AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'de adil ve kalıcı barışın gerçekleşmesi için fazla zaman kalmadığını belirterek, "Çözüm için bölgede bulunduğunu söyleyenler, maalesef bugüne kadar çözümü sağlamak yerine, meselenin daha da düğümlenmesine sebep oldular. Rusya, terörle hiç ilgisi olmayan sivil hedefleri acımasızca bombalamaya devem ediyor. Tek tek elimizde Rusya'nın attığı her bombanın nereye düştüğünün bilgisi var" dedi.
Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Halep ve civarında yaşayan milyonlarca Suriyeli için büyük ve yeni bir insani trajedinin eşiğinde olunduğunu söyledi.
Türkiye'nin "mazlum milletlerin son kalesi" olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Şimdi muhalefet partileri de dahil herkes elini vicdanına koysun. Bayırbucak Türkmenleri sığınacak bir diyar aradığında arkalarında Türkiye'yi buldular, yönlerini Türkiye'ye döndüler. Haseke, Kobani Kürtleri DEAŞ zulmü karşısında sığınacak bir yer aradıklarında yönlerini Türkiye'ye döndüler. 197 bin Kürt kardeşimiz üç gün içinde Türkiye'ye girdi. Şimdi Halepliler, İdlib Arapları yine sığınacak bir yer aradıklarına Hatay'a doğu yürüdüler" diye konuştu.
Azez ile Türkiye arasındaki kampta yaşayan 70 bin kişinin sadece Türkiye Cumhuriyeti'ne, devleti idare eden hükümete ve AK Parti kadrolarına güvendiğini vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer Türkiye müşfik bir el, herkese açık bir gönül ve kudretli bir ülke olarak bu kardeşlerimizin yanıbaşında olmasaydı bu kardeşlerimiz nereye gideceklerdi? Eğer Türkiye krize girseydi, koalisyonlar ya da başka bir takım güç kullanamayan yapılar elinde olsaydı, acaba bu kardeşlerimiz nereye gideceklerdi? Buradan bir kez daha herkesin duymasını isteyerek ve bilerek, Ankara'dan, istiklalimizin başkentinden, Kahramanmaraş'ın kurtuluş yıl dönümünde bütün müstevli güçlere haykırarak ifade diyorum; hangi mazlum millet varsa ki müstevlilerin baskısı altındadır, biz onun yanındayız. Hangi halk varsa ki 'Rabbim, bize katından bir yardımcı gönder' diye dua etmektedir, biz Rabbimiz adına, O'nun rızası için o halkın yanındayız. Hangi halk var ki tarih adına dönüp 'kardeşlerim nerede' diye sormuşsa, kardeşleri olarak Türkmen, Arap, Kürt ayrımı yapmaksızın, biz, onların yanındayız."
Askeri harekatın bu yoğunlukla devam etmesi halinde, 70 bin Suriyeli göçmenin Türkiye sınırlarına yönelme ihtimalinin bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, Türkiye'nin zorda olan, canını kurtarmaya çalışan kimseye kapısını kapatmadığını, kapatmayacağını söyledi.
-"Rusya'nın sortilerinin yüzde 10'u DEAŞ'a"
Uluslararası toplumun, ABD ve Rus yönetimlerinin samimi davranması, gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Suriye'de adil ve kalıcı bir barışın, bir çözümün gerçekleşmesi için artık çok fazla vaktimiz yok. Çözüm için bölgede bulunduğunu söyleyenler, maalesef bugüne kadar çözümü sağlamak yerine, meselenin daha da düğümlenmesine sebep oldular. Rusya, terörle hiç ilgisi olmayan sivil hedefleri acımasızca bombalamaya devam ediyor. Tek tek elimizde Rusya'nın attığı her bombanın nereye düştüğünün bilgisi var. 6 bini aşkın sortinin yüzde 90'ı sivillere ve ılımlı muhalefete atıldı, sadece yüzde 10'u DEAŞ'a. Her bir bombanın düştüğü yerin bilgisi elimizde ve bunu ABD de Birleşmiş Milletler de bütün uluslararası toplum da biliyor. Artık bu gidişe bir 'dur' demenin vakti gelmiştir. İnsanlığın vicdanının harekete geçmesini bekliyoruz ama maalesef harekete geçemiyor. Uluslararası toplumun kalbi durmuş, yüreği donmuş, vicdanı kurumuş. Tarih bugün bu zulme sesini çıkarmayanları, çıkaramayanları da zulmün ortağı olmaları anlamında da kara lekeyle kaydına geçirecektir. Bu mazlum coğrafyanın yangınını seyredenler insanlık önünde mahçup olacaklar, Suriye'yi, o canım Halep'i, Bayırbucak'ı kan gölüne çeviren zalimler hiç merak etmeyin, bu yaptıklarının hesabını birgün mutlaka vereceklerdir."
Soğuk savaş günlerinde, muazzam bir güç olarak Afganistan'a giren Sovyet güçlerinin nasıl zelil bir şekilde burayı terk ettiğini kimsenin unutmaması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, bugün Suriye'ye girenlerin de zelil bir şekilde burayı terk edeceğini, Halep'e bomba atanların tarih önünde hesap vereceğini ve mutlaka Suriye halkı nezdinde mahkum olacağını söyledi.
- "Türkiye insanlığın sesi, vicdanı oldu"
Başbakan Davutoğlu, Akdeniz'de ölü bedenleri sahillere vuran mazlum ve masum Suriyeli çocukların ahının bütün dünyada, Amerika'da, Avrupa'da, Asya'da, Ortadoğu'da herkesin yakasına yapışacağını ifade etti.
Baştan beri zulmün, zalimin yanında olmayan Türkiye'nin, bu yapılanlara sessiz kalmadığını belirten Davutoğlu, mazlumların sığınağı olan Türkiye'nin, bütün zorluklara rağmen Suriyeli insanların hayat hakkına sahip çıkarak, insanlığın vicdanı, sesi olduğunu dile getirdi.
"Bizler, insanlık görevimizi yapıyoruz. Bizler, tarihi görevimizi yapıyoruz. Bizler, Rabbimizin bize verdiği 'mazlumlara, yetimlere sahip çık' emrinin gereğini yapıyoruz" diyen Davutoğlu, insanlık görevinden daha ulvi bir görevi bilmediklerini kaydetti.
- Almanya'ya teşekkür
Londra'da görüştüğü Almanya Başbakanı Merkel'in dün Türkiye'ye geldiğini anımsatan Davutoğlu, görüşmede Türkiye-Almanya ilişkilerinin yanı sıra Suriye ve mülteci sorununu ele aldılarını anlattı.
Avrupa'da mülteci sorunu nedeniyle üzerinde en fazla baskı hisseden iki ülkenin Türkiye ve Almanya olduğuna işaret eden Davutoğlu, 10 önemli başlıkta Almanya ile hareket etme noktasında mutabakata vardıklarını söyledi. Almanya'ya duyarlılığı, Merkel'e ise liderliği için teşekkür eden Davutoğlu, mültecilere kapıların açılması ve bu konuda gereken adımların atılması yönünde bütün baskılara rağmen gösterilen kararlılığın, tarihte hak ettiği yeri alacağını belirtti.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra eşi görülmemiş, büyük acılarla yüz yüze olunduğunu dile getiren Davutoğlu, "Burada bütün ülkeler, devletler, devlet başkanları, aydınlar, yazarlar, sanatçılar insanlık adına söz alacak olan herkes, insanlık sınavından geçiyor. Almanya ile geliştirdiğimiz bu işbirliğinin diğer ülkelere de örnek olmasını diliyorum" diye konuştu.
-" Kazakistan'da yararlı görüşmeler gerçekleştirdik"
Kazakistan ziyaretine de değinen Davutoğlu, Kazakistan ve Orta Asya'ya her gidişinde Hoca Ahmet Yesevi'nin nefesini, sesini yüreğinde, gönlünde hissettiğini kaydetti.
Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliğinin kurulmasıyla Kazakistan ile ilişkilerin en üst düzeye çıktığını belirten Davutoğlu, bu ziyaretlerinde, Türkiye ile Kazakistan arasında ticaret, ekonomi ve ulaştırmada iş birliği alanlarını geliştirme yolunda çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Davutoğlu, ziyaretlerinde ayrıca, Çin'den başlayarak bütün Orta Asya'yı geçen, Kazakistan'dan Aktau Limanı'ndan Azerbaycan'ın Bakü Limanı'na, oradan Tiflis'e ve Kars ile Marmaray üzerinden Avrupa'ya gidecek olan modern ipek yolunun geleceğini konuştuklarını ifade etti.
Geçen hafta boyunca farklı gruplarla Doğu ve Güneydoğu'da terör olaylarının yansımalarını ele aldıkları bir dizi toplantı gerçekleştirdiklerini aktaran Davutoğlu, bu görüşmelerde, terör örgütlerine karşı neler yapılabileceğine ilişkin değişik kesimlerin kanaatlerini almanın yanı sıra kendi niyet ve hedeflerini de paylaştıklarını bildirdi.
Doğu ve Güneydoğu milletvekilleriyle görüşerek, AK Parti kadrolarından gelen sesi, kaygıyı ve gelecek beklentilerini dinlediğini anlatan Davutoğlu, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle de bir araya geldiğini belirtti.
-"Valilere 'halkla yan yana olma' talimatı"
Sivil toplumdan gelen bütün bu bilgiler ışığında, 22 ilin valileri, komutanları, emniyet müdürleri, mülki amirleri ve kaymakamlarla bir araya geldiğini anımsatan Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Genelkurmay Başkanımızın ilgili bakanlarımızla katıldığı, son olarak 31 Temmuzda, yani huzur ve demokrasi operasyonunun başlamasının hemen sonrasında yaptığımız bir toplantıdan bu yana olan gelişmeleri de ele aldık. Tek tek bütün illeri ve ilçeleri masaya yatırdık. Onlara hükümetimizin perspektifini aktardım ve açık bir şekilde şunu ifade ettim; sizlerin görevi milletin vicdanıyla, devletin aklını buluşturmaktır. Bütün valilerimize de halkımızla yan yana olmak, teröriste karşı da en kararlı durmak talimatını ilettim. Biz, halkımıza şefkatle, Türkiye'yi tehdit eden kim olursa olsun, hangi terör örgütü olursa olsun ona da kudretle davranmaya devam edeceğiz. Bu tavrımız asla değişmeyecektir. Bununla beraber ülkemizi tehdit eden tüm terör örgütlerine karşı herhangi bir ayrıma gitmeden kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam ediyoruz."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, her hafta sonunu bir başka şehirde geçireceğini, özellikle de Doğu ve Güneydoğu illerine gideceğini ifade ettiğini hatırlatarak, bu Cuma Kahramanmaraş'a, 13 Şubat'ta da Erzincan'a gideceğini söyledi.
"Kardeşlik buluşmaları" çerçevesinde Mardinlilerle buluştuğunu, devletin vatandaşların yanında olduğunu gösteren destek planını açıkladığının altını çizen Davutoğlu, bir yandan terörle en etkin şekilde mücadelelerini sürdürdüklerini, diğer yandan da terörden zarar gören vatandaşların mağduriyetini giderecek her türlü tedbiri aldıklarını kaydetti.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?