(ANKARA) - TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Yakın zamanda yeni bir projeyi daha hayata gec¸irecegˆiz. S¸iddet uygulayanlara yo¨nelik psikososyal destek hizmetlerinin modellenmesi projemizle s¸iddet uygulayanların profil analizinin yapılmasını planlıyoruz. Yine, TU¨BI·TAK'la is¸ birligˆinde Tu¨rkiye'de ilk defa gerc¸ekles¸tirecegˆimiz bu projeyle faillere yo¨nelik programlar gelis¸tirmeyi hedefliyoruz; bo¨ylece, s¸iddet uygulayanlara yo¨nelik etkin, psikososyal mu¨dahalelerle s¸iddet do¨ngu¨su¨nu¨n kırılmasını amac¸lıyoruz" dedi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nda (KEFEK), Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bakanlığın çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.
Mahinur Özdemir Göktaş, şunları söyledi:
"Du¨nyada kadın hakları mu¨cadelesinde o¨nemli adımlar atılmıs¸ olsa da bu alandaki ilerlemenin yavas¸ ve du¨zensiz oldugˆu go¨zlenmektedir. Her alanda hızlı gelis¸melere s¸ahit oldugˆumuz 21'inci yu¨zyılda ha^la^ pek c¸ok u¨lkede kadınlar egˆitim, sagˆlık, is¸ hayatı, gelir ve siyaset gibi alanlarda erkeklerle es¸it haklara sahip olmamaktadır. Bu anlamda kadınlar ha^la^ kars¸ı kars¸ıya oldugˆu es¸itsizlikleri ve go¨ru¨nmez engelleri as¸abilmenin, cam tavanları kırabilmenin yollarını arıyor. I·stihdam farklılıkları, mesleki ayrıs¸ma, bakım sorumlulukları nedeniyle kariyerlerine ara verme olasılıklarının daha yu¨ksek olması, is¸ gu¨cu¨ geliri farklarını su¨rdu¨rmekte ve yas¸am boyunca gelir es¸itsizliklerini pekis¸tirmektedir. Digˆer taraftan, dijital platformlarının ko¨tu¨ye kullanılması, kontrolsu¨z olmaları gibi durumlar istismar ve magˆduriyeti de beraberinde getirebiliyor. Du¨nyanın do¨rt bir yanını saran savas¸, tero¨r, du¨zensiz go¨c¸, salgın ve afetlerin neden oldugˆu ekonomik, psikolojik, sosyolojik ve siyasi sonuc¸lardan en c¸ok kadınlar ve c¸ocuklar zarar go¨ru¨yor.
"Kadın istihdamı artsa da yeterli değil"
Kadın- erkek es¸itligˆini 2004 ve 2010 yıllarında Anayasa'nın 10'uncu maddesinde yapılan degˆis¸ikliklerle gu¨c¸lendirdik. Kadınların siyasi ve sosyal alanlarda gu¨c¸lenmelerinin o¨nu¨nu¨ ac¸an c¸alıs¸malara imza attık. Bu c¸alıs¸malarla bugu¨n millet iradesinin tecelli ettigˆi bu c¸atı altında bulunan kadın milletvekili oranı yu¨zde 20'lere ulas¸mıs¸ durumdadır; tabii, biz bu sayı yeterli go¨rmu¨yoruz. Bunun yanı sıra, 2023 yılında kadın o¨gˆretim go¨revlisi oranı yu¨zde 51,6'ya yu¨kseldi. Kamuda c¸alıs¸an kadın oranı ise yu¨zde 42,66'ya ulas¸tı. Kadın istihdam oranı yu¨zde 32,5; kadınların is¸ gu¨cu¨ne katılım oranı ise yu¨zde 36,6'ya yu¨kseldi. Digˆer yandan, Tu¨rkiye, 2007-2023 do¨neminde kadının is¸ gu¨cu¨ne katılma oranını 14,6 puan, kadın istihdam oranını 12 puan artırarak bu oranı OECD u¨lkeleri arasında en fazla artıran u¨lke konumundadır. Bugu¨n sizlere sundugˆumuz bu tablo elbette kayda degˆer bir gelis¸meyi go¨steriyor fakat bunu daha da yu¨kseltmemiz gerektigˆinin farkındayız. Kadınları daha da gu¨c¸lu¨ kılacak c¸alıs¸malarımızı arttırmak ic¸in bu yıl Kadının Gu¨c¸lenmesi Programı'mıza ayırdıgˆımız bu¨tc¸eyi yu¨zde 165 oranında artırdık. Sadece Bakanlık c¸alıs¸anlarımız degˆil; Tu¨rkiye'nin bu¨tu¨n kadınların gu¨c¸lenmesine, kadın ve erkek fırsat es¸itligˆini sagˆlamaya yo¨nelik faaliyetlerimizi bizzat Kadının Statu¨su¨ Genel Mu¨du¨rlu¨gˆu¨mu¨z kanalıyla yu¨ru¨tu¨yoruz. Bu kapsamda, stratejik planlama ve bu¨tc¸eleme c¸alıs¸malarımızda kadın-erkek es¸itligˆine duyarlı go¨stergeleri c¸ogˆalttıgˆımızı belirtmek isterim. 2024 Yılı Performans Programı'nda Bakanlık hizmet-performans go¨stergelerini de "kadın" ve "erkek" olmak u¨zere ayrıs¸tırdık; bo¨ylece, kadının gu¨c¸lenmesi, kadına yo¨nelik ayrımcılık ve s¸iddetle mu¨cadele, ailenin korunması ve gu¨c¸lendirilmesi, yas¸lı ve engelli bakım programlarında kadın go¨stergeleri olus¸turduk.
"6284 sayılı Kanun'la, du¨nya da es¸i benzeri az bulunan du¨zenlemeye sahibiz"
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Kars¸ı S¸iddetin O¨nlenmesine Dair Kanun'la, bu konuda, du¨nya da es¸i benzeri az bulunan hukuki bir du¨zenlemeye sahibiz. 2012 yılında yu¨ru¨rlu¨gˆe giren bu Kanun kapsamında, Bakanlık olarak s¸iddetle mu¨cadelede kurumlar arası koordinasyon ve is¸ birligˆini sagˆlıyoruz; bunun yanı sıra, s¸iddeti o¨nlemek ic¸in toplumsal farkındalıgˆı arttıran tedbirler alıyoruz. Bu kapsamda, 25 Kasım'da yayımlanan Kadına Yo¨nelik S¸iddetle Mu¨cadele Cumhurbas¸kanlıgˆı Genelgesi bu sorunla mu¨cadelede go¨sterilen hassasiyetin ve verilen ehemmiyetin somut bir go¨stergesidir. Bunun yanı sıra, Kadına Yo¨nelik S¸iddetle Mu¨cadele Koordinasyon Kurulunu yeniden yapılandırdık. Olus¸turdugˆumuz bu mekanizmayla, s¸iddetle mu¨cadelede farkındalık olus¸turma, kurumsal kapasiteyi arttırma ve mevzuata ilis¸kin c¸alıs¸malar yu¨ru¨tu¨yoruz. Aynı zamanda, s¸iddet magˆdurlarını koruyucu hizmetleri yaygınlas¸tırıyor, s¸iddet uygulayanlara kars¸ı o¨nleyici hizmet modelleri gelis¸tiriyoruz; s¸iddeti o¨nlemeye yo¨nelik politikalar olus¸turulması ve izlenmesi ic¸in aras¸tırma ve gelis¸tirme c¸alıs¸maları yu¨ru¨tu¨yoruz; olus¸turdugˆumuz alt c¸alıs¸ma gruplarıyla periyodik olarak bir araya geliyoruz."
"Şiddet faillerinin profili çıkartılacak"
Kadına yönelik şiddette faillerin profillerinin çıkartılması amacıyla TÜBİTAK ile ortak bir proje yapacaklarını belirten Mahinur Özdemir Göktaş, "Yakın zamanda yeni bir projeyi daha hayata gec¸irecegˆiz. S¸iddet uygulayanlara yo¨nelik psikososyal destek hizmetlerinin modellenmesi projemizle s¸iddet uygulayanların profil analizinin yapılmasını planlıyoruz. Yine, TU¨BI·TAK'la is¸ birligˆinde Tu¨rkiye'de ilk defa gerc¸ekles¸tirecegˆimiz bu projeyle faillere yo¨nelik programlar gelis¸tirmeyi hedefliyoruz; bo¨ylece, s¸iddet uygulayanlara yo¨nelik etkin, psikososyal mu¨dahalelerle s¸iddet do¨ngu¨su¨nu¨n kırılmasını amac¸lıyoruz" ifadelerine yer verdi.
"RTU¨K ile is¸ birligˆi çalışmalarımız devam ediyor"
Göktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ayrıca, RTU¨K ile is¸ birligˆinde medyada kadına yo¨nelik s¸iddetle mu¨cadeleye ilis¸kin etik, ilkeli rehberi hazırladık ve kamuoyuyla paylas¸tık. Bunun yanı sıra, kadına yo¨nelik s¸iddetle mu¨cadelede toplumsal farkındalıgˆı arttırmak ic¸in kamu kurum ve kurulus¸larına, toplumun farklı kesimlerine yo¨nelik egˆitim ve seminerler veriyoruz. 2007 yılında bas¸latılan bu egˆitimlerle bugu¨ne kadar 4 milyondan fazla kis¸iye s¸iddetle mu¨cadelede farkındalık egˆitimi ve seminerleri verdik. Yu¨ru¨ttu¨gˆu¨mu¨z c¸alıs¸malarda o¨zel kres¸ ve gu¨ndu¨z bakım evleri ile c¸ocuk kulu¨plerinin ac¸ılmasını tes¸vik ettik. 2002 yılında 1.179 olan bu hizmet merkezlerinin sayısını 2024 yılı Mayıs ayı itibarıyla 2.262'ye c¸ıkardık. Bugu¨n, bu kurulus¸larda 102 bin 565 c¸ocuk hizmet almaktadır. Sosyal ve ekonomik farklılıkların olmadan fırsat es¸itligˆinin sagˆlanabilmesi amacıyla kres¸ kapasitelerinin yu¨zde 3'u¨nden, dezavantajlı c¸ocukların u¨cretsiz yararlanmasını sagˆlıyoruz. S¸u an farklı kurumlara bagˆlı 39.493 kres¸, gu¨ndu¨z bakım evi, ana sınıflarıyla 2 milyondan fazla c¸ocugˆa bakım ve egˆitim hizmetleri verilmektedir. Bunun yanı sıra, dogˆum yapan kadın personelimizin tamamı u¨cretli dogˆum izni haklarından yararlanmaktadır. Digˆer taraftan, erkek personelimizin tamamı babalık izinlerini kullanmaktadır. C¸alıs¸malarınızdan faydalanmak ve is¸ birligˆi gelis¸tirmek isteriz. Kadın haklarının ve refahının gelis¸tirilmesi noktasında sizlerle yapacagˆımız is¸ birliklerini o¨nemsiyoruz. El birligˆiyle kadınların sosyal hayata, is¸ hayatına katılımını arttırmayı, kadınların kamuda, siyasette ve her alanda daha fazla etkin olması, her tu¨rlu¨ s¸iddetten ve ayrımcılıktan korunması konusundaki politikalarımızı su¨rdu¨rmeye devam edecegˆiz."
"Kadının soyadını kullanması çocuk psikolojisini bozuyormuş"
Komisyon üyesi olan ve komisyon dışından katılan milletvekili sorularında ise zaman zaman gergin anlar yaşandı. Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil 9. yargı paketi taslağında kadının evlendikten sonra yalnızca kendi soyadını kullanmasına ilişkin herhangi bir düzenleme olmamasına tepki gösterek, şunları söyledi:
"AYM, kadınların çok uzun süren hukuk mücadelesi neticesinde bir karar verdi. Bu kararda 'kadınlar da erkekler gibi kendi soyadını kullanabilir, peşine erkeğin soyadını eklemek zorunda değil' dedi. Kişilik haklarından biri olan bu hakka kanun zoruyla soyadı eklenemez. AYM'nin bu kararının üzerinden bir sene geçti. Düzenlemeyi yapması gereken Adalet Bakanlığı önümüze bir yargı paketi getirdi, hakikaten hepimizle dalga geçiliyor. İptal edilen Medeni Kanun maddesinin aynısını getirmişler. Gerekçede de şu ifadeler yer alıyor; 'toplumun temeli ailedir. Ailenin önemi değerlendirildiğinde anne ve babanın farklı soyadlar kullanması çocuk üzerinde olumsuz etkiler yaratabilirmiş.' Bugün Adana'da 11 yaşında bir çocuk öldü, çocuk işçi olarak çalıştığı için. Her hafta MESEM'lerde 2-3 çocuğumuzu kaybediyoruz. Çocukların başına gelmeyen kalmıyor. Okula aç gidiyorlar. Bunların hiçbiri çocuğun psikolojisini bozmuyor ama kadının kendi soyadını taşıma hakkı çocuklara zarar veriyormuş. Bütün yüksek yargı, bütün kadın örgütleri, kadınlar hakları olduğunu söylüyor ama Adalet Bakanımız ikna olmuyor."
"Kadın örgütlerinin, baroların görüşleri alınmıyor"
Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, kadın örgütlerinin Bakanlık çalışmalarında katılamadığını ve bu konuda yapılan çalışmaların eksik kaldığını belirtti. Kadın örgütlerinin Bakanlığa ulaşamadığı için kendilerine raporları ilettiklerini ifade eden Karaca, Bakanlığın adından 'kadın'ın kaldırılmasının ardından da bu değerlendirmelerin yapılmasının önünün kesildiğini ifade etti. Karaca, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Bu sene Aile Çalıştayları yapıldı. Bu çalıştaylara müftüler, üniversitelerin İlahiyat Fakültesi dekanlarına yöre derneklerine kadar pek çok kesim davet edildi. Ama tek bir kadın örgütü dahi davet edilmedi. Bu konularla ilgili çalıştayların içeriğine dair bilgi edinmek istedik, aylar geçti hala bir yanıt alamadık. Bu çalıştaylarda nafaka, aile arabuluculuğu, kürtaj tartışmasının yapıldığını biliyoruz. Katılan baroların değerlendirme raporlarında görüyoruz."
Bakan Özdemir Göktaş ise, "Ben de bu raporları almak isterim çünkü böyle bir bilgi kesinlikle doğru değil" diyerek tepki gösterdi.
"Kadına yönelik şiddeti azaltmak zaten bu programda hedef değil"
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki ise şunları söyledi:
"Mayıs ayında 40 kadın, erkekler tarafından öldürüldü, 5 çocuk öldürüldü. Erkekler artık kadınları değil, kadınlara zarar vermek için çocukları da öldürüyor. İş bu aşamaya geldi. Bu bakanlığı adı değiştirilirken ciddi endişelerimiz vardı. En son açıklanan Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi bu endişeleri haklı çıkartıyor. Bu 75 sayfalık belgede 'kadın' sözcüğü 9 defa geçiyor. 9 defa geçerken de kadının sorunlarıan çözüm bulmak için değil evlilik tanımında alıntı yaparken geçiyor. Kadınlar en çok boşanmak istediklerinde, tek başına yaşamak istediklerinde, çalışmak ya da eğitimine devam etmek istedikleri, istemedikleri çocukları doğurmamak, kürtaj olmak istedikleri için öldürülüyor. Kadınların aile dışında bir yaşam kurmak istemelerinin şiddete gerekçe olduğu bir yerde 75 sayfalık bir metinde kadının adının olmaması büyük bir problem. Evlilik öncesi eğitim programının güncellenmesinde en önemli görüş alınacaklar arasında Diyanet İşleri Başkanlığı var. Diyanet İşleri'nin, kadınların eşit, özgür bir şekilde toplumsal yaşama katılmalarında ne söyleyebilir? Kadına yönelik şiddeti azaltmak zaten bu programda hedef değil."
"Yerel yönetimler kreş vaatlerini yerine getirmiyor"
AKP İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük ise, "İstanbul'da özellikle kreş konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Yerel yönetimlerin yaklaşık 5-6 yıldır verdiği ciddi vaatler var ama pek çoğu gerçekleşmemiş durumda. Bakanlığın, yerel yönetimlerin bu vaatleri konusunda bir yaptırımı olacak mı? Bence olmalı çünkü çalışan kadının en büyük sorunlarından bir tanesi kreş" dedi.
Son Dakika › Güncel › Bakan Göktaş, Tübitak ile Ortak Çalışma Yaparak Kadına Yönelik Şiddet Faillerinin Profillerinin Çıkartılacağını Açıkladı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?