Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "ABD'nin, Suriye'de PKK/PYD/ YPG ile angajmanını sonlandırmasını ve FETÖ yapılanmasına yönelik iade taleplerimize olumlu yanıt vermesini bekliyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, 11. Büyükelçiler Konferansı'nın açılış konuşmasını yaptı. Konferansa, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Türk Konseyi Genel Sekreteri Bagdad Amreyev'in yanı sıra çok sayıda milletvekili ve yabancı ülkelerin Türkiye'deki misyon şefleri katıldı.
Konuşmasında, Orta Doğu, Kafkasya ve Doğu Akdeniz'de risklerin yüksek olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Başta Yukarı Karabağ meselesi olmak üzere Kardeş Azerbaycan'ın sonuna kadar yanında duracağız." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye-AB ilişkilerine değinerek "AB ya kendi ilkelerinden uzaklaşıp geçen yüzyılın hatalı söylemlerine yönelecek ve dünyanın hasta adamı olacak ya da yeni bir solukla hantallıktan kurtulacak ve yeniden canlanacak. İkinci seçeceğin gerçekleşmesinde, Türkiye'nin AB üyeliğinin sürükleyici etki yaratacağını düşünüyoruz." diye konuştu.
AB'nin, tüm genişleme dalgaları içerisinde G20 boyutunda ulusal ekonomiyi bünyesine kattığı son tarihin 1986 olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, İspanya'nın G20 üyesi olmadığı göz önünde bulundurulduğunda İngiltere'nin katıldığı tarihin 1973 olduğunu anımsattı.
Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Ortak evimiz olan Avrupa'nın geleceğinde elbette Türklerin de sözü olacaktır.
Biz, AB'nin kusurlarına değil, on yıllar önce birlikte tayin ettiğimiz hedeflere odaklanacağız. Türkiye'nin AB üyeliği, Avrupa'ya bu dönemde damgasını vuran aşırıcı akımlara ve bayraktarlarına bırakılamayacak kadar stratejik bir konudur. AB üyelik sürecimizi, reformlar, iletişim, vize serbestisi, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, katılım sürecimizin önünün açılması boyutlarında ilerletmeye çalışacağız. Salt göç ve güvenlikle ilgili konuların, diğer boyutları gölgelemesine müsaade etmeyeceğiz."
"Terör tehdidiyle mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz"
Bakan Çavuşoğlu, Irak ve Suriye'de huzur tesis edilmeden Orta Doğu'da dengenin kurulamayacağının altını çizerek Irak'ta istikrar ve huzurun bozulmasının, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgeyi olumsuz etkilediğine işaret etti.
Irak'ın yeniden imarının, 21. yüzyılın bölgesel düzen kurucu, tarihi bir proje olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu konuda Türkiye'nin Irak'a birçok konuda en cömert katkıyı yaptığına dikkati çekti.
Çavuşoğlu, Suriye meselesine ilişkin, kalıcı ve muteber bir siyasi çözüm amacıyla önde gelen uluslararası aktörleri ortak bir zeminde buluşturmaya gayret ettiklerini belirterek Türkiye'nin, Birleşmiş Milletlerin (BM) 2254 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı çerçevesinde yürüttüğü siyasi sürece de en çok katkı sağlayan ülkelerin başında geldiğini vurguladı.
Türkiye'nin, Suriye'deki çatışma ortamından beslenen teröristlerle de mücadele ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları sayesinde DEAŞ ve PKK/PYD/YPG teröründen arındırıp istikrara kavuşturduğumuz topraklara, yaklaşık 340 bin Suriyeli Türkiye'den dönüş yaptı. Milli güvenliğimize kasteden bu terör tehdidiyle mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz." dedi.
ABD ile ilişkiler
Çavuşoğlu, ABD ile ilişkilerde yaşanan zorlukları, dostluk ve müttefiklik hukukunun gerektirdiği iyi niyetli ve samimi çabalarla aşmak, görüş farklılıklarını azaltmak, karşılıklı çıkarlara ve egemen kararlara saygı temelinde iş birliğini sürdürmek istediklerini dile getirdi.
Bu bağlamda, Türkiye'nin milli güvenliğine doğrudan tehdit oluşturan konularda ABD'nin somut adımlar atması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Esasen temelde iki konu var. ABD'nin, Suriye'de PKK/PYD/YPG ile angajmanını sonlandırmasını ve FETÖ yapılanmasına yönelik iade taleplerimize olumlu yanıt vermesini bekliyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, Rusya'dan S-400 tedarikinin kendi kapsamından çıkarılarak yanlış boyuta taşındığını söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bu sistemi savunma ihtiyacımız doğrultusunda satın aldık. Hal böyleyken, bu meseleyi F-35 programındaki mevcudiyetimiz ve bizimle hiçbir alakası olmayan bir yaptırım yasası ile irtibatlandırmak müttefiklik anlayışıyla bağdaşmaz. Bu konuyu en iyi anlayanın da ABD Başkanı Trump olduğunu görüyoruz. ABD'den yapıcı yaklaşımların gelmesi durumunda ilişkilerimizde birlikte düşünme ve sonuç odaklı istişare ve iş birliği modeline dönmemiz mümkündür."
"ABD'nin İran yaptırımları bölge ülkelerinin ekonomilerine zarar veriyor"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin şeffaf ve sağlam bir zeminde her geçen gün ileri gittiğine dikkati çekerek "Rus yetkililerle bir araya geldiğimiz zaman, karşılıklı olarak özellikle muhtelif bölgesel konularla ilgili görüşlerimizi açıkça ortaya koyuyoruz. Bu durum, üçüncü ülkelere yönelik politikalarımızı etkilemiyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, Gürcistan ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ile Kırım Tatar halkına verdiği desteğin bunun en somut örneği olduğunu bildiren Çavuşoğlu, "Rusya ile anlaştığımız ve anlaşamadığımız konularda diyaloğu sürdürmeye, iş birliği imkanları yaratmaya, böylelikle bölgesel istikrara katkı sağlamaya devam edeceğiz." dedi.
Öte yandan, hem komşuluk hukuku temelinde hem de bölgesel meseleler çerçevesinde İran'la ikili ilişkilere de önem verdiklerine işaret eden Çavuşoğlu, "ABD'nin tek taraflı yaptırımları İran halkına ve İran ile ticaret yapan Türkiye'nin ve bölge ülkelerinin ekonomilerine zarar vermekte. Gerginliğin düşürülmesi için tek taraflı adımların değil, diyalog ve diplomasi yolunun tercih edilmesi gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
- " Özbekistan'ı da Türk Konseyinde görmek istiyoruz"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Balkanlar'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak buradaki kırılgan durumun aşılması, istikrar ve kalkınma için her türlü katkıyı vermeye devam edeceklerini ve bölgedeki ihtilafların sona ermesi için katkılarını sürdüreceklerini belirtti.
Bakan Çavuşoğlu, "Bosna Hersek başta olmak üzere bölgenin geleceği için kritik önem taşıyan ülkelerin ihtiyaç duyduğu desteği asla esirgemeyeceğiz." dedi.
Türkiye'nin, Türk dünyası ile bağlarını daha da kuvvetlendirdiğini söyleyen Çavuşoğlu, Türk Konseyinin 10. yıl dönümünü ekimde kardeş ülke Azerbaycan'ın ev sahipliğinde liderler zirvesiyle kutlayacakları bilgisini paylaştı.
Çavuşoğlu, "Özbekistan'ı da bu kardeşler meclisinde görmek istiyoruz. Macaristan'ın Türk Konseyine gözlemci üye olmasını memnuniyetle karşıladık." diye konuştu.
Türkiye- Afrika ilişkileri
Türkiye'nin, dünyanın en büyük ikinci kıtası Afrika ile ilişkilerinde yakaladığı ivmenin güçlenerek sürdüğünü belirten Çavuşoğlu, Türkiye-Afrika ilişkilerinin kurumsal altyapısını son 10 yılda oluşturduklarının altını çizdi.
Çavuşoğlu, "Ticaret hacmimizi 23 milyar dolar seviyesine çıkardık. Şirketlerimiz Afrika'da havaalanları, limanlar işletmekte. Ticaretimizin dengeli gelişmesine ve ekonomik ilişkilerimizin kazan kazan anlayışıyla geliştirilmesine önem vermekteyiz." ifadesini kullandı.
Mevlüt Çavuşoğlu, 2020'de Türkiye'de düzenlenecek 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'yle gelecek yılların yol haritasını birlikte belirleyeceklerini söyleyerek "Hedefimiz kıtada sürdürülebilir kalkınma, barış ve refaha daha fazla katkı sağlamaktır." diye konuştu.
Ayrıca Türkiye'nin Latin Amerika ve Karayipler'de de yeni gönül bağları kurduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "En son açtığımız üç büyükelçilikle, bölgedeki en geniş temsil ağlarından birine sahip olduk. Eylem Planı'ndaki hedeflerimizi birer birer gerçekleştiriyoruz." dedi.
"Türkiye, 4 milyondan fazla yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyor"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, göçmen karşıtı eğilimlerin yükselişte olduğu bir dönemde, insani sorumluluk bilinciyle 3,6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyondan fazla yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yaptığını vurguladı.
Bakan Çavuşoğlu, "Avrupalı ülkeler sayemizde son 5 yılın en düşük göç ve iltica rakamlarına ulaştılar. AB de taahhütlerinin tamamını yerine getirmelidir. Yük paylaşım mekanizması Suriyeliler ülkelerine dönene kadar uygulanmalıdır." diye konuştu.
Türkiye'nin, ortaklarından terörle mücadele alanında da destek beklediğini söyleyen Çavuşoğlu, "Artık terörle mücadelede çifte standart ve ikiyüzlülük bitmelidir. Terör bir insanlık suçu, terörle mücadele ise insanlığın ortak görevidir. Türkiye'nin verdiği mücadele, tüm insanlık için bir katkıdır." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, FETÖ ile mücadelesini aralıksız sürdürdüğünü belirterek şunları kaydetti:
"FETÖ unsurlarının, bulundukları ülkelerin güvenlikleri açısından da büyük bir risk oluşturduğunu muhataplarımıza anlatıyoruz. FETÖ mensuplarını nerede olursa olsunlar takip ediyor, ellerindeki imkanları alıyor ve adalete hesap vermelerini sağlıyoruz. Bugüne kadar 22 ülkede FETÖ iltisaklı okullar kapatıldı; 19 ülkede okullar Türkiye Maarif Vakfına (TMV) devredildi. Halihazırda vakfın dünya çapında devraldığı ve yeni açtığı okulların toplam sayısı 290'a, öğrenci sayısı ise 30 bine yaklaştı. Girişimlerimiz sonucunda 40'a yakın ülkede FETÖ iltisaklı sözde ticaret yapıları, medya ayakları, şirketler ve dernekler kapatıldı."
"Dijital çağda, hepimiz birer 'dijital diplomatız"
Çavuşoğlu, sayısal teknolojideki gelişmelere de değinerek "Küresel eğilimlerin daha etkin bir şekilde takip edilebileceği, erken uyarı sistemlerinin krizleri önleyebileceği, kamu diplomasisinin hedef kitlelere doğrudan ulaşabileceği, konsolosluk hizmetlerinin daha verimli şekilde sunulabileceğini görüyoruz." dedi.
Çatışma sahasının da son nesil otonom silahlarla değişeceğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Çatışmaların önlendiği ve çözüldüğü diplomasi masaları da büyük verinin ve yapay zekanın sunduğu yeni imkanlardan beslenecek. Bunlar artık gelecek değil. Gelecek bugün başlamıştır. Dijital çağda, hepimiz birer 'dijital diplomatız' ve bu araçları etkin kullanmak durumundayız." diye konuştu.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › 11. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?