Başbakan Davutoğlu Açıklaması - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

"(Musul'daki konsolosluk görevlilerinin Türkiye'ye getirilmesi) Kılıçdaroğlu'nun aramasını takdir ettim, kendisine de teşekkür ettim telefonda.

23.09.2014 02:11

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul'daki konsolosluk görevlilerinin kurtarılmasına ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini aramasını takdir ettiğini belirterek, "Sayın Bahçeli'nin de böyle bir tebriği ya da şeyi yaşamasını isterdim, onun açıklamaları beni şaşırttı. Her zaman insancıl olduğunu veya bu anlamlarda etnik ve mezhep ayrımı olmaması gerektiğini söyleyen HDP'lilerin bir açıklama yapmasını beklerdim" dedi.

Davutoğlu, Star TV ve NTV ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Başbakan Davutoğlu, IŞİD tarafından Musul'da alıkonulan konsolosluk görevlilerinin kurtarılarak Türkiye'ye getirilmesi sürecinde "her şeyin hesap edildiğini" vurguladı. Söz konusu süreçte önemli olanın rehin alınanların can güvenliği olduğunu dile getiren Davutoğlu, "En uygun araçlar en doğru zamanlamayla kullanıldı" dedi.

Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz mesela yine MİT Müşteşarlığımızla yaptığımız değerlendirmelerde patterne bakılıyor. Yani bu örgüt, benzer olaylarda nasıl davrandı? Ne kadar sürede bıraktı? Mesela benzer olaylara bakıldığında bir erken bırakmadır, bize uzun geldi ama. Bu patterni incelediğinizde erken bir şeydir çünkü 2,5-3 ay. Daha uzun süren olaylar var. Patterne baktığınızda erken sayılabilecek bir şey. Nasıl biz onların patternine bakıyorsak onlar da bizim patterne bakıyor. Yani mahrem tutulması gereken şeyler o bakımdan önemli. Annan müzakerelerinde de 2004 müzakerelerinde de tıkandığımız bir yerde, Kıbrıs'ta, Yunanlılar geldiler ve şeyi teklif ettiler, son gece, 'Çekilelim masadan. Siz de çekilin, biz de çekilelim'. Düşündüler ki biz de çok arzu etmiyoruz gibi anladılar. Dolayısıyla 'Biz size AB üyeliğini engellememe sözü verelim, siz de şeyi keselim. Kıbrıs Rum kesimi üye olsun 1 Mayıs'ta ama size söz versin, Türkiye'nin AB üyeliğini engellemeyecek."

- Barbaros Hayrettin Paşa örneği

Barbaros Hayrettin Paşa'nın Preveze Deniz Savaşı'nda yaşadığı bir olaydan örnek veren ve bunu temel olarak aldığını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Barbaros Hayrettin, Preveze Deniz Savaşı öncesinde kurmaylarını toplar, o sırada Andrea Doria da toplar. Andrea Doria der ki: kendi kurmaylarına:  'Bu Barbaros büyük komutan, bütün geçmiş savaşlarını inceledim. O savaşlara göre yarın Preveze'de şöyle bir taktik uygulayacak' ve ona göre görev verir. Aynı anda Barbaros Hayrettin'in karargahında, Barbaros der ki:  'Bu Andrea Doria denilen kefere diğerlerine benzemez, çok akıllı bir adam. Mutlaka benim bütün eski savaşlarımı incelemiştir. Dolayısıyla benim o savaşlarda uyguladığım taktiği çıkartarak şöyle bir karşı taktik geliştirmiştir. Biz de ona karşı şunu yapacağız' der. Satrançta 'bir hamle önde olmak' denir. Onun için müzakere ettiğiniz tarafa patterninizle ilgili ipucu vermemeniz lazım. Orada onu demiştim:  'Bunlar bizim geçmiş bütün şeyleri inceledikleri için bu gece bu masadan çekileceğimizi düşünüyorlar. Halbuki tam da burada darbe vurmak için bu patternin dışına çıkmak, masada kalmak lazım, onlar çekilecekler.' Nitekim referandumda onlar çekilerek denge kaybı oldu."

"Vatandaşlarımızın canı söz konusuysa her şey yapılır"

Bu gibi durumlarda davranış biçimiyle tutumla genel alışkanlık haline gelmiş tavırlarla ilgili ipucunun verilmemesi gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Burada da hangi spekülasyon yapılırsa yapılsın nihai kertede bizim, kendimizin geliştirdiği yöntem, araçlar kullanılarak en doğru zamanlamayla operasyon başarıyla gerçekleştirilmiştir" diye konuştu.

"MİT Yasası'na göre kurumun böyle durumlarda takas yapma yetkisi olduğunun belirtilmesi üzerine Davutoğlu, "Yaparız tabii. Gereken her şey yapılır. Vatandaşlarımızın canı söz konusuysa her şey yapılır. Bundan da öyle veya böyle 'ne aldı, ne verdi' tartışmasına kimsenin girmemesi lazım" karşılığını verdi.

Konsolosluk personelinin yurda getirilmesi sürecinde görüşülen aşiretlerin IŞİD'e yakınlık derecelerinin sorulması üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bunlar IŞİD'e karşı olan ama Musul'da etkili gruplar. Bunlar daha önce Amerikan işgaline de Maliki'nin mezhepçi politikalarına da karşı çıkmış ama IŞİD'e de karşı olan gruplar fakat Musul'da tabanları olan gruplar. Bunlar bu şekilde, sadece Musul'da değil, bütün Irak'ta Türkiye'ye büyük sempati duyan çok geniş bir kesim var. Sadece Sünnilerde değil Şiilerde de var. Bütün bunları kullanma gerekliliği var, bunların bir kısmıyla da daha eski dönemde, benim şahsen de tanıştığım, bunlar da nihai kertede, daha sonra da siyasete de girmiş olanlar ama siyasetten bu mezhepçi tavırdan dışlanmış olanlar."

"Kiminle temas kurmak gerekiyorsa o temaslar olur"

Başbakan Davutoğlu, "IŞİD ile nasıl bir mesaj kanalı vardı" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Şimdi işte paylaşılması zor olan alanlara giriyorsunuz. Yani önemli olan, uzun bir dönem, zaten bu aradaki unsurlar, yani mesela oradaki çok saygın bir din adamı. Türkmen kökenli bir din adamı. Başka birisi çok saygın bir aşiret lideri veya eski bir görevli orada görev yapmış. Herkesin saygı duyduğu IŞİD'in de reddedemeyeceği ya da Musul'daki konumu gereği üzmek istemeyeceği, arada gri alanda kalan geniş bir kesim var hala. Onlar IŞİD mensubu değil hatta IŞİD'den ciddi şekilde rahatsızlar ama IŞİD de onlara saygı duymak zorunda çünkü halk tabanında zeminleri var. Arap aşiretinde herhangi birine zarar vermek şey değil, bir anda bütün o aşiret karşınızda yer alır. Bu aşiretler de gidip, 'Bu Türkler bize emanettir, Türkiye'yi rahatsız edecek bir şey yapmayın' dediğinde yapmamak durumunda kalacak kimler varsa hepsi devreye sokuldu. Zaten hayatta kalmalarında bunların çok ciddi rolleri oldu."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "maddi pazarlık yok ama siyasi ve diplomatik pazarlık var" sözlerine yönelik değerlendirmesi sorulan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Kastettiği Sayın Cumhurbaşkanının şudur; söylediğim gibi, Irak içindeki etkili gruplar üzerinden yapılan pazarlıklar, şeyler tabii oldu. Hangi şartlar, niye tutuldukları, bunların tutulmamalarının gerektiği şeklinde. İstihbarat teşkilatları bunun için vardır. Ben o 49 kardeşimizin, 46 vatandaşımızın kurtulması için istihbarat teşkilatına verdiğimiz ne gerekiyorsa yapın, bunun şeyi açıktır. Kiminle konuşmak gerekiyorsa konuşun. Fidye vesaire bunlar gündemimizde olmayan şeylerdir bizim için ama ne gerekiyorsa yapın şeyi, bunların içinde her türlü temas vardır. Bu temasları da açıklamayız ne olduğunu fakat temas olmuş olabileceği, olması gerektiğini de söyleriz. Yani kiminle temas kurmak gerekiyorsa o temaslar olur."

Konsolosluk görevlilerinin tahliyeleri sırasında kullanılan koridorun güvenliğinin de önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye'ye kadar gelen süreç, her an risk üreten bir süreç" ifadesini kullandı.

"Gizli kahramanlar"

Süreçteki gizli kahramanların nasıl fedakarlıkları ortaya koyduklarının sorulması üzerine Davutoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Bunların bir kısmı doğrudan bizim istihbarat elemanlarımızdır. Alana giderler, temas kurarlar, aşiretlerle konuşurlar gerektiğinde daha ötesine giderek alan içinde bilgi toplarlar. Bunların hepsi o kategori içine girer. Benim orada 'isimsiz kahraman' dediğim şey, o gün orada büyük mutluluk duyuyorduk hepimiz, onur hissi içindeydik. Başkonsolosumuz üç ayı aşkın bir süre direnmiş bir kahraman olarak döndü, diğer arkadaşlar öyle. Biz onları kurtarmış kişiler olarak kamuoyunca bilindik. Herkes Sayın Cumhurbaşkanımızdan şeye kadar herkesin ne emek verdiğini artık biliyor kamuoyu. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlık döneminde, benim bakanlık dönemimde bunlar biliniyor ama bazı insanlar var ki esas burada temel aktörler onların yüzleri bilinmiyor. Yani o arkadaşları oradan alıp getiren, ben biliyorum onların, o operasyondan 5-6 gün önce onları Başbakanlıkta ağırladım. Bütün bilgileri doğrudan anlatmalarını istedim. Her türlü bilgiyi müsteşarımla birlikte paylaştı ve ondan sonra 'şu şekilde bir seyir olacak' diye belli talimatlar verdik. Bu talimatlar, daha sonra Çankaya'da yaptığımız güvenlik toplantıların da bunları aktardık. Ben onların yüzünü biliyorum ama onlar bu salona girseler, burada otursalar, hiçbiriniz tanımazsınız. ya da bir vatandaşımız yolda onu görse, pazarda, arabada görse onun o olduğunu bilmez. Kahramanlık budur. Yerel bir unsur olarak birini zikredeyim, çok şey olduğu için hala gözüm yaşarır. Oradaki gidilen bir yerde, bilgi toplamak için yerel bir eleman, Türkiye'yi seven yerel bir eleman, fark edilmesi üzerine infaz edildiği haberi geliyor."

Bunların kolay yürüyen süreçler olmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Orada görevi Türkiye'ye olan muhabbeti dolayısıyla dediğim gruplar gibi gruplardan kişiler, neredeler diye şey yaparken bir şüphe üzerine öldürülebiliyor. Bunlar isimsiz kahramanlar. Onları rahmetle anıyorum, bu şekilde zarar görmüş olanları. Bu bizim şeyler değil, yanlış anlaşılmasın ama oradaki bize müzahir şeyler. Bunlar bir kasıtla da olmayabilir, bir şüpheyle kaybediliyor."

"Bu sitem, haklı bir sitem"

Bir dönem, "Başbakan olarak oturuyor, oradakiler ıstırapı çekiyor ve Meclis'e bile bilgi vermekten kaçınıyor" diye söylemlerin olduğunu hatırlatan Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Bunlar, hepimizin içinde derinlemesine hissiyatla yaşadığımız süreçler. Şimdi kamuoyu bunu bütün yönleriyle daha fazla biliyor. Esas itibarıyla bundan öğrendiğimiz şey şu; böyle durumlarda acı ve keder anlarında ya da sevinç anlarında bir arada olmayı bilmeliyiz bütün bir toplum olarak. Acı ve keder anında dayanışmayı bilemezsek sevinci yaşayamayız onun için birçok kesime teşekkür etmemin sebebi o ama zorluk çıkaran kesimlere sitemimizi de onlar da anlasınlar bu sitem, haklı bir sitemdir."

Sevinç anının bir araya gelerek yaşanmasının önemine değinen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Onun için ben Kılıçdaroğlu'nun aramasını takdir ettim, kendisine de teşekkür ettim telefonda. Nihayet kurtarılan canlar bizim canlarımız. Spekülasyon yapmanın, şüpheler beyan etmenin bir karşılığı yok. Doğrusu bu konularda hep daha milli veya Türkiye perspektifinde, bazen Suriye konusunda gensoruda, tezkerelerde filan daha milli hisleri gözeterek tavır alan Sayın Bahçeli'nin de böyle bir tebriği ya da şeyi yaşamasını isterdim. Onun açıklamaları beni şaşırttı açık söyleyeyim veya her zaman insancıl olduğunu veya bu anlamlarda etnik ve mezhep ayrımı olmaması gerektiğini söyleyen HDP'lilerin bir açıklama yapmasını beklerdim.

Bu ülkenin vatandaşları içinde Diyarbakırlı ve değişik şehirlerden Kürt kökenli vatandaşlarımız da var. Yansıdığı için, benim elimi öpmek için kapanan o hanım, Kürt kökenli bir hanımdı, Diyarbakırlıydı. Şimdi isterdim ki onlar da eşbaşkanları arasınlar tebrik etsinler bunu paylaşsınlar. Yani Sayın Demirtaş, cumhurbaşkanı seçiminde gösterdiği o genel performansı, herkesi kuşatıp, burada göstermeliydi. Hatta havaalanında olmalıydılar. Bu liderler havaalanında olsa, benimle birlikte onlara 'hoş geldiniz' demiş olsa kim ne kaybederdi?"

- Ankara

Kaynak: AA - AkHaber.com

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement