Ak Partili Özdağ: Duran Adam Yaratıcı Değil, Taklitçi Bir Eylem Türüdür - Son Dakika
Güncel

Ak Partili Özdağ: Duran Adam Yaratıcı Değil, Taklitçi Bir Eylem Türüdür

"Türkiye'de ayakta durarak yapılan protestoların yaratıcılıkla, estetikle, yenilikle, orjinallikle hiçbir alakası yoktur" diyen AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, "Maalesef Türkiye'deki sol taklitçidir"Türkiye'de ayakta durarak yapılan...

23.06.2013 14:37

" Türkiye'de ayakta durarak yapılan protestoların yaratıcılıkla, estetikle, yenilikle, orjinallikle hiçbir alakası yoktur" diyen AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, "Maalesef Türkiye'deki sol taklitçidir"Türkiye'de ayakta durarak yapılan protestoların yaratıcılıkla, estetikle, yenilikle, orjinallikle hiçbir alakası yoktur" diyen AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, "Maalesef Türkiye'deki sol taklitçidir. Dışarıdan medet umar ve hiçbir zaman Türk solu olmamıştır" ifadelerini kullandı.

Konuya ilişkin yazılı bir değerlendirme yaparak, duran adam protestosunu 1956 yılında ilk olarak Macarların uyguladığını hatırlatan Özdağ, şöyle devam etti:

"Özellikle 1956 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin yani Komünist Rusya'nın desteklediği Stalinist hükümete Macarlar başkaldırarak direnmişlerdi. Bir öğrenci mitingi şeklinde başlayan olaylar bir anda tüm ülkeye yayıldı. Sovyet ordusunun komünist Rusya'nın kanlı bir şekilde bastırdığı komünizme isyan sırasında acımasızca 2500 Macar katledilmiştir. Yüz binlerce Macar ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Hür dünya bu olaya sustuğu gibi ülkemizdeki Sosyalistlerin, Komünistlerin bu vahşete karşı kılları kıpırdamamıştı. Gezi Parkı protestocuları sözde yeni bir protesto çeşidiyle hükümete meydan okumaya çalıştılar. Bu konuda görüş bildiren bazı kişiler, siyasetçiler duran adamın yaratıcılığından ve o eylemi yapanın zekasından dem vurdular. Halbuki tarihi ve edebiyatı biraz bilselerdi bu olayların Macaristan'da geçtiğini bilirlerdi.

Özellikle Tarık Buğra'nın 'Ayakta durmak istiyorum' isimli tiyatro oyununu hatırlamalarını öneriyorum. Tarık Buğra oyununda Komünist Sovyet askerlerin bir odaya hapsettikleri özgürlükçü Macar gençlerinden oturmalarını isterler. Gençlerden biri buna uymaz ve bütün tehditlere karşın ayakta durmaya devam eder. Tiyatro oyunu ismini bu direnişten almıştır. Fakat işin önemli noktalarından bir tanesi de ayakta durmak istiyorum isimli bu oyun devlet tiyatroları tarafından 1966 yılında sahnelendi. Türkiye'de ki sol hiçbir zaman Türk solu olamadığı için ırkçı ve Turancı bir eseri oynuyorlar diye çığlıklar atmıştı. Tarık Buğra bu gürültüye aldırış etmedi. "Yüzlerce çiçek birden açtı' oyununda da yaşanmış bir olaya dayanarak utanç duvarlarıyla, komünistlerle, Marksist ve Stalinistlerle, demir perdelerle verilen hürriyet mücadelesini ele almıştı. Bu olay nedeniyle o zamanki devlet tiyatrolarında bu oyunun oynanmasından rahatsızlık duydular. Çünkü oyunda Komünistlerin, Stalinistlerin Macaristan'da yaptıkları anlatılıyordu ve Türkiye'de ki solcular bundan rahatsız olmuşlardı.

Şimdi birileri Türkiye'de özgürlük istiyoruz diyerek bu tür eylemleri yaptılar. Önce yaktılar, yıktılar, döktüler. Bazılarının da tencere tava çaldığını gördüm. Bu tencere ve tava çalma eylemi de Şili'de Pnochet diktatörüne karşı bütün halk çalmıştı. Çünkü mutfaklarda tencere kaynamıyordu. Çünkü ülkede çok partili hayat yasaklanmıştı, vesayetçi bir yapı vardı. Bir özenti bir taklit içerisinde en son Gezi Parkını bahane ederek bazıları tencere tava çaldılar. Başkalarının hürriyetlerine zarar verecek, rahatsız edecek şekilde çaldılar. Oysa ki Türkiye'nin yüzde 70'i Türkiye'nin şu anki hem ekonomik hem de istikrarlı yönetiminden, özgürlükçü ortamdan memnun. Bu eylemleri yapanlara soruyorum bizim tarihi ve edebiyatı bilmediğimizi mi zannediyorlar? Bizim Şili'de Pnochet diktatörlüğü döneminde tencere, tavayı kimlerin çaldığını bilmediğimizi mi zannediyorlar? Veyahut ayakta duran Macar genci bilmediğimizi mi zannediyorlar? Hatta Tarık Buğra'nın belirttiğim oyunlarından dolayı rahatsızlıklarını bilmediğimizi mi zannediyorlar? Türkiye'de CHP'liler ve diğerleri bu tencere tava çalmaktan veyahut çalanları desteklemekten vazgeçmelidirler."

-"CHP BU OLAYLARIN İÇERİSİNDEYDİ"-

Türkiye'de ki solcuların hiçbir zaman Türk solu olmayı başaramadığı için 12 Eylül öncesi ay yıldızlı bayrak yerine orak çekiç, Kızıl yıldızlı bayraklar salladığını belirten Özdağ, "Türkiye'nin tarihine ve değerlerine saldırdılar. Bir türlü Türk insanının değerleriyle barışmadıkları için dinle, tarihle, hem de Türkün kültürü ve değerleriyle kavga ettiler. Bu nedenle ben Taklitçileri destekleyen CHP'yi kınıyorum. Hala bu eylemlerin içinde değildik şeklinde ifade kullanmalarını ise bütün kamuoyunun dikkatine sunuyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlarından tüm Milletvekillerine kadar bu olayların içerisindeydi" diyerek şunları söyledi:

"TGB'nin eylemlerine, toplantılarına katıldılar. Zaten CHP'li Milletvekillerinin bir kısmı illegal örgütlerin, yapıların içerisinden geliyorlar. Günümüzde herkes internete sahip, teknolojiye sahip, Tüm hürriyetler günümüzde var. Hürriye olmasaydı o twetler olmazdı. Face'de ve diğer sosyal medyada bu hakaretler yapılabilir miydi? Türkiye'de hürriyetin olduğunu, ekonomik gelir dağılımında dengelerin oluştuğunu, Safi milli hasılatın kişi başına 11 milyon dolar olduğunu, çözüm süreciyle birlikte artık Türkiye'nin ciddi bir şekilde büyüdüğünü, geliştiğini, demokrasinin içselleştirildiğini, millet iradesinin sandığa yansıdığını görüyorum. Millet iradesinin yüzde 98 olarak Mecliste temsil edildiğini biliyoruz. Ama bu ülkede 1946'lı yıllardan itibaren sessiz bir çoğunluk ve onun temsilcileri öyle büyük acılar gördüler ve yaşadılar ki bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değildir. Bu sıralar özgürlük isteyenler, baskı nedir, hürriyetsizlik nedir anlamak istiyorlarsa 1930, 1940, 1960, 1980 ve 28 Şubat Post Modern dönemlerine baksınlar.

Türkiye'de ki sosyalistlerin, Komünist, Marksist ve Leninistlerin geçmişte kurtarılmış bölgeleri vardı. Şimdi ise kurtarılmış alanlar oluşturmak istiyorlar. Kızılay Meydanı, Taksim meydanı veya Gündoğdu meydanı gibi. Meclisi basmak istediler ama hükümetin sağduyulu yaklaşımı, hem toplumun sağduyulu tavrı bunları yalnızlaşmaya itti. Çünkü orada çevreye duyarlılığı nedeniyle eylem yapmaya gidenler kendilerinin kullanıldığını anladılar.

Türkiye hiçbir zaman bazı emperyalist devletler ve taşeronları tarafından büyümesine, gelişmesine müsaade edilmek istenmeyen bir ülkedir. O nedenle tüm toplumu, tüm katmanı üniter yapı içerisinde birlik ve beraberliğe, konuşarak tartışarak gerçekleri yakalamaya, birbirimize tahammül etmeye davet ediyorum. Hakikat şimşeği fikirlerin çarpışmasından doğar. Bugün fikirlerin çarpışmasına tahammül etmek istemeyenler tek fikirli, tek ideolojili, tek yol devrim, tek yol sosyalizm diyerek egemen güçlerin ve vesayetçilerin ekmeğine yağ sürüyorlar. Savcılar, Hakimler ve güvenlik güçlerini bu olaylarla ilgili kamuoyunun müesses nizamını bozanlarla ilgili gereğini yapmaya bir kez daha çağırıyorum. Çünkü Türkiye'nin müesses nizamını korumak Türk Dünyasını korumaktır. Türkiye'de müeses nizamı korumak balkan ülkelerini korumaktır. Tüm Dünya'da ki Türkleri korumaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini korumaktır. Masum ve Mazlum Arap Dünyasını korumaktır. Afrika'da ki Ülkeleri ve halkları korumaktır. O nedenle Türkiye'ye sahip çıkmak, demokrasiye ve siyasi iradeye sahip çıkmak, millet iradesine sahip çıkmak herkesin görevidir. Aksi takdirde demokrasiden uzak etkinlik, eylem ve protestolardan medet ummak darbeciliktir. Darbeciliği başka bir şeklidir. Buna da müsaade etmeyiz. Ben Selçuk Özdağ olarak Türkiye'de ki bir ayaklanma olursa güvenlik güçlerimizin bu ayaklanmayı çok rahat bir şekilde bastıracağına inanıyorum. Herkesi demokratik tavır almaya davet ediyorum." - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Ak Partili Özdağ: Duran Adam Yaratıcı Değil, Taklitçi Bir Eylem Türüdür - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement