Antalya - Kılıçdaroğlu, Suriye Için Hükümete Sağduyu Çağrısı Yaptı - Son Dakika
Güncel

Antalya - Kılıçdaroğlu, Suriye Için Hükümete Sağduyu Çağrısı Yaptı

Antalya - Kılıçdaroğlu, Suriye Için Hükümete Sağduyu Çağrısı Yaptı

Kılıçdaroğlu, Suriye için hükümete sağduyu çağrısı yaptı (2)KREŞ ÖĞRENCİLERİ KILIÇDAROĞLU'NU ÇİÇEKLERLE KARŞILADICHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Antalya Muratpaşa Belediyesi Türkan Saylan Kreş ve Gündüz Bakımevi'ni ziyaret etti.

24.11.2016 22:47

Kılıçdaroğlu, Suriye için hükümete sağduyu çağrısı yaptı (2)

KREŞ ÖĞRENCİLERİ KILIÇDAROĞLU'NU ÇİÇEKLERLE KARŞILADI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Antalya Muratpaşa Belediyesi Türkan Saylan Kreş ve Gündüz Bakımevi'ni ziyaret etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke ve Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın eşlik ettiği CHP Lideri'ni kreşin minik öğrencileri ellerinde çiçeklerle karşıladı. Kemal Kılıçdaroğlu, kreş öğretmenlerinin Öğretmenler Günü'nü papatya demetleri hediye ederek kutlarken, minik öğrencilere de oyuncak hediye etti.

ÜRETİCİYE DESTEK İÇİN NAR SUYU

Belediye Başkanı Ümit Uysal, kreş ziyaretinde Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkan Yardımcısı Böke'ye nar suyu ikram etti. Başkan Uysal, Antalya'da düşük alım fiyatları nedeniyle zor günler yaşayan nar üreticisine destek olmak amacıyla ilk etapta 100 ton nar alımıyla ücretsiz nar suyu dağıtımına başladıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu ise üreticinin imkanlar doğrultusunda yerel yönetimler tarafından desteklenmesinin önemli olduğunu belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu kreş çıkışında ise mahalle sakinleriyle sohbet etti.

'ÖĞRETMENLERİ ÖĞRENCİSİNDEN AYRI TUTMAK DOĞRU DEĞİL'

TÜROFED'in 5'inci Olağan Genel Kurulu'ndaki konuşmasında bugünün Öğretmenler Günü olduğunu hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, çok sayıda işten atılan, görevine son verilen öğretmenler olduğunu belirterek, "Açığa alınan öğretmenler olmaz. 'Eğer bana bir harf üretenin kırk yıl kölesi olurum' diyen bir düşünce varsa bırakın bir harf öğretmeyi bizi yetiştirip bugünlere kadar getiren öğretmenlere her zaman her ortamda minnet duymalıyız. Sorunlarını dile getiren öğretmenleri makamından, öğrencisinden ayrı tutmak doğru değildir" dedi.

Turizmcilerin katma değeri yüksek bir sektörde faaliyet gösterdiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, ithalatı son derece sınırlı, döviz getirisi son derece yüksek, ekonomi ve istihdama katkısı son derece yüksek, kadın istihdamında özellikle önde gelen sektörlerden birisi olduğunu, bu sektör bu kadar önemliyken üvey evlat muamelesi gördüğünü kaydetti.

TURİZMCİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI

Sadece Antalya'nın bir gecede 550 bin turisti yatıracak kapasiteye sahip ve olağanüstü bir rakam olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Günde 1 dolar harcasa 550 bin dolar. 1 dilim peynir tüketseler 550 bin dilim peynir. Bir bardak çay içseler 550 bin bardak çay. Bir fincan kahve içseler 550 bin kahve. Olağanüstü bir rakam. Sadece Antalya. O nedenle buraya turizmin başkenti, tarımın başkenti diyoruz. Tarımla turizm işbirliğinin bir coğrafyayı nasıl büyüttüğü ve kalkındırdığını hep birlikte görüyoruz ve tanıklık ediyoruz. Siyaset kurumu olarak karşılıksız destek vermek lazım. Önündeki bütün engellerin kaldırılması lazım" dedi.

HİTLERİN ALMANYASINA TURİST GİTMEZ

Türkiye'ye neden turist gelmediğini de sorgulayan Kılıçdaroğlu, "Rakamlar sürekli yükseliyor ama son 3 yılda aşağı doğru gidiyoruz, niçin? Ne oldu Türkiye'de? Tarihi eserler mi bitti, denizimiz mi soğudu, hayır. Güneşimiz mi eksildi, hayır. Domatesimiz, salatalığımız, biberimiz mi azaldı, hayır. Damak tadında bir farklılık mı oldu, hayır. Neden? Eğer bir ülkede güven ve özgürlük ortamı yoksa oraya turist gelmez. Hitlerin Almanya'sına turist gitmez. Mussolini'nin İtalya'sına turist hiçbir zaman gitmedi. Nereye gitti, nerede demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü varsa turist oraya gitti" diye konuştu.

'YAPILAN YANLIŞ DİYORUZ'

Suriye krizi öncesi Güneydoğu'da Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa gibi illerde hafta sonları otellerin, lokantaların tıklım tıklım dolu olduğundan bahseden Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi hiç kimse yok. Peki Suriye ile ilişkilerimiz niye bozuldu? Bir konu var ki çok önemlidir, dış politikadır. Dış politikanın milli olması zorunludur. Yani iktidar ve muhalefet farklı olmaz dış politikada, çünkü dış politika bir ülkenin milli çıkarlarının üzerine inşa edilir. Ama bugünkü izlenen dış politika ülkenin çıkarları üzerine inşa edilen bir dış politika değil. Olmadığı içindir ki dış politikada iktidar ve muhalefet farklı. Yapılan yanlış diyoruz. Suriye'de akan kana neden silah gönderiyoruz? Irak'ın içişlerine neden müdahale ediyoruz? Irak'a gittim, sayın Başbakan Maliki ile görüştüm. Bana söylediği şu cümleyi hiç unutmuyorum; 'Sayın genel başkan biz ayrı bir devletiz, bizim bayrağımız ayrı, bizim parlamentomuz var, bizim anayasamız var. Siz Irak'ı Türkiye'nin bir ili gibi düşünüyorsunuz ve bize müdahale ediyorsunuz. Niçin müdahale ediyorsunuz? Bize saygı gösterin.' Birisi gelip bizim iç işimize müdahale ettiği zaman hep birlikte itiraz ediyoruz. Bir devlet böyle yönetilmez" dedi.

SARAYDAKİ GÖRÜŞMEYİ ANLATTI

Siyasette uzlaşma konusunda 15 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanlığı sarayındaki görüşmeden bahseden CHP lideri, şöyle konuştu: "Sayın cumhurbaşkanı saraya davet etti. Darbe sonrası Türkiye çok kritik bir süreçtedir 'ben gitmem tartışması olmaz' dedim ve gittim. Kendilerine şunu önerdim. Masada Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Devlet Bahçeli, ben, İbrahim Kalın vardı. Dedim ki, bu ülkede siz liyakat sistemini bozdunuz. Devleti devlet yapan liyakattir. Ben sıradan daire başkanıyken benim üstümde genel müdür, müsteşar yardımcısı, müsteşar ve bakan varken ben rahatlıkla o günkü başbakanla tartışır, düşüncelerimi söylerdim. Son kararı siyaset kurumu verir ama biz getirilen önerinin artılarını ve eksilerini siyaset kurumuna bildirmek durumundayız. Siz bunu kaldırdınız. Size itiraz edecek ya da aksi düşüncesini söyleyecek bürokrat bırakmadınız. Ne söylüyorsanız emredersiniz diyorlar.' Liyakatın olmadığı bir yerde devlet kurumu olmaz. Yargı bağımsızlığının önemine vurgu yaptım. 'Yargının bağımsız olmadığı bir yerde adalet olmaz' dedim. Dedim ki 'Sayın Cumhurbaşkanım bu 15 Temmuz darbesinin bize bir yararı oldu', büyük şaşkınlıkla baktı. Dedim ki, 'Bu 15 Temmuz darbesinden sonra bizim bir avantajımız oldu, 5 yıl sonra beni TRT'ye program yapmak üzere davet ettiler. Bu mu devlet yönetimi?' 'Olmaz öyle şey, olmaması lazım' dedi sayın Cumhurbaşkanı. Ama hepiniz biliyordunuz."

UZLAŞMADAN İKTİDAR VAZGEÇTİ

Orada Devlet Bahçeli, Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kendisinin bir konu üzerinde uzlaştıklarını da anlatan Kılıçdaroğlu, "Yargı bağımsızlığını sağlamak üzere anayasada değişikliği yapacağız. Eyvallah. İki toplantı yapıldı sonra vazgeçildi. Kim vazgeçti, iktidar vazgeçti. ya hani uzlaşma kültürü vardı, üstelik cumhurbaşkanlığında uzlaşmıştık hep beraber. Hani yargı bağımsızlığını sağlayacaktık biz? Onların aradığı uzlaşma şu, 'biz ne dersek siz evet deyin, böylece uzlaşmış olalım.' Bu demokrasi değil ki, o zaman niye ayrı partiler kuruyoruz, niye programlarımız ayrı, böyle uzlaşma kültürü mü olur?" dedi.

DEVLETİ YÖNETENLER KULLANDIKLARI DİLE ÖZEN GÖSTERMELİ

Devleti yönetenler, devletin önemli makamlarında bulunanların kullandıkları dile özen göstermek zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Devletin yönetim makamında en üstte görev yapan kişi Avrupa Parlamentosu başkanına 'terbiyesiz' sözünü kullanabiliyor, ayıptır. Bu eleştirilemeyecek anlamına gelmez, eleştirebilirsin ama bulunduğunuz konumun ağırlığına uygun bir dil kullanmanız gerekir" dedi.

YAŞADIĞIMIZ SORUN EKONOMİK DEĞİL SİYASİ KRİZ

Yaşanılan krize ekonomik kriz diyenler olduğunu ve hiç ilgisi olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Dünyada ekonomik kriz yok ki bizde ekonomik kriz olsun. Yaşanan kriz bir siyasi krizdir ve bu siyasi krizin ekonomiye maliyetidir. Bu siyasi krizin en ağır faturasını işveren dünyası ödeyecektir. İkinci aşamada işçiler ödeyecektir. İşsiz kalacaklardır" dedi.

ŞEHİTLER ARASINDA AYRIMCILIK VAR

Ayrımcılığın hat safhada olduğundan da söz eden Kemal Kılıçdaroğlu, daha önceki 'Şehitler arasında ayrımcılık yapıyorsunuz' sözlerini hatırlatarak, "Kıyamet koptu 'vay efendim ayrımcılık yok.' Var efendim, bal gibi ayrımcılık var. Gidin herhangi bir şehit ailesine sorun. 15 Temmuz şehitleri onlar da bizim şehitlerimiz. Fırat Kalkanı'nda, Adana'da, dağ başında PKK terör örgütüyle mücadele edip hayatını kaybeden çocuklarımız onlar da bizim şehitlerimiz. Şehitler arasında ayrımcılık olmaz. Söylüyorlar, 'Efendim, Kılıçdaroğlu bunu nereden biliyor?' Çok basit, herhangi bir şehit ailesiyle konuşun size hepsini anlatsın. Bir aileye iki daire verirseniz şehit ailesine, diğer şehit ailesine tek daire verirseniz ne olur, bu ayrımcılık değil mi? Bir şehit ailesinin kardeşine şehit olduğunda devlete yerleştirir, diğerine vermezseniz ne olur, bu ayrımcılık değil midir?" diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NDAN AP KARARI YORUMU: ARKASI GELECEKTİR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü'nde sanayicilerle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin Avrupa Birliği ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici olarak dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabul etmesini değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Az önce geçici durdurma kararı alınmış. AB'ye üyelik için Ankara Antlaşması'nı imzalayan rahmetli İsmet İnönü'dür, 1963 yılında. 'Uygar dünyanın bir parçası olmalıyız' diye yola çıkılmıştır. Ama bugün geldiğimiz noktada insan hakları, demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar Türkiye'de olmadığı için kararları bir süre durdurdu. Müzakere yapılmayacak. Bu bizim için çok ağır bir yaptırımdır. Bunun arkası gelecektir, ekonomik olarak arkası gelecektir, siyasi olarak gelecektir."

"KİŞİ BAŞI GELİRİ 25 BİN DOLAR HEDEFLEDİK"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi etkinlik için bulunduğu Antalya'da Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayicilerle buluştu. Sanayicilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, 'CHP sanayicilerle ilgilenmez' diye bir algı olduğunu, ancak sanayicilerin sorunlarına en tutarlı çözümleri üreten parti olduklarını söyledi.

CHP'nin programında organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek lisesi kurma programı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu okulların yönetiminin Milli Eğitim Bakanlığı ve sanayi yönetiminde olacağını anlattı. 2035 tarihinden sonra Türkiye'de nüfusun yaşlanmaya başlayacağını açıklayan Kılıçdaroğlu, Merkez Türkiye Projesi'yle Türkiye'de 2035'e kadar kişi başı milli gelirin 25 bin dolar olmasını hedeflediklerini söyledi.

Bu projenin Türkiye'nin her bölgesini geliştirme hedefi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bunun dünyada uygulanan 3 büyük projeden biri olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bu yapılmak zorunda, bu proje aynı zamanda Ortadoğu'ya barışı getirecekti. Denizi olmayan ülkelere deniz sağlayan bir projeydi. Herkesin karlı olduğu bir projeydi. 2035'e kadar gencin gücünü üretime dönüştürebilirsek birçok sorun ortadan kalkacaktır" dedi.

DPT YENİDEN KURULMALI

Ülkelerin geleceğini halkın değil, devletlerin düşündüğünü belirten Kılıçdaroğlu, bunun sadece Türkiye'ye özgü bir kural olmadığını söyledi. Ülkenin geleceğini devletin planladığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Bir dönem Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) vardı, artık sizlere ömür. O teşkilatın yeniden kurulması lazım. 200-300 kişilik bir örgüt olmalı" diye konuştu.

"MERKEZ BANKASI'NI SARAYA TAŞI"

Faizin tekrar yükseltildiğini belirten Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı'nın Merkez Bankası ile ilgili dün konuştuğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı'nın Merkez Bankası'nın bağımsız olduğunu belirterek müdahale edemediğini söylediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Buradan çağrı yapıyorum. İstediğin kanunu değiştiriyorsun. Merkez Bankası bağımsız diyorsun ama bağımsız değil. Müdahale ediyorsunuz faizleri düşürün diye. O da şimdi yükseltti. Al görevden, getir kanun, Merkez Bankası'nı da kapat. Onu da taşı sarayına, onun kararını da sen ver" dedi. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlarının Anayasaya göre sorumsuz olduğunu hatırlatarak, sorumlu kişinin başbakan olduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, "TBMM'de bütçeyi başbakan savunur. Ülkenin kalkınmasından başbakan sorumludur. Ama sanki ortada başbakan yok. Sorumsuzluğu güvence altına alınmış kişi konuşuyor, başbakan yok" dedi. Türkiye'deki hukuk sistemini ayrı bir felaket olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Hukuk sistemi bizde sağlıklı çalışmıyor. Türkiye'de adalet var diyenlerle her ortamda tartışmaya hazırım. Yargı adalet dağıtmıyor. Türkiye'de adalet yok. Gücün adaleti var, üstünlerin hukuku var" diye konuştu.

NE YAPILMASI LAZIM?

Kemal Kılıçdaroğlu, 4 aşamalı bir strateji oluşturduklarını bunun gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin dünyada ilk 10'a girebileceğini belirtti. Kılıçdaroğlu, birinci ayağın hukukun üstünlüğü ve tam demokrasi olduğunu kaydederek, "Türkiye darbe hukukundan arınmalıdır. Anayasayı değiştirmekle sorun çözülmüyor. Basın hürdür, sansür edilemez deniliyor ama 142 gazetecinin cezaevinde olduğu ülkede basın özgürlüğünden bahsedilemez. Sanayicinin mal güvenliği yoksa, hukuk yoksa yabancı yatırımcı niye gelsin?" dedi. İkinci stratejinin üreten Türkiye modeli olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Hollanda'nın Konya'dan küçük olduğunu, ancak Türkiye'den 3 kat fazla ihracat yaptığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Biz Güney Kore'den önce otomobil üreten ülkeyiz. Güney Kore'nin 3 otomobil markası var, bizim yok. Bizim üniversiteler bilgi üretmiyor. İran'daki bilimsel üretimler bizim ülkemizi geçti" dedi. Stratejinin bir diğer ayağının sürdürülebilirlik olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, Saraya gittiğimde imam hatip okullarına karşı olmadığımızı söyledim. Ama siz eğitim sistemini yozlaştırdınız. Eğitim sisteminin temeli aklı kullanmaktır. Siz eğitim sisteminde aklın kullanılmasını engelleyen bir eğitim sistemi getiriyorsunuz. Üniversitelerde fizik bölümü kapanıyor. Devlette liyakat vardır. İşi ehline teslim etmek vardır. Bunu Cumhurbaşkanı'na da söyledim" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, toplumsal uzlaşmanın çok önemli olduğunu belirterek, 15 Temmuz sonrasında çok önemli bir fırsat ele geçtiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Herkes darbeye karşıydı ve pek çok sorunu çözülebilirdik, ama olmadı. Bu ülkenin bağımsız bir yargıya ihtiyacı var. Kısa zamanda iş dünyası ağır faturalar ödeyecek. Orta vadede hangi parti Türkiye'yi sağlıklı yönetir ve ülkelerle barışı getirir diyorsanız o partiye oy verip iktidarı değiştireceksiniz. Bu işin başka çözümü yok."

ATSO'DA PATLAMA BÖLGESİNİ İNCELEDİ

Toplantıda, Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Bahar, bölge sanayisi hakkında bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, buradaki toplantının ardından Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'na (ATSO) geçti. Kılıçdaroğlu, ATSO'nun otoparkında geçen ay patlamanın meydana geldiği yeri inceledi, ATSO Başkanı Davut Çetin'den bilgi aldı. Kılıçdaroğlu, ATSO'da sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının başkanlarıyla basına kapalı toplantıda buluştu.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Antalya - Kılıçdaroğlu, Suriye Için Hükümete Sağduyu Çağrısı Yaptı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement