Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gezi'den 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne kadar son yıllarda yaşadığımız tüm hadiselerin gerisinde hep aynı amaç var. Şimdi de dövizle, faizle, manipülasyonla, fısıltıyla, MİT Müsteşarı ile ellerine ne geçerse onunla, aynı yöndeki gayretlerini sürdürüyorlar. Ekonomideki belirsizlik, bir kriz görüntüsü oluşturmak için özellikle çalışıyorlar ama nafile. Bunların hepsi koskoca bir hiç, bunları başaramazlar. Bundan sonra da başaramayacaklar" dedi.
Erdoğan, Balkonuk Center'da düzenlenen "Ekonomi Ödülleri 2015 Töreni"nde yaptığı konuşmada, Çanakkale Zaferi'nden, İstiklal Harbi'nden sonra Türkiye'nin üzerine neredeyse bir ölü toprağa serpildiğini ifade etti.
Zaman zaman gözlenen küçük kıpırdanmalara rağmen, uzun süre ne ekonomide, ne demokraside, ne altyapıda ne de diğer alanlarda milletin hak ettiği hizmetleri alamadığına dikkati çeken Erdoğan, 2002 yılında ülke yönetimini devraldıklarında karşılarında buldukları manzaranın hiç ama hiç iç açıcı olmadığını söyledi.
Erdoğan, "Hemen kolları sıvadık, planlarımızı, projelerimizi hazırladık. Yarım kalan işleri süratle tamamladık. Yeni projeleri yine süratle hayata geçirdik. 12 yılda Türkiye'nin çehresini değiştirdik. Geçmişte, 80 yılda yapılanların üç katını, dört katını, beş katını değişik alanlarda, 12 yılda ülkemize kazandırdık" dedi.
Eğitimde yapılan hizmetlere değinen Erdoğan, eğitimde 350 binin üzerinde derslikle iyi bir noktada olunduğunu, üniversite sayısının 75'ten 176'ya çıktığını belirtti.
Üniversite olmayan ilin kalmadığını anlatan Erdoğan, "Anadolu'nun ücra köşesindeki yavrularımızı merkeze taşıyalım, gücü varsa gelsin, bu mantıkla hareket etmedik. İlmi, kurumları, müesseseleri onların ayağına götürdük. Derdimiz neydi, geldiğimizde talep eden üniversiteyi öğrenci sayısı yüzde 10'du, yani yerleştirilebilen yüzde 10'du. Şimdi bu yüzde 50'ye çıktı. Buralara kolay ulaşmadık. Azimle, inançla, kararlılıkla buralara ulaştık" diye konuştu.
Erdoğan, hedefin bunu daha da ileri taşımak, kaliteyi artırmak olduğunu belirterek, "Yunus'un deyimiyle, 'Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk. Artık denize dolduk, taştık elhamdüllilah" dedi.
Adalette, emniyette aynı şeyleri yaptıklarını aktaran Erdoğan, ulaşımda yaptıklarına da değinerek, şu bilgileri verdi:
"2003 öncesi 76 kilometre bölünmüş yola sahipti koskoca Balıkesir. Biz bunun üzerine 2003-2014 arası 467 kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Düşünün, 79 senede 76 kilometre, yani her yılına bir kilometre düşüyor. Ama biz ondan sonra 10 yıla, 12 yıla 467 kilometre yol ilave etmişiz. Ortalaması 46 kilometre her yıl. Bu bir farklılığı gösteriyor. Bizim farkımız bu. Biz laf değil, iş ürettik. Bizim bir aşkımız var bu millete, bu vatana. Bundan dolayı bu oldu."
-"Yazılar bizim aramızdaki muhabbeti ortadan kaldırmaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2003 yılı öncesi harcanan neydi biliyor musunuz, sadece 10 yılı vereyim, 290 trilyon. 2003-2014 arası harcanan ne biliyor musunuz, 2 katrilyon 290 trilyon. Fark bu, böyle çalıştık. Çünkü büyümek ancak böyle olur. Yoksa olduğunuz yerde sayarsınız, patinaj yaparsınız" dedi.
İstanbul- İzmir otoyolunun Balıkesir'den geçeceğini belirten Erdoğan, "Bu olduğu zaman bütün güzellikleri düşünün. Artık aradaki zaman ne denli kısalıyor bunu düşünün, yol emniyeti ne denli artıyor bunu düşünün. İnşallah şimdi Çanakkale ile ilgili köprü olayı da... Bunun da adımları atılıyor, şu anda proje çalışmaları hızla devam ediyor. Çanakkale Köprüsü de bitirildiği anda alternatifleriyle birlikte bölge çok daha farklı bir hale gelecek" ifadelerini kullandı.
Bu süreçte karşılarına dış güçler kadar içerideki maşalarının da çıktığını belirten Erdoğan, kimi zaman darbe söylemleriyle, kimi zaman parti kapatma davalarıyla ortaya çıktıklarını, kimi zaman siyasi, kimi zaman ekonomik, kimi zaman sosyal kriz çıkarma çabalarıyla Türkiye'yi eski, kötü günlerine döndürmenin gayreti içine girdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hatırlayın, Gezi'den, 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne kadar, son yıllarda yaşadığımız hadiselerin gerisinde hep aynı amaç var. Şimdi de dövizle, faizle, manipülasyonla, fısıltıyla, MİT Müsteşarı ile ellerine ne geçerse onunla aynı yöndeki gayretlerini sürdürüyorlar. Ekonomideki belirsizlik, bir kriz görüntüsü oluşturmak için özellikle çalışıyorlar ama nafile. Bunların hepsi koskaca bir hiç. Bunları başaramazlar, bundan sonra da başaramayacaklar. Biz ne zaman, nerede, ne yapacağımızı çok iyi biliriz. Şunu da söyleyeyim, dışarıdan birileri köşelerinde bir şeyler yazıyorlar. Bunların hiçbirisi bizim aklımıza girmez. Bizim aklımıza bir şey girer, biz ne yaptığımızı, nasıl çalıştığımızı aldığımız neticelerle ortaya koyuyoruz. Filanca işadamının, filanca holdingin, filanca üst aklın veya filanca köşe yazarlarının yazdıklar yazı veya yazılar bizim aramızdaki muhabbeti ortadan kaldırmaz. Bunu da böyle bilmeleri lazım."
-"Bunlar boş, nafile şeyler"
Birilerinin köşelerinde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şahsı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ilgili yazdıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dertleri, 'Acaba biz bunları birbirine düşürebilir miyiz?' Boşuna uğraşmayın. Bunları yapamazsınız, bunları başaramazsınız. Bunlar boş, nafile şeyler. Eğer üreteceğiniz, yapacağınız bir şey varsa, gelin yarışın içine girin ve bu yarışta yerinizi alın. Yapacağınız bir şey varsa bu. Çok açık söylüyorum, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta çıkmaz, bunun böyle bilinmesi lazım. Hala bunlar buradalar, böyle yürünmez, ülkeye zarar veriyorsunuz. Karşımızda tüm umudunu sokak olaylarına, vandalların eylemlerine, Çözüm Süreci'nin başarısızlığa uğramasına bağlamış bir hastalıklı zihniyet var. Buralarda bizim, bu terörle mücadelede neler kaybettiğimiz belli. Bunu bilmeyenimiz var mı?"
Eğer terörle mücadelede bu kayıplara uğranmamış olsaydı, bugün çok farklı yerde olunacağına dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hala bakıyorsunuz varsa, yoksa Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu, artık böyle bir şey yok. Biz 2005'te, Diyarbakır konuşmamda bunu açıkladım. Ne dedim? Bu ülkede her etnik unsurun kendine has sorunları var. Dün Roman kardeşlerimle yaptığım buluşmada da söyledim. Roman kardeşlerimin de sorunu var. Türk'ün de sorunu var, Laz'ın da sorunu var, Abaza'nın da sorunu var. Boşnak'ın da sorunu var. Hepsinin sorunu var. Ama bu sorunları gidermek kimin görevi, şüphesiz ki hükümetlerin, yönetimlerin görevi. Bunları yapıyor muyuz, yapıyoruz. Kardeşim neyin eksik senin? Bir Kürt olarak sen bu ülkede cumhurbaşkanı oldun mu, oldun. Başbakan çıkardın mı, çıkardın. Bakan çıkardın mı, çıkardın. Devletin en üst kademelerine yönetici gönderdin mi, gönderiyor musun, var. Türk Silahlı Kuvvetlerinde var mısın, var. Ne istiyorsun daha? Ne istiyorsun?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Allah aşkına bizden farklı neyiniz var. Herşeye sahipsiniz. Yıllar yılı yolunuz yoktu yolunuzu yaptık. Havaalanı yapıyoruz Hakkari'ye havalanı yaptırmıyorlar. Bunları biz yaptık. İşadamlarının, müteahhitlerin makinelerini yakıyorlar. Niye yakıyorsun. Hani hizmet istiyordun. Iğdır'a yaptık havalimanı, Ağrı'ya yaptık havalimanı, Kars'a havalimanı. Bu devlet bir ayrım yaptı mı? Batı'ya ne yaptıysa Doğu'ya da Güneydoğu'ya aynısı nı yaptı, yapıyor. Kardeşlerim dert başka. Biz red politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Kardeşlerim biz asimilasyon politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Biz inkar politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Çünkü biz şunu söyledik. Yaradılanı yaradandan ötürü sevdik, seviyoruz, seveyeceğiz"
(Sürecek)
Son Dakika › Yerel › Cumhurbaşkanı Erdoğan Balıkesir'de - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?