'BİR AN ÖNCE AKLINI BAŞINA TOPLAMASINI ÜMİT EDİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Filistin'e saldırılarına ilişkin, Batılı devletlerin etekleri altına saklanan İsrail yönetiminin zulmünü ne kadar tırmandırırsa sonuçların da ödeyeceği bedellerin de o kadar ağır olacağını belirterek, "Masum çocukları, kadınları, yaşlıları, silahsız ve çaresiz insanları dünyanın en modern savaş araçlarıyla öldürmek sadece İsrail yöneticileri gibi korkaklara mahsus bir zavallılıktır. Gazze'deki bir avuç sivil karşısında yüreği de bacağı da titreyen İsrail'in gerçek bir orduyla, gerçek bir güçle karşı karşıya geldiğinde paramparça olacağı muhakkaktır. İsrail yönetiminin böyle bir acı akıbete gerek kalmadan bir an önce aklını başına toplamasını ümit ediyoruz. Bölgeye huzur gelmesinin tek yolunun 1967 sınırlarında, Doğu Kudüs'ün başkenti olduğu coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız, egemen bir Filistin devletinin kuruluşundan geçtiğini bir kez daha hatırlatıyoruz" dedi.
'ÜLKEMİZDE UZUNCA BİR SÜRE DEPREM TEHLİKESİ GÖZ ARDI EDİLMİŞTİR'
Erdoğan, geçen günlerde Marmara bölgesinde yaşanan 5.1 büyüklüğündeki sarsıntının deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini bir kez daha hatırlattığını ifade ederek, "Bilindiği gibi Türkiye Alplerden Himalayalara uzanan kuşak içerisinde en fazla deprem riski taşıyan 5'inci ülkedir. Topraklarımızın yüzde 66'sı, nüfusumuzun yüzde 71'i deprem açısından riskli alanlarda yer alıyor. Ülkemizde son bir asırda 6 ve üzeri büyüklükte 231 deprem meydana geldi. Bu afetlerde 130 binden fazla canımızı toprağa verdik. Son olarak 6 Şubat depremlerinde 50 binden fazla insanımız yıkıntıların altında kalarak hayatını kaybetti. Bu coğrafyada yaşamak demek; 'Deprem gerçeği ile yüzleşmek, karşımızdaki tehlikeyi kabullenmek ve ona göre hareket etmek' demektir. Önümüzdeki tablonun bize gösterdiği tek çözüm yolu depreme dayanıklı binalar yapmaktır. Yani 'kentsel dönüşüm' dediğimiz bu adımı atmak ve bu adımı attık. Maalesef ülkemiz uzunca bir süre bu toprakların hakkını vermek yerine hakkına girer bir anlayışla yönetildiği için diğer pek çok husus gibi deprem tehlikesi de göz ardı edilmiştir. Büyük yıkıma yol açan 1999 felaketi bu meselenin yeniden gündeme gelmesine, standartların yeniden belirlenmesine vesile oldu. Biz de bu süreci daha ileriye taşıyarak 2012 yılında tarihimizde ilk defa kentsel dönüşüm yasasını çıkardık. Yapı denetim kanunu başta olmak üzere konuyla ilgili mevzuatı güncelledik, geliştirdik" diye konuştu.
'KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ İSTİSMAR ETMEK ÜLKEMİZE İHANET ETMEK DEMEKTİR'
Erdoğan, konuşmasında kentsel dönüşüm vurgusu yaparak, "Kentsel dönüşüm yasasının çıktığı tarihten bugüne kadar hayata geçen projelerde Türkiye genelinde 480 milyar liralık yatırımla 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık. Halihazırda ülke genelinde yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. Türkiye'de yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan 36 milyon bağımsız bölüm var. Bunların 6 milyonu deprem riski altındadır. Üstelik bunların yaklaşık yarısının da acilen dönüşmesi gerekiyor. Dolayısıyla güvenli şehirler için tek çare kentsel dönüşümdür. Kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu en son ve somut örneği 6 Şubat depremleridir. Bu hakikati görmezden gelmek, ertelemek, siyasi çıkarlar için istismarına yeltenmek çok açık ve net söylüyorum; 'Ülkemize ihanet etmek' demektir. Kentsel dönüşüm konusu Türkiye için tartışmasız bir beka meselesidir. Hepsinden önemlisi bu konu siyaset üstü, siyasi partiler üstü bir konudur" dedi.
'İFTİRAYA VARAN KAMPANYALARLA PROJELERİMİZE SÜREKLİ TAKOZ OLDULAR'
Erdoğan, hükümet olarak ilk günden beri kentsel dönüşüm konusunu önemsediklerine işaret ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vatandaşlarımızı gecekondu denilen sağlıksız yapılarla birlikte depreme dayanıksız yüksek katlı binalardan da kurtararak onları modern, güvenilir, dayanıklı yuvalara kavuşturmayı hedefledik. 'Zemin artı 3 olsun, zemin artı 4 olsun, bilemediniz zemin artı 5 olsun' dedik. O günden bugüne inşatlarımızı bu şekilde yapıyoruz. TOKİ başkanlığımız bu sürecin öncüsü olarak gerçekten kritik bir rol üstlendi. Maruz kaldığı onca haksız, insafsız eleştirilere rağmen TOKİ vasıtası ile şimdiye kadar 1,3 milyon konutu tamamladık, hak sahiplerine teslim ettik. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki attığımız her adımda tamamen ideolojik saiklerle hareket eden bir kesimi karşımızda bulduk. Aklı hayale gelmedik bahanelerle ve hatta iftiraya varan kampanyalarla projelerimize sürekli takoz oldular. Ne kendileri bir iş yaptılar ne de bizim bu meseleyi çözmemizi istediler. Kanundaki boşlukları kullanarak yalan ve yanlış bilgilerle insanımızın aklını bulandırarak, kentsel dönüşüm projelerimizi sabote ettiler. Maalesef bunun acısını depremin yıktığı birçok şehrimizde yaşadık. Vatandaşlarımızın canları ve malları ile bir daha böyle bedeller ödememesi için kentsel dönüşüm çalışmalarımızı bir üst seviyeye çıkarma kararı aldık."
'RANTSAL DÖNÜŞÜM' BÜHTANINA KADAR SAYISIZ YALANI TEDAVÜLE SOKTULAR'
Erdoğan, geçen eylül ayında çok geniş bir katılımla 'Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şurası' düzenlediklerini hatırlatarak şunları söyledi:
"Şura'da ortaya çıkan teklifler, Şura'nın en güzel neticesi de oydu; diğer çalışmalar ışığında yeni bir kentsel dönüşüm yasası hazırladık. Kanun teklifimiz geçtiğimiz ay başında Meclisimizden onay aldı ve yürürlüğe girdi. Yeni Kentsel Dönüşüm Mevzuatının yürürlüğe girmesi ile birlikte muhalefet ve malum çevreler daha önce yaptıkları gibi hemen tevzirata başladı; 'Vatandaşın malına el konulacak' bu iftiradan başlayarak 'Rantsal Dönüşüm' bühtanına kadar sayısız yalanı tedavüle soktular. Oysa kanunda ne böyle bir ifade var ne de böyle bir durum söz konusu değildi. Düzenlemenin tek bir gayesi vardır; o da kentsel dönüşüm sürecindeki engelleri ortadan kaldırmak ve dönüşüm sürecini hızlandırmaktır. Yeni kanun ile kentsel dönüşüm konusunda yapılan değişiklikler şunlardır; Daha önce çok daha yüksek çoğunluk gerektiren, çok sayıda bağımsız birime sahip binaların, kentsel dönüşüme dahil edilmesi salt çoğunluğa bağlandı. Yani bir binada oturanların yüzden 50'sinden 1 fazlası onay verdiği zaman kentsel dönüşüm ve inşaat ruhsatı alabilmesi mümkün hale getirildi. İmar planlarının ilan askı ve itiraz süreçleri kısaltıldı. Tebligatların yapıların kapısına asılabilmesi, elektronik devlet üzerinden bildirilebilmesi ve muhtarlıklarda ilan edilebilmesi ile süreç hızlandırıldı. Deprem riskinin en çok hissedildiği yerlerin başında gelen İstanbul'daki kentsel dönüşüm projeleri için 'yarısı bizden kampanyası'nın uygulanabilmesi amacıyla yasaya mali yardım hükmü de eklendi. Diğer şehirlerimizin her biri için de oranın şartlarına, ihtiyaçlarına, beklentilerine uygun özgün modeller geliştirilmesine imkan tanındı."
'KİM BUNUN AKSİNİ İDDİA EDİYORSA YALANCIDIR'
Erdoğan, "Anlaşmazlıkların çözümü için arabuluculuk sisteminin devreye alınmasından ihtisas mahkemelerine kadar çeşitli mekanizmalar getirildi. Dönüşüm alanlarında imar planlarının yeni kurulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca onaylanması zorunluluğu getirilerek istismarların ve gecikmelerin önüne geçilmesi hedeflendi. Hak sahibinin borcunu ödeyememesi halinde dönüşen konut borcu nispetinde hazineye teshil edilmesi ve yine hak sahibine ömür boyu ücretsiz tahsisine imkan verildi. Yerleşime uygun olmayan bütün bu alanların riskli alan olarak belirlenmesi ve bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi temin edildi. Kentsel Dönüşüm Projeleri'ne kamu desteği için kaynak sağlayacak yöntemler geliştirildi. Yapılan tüm bu düzenlemelerin amacı kentsel dönüşümü hızlandırarak milletin ve şehirlerimizin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Küçük çıkar kavgalarıyla veya kaygılarıyla kentsel dönüşüm projelerinin geciktirilmesinin önüne geçilebilmesi ancak bu şekilde mümkündür. Yeni kanunla getirilen düzenlemelerde herhangi bir rant sağlama amacı veya hak sahiplerinin başka bir bölgeye gönderilmesi söz konusu değildir. Kim bunun aksini iddia ediyorsa 'müfteridir, yalancıdır, bu milletin iyiliğini istemiyor' demektir" dedi.
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kentsel dönüşüm konusu Türkiye için tartışmasız bir beka meselesidir. - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?