AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülke artık kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarla yönetilemez. Bu ülke artık faiz lobisi, medya lobisi, sermaye lobisi tarafından idare edilemez. CHP'nin, MHP'nin iradesine bu süreçte çok açık bir şekilde ipotek konulmuştur. Gizli görüntü kayıtları, gizli ses kayıtları CHP'yi de MHP'yi de esir almıştır" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhuriyet tarihinde hatta yüzlerce asırlık tarihte milli iradenin ilk kez bu ölçüde karar süreçlerine AK Parti döneminde yansıdığını söyledi. Tarihte ilk kez milli iradenin bu kadar güçlendiğini, milletin bu kadar karar süreçlerine hakim duruma yükseldiğini anlatan Erdoğan, AK Parti'nin dik duruşu sayesinde milletin tarihinde ilk kez bu ölçüde devletiyle buluştuğunu, devletle kucaklaştığını, ilk kez bu ölçüde iradenin, sözün, mührün kendisinde olduğunu hissettiğini kaydetti.
"Dikkat edin arkadaşlar, bu durum birileri için elbette yenilir yutulur bir durum değildir" diyen Erdoğan, asırlardır ötelenen, itelenen, insan yerine konulmayan, hali hatırı sorulmayan, fikrine, kararına, hissiyatına başvurulmayan milletin, ilk kez AK Parti döneminde tam anlamıyla iktidara geldiğini vurguladı. Bu durumu birilerinin bir türlü içine sindiremediğini anlatan Erdoğan, "Oysa geçmiş çok güzeldir. Şurada 11 yıl öncesine kadar hükümetleri sermaye kuruyor, sermaye yıkıyordu. 11 yıl öncesine kadar medya, bu ülkede hükümetlerin bile üzerinde fonksiyon icra ediyordu. 11 yıl öncesine kadar millet kaybediyor, bir avuç mutlu zümre ise kazandıkça kazanıyordu. İşte biz bu çarkı bozduk. Bu kirli çarkın dişlerini kırdık. Bu kara düzeni, bu adaletsiz, dengesiz, istikrarsız tezgahı biz alt üst ettik. Elbette bunu sindiremiyorlar, elbette bunu kabullenemiyor, hazmedemiyorlar" dedi.
Millete seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Senin evladın eksi 40 derecede Cudi Dağı'nın eteklerinde terörle mücadele ederken, kahramanca şehit olmuş, sen zannediyor musun ki bunların umurunda. Senin derdinle bunlar hiçbir zaman dertlenmedi, senin meseleni mesele yapmadı, senin gözyaşını görmedi, yüreğindeki yangını hiçbir zaman hissetmedi. Çok açık söylüyorum; bunlar senin dirini değil, evet ölünü sevdiler. Ben bunları sadece AK Parti'li kardeşlerime söylemiyorum, CHP, MHP, BDP'ye ve diğer tüm partilere gönül vermiş kardeşlerime, Alevi kardeşlerime, Sünni kardeşlerime, Türk'e olduğu kadar Kürt'e, Çerkez'e, Laz'a, Roman'a, Boşnak'a, Arnavut'a, ülkemde ne kadar etnik unsuru varsa hepsinin mensuplarına, sağcısına, solcusuna, hepsine söylüyorum.
Bu ülkede artık iktidarları siz belirliyorsunuz. Bir yerlerden talimatla değil, siz, bu milletin evlatları belirliyor. Bu ülkede kararları artık siz veriyorsunuz, milletim veriyor, bundan rahatsız oluyorlar. Siz sandıkta ne derseniz o oluyor. Artık bu ülkeyi idare fırkası değil, sizler, yani millet idare ediyor, bundan rahatsız oluyorlar. Her meselenin çözüm yeri işte burasıdır, TBMM'dir. Fakat birileri çıkıyor, 'siz çoğunluksunuz ama azınlığa zulmediyorsunuz.' Azınlığın güvencesi biz olduk. Bugüne kadar azınlığa bu ülkede hiçbir zaman hakları verilmedi. Biz onların haklarını da güvence altına aldık. Az oy alan siyasi partileri söylüyorsan, onların bu dönemde yaptıklarını hiçbir dönemde muhalefette olan iktidarlar yapmadılar, yapamadılar. Ama bu dönemde yaptılar. Bu ülkenin Başbakanı'nı kalkıp, iktidarları kalkıp Batı'ya gidip şikayet edecek kadar bunlar alçaldılar. Burada Parlamento'da yaptıklarınız yetmiyor mu, gidip bunu Batı' ya ne anlatıyorsunuz? Batı'nın hangi ülkesinde muhalefette olan siyasi parti, Türkiye'ye gelip de kendi iktidarlarını şikayet etti, bugüne kadar hiç duydunuz mu? Onlar yeri geldiğinde otururlar ülkenin menfaati için her türlü dayanışmayı yaparlar. Ama bizim ülkemizde böyle bir dayanışmayı hiçbir zaman göremezsiniz. Tam aksine atılacak her türlü olumlu adımın her zaman karşısında olmuşlardır. Kardeşlerim, bu ülke artık kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarla yönetilemez. Bu ülke artık faiz lobisi, medya lobisi, sermaye lobisi tarafından idare edilemez."
"Kimin ne meselesi varsa bunu Türkiye'de görmeli"
Kimin ne meselesi varsa bunu Türkiye'de görmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Kimin ne meselesi varsa bunu Türkiye'de sandıkta görmelidir. Türkiye dışarıdan yönetilecek bir ülke değildir. Bunlar tarih oldu artık. Buyursun siyasetle o meseleyi çözmenin mücadelesini gelsinler Türkiye'de versinler. Bakın biz şu anda 30 Mart öncesinde siyaset dışı yöntemlerin kullanıldığı bir saldırıya karşı mücadele veriyoruz. Bu saldırıda bir kısım yargı kullanılıyor, bu saldırıda bir kısım Emniyet güçlerimiz de kullanılıyor. Fakat bu saldırıda ses kayıtları, ortam dinlemeleri, görüntüler kullanılıyor. Bu saldırıda kara propaganda kullanılıyor. En önemlisi de bu saldırıda devletle paralel yapı kullanılıyor. Bizim karşımıza mertçe, siyaset meydanında çıkmıyorlar. Bunların hesaplarını sandıkta görmek gibi bir dertleri, böyle bir niyetleri yok. Çünkü milletle aynı dili kullanmıyorlar, milletle aynı yolda yürümüyorlar, milletle aynı istikamete bakmıyorlar. Millet bunların arkasında değil, millet bunların karşısında. Bunu bildikleri için ne siyasete, ne sandığa yanaşmıyor, yaklaşmıyor" diye konuştu.
Erdoğan, 17 Aralık'tan sonraki mücadelelerini "yeni bir istiklal mücadelesi" olarak ilan ettiklerini hatırlatarak, 17 Aralık saldırısının sadece AK Parti'ye, Hükümet'e yönelik bir saldırı olmadığını söyledi. 17 Aralık saldırısının millete, ülkeye, yeni Türkiye'ye, Türkiye'nin tüm kazanımlarına yönelik saldırı olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"17 Aralık saldırısı, sadece ve sadece bir yıkım projesidir. Dikkat edin sadece ve sadece yıkmanın peşindeler. Sadece yıkmaya çalışıyorlar ama yapmak gibi bir dertleri, yapmak gibi bir hedefleri yok. 'AK Parti gitsin, Hükümet gitsin' diyorlar. AK Parti'nin, Hükümet'in yerine, geçmişte, eski Türkiye'de olduğu gibi kaosu, belirsizliği, istikrasızlığı, yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları öneriyorlar. Milletin devre dışı olduğu idare fırkasının memleketi idare ettiği ve hep belli kesimlerin kazandığı bir Türkiye özlemi içinde her türlü ahlaksız saldırıyla üzerimize geliyorlar. Şunu da buradan açık açık ifade ediyorum; CHP'nin iradesine bu süreçte çok açık bir şekilde ipotek konulmuştur. MHP'nin iradesine bu süreçte çok açık bir şekilde ipotek konulmuştur. Gizli görüntü kayıtları, gizli ses kayıtları CHP'yi de MHP'yi de esir almıştır. CHP'nin gizli görüntü kayıtlarıyla nasıl şekillendiğini, Sayın Baykal'ın nasıl gönderildiğini tüm millet açık, net şekilde gördü. Bu oyunun arkasında da paralel yapı vardı. Bunu ben ilan ettim. Şimdi onlar düşünsünler, şimdi onlar gidip paralel yapıyla irtibat kursunlar, o dostlarıyla...'Ya bunu nasıl ortaya çıkardınız, nasıl böyle bir şeyi yapsınlar' diye onlar sorsunlar, onlar arasınlar, onlar bulsunlar. İşte o şekillenme devam ediyor. O şekillenme CHP'nin aday belirleme sürecinde kendisini çok net biçimde hissettiriyor. Yolsuzluktan ihraç ettiklerini aday yapıyorlar. Kendi içlerinde aday yokmuş gibi bir çok şehirde dünya görüşlerini asla paylaşmadıkları kişileri gördüğünüz gibi aday gösteriyorlar. Takdirleridir, saygı duyarız, hayırlı olsun."
"Sizi kimin, neyle tehdit ettiğini açıklayın"
Erdoğan, bir izleyicinin, "paralel aday onlar" diye bağırması üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllarca hakaret ettikleri, en ağır ifadelerle yüklendikleri bu paralel yapının yedeğinde adeta birlikte uçuruma doğru ilerliyorlar. İşte onun için bu mesele sadece bir AK Parti meselesi değil. Bu mesele bir Türkiye meselesidir. CHP ve MHP; bu gizli yapının, bu paralel yapının oyuncağı haline gelebilir ama biz gelmedik, gelmeyeceğiz. Biz irademizi asla sinsi yapılara teslim etmedik, etmeyiz, etmeyeceğiz. Biz üzerimizde kutsal bir emanet olarak taşıdığımız milli iradeyi, ipi uluslararası çevrelerin elinde olan bu paralel yapıya asla peşkeş çekmeyeceğiz. Hodri meydan ... Ellerinden geleni yapsınlar. Ellerinde hangi kirli araç varsa buyursunlar kullansınlar. Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Bakın bunu da buradan açıklıyorum; Mersin'de validen belediye başkanına, AK Parti İl Başkanlığı'ndan CHP'ye, MHP'den BDP'ye kadar tüm partiler dinlenmiş ve bunlar kaydedilmiş. Sadece benim değil, sadece Cumhurbaşkanımızın değil, bakanların, milletvekillerinin, bürokratların, siyasetçilerin, sanatçıların, gazetecilerin görüşmeleri dinlenmiş. Bunlar şantaj amacıyla kullanılmış. Sen işadamı mısın, 'bak şunu, şunu yap, yapmadığın takdirde arkadan bu geliyor.' Sıkıysa yapma. Çünkü kendilerine güveni yok. Şimdi CHP, MHP çıkıyor; 'sen hükümetsin gereğini yap' diyor. Peki ben de soruyorum; o zaman HSYK ile ilgili anayasa değişikliğine niye yanaşmadınız? İşte biz bu düzenlemeyi bunun için yapıyoruz. Neden yanaşmadınız? HSYK yasa teklifi ile ilgili neden o kadar gürültü kopardınız? Paralel yapıyla ilgili ağzınızı niye bıçak bile açmıyor? Soruyorum; internet ile ilgili yaptığımız düzenlemeye neden destek vermiyorsunuz da karşı geliyorsunuz, itiraz ediyorsunuz? İnternet yasası işte bu...Paralel yapıyı, bu dinlemeleri, izlemeleri, ortam dinlemelerini, tüm bunları çökertmeye yöneliktir, niçin bunun yanında yer almıyorsunuz? Hükümet gereğini yapıyor ve yapacak. Ama siz neden uzakta duruyorsunuz? Siz neden Hükümet'e engel çıkarıyorsunuz? Önce bunu bir açıklayın. Sizi kimin tehdit ettiğini, neyle tehdit ettiğini açıklayın.
Bakın biz internet düzenlemesiyle en başta siyasetin ve siyasi partilerin üzerindeki çok çirkin, çok ahlaksız bir tehdidi ortadan kaldırıyoruz. Yaptığımız bu...Kasetlerle siyasetin dizayn edilmesinin önüne geçiyoruz. Dün kasetler yoluyla CHP dizayn edildi, MHP aynı şekilde tehdit edildi. Yapılmadı mı arkadaşlar? CHP'nin Genel Başkanı hakkında Anayasa çalışmalarını yaparken bu sosyal medyaya düştüğün anda bunu ortadan kaldıran biz olduk. Yarım saat içinde Ulaştırma Bakanımız Sayın Yıldırım'a talimat verdim ve süratle bunu engelledik, durdurduk. Benim CHP'li kardeşlerim bunun farkında değiller mi? Biz bunu duymazdan gelebilirdik, orada kalabilirdi, bütün Türkiye bunu izleyebilirdi. Aynı şekilde CHP Genel Başkan Yardımcısı'nın yine bu şekilde düşmedi mi? Düştü. Kim engelledi, biz engelledik, bunlar engellemediler. Aynı şekilde MHP grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları sosyal medyaya bu şekilde düşmedi mi, siyasi hayatlarını bitirdiler. Kim yaptı? Paralel yapı...Kim durdurdu, biz durdurduk."
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan: Yıkım Ekibi Çalışıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?