Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul Adliyesi'ndeki terör saldırısına ilişkin, "Teröristlerin adliyeye girmeleri, silah taşımaları, onlara yardımcı olan tüm unsurlar dikkate alınacak. Cinayetin hesabı sadece ölenlerden değil azmettirenler ve destek olanlardan da mutlaka sorulacaktır" dedi.
Avrupa Türk Demokratlar Birliği Köln Şubesi'nin Intersaal adlı çok amaçlı salonda düzenlediği " Çanakkale Zaferi'nin 100. yıl dönümü" etkinliğine katılan Arınç, yaptığı konuşmada, Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı öldürenler için, "(Yaşasın zalimler için cehennem) diyen, bunu bugün için söylemiştir" diye konuştu.
Türkiye'de çok acı bir gün yaşandığına dikkati çeken Arınç, Allah'tan savcı Kiraz'a cennetini müjdelemesini diledi.
Savcı Kiraz'ın fakirlikten, yoksulluktan yetişmiş, hukukta okurken terzilik de yapmaya çalışmış bir ailenin çocuğu olduğuna işaret eden Arınç, savcı Kiraz'ın hiç ilgisi olmadığı bir işten dolayı alçaklar tarafından vahşice katledilmesinden büyük üzüntü duyduğunu kaydetti.
Arınç, olayla ilgili şu ana kadar 30 kişinin gözaltına alındığını belirterek, "DHKP-C terör örgütü 20-25 yıldan bu yana kan dökmeye devam ediyor. Sayısı az ama vahşette diğer örgüte fark atan bir alçakça cinayetin sahibi olan örgüt. Bağlantıları araştırılmaktadır, şu ana kadar 30 gözaltı var. Teröristlerin adliyeye girmeleri, silah taşımaları, onlara yardımcı olan tüm unsurlar dikkate alınacak. Cinayetin hesabı sadece ölenlerden değil azmettirenler ve destek olanlardan da mutlaka sorulacaktır" ifadelerini kullandı.
İstihbarat teşkilatının tüm güçleriyle suç örgütleriyle mücadele ettiğini anlatan Arınç, ancak 15 milyonluk İstanbul'da kimin ne yapacağının kestirmenin kolay olmadığını bildirdi. Arınç, şöyle devam etti:
"Günde 60 bin insan adliyeye giriyor çıkıyor. Avrupa'nın en büyük adliyesi. Bu kadar büyük adliye binası yapmakla iyi mi ettik düşünmek lazım. Eskiden adliyeler farklı farklı semtlerdeydi. Kolaylık olsun diye Kartal'da bir tane Çağlayan'da büyük adliye binaları yaptık. Bine yakın hakim ve savcı çalışıyor. 30-60 bin davalı, davacı, işini takip eden var. Hangi güvenlik görevlisi, hangi özel görevli dikkatini bu kişilere verebilir. Şüphesiz çok dikkatli olmalıyız. Hatta bir tanesi aile boyu terörist. 24-28 yaşında sürekli takip altındalar. Bu sirkülasyon içinde belki içeriden destek alarak böyle bir ihaneti işleyebiliyorlar. Bu hainler Türkiye'ye başka eylemlerle gözyaşı döktürmek, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak, 'Türkiye'de ne oluyor' endişesi meydana getirerek, kalkınmamızı engellemek isteyebilirler, hele önümüzde iki ay, seçime giderken insanları endişe, panik korku ve tahrike yönlendirmek isteyebilirler. Bu olayı ilk defa görmedik. Çok acılar yaşadık, dileriz son olsun. Sadece savcımızı değil, tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz."
-Çanakkale Zaferi-
Çanakkale Zaferi'nin 100. yıl dönümüne de değinen Arınç, bunun büyük bir başarı olduğunu vurguladı.
"Çanakkale geçilmez diyen bir ecdadın torunlarıyız" diyen Arınç, Çanakkale'de inananların başardığını, zafere ulaştığını, Çanakkale'den alınacak çok dersler olduğunu ifade etti.
Arınç, geçmiş yıllarda Avustralya'ya yaptığı ziyarete de değinerek, Broken Hill olayını anlatarak, Çanakkale'de verilen mücadeleye atıfta bulundu.
Çanakkale savaşında Alevi, Sünni, Türk, Kürt meselesi olmadığına dikkati çeken Arınç, vatanı kurtarmak adına herkesin canını vermek için koşturduğuna dikkati çekti.
Arınç, şunları belirtti:
"Bugün 'Kürt meselesi var, Kürt ırkçılığı var, Kürt menfi milliyetçiliği var, ayrıcalık, ayrımcılık var, örgütler var' diyen insanlar, hükümetimiz döneminde ilkokul, lise, üniversite talebeleri Hakkari, Van'dan, Çanakkale'ye geliyorlar, destanı tekrar yaşıyorlar, oraları görüyorlar. 'Vatanımız bir, bayrağımız bir, Çanakkale bize bunu öğretti' diyorlar. Dolayısıyla bizim Çanakkale'den alacağımız en büyük dersleri bu şekilde aldığımızı bilmenizi isterim."
-"Bizde kavga dövüş olmaz"-
Türkiye'nin günümüzde huzur ve barış ülkesi olduğunu vurgulayan Arınç, "Şu anda Yemen kan içinde 'Hutiler mi Husiler mi' derken, millet birbirini boğazlıyor. Yemen'in hüznü hala bitmedi. Ayakta kalan sadece Türkiye var. Güneyimizde olan bitenlere bakın. Suriye'nin yaşadığı trajediye bakın. Irak'ta olan bitenlere bakın, Libya'da olanlara bakın. Irak, Suriye, Yemen'de olanlara bakın, pek çok ülkede kan ve gözyaşı var. Çok şükür Türkiye bir huzur ve barış ülkesi. Türkiye'de insanların birbirini dostça, kardeşçe kucakladığı, milli, manevi değerlerine bağlı olduğu için yıkılmadan ayakta durduğu çok güzel bir ülke elhamdülillah" dedi.
Türkiye'nin yakın döneminden de konuşmak istediğini ve 2015 seçimlerine 2 ay kaldığını hatırlatan Arınç, AK Parti olarak seçimlerde başarılı olmak için tüm güçleriyle çalıştıklarını ifade etti.
Türkiye'de AK Parti hükümeti öncesinde koalisyonlar olduğunu, yoksuluk, fakirlik ve işsizlik bulunduğunu kaydeden Arınç, geçmişte insanların geleceğe güvenmediklerini bildirdi.
Arınç, Türkiye'de 30 büyükşehirden 18'inin AK Parti'li olduğunu belirterek, bu şekilde Türkiye'nin yüzde 60'a yakın nüfusunun AK Parti tarafından yönetildiğini söyledi.
Türkiye'de yapılan en büyük referandumun, Türk milletinin sandığa gidip doğrudan Cumhurbaşkanı seçmesi olduğunu dile getiren Arınç, "Bugüne kadar cumhurbaşkanları Meclis tarafından seçilirdi. Abdullah Gül'ü seçtirmemek için hilekarlık yaptılar. En son Anayasa Mahkemesi'nden 367 diye bir saçmalıkla karar çıkardılar ve Meclis Cumhurbaşkanı seçemez hale geldi. 7 sene sabrettik, 7 sene sonra milletimiz bizzat Cumhurbaşkanımızı seçtik. Hükümetimiz de iktidarda. Maddi, manevi kalkınmalar yaptık. Belki tüm sektörler de 100 yıldır ihmal edilen hizmetlere kavuştu" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 12 yıldır Başbakanlık yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı olduğunu anımsatarak, şunları söyledi:
"Çok şükür 12 yıl Başbakanlığımızı yapan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanımız oldu. O bunu yüzde yüz hak ediyordu. Hak ettiğini de milletimizin oylarıyla aldı. 'Peki o gitti AK parti ne olacak? AK Parti'ye hiçbir şey olmadı. Oy birliğiyle Başbakanımızı seçtik, Sayın Ahmet Davutoğlu'nu Genel Başkan ve Başbakan olarak. Hepimiz onun arkasındayız, hepimiz onunla beraberiz. Bizde kavga dövüş olmaz. Bizde menfaatçilik olmaz. Bizde feragat, fedakarlık olur, millete hizmet esastır, bu yolda hizmete devam edeceğiz."
AK Parti'nin bu seçimleri de alacağından kimsenin kuşkusu olmadığını belirten Arınç, "Artık yeter bunlar çok oldu diyen içeride, dışarıda birileri var. Dışarıdakiler güçlü Türkiye ve hükümet istemez. 'Suriye karışmış, Irak karışmış, İran ihtilafları ortaya çıkmış, Yemen, Arap Baharı, hepsi birbirini yemeye başlamış.Türkiye'yi de karıştırmak lazım bunlar çok oluyor' diyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Arınç, Türkiye'de bazılarının, "İçeride de bunlar olduğu müddetçe biz iktidara gelemeyeceğiz" dediğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Çalış senin de olur. Biz alın teri ile çalıştık buraya geldik. Onlar çalışıp iktidar olacak düzeyde değil. Millet onlara inanmıyor, güvenmiyor. İttifak ve siyaset mühendisliği peşindeler. Siyaset mühendisliği yapıyorlar. AK Parti'yi kapatmak istediler, olmadı. Ne cuntacılık kaldı ne plan programları, Allah'ın izniyle hepsi boşa çıktı. 'Bu seçimde nasıl olsa Tayyip Erdoğan yok, yerine gelenler onun yerini tutamaz, milletin gözünde yeni olaylar çıkaralım, bunların milletvekili sayısını düşürelim. Mutlaka iktidar olacaklar ama eskisi gibi güçlü olmasın' diyorlar. 'Yeni anayasa da yapmasınlar' diyorlar. Oysa 'bizim yeni, çağdaş, sivil bir anayasa ihtiyacımız var. Darbe anayasasından bu ülkeyi kurtaracağız' diyoruz. Sözümüzü tutacağız."
-"Türkiye itibarlı bir ülke olduysa, bunu tersine çevirmemek lazım"-
Seçimlerin çok önemli bir imtihan olduğunu düşündüklerini aktaran Arınç, "Gözü açık olan insanların hükümete karşı kurulan komploları da bilmeleri gerekir. Eğer bu hizmetlerin devamını arzu ediyorsak, Türkiye itibarlı bir ülke olduysa, bunu tersine çevirmemek lazım. Birilerinin ekmeğine yağ sürmemek lazım. Onun için biz seçimlerin çok önemli imtihan olduğunu düşünüyoruz. Bu oyunları bozmanın, istikrarın devam etmesinin tek yolu seçimlerde istikrara oy vermektedir" dedi.
Arınç, TBMM Başkanı olduğu dönemde, başörtüsü takması nedeniyle eşinin bir kesim tarafından linç edilmeye çalışıldığını vurgulayarak, "Eşimin resepsiyona gelmesine engel oldular. Meclis'in başkanıyım, yanımda eşim olmadan 5 sene orada sadece sabrederek günümü geçirdim. Çok şükür, bugün geldiğimiz nokta sabrın, her şeyin devası olduğu noktasıdır" diye konuştu.
Türkiye'de muhalefetin doğru düzgün bir hedefi dahi olmadığını dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
"Adamların hedefleri kendi boyları kadar. Sayın Cumhurbaşkanımız öyle bir hedef koydu ki daha dört sene evvel. Herkes 'araba anahtarı, bilmem ney' diyor. Cumhurbaşkanımız '2023' diyor. 10 sene sonrasına hedef koyuyor. Orada dur, bir durmuyor adam, bir de 2053 hedefi var. Adamlar 2023'e razı oldular, bizimki 'dur bakalım' diyor orta vadesi var bunun, 2053. 2053'te ne olacak? Yaşayanlar görecek, orada bari dursana, durmuyor, 2071 hedefi de var. Malazgirt kaderinin yaşandığı gün 1000 yılında, 2071'de çocuklar görecek, bizler göremeyiz. Yepyeni bir Türkiye aslan gibi bir ülke göreceksiniz. Bir büyük Türkiye 2023, 2053 ve 2071. Şimdi bunu hangi parti, hükümet konuşuyor, hangi lider konuşuyor, var mı? Yok. Adamların hayalleri bile yok. Sultan Fatih'in önüne geçmişlerdi İstanbul'a giderken, demişler 'sen neyine güveniyorsun' diye. 'Biz Müslümanız' demiş. 'Biz Müslümanız', öyle şeyler bile yaparız ki siz hayal bile edemezsiniz. Bizim elimizin ulaştığı, yaptıklarımızı onlar hayal bile edemez. Fatih'in söylediği bu. Biz öyle şeyler yaptık ki hayal bile edemediler. Biz bile hayal edemedik. Partiyi kurduğumuz gün Tayyip Bey dedi ki, yüzde 40 alacağız. 15 milyon oyumuz olacak. Gözlerimiz açıldı. İlk defa kurulmuşuz, seçime gideceğiz bu kadar oy aldık, bu mümkün oldu. Liderimize yasak getirdiler, 'Sen kurucu milletvekili bile olamazsın' dediler. Onun yerine biz girdik seçime gene de millet bize güvendi."
-"Bize destek olursanız, istikrar devam edecek"-
Yurtdışında kullanılacak oyların önemine de dikkati çeken Arınç, şunları söyledi:
"Yurtdışında yaşayanlar seçimlerde daha önce oy kullanamıyordu. Şimdi esas bu seçimde kullanılacak. Bir oy çok önemli. Bu bizim namusumuzdur. Sandığa nerede olursa ulaşacağız. Eskiden gümrük kapısıydı şimdi her yerde var. Şimdi koşa koşa seçmen kütüğünde ismi olan herkesin oyunu kullanması lazım. Yurtdışından gelecek seçmenlerin, Türklerin oyları bizi kurtaracak. Biz size güveniyoruz, siz bize destek olursanız, istikrar devam edecek. Bugüne kadar ne talebiniz olduysa gerçekleştirdik. Bundan sonra da ne isterseniz yapacağız. Siz istedikçe biz yapmaya devam edeceğiz. Ahmet Davutoğlu çok güzel bir insan. Yeni başbakanlığını mübarek edelim. Ben kefilim ne isterseniz yapacağız inşallah."
AK Parti Konya Milletvekili Harun Tüfekçi de Avrupa'da yaşayan Türklerin demokrasiye ne kadar katkı verirse o kadar kendi geleceklerine ve Türk demokrasisine katkısı olacağını söyledi. "Siyasi düşünceniz ne olursa olsun sandığa gidin" diyen Tüfekçi, 7 Haziran seçimlerinde yurtdışında kullanılacak her oyun çok önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu da 1915 olaylarına ilişkin Almanya'da bazı faaliyetlerde bulunacaklarını ifade ederek, buna karşın yapılacak yürüyüşlere sivil toplum kuruluşlarının ve özellikle de kadınların katılmaları çağrısında bulundu.
Karslıoğlu, sözde Ermeni soykırımı iddiaları nedeniyle Ermenilerin her tarafı ayağa kaldırmak istediğini dile getirerek, "Benim acım Kafkaslar'da, Balkanlar'da, Anadolu'da var. Bunun sebebi biz değiliz. Alnımız ak, tarihimizle gurur duyuyoruz. Acılar yaşandı ancak özür dileyecek olan başkalarıdır" dedi.
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Arınç Köln'de Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?