz zaman 'Sayın Kılıçdaroğlu sadece Türkiye'ye karşı yabancı devletlerin tezini savunuyor' diye. Bakın bu gemi hadisesinde, komuta merkezinde Yunanlılar da olduğu için, kendilerinin Türk muhalefet lideri tarafından farklı bulunduğuna dair sürekli bir anahtar veriyor. Gelinen nokta budur. Cumhuriyet Halk Partisine gönül veren vatandaşlarımızın, destek veren değerli vatandaşlarımızın siyasi ideallerini, siyasi düşüncelerini, Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin bu hale düşürmesi çok büyük bir haksızlıktır. Kendi devletine karşı eleştirel olan, yabancı devletlerin tezini sürekli olarak kendi devletinin tezi karşısında, gerçek bir tez gibi savunan bir muhalefet anlayışı ile karşı karşıyayız."

"Sadece Yunanlılar tarafından takdir edilen açıklamalar yapıyorlar"

Dış politikada tabii ki eleştiri getirilebileceğini, farklı düşüncelerin ortaya konabileceğini belirten Çelik, "Demokratik diyalektiğin gereğidir bu. Bundan da çok büyük bir memnuniyet duyarız ama bunun yerine standart bir şey var, Türkiye devletinin karşısında hangi devlet varsa, belli bir politikada o devletin tezi Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerinin tezi oluyor." dedi.

Çelik, teknik bilgilerin verilmesine rağmen, uluslararası hukuk ve siyaset açısından bu açıklamaların yapılmasına rağmen, Kılıçdaroğlu'nun buna devam etmesinin son derece yanlış olduğuna dikkati çekti.

CHP'li yöneticilerin daha önceki açıklamalarını hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:

"En son bakın Azerbaycan toprağının, Birleşmiş Milletler tarafından da Azerbaycan toprağı kabul edilmiş yukarı Karabağ'ın kurtarılması hadisesinde, dış ilişkilerden sorumlu CHP yöneticisi, çıktı ne dedi? Fransızların söylediğini söyledi; 'Türkiye, Azerbaycan'da Suriyeli cihatçıları savaştırıyor' diye. Bunu, Hafter'i destekleyen Fransa söylüyor. Bunu dünyanın çeşitli yerlerindeki karanlık güçlerin arkasında olan odaklar söylüyor. Türkiye'deki bir siyasi partinin yöneticisine yakışıyor mu, kendi devletini başka devletlerin teziyle suçlamak? Böylesine bir beşinci kol faaliyeti olabilir mi? Demokratik siyaset açısından böylesine bir yanlış olabilir mi? Doğu Akdeniz'de yine aynı şeyle karşı karşıya kalıyoruz. Geldiğimiz nokta ortadadır. Sadece Yunanlılar tarafından takdir edilen açıklamalar yapıyorlar."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK ve MYK ortak toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement