1)ÇORLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI: SORUŞTURMA TÜM YÖNLERİYLE TİTİZ VE AYRINTILI YÜRÜTÜLÜYOR
TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesi Cumhuriyet Başsavcısı Murat Yiğiter, tren kazasıyla ilgili soruşturmanın tüm yönleriyle ayrıntılı ve titiz bir şekilde yürütüldüğünü belirterek, kazada 24 kişinin öldüğünü, 341 kişinin de yaralandığını açıkladı.
Tekirdağ'da meydana gelen tren kazasını soruşturmasını yüreten Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı Murat Yiğiter, yazılı açıklamasında, kazayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirtti. Açıklamada, 8 Temmuz 2018 günü, Uzunköprü-Halkalı seferi yapan 12703 kod numaralı treninin saat 17.15 sıralarında Çorlu ilçesi mevkiinde raydan çıkarak 5 vagonunun devrildiği belirtilerek, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca olayla ilgili derhal soruşturma işlemlerine başlanılmış, gerekli tedbirler alınmıştır. Meydana gelen kaza ile ilgili 6 Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmiştir. 2 Cumhuriyet savcısı, jandarma olay yeri inceleme ekibi ve 5 kişilik bilirkişi heyeti tarafından olay yerinde kapsamlı inceleme yapılmıştır. Olay nedeniyle 24 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 341 vatandaşımız yaralanmıştır" denildi.
Açıklamada ölen vatandaşlar için kimlik tespiti ve otopsi işlemlerinin yapıldığı ifade edilerek, şöyle denildi:
Ölen vatandaşlarımızın kimlik tespiti ve otopsi işlemleri olaydan hemen sonra 4 Cumhuriyet Savcısı ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ile Tekirdağ Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nden görevlendirilen 6 adli tıp uzmanı ile yeterince yardımcı personel tarafından ara verilmeksizin Çorlu Devlet Hastanesi'nde devam edilmiştir. Hayatını kaybeden 17 vatandaşımızın açık kimlikleri belirlenerek gerekli işlemleri müteakip yakınlarına teslimi sağlanmıştır. 7 vatandaşımızın cenazesi kimlik tespiti ve otopsi işlemleri için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmiş, 7 vatandaşımızın da otopsi işlemleri yapılarak kimlikleri tespit edilmiştir. Olaya ilişkin soruşturma tüm yönleriyle ayrıntılı ve titiz bir şekilde yürütülmektedir" denildi.
Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),-
====================================================
2)BABALARIN TREN KAZASINDA KAYBETTİĞİ KIZLARA VEDASI YÜREK BURKTU
TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesi Sarılar köyü yakındaki meydana gelen tren kazasında hayatını kaybeden 24 kişiden Sena Köse (16), Özge Nur Dikmen (23) ve kız kardeşi Gülce Dikmen (13) memleketleri Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde gözyaşları arasında toprağa verildi. Cenaze namazının kılındığı camide kızının tabutuna kafasını yaslayan Gürkan Köse, saatlerce gözyaşı dökerken, ayakta durmakta güçlük çeken Özge Nur ve Gülce Dikmen babası Erdinç Dikmen ise gözyaşlarına boğuldu.
Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde oturan Marmara Üniversitesi Matematik öğretmenliği mezunu Özge Nur, orta okul öğrencisi kız kardeşi Gülce Dikmen ile birlikte önceki yakınlarının düğünü için Edirne'nin Uzunköprü ilçesine geldi. Kuzeni olan Sena Köse ile birlikte düğüne giden Dikmen kardeşler geceyi Uzunköprü'de geçirirken, bir gün sonra trenle Çerkezköy'e dönmek istedi. Kuzenleriyle Çerkezköy'e gitmek isteyen Sena Köse'de annesi Aysun Köse'yi güçlükle ikna ederek trene bitti. Uzunköprü-Halkalı treninin Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar köyü yakınlarında devrilmesi sonucu Özge Nur, Gülce ve kuzen Sena Köse hayatını kaybetti. Kızların cansız bedenleri sabaha karşı yapılan çalışmaların ardından vagonların altından çıkarıldı.
Yapılan otopsi işlemlerinin ardından Özge Nur, Gülce Dikmen ve Sana Köse'nin cenazeleri memleketi Edirne'nin Uzunköprü ilçesine getirildi. Evlerinin önündeki duaların ardından genç kızların cenazeleri Boşnak Camii'ne götürüldü. Tabutlarına tülbent ise bağlandı. Cenazeye genç kızların okul arkadaşlarının yanı sıra yakınları ve dostları katıldı. Edirne Valisi Günay Özdemir, CHP Edirne milletvekilleri Okan Gaytancıoğlu ve Erdin Bircan, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen ve halk katıldı.
BABALARIN VEDASI
Kızının tabutu başına gelen Gürkan Köse sandalye oturup kafasını kızının isminin yazdığı tarafa yaslayıp dakikalarca gözyaşı dökerek, 'canım kızım' sözleriyle veda etti. Özge Nur ve Gülce Dikmen'in babası Erdinç, amcası Murat Dikmen ise ayakta durmakta güçlük çekti. Yakınları tarafından sandalyeye oturtulan Erdinç ve Murat Dikmen, taziyeleri gözyaşlarıyla kabul etti. Anneler Aysun Köse ile Funda Dikmen, sağlık ekiplerinin kontrolünde evde gözetim altında tutuldu. Cenazeye genç kızların okul arkadaşları da siyah tişörtleriyle katılarak gözyaşı döktü.Cenazeye katılan bahçeye sığmazken, kalabalık yol üzerinde namaza katıldı. Boşnak Camii'nde ayrı ayrı cenaze namazları kılınan Özge Nur, kız kardeşi Gülce ve kuzen Sena Köse, aynı araçta götürüldüğü Şehir Mezarlığı'nda gözyaşlarıyla toprağa verildi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Boşnak camiinden detay
-Tabutun camiye getirilmesi
-Tabutlar detay
-Aile yakınlarından detay
-Cenazeye katılan kızların arkadaşları
-Ailenin taziyeleri kabul etmesi
-Gürkan Köse'nin kızın tabutuna kafasını yaslayıp ağlaması
-Arkadaşlarının gözyaşı dökmesi
-Cenaze namazı
-Bahçeye sığmayan kalabalık
-Tabutların camiden çıkarılması
-Ardından ağlayanlar
-Cenaze aracının gidişi
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Can EROK-İdris TİFTİKCİ-Yılmaz BEZGİN/UZUNKÖPRÜ(Edirne),-
====================================================
3)ŞEHİT MADENCİ YAKINLARI DURUŞMA SALONUN ÖNÜNDE BEKLEMEYİ SÜRDÜRÜYOR
MANİSA'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu, 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın dünkü karar duruşmasının, üye hakimlerden Tuğşat Buğra Kıyak'ın rahatsızlanıp, katılamaması nedeniyle ertelenmesi üzerine şehit madencilerin aileleri tarafından duruşma salonu önünde başlatılan nöbet eylemi sürüyor. Aileler, yarın (çarşamba) görülmeye devam edilecek duruşma öncesinde geceyi mahkeme salonu önünde geçirdi. Acılı madenci yakınları, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yaşanan tren kazasında yaşamını yitiren 24 kişinin yakınlarına da başsağlığı diledi.
Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan adli soruşturmanın ardından haklarında, 'olası kastla öldürme', 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşmasına dün (9 Temmuz) devam edildi. Kararın açıklanması beklendiği için şehit madenci yakınmlarının katılımı fazla oldu. Sivil toplum kuruluşu üyeleriyle CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP milletvekilleri Erkan Aydın, Kani Beko, Bekir Başevligen, Vehbi Bakırlıoğlu, HDP'li milletvekilleri Ahmet Şık, Serpil Kemalbay ve Oya Ersoy da madenci ailelerine destek verdi. Ancak, Akhisar Ağır Ceza
Mahkemesi Başkanı Salih Pehlivanoğlu, duruşma başlar başlamaz, üye hakimlerinden Tuğşat Buğra Kıyak'ın rahatsızlığı yüzünden katılamaması nedeniyle duruşmayı ertelediğini açıkladı. bu duruma tepki gösteren aileler ve avukatlar mahkeme salonunun dışında oturup, nöbet eylemine başladı. Adalet aradıklarını söyleyen çoğunluğunu kadınların oluşturduğu madenci aileleri geceyi mahkeme salonun önünde beton ve çimlerin üzerinde uyuyarak geçirdi.
Madenci ailelerine CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, avukatlar ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri destek verdi.
Şehit madenci annesi Fatma Malkoç, çocukları için burada beklediklerini belirterek, "Zengine adalet var, fakire yok. Bizlere de 'adalet çıksın' diye buradayız. Çocuklarımız madende yaşamını yitirmesinde ihmali, sorumluluğu bulunanların hakettikleri cezalarını alması için buradayız. Ölümüne de burada beklemeyi sürdüreceğiz. Geceyi burada geçirdik, betonda yattık. Bugün yine burada yatacağız. Mahkeme yarın ertelenirse yine buradayız, gitmeyeceğiz. 2 torunumun geleceği için buradayım. Babaları öldüğünde, biri 10 aylık, diğeri 4.5 yaşındaydı. Onları babasız bırakanların gözleri kör olsun.Yatacak toprak bulamasınlar. Biz, yine taşa sarılıyoruz. Onları toprak da kabul etmeyecek. Bir tek oğlum vardı, onu da tomurcuk gülken elimden aldılar" dedi.
Faciada eşini kaybeden Ergül Yüksel de, adalet beklediklerini söyledi. Yüksel, "Adalet yerini bulacak, biz de sevineceğiz. Geceyi burada geçirdik, yerlerde yattık. Bu mahkemeden, bu şartlarda doğru dürüst bir karar vermesini beklemiyoruz" diye konuştu. Yüksel, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yaşanan tren kazasında hayatını kaybeden 24 kişinin ailelerine de başsağlığı dileyip, "Biz bu acıyı yaşadık, onları çok iyi anlıyoruz. Onların acılarına ortak oluyoruz" diye konuştu.
"KAZIYA KAZIYA ADALETİ ÇIKARACAĞIZ"
Bir başka şehit madenci eşi Gülten Kavas da 4 yıldan bu yana davanın sonuçlanmasını beklediklerini söyledi. Davanın, 11 Temmuz Çarşamba gününe ertelenmesi nedeniyle duruşma salonu önünde oturarak nöbete başladıklarını hatırlatan Kavas, "Mahkeme sonuçlanana kadar nöbet tutmaya kararlıyız. Dava burada sonuçlanmazsa üst mahkemeye, orada da sonuçlanmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz. Tüm Türkiye yanımızda olsun. Bir daha iş cinayetleri olmasın, bir daha babalar ölmesin. Bizler gibi kadınlar dul, evlatlar babasız, analar evlatsız kalmasın. Bizim gözyaşımızı görün. Biz tırnaklarımızla kazıya kazıya 4 yıldır uğraşıyoruz. Eşlerimiz kazıya kazıya kömür çıkaramadı, kendi cesetleri çıktı. Ama biz kazıya kazıya bu adaleti çıkarmaya söz verdik" diye konuştu.
"KONTROL EDİLSEYDİ TREN KAZASINDA 24 KİŞİ ÖLMEZDİ"
Ölümlerin son bulmasını dileyen Kavas, Çorlu'daki 24 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasına da değinip, "Bir daha kimse ölmesin. Denetlense, kontrol edilseydi bu tren kazasında da 24 kişi ölmezdi. Artık Türkiye'de kimse ağlamasın" dedi.
Şehit madenci yakınlarının avukatlarından Can Atalay da, acılı ailelerin 4 yıldan bu yana büyük bir mücadele verdiğini söyledi. Avukat Can Atalay, "Tırnaklarıyla tutundular, kazıya kazıya bu dosyayı buraya getirdiler. Nöbetteyiz, yarın sabaha kadar, karar yüzümüze okunana kadar nöbette olmaya devam edeceğiz. Bu dava eksik. Siyasi sorumlular, üst düzey kamu görevlileri yok. Tüm Türkiye'yi yarın saat 09.00'da Akhisar'a duruşma salonunun önüne bekliyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Geceyi Akhisar Ağız Ceza Mahkemesi önünde geçiren madenci yakınlarından görüntü
-Madenci yakınlarının açıklamaları
-Basın açıklamasından görüntü
-Madenci yakını Gülten Kavas'ın açıklaması
-Avukat Can Atalay'ın açıklaması
-Genel ve detay görüntüler
Haber: İlker KILIÇASLAN - Kamera: Nermin UÇTU/ AKHİSAR (Manisa),
======================================================
4)SAKARYA NEHRİ'NDE BALIKLAR TELEF OLDU
SAKARYA Nehri'nin farklı bölgelerinde balık ölümleri yaşandı. Sakarya Çevre İl Müdürü Uğur Korkmaz hidroelektrik santralinin kapaklarının açıldığında biriken kumlu suyun balık ölümlerine neden olabileceğini söyledi.Sakarya Nehri'nde farklı bölgelerinde balık ölümleri yaşandı. Telef olan balıklar suyun yüzüne ve kıyıya vurdu. Vatandaşlar balık ölümlerine tepki gösterdi. Söğütlü ilçesinde bulunan 3. Organize Sanayi Bölgesi'nde ise arıtma tesisinin arızalanırken, atık sular arıtılmadan nehre döküldü. Nehir siyaha bürünürken, bölgede balık ölümlerinin atık sudan kaynaklandığı iddia edildi. Sakarya Nehri'nin geçtiği Adapazarı ve Erenler ilçesinde de balık ölümleri görüldü.
Konuyla ilgili açıklama yapan Sakarya Çevre Şehircilik İl Müdürü Uğur Korkmaz, nehrin arıtma arızası sebebiyle siyaha büründüğünü ve bu sorunun 15 gün içinde son bulacağını belirterek, "3. OSB'nin arıtmasında arıza oldu. Sistem çöktü, arıtma yapamamaya başladı. OSB'nin yönetimi müdahale etti, arıtmayı giderdi, tekrar devreye aldı. Buradaki arıtma biyolojik artı kimyasal. Sistem çökünce oradaki bakteriler ölüyor, bunun için yeniden bakteri aşılaması yapılıyor. Bunun verimli hale gelmesi için belli bir zaman gerekiyor. Arıtma çalışıyor şu anda, oradan akan su arıtmadan gelen su. Orada tekstilci çok, bu yüzden su biraz siyah, kumaş boyama tesisleri var. Arıtma devrede, yakın bir zamanda suyun rengi düzelecek. Onların bize söylediği 10 gün, 15 gün diyorlar." dedi.
Uğur Korkmaz balık ölümlerinin yaşandığı Erenler ilçesinde ise nehir üzerine kurulu hidroelektrik santralinin kapaklarının açıldığında dökülen kumlu su sebebiyle yaşandığını tahmin ettiklerini kaydederek, şöyle konuştu:
"HES'te bakım çalışmaları kapsamında su toplama havzasındaki kapaklar açılınca burada biriken kumlu, milli su ani olarak nehre aktı. Balık ölümlerinin de bundan olduğu tahmin ediliyor. Buradan nehre akan su, sudaki oksijeni azalttı. Kesin sonuç tahlillerden sonra belli olacak. HES'le alakalı, balıktan numune alındı, analize gönderildi. Biz 3. OSB'nin arıtmasından da numune aldık, analize gönderdik. Buradaki fabrikalardan da numune aldık. Sonuç 10 güne kadar gelir. Buna göre işlem yapacağız. Yani balık ölümleri 3. OSB'deki arızadan dolayı değil, bununla ilgili net cevabı analizlerin sonuçları verecek."
Görüntü Dökümü
--------------------
-Nehirde ölü balıklar
-Vatandaşların tepkisi
-Sosyal medyadan görüntüler
Aziz GÜVENER/ADAPAZARI(Sakarya),
===================================================
5)KANDIRA'DA SAKLI CENNET
KOCAELİ'nin Karadeniz'e kıyısı olan Kandıra ilçesinde çok kişinin bildiği mavi bayraklı plajlar, tatilcilerle dolarken, az kişi tarafından bilinen Sardala Koyu ise kumsallara göre boş kalıyor. Ormanla denizin buluştuğu, denizin şekillendirdiği kayalıkların bulunduğu koy, bilenler tarafından 'cennetten bir köşe' diye nitelendiriliyor.
Kandıra'ya 25 kilometre uzaklıkta, Ağva ile Bağırganlı arasında kalan Pınarlı Mahallesi'ndeki Sardala Koyu, suyunun ve manzarasının güzelliğiyle az sayıda tatilci tarafından biliniyor. Yemyeşil ormanların arasında kalan Sardala Koyu'nu özellikle kampçılar tercih ediyor. Bölgede bulunan denizin oluşturduğu, içinden sandalların geçebildiği, 'Malkaya' olarak bilinen kayalıklar ise bölgenin güzelliğini daha da artırıyor. Gençler, kayalıkların üzerine çıkıp, denize atlarken yüzerek, kayalıkların içindeki mağaralara ulaşıyor. Kamp kurarak, güneşin doğuşunu ve batışını izleyen, tertemiz deniz ile güneşin keyfini çıkaran gençler, şarkılar söyleyerek, keyifli zaman geçiriyor.
Kandıra'nın çok güzel doğaya sahip olduğunu belirten bir tatilci, "Kandıra'nın, mavi bayraklı birçok plajı var ve buralar çok kalabalık oluyor. Bizler daha az kişinin bildiği, ulaşımın daha zor olduğu cennetten bir köşe olan Sardala Koyu'nu tercih ediyoruz. Burası daha bakir bir koy. Kamp yaparak, tatilimizi Sardala Koyu'nda geçiriyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
--------------------
Sardala Koyundan görüntüler
Kayalıklardan görüntü
Denizin içinde gitar çalanlar
Sahilden görüntüler
Selda Hatun TAN/KANDIRA (Kocaeli),
===================================================
6)ANAMUR'DA FUHUŞ OPERASYONU: 23 GÖZALTI
MERSİN'in Anamur ilçesinde gerçekleştirilen fuhuş operasyonunda 23 kişi gözaltına alındı.
Anamur İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, saat 05.30 sularında daha önceden belirlenen adreslere eş zamanlı baskın yaptı. Operasyonda para karşılığında fuhuş yapan kadınlar ile onları erkeklere pazarlayan 23 kişi gözaltına alındı. Şüpheliler sorguya alındı
Görüntü Dökümü
--------------------
-Polisin araçla operasyona çıkış noktasından çıkarken
-Araçlar ve motorize ekipler
-Çarşı içinden geçen motorize ekipler ve araçlar
-Araç içinden kamera görüntüsü
-Polislerin araçtan inişi
-İç mekanda arama
-Merdivenden çıkarlarken
-Yakalananların emniyet önünde fotoğrafı
(Süre: 1.15 Dk) (Boyut: 68.6 MB)
Haber-Kamera: Mithat ÜNAL/ANAMUR(Mersin),
===================================================
7)HASANBEYLİ'DE NOHUT HASADI
OSMANİYE'nin Hasanbeyli ilçesinde, 'Nohut eken sağlık biçer' projesi kapsamında 1400 dekara ekilen nohudun hasadına başlandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi Başkanlığı'nca yürütülen 'Nohut eken sağlık biçer' projesi çerçevesinde, Çolaklı Mahallesi'nde ekimi yapılan nohudun hasadı için 'Tarla Günü' etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Vali Yardımcısı Huriye Küpeli Kan, Hasanbeyli Kaymakamı Cuma Kılınç, Bahçe Kaymakamı Müfit Gültekin, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Tamer Bilacan, kurum ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile çiftçiler katıldı.
HASANBEYLİ'DE HEDEF 5 BİN DEKAR
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü İbrahim Sağlam, törende yaptığı konuşmada, proje kapsamında kurak alanlarda alternatif ürün olarak nohut ekildiğini belirterek, "Nohut, ülkemizde baklagil tüketimleri içerisinde üçüncü sırada yer almakta. Birincisi fasulye, ikincisi mercimek ve üçüncü sırada nohut bulunmaktadır. Biz özellikle Türkiye'deki baklagil üretiminin azaldığı bu dönemde, birim alanda, sulanamayan dezavantajlı alanlarda daha fazla gelir getireceği tarımsal yenilikler üzerinde çalışırken, nohut projesini Hasanbeli'de uygulamaya koyduk. Geçtiğimiz yıl içerisinde il genelinde bin 100 dekar alanda, şu anda ise 1400 dekar alanda ekimi yapıldı. Biz bunu 5 bin dekar sadece Hasanbeyli ilçesinde yapmak istiyoruz" diye konuştu.
'ALTERNATİF ÜRÜNLER ARASINA GİRMESİ GEREK'
Nohudun, Türkiye şartlarında 52 enleme kadar yetişebilen bitki türü olduğunu kaydeden İbrahim Sağlam, "Bununla birlikte hem toprak için hem hayvan yemi hem de insan sağlığı için kesinlikle önemli bir ürün. Bugün buğday ile karşılaştırdığımızda buğdaya alternatif bir üründür. 2- 3 kilogram saf azotla nohut yetiştirebilirken, buğdayda ise bu rakam 8- 10 kilograma kadar çıkıyor. Onun için dışarıdan az oranda gübre, daha az masrafla hem toprak dostu hem de çok güzel bir kaba yem bitkisidir. Onun için toprak dostu, diyoruz. Hayvan dostu, insan dostu, doğa dostu. Her şeyi ile bu ürünün mutlaka Hasanbeyli'de alternatif ürünler arasına girmesi, üretime girmesi gerekir" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------
Tarla günü etkinliğine katılan protokolden genel görüntü
Hasat için biçerdöverin çalıştırılması
Biçerin tarlaya doğru ilerleyişi
Nohut hasadının yapılması, detay görüntüler
Biçerden yakın görüntü
Biçer topladığı nohuttan detay
Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü İbrahim Sağlam'ın konuşması
BOYUT: 132 MB SÜRE: 04'13"
Haber-Kamera: İbrahim EMÜL/HASANBEYLİ (Osmaniye),
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-11 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?