Dha Yurt Bülteni - 5 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 5

Hatay'da yağış sel ve su baskınlarına neden oldu Hatay'da dün başlayan ve aralıklı olarak şiddetini arttıran sağanak yağış nedeniyle su baskınları ve sel meydana geldi.

18.04.2019 11:12

Hatay'da yağış sel ve su baskınlarına neden oldu

Hatay'da dün başlayan ve aralıklı olarak şiddetini arttıran sağanak yağış nedeniyle su baskınları ve sel meydana geldi.

Kentte özellikle merkez Antakya ilçesi ile Samandağ, Yayladağı ve Reyhanlı ilçelerinde dün başlayan şiddetli yağış nedeniyle su baskınları yaşandı. Samandağ ilçesinde Kuşalanı Mahallesi'nde içinde kimsenin bulunmadığı bir araç sele kapıldı. Debisi yüksek olan sel suları aracı dere yatağına kadar taşıdı. Farklı ilçelerdeki bir çok ev ve iş yerini de su bastı. Ayrıca tarlalarda ekili ürünler ve meyve bahçeleri su altında kaldı. Bölgede Valilik ve belediye ekiplerinin sel sularını tahliye çalışmaları devam ediyor.

Görüntü Dökümü

-----------

*SAMANDAĞ*

Sele kapılan bir otomobil

Evlerinin önündeki sel

Kapıdaki kadın ve çocuklar

Dereden görüntüler

SÜRE: 02'16" BOYUT: 251 MB

Haber-Kamera: SAMANDAĞ,(Hatay),

=====================

Borç tartışmasında tokat yedi, dükkanı yakarak intikam aldı

O ANLAR GÜVENLİK KAMERALARINA BÖYLE YANSIDI

Iğdır'da borç aldığı esnaf Şükrü Aras'ın kendisine tokat attığını iddia eden Kamil Hakan Eryolu (28), ilginç bir intikam aldı. Eryolu, Aras'ın mobilya dükkanını yakarak küle çevirdi. Adliyeye çıkarılan Eryolu, denetimli serbestlik kararı ile serbest bırakıldı.

Bağlar Mahallesi Kafkas Sokakta Şükrü Aras'a ait mobilya mağazası, 16 Nisan günü saat 02.37 sıralarında camı kırılarak, benzin dökülüp, ateşe verildi. Güvenlik kameralarına yakalanan kundakçı Kamil Hakan Eryolu, polis tarafından kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Bir lisede sözleşmeli temizlik görevlisi olarak çalışan Kamil Hakan Eryolu, "Kendisinden 10 bin lira borç aldım. Bunu karşılık altında imzam olan boş senete imza attım. O da bunu 125 bin lira yaparak beni icraya verdi. Gidip kendisi ile konuştum, 'borcumu icradan çek ayda 500 lira ödeyeyim' dedi. Eşim de gidip konuştu. Ama adam dinlemedi, hakaret ve küfretti, hatta bana bir tokat attı. Onunla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundum. Sorun bundan ibaret. Niye yakma gereği duydum. Buna refleks mi diyelim, içkiliydim zaten kafam güzeldi. Tokat atmıştı. Ben de onun acısını almam lazımdı. O yüzden dolayı da yaktım. Dükkan tamamen yandı" diye ifade verdi.

Emniyetteki ifadesinin ardından mahkemeye çıkarılan Eryolu, denetimli serbestlik kararı ile serbest bırakıldı. Zararının yaklaşık 1.5 millyon lira olduğunu söyleyen Şükrü Aras, karara şaşırdığını belirterek şunları söyledi:

"Kamil Hakan Eryolu geçen yılın 11'inci ayında benden yüklü miktarda borç aldı. Bu borcuna karşılık senet imzaladık. Ödemeyince 2019'un Ocak ayında icraya verdim. Sabaha karşı iş yerimin yandığını haber aldım. İtfaiye ekipleri müdahale etti ama hiçbir şeyi kurtaramadık. Yangın kontrol altına alınınca güvenlik kamera görüntülerine baktık ve icraya verdiğim Kamil Hakan Eryolun'un gelip işyerime benzin dökerek yaktığını gördük. Polis kendisini yakaladı ve mahkemeye çıkardı. Ancak denetimli serbesklik kararır ile serbest bırakıldı. Şaşırdığımız bu karara avukatımız itiraz edecek."

Eryolu, yaptığı ilk evlilikten iki kızı olduğunu fakat eşinden ayrılıp ikinci bir evlilik hazırlıkları içinde olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü

---------

-İşyeri kundaklamanın güvenlik kamerasına yansıması

-Alevlerin iş yerini sarması

-İtfaiyenin söndürme çalışması

-Yanan işyerinin gündüz çekilen görüntüleri

-İş yeri sahibi Şükrü Aras ile röp

Haber-Kamera: Suat DENİZ/ IĞDIR,

=====================

'Rexo' ile aramada kamyonette 155 kilo eroin ele geçirildi

Van'da şüphe üzerine durdurulan kamyonette, narkotik köpeği 'Rexo' ile yapılan aramada, aracın şasesine gizlenmiş 155 kilo 730 gram eroin bulundu, sürücü gözaltına alındı.

Van Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Van-Özalp karayolu üzerinde oluşturulan uygulama noktasında, şüphe üzerine durdurulan kamyonette arama yaptı. Narkotik köpeği 'Rexo"nun da kullanıldığı aramada, kamyonetin şasesinde gizlenmiş 307 paket halinde 155 kilo 730 gram eroin ele geçirildi. Olayla ilgili sürücü Y.A gözaltına alındı.

Görüntü Dökümü

----------

-Durduralan kamyonette narkotik köpek 'rexo ' ile yapılan arama

-Aramada ele geçirilen eroin paketleri

-Eroin paketlerinin çıkartılması

-Eroin'den genel ve detaylar

Haber-Kamera: Orhan AŞAN/VAN, -

===================

Erteleme süresi dolan Ayşe öğretmen, cezaevine girdi

Diyarbakır'dan üç yıl önce telefonla katıldığı televizyon programındaki konuşmasında, 'terör örgütü propagandası yaptığı' gerekçesiyle yargılanıp, 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve infazı iki kez 6 aylık sürelerle ertelenen öğretmen Ayşe Çelik, dün cezaevine koyuldu.

Öğretmen Ayşe Çelik, 2016 yılında telefonla katıldığı televizyon programındaki konuşmasında 'terör örgütü propagandası yaptığı' iddiasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çelik, 20 Nisan 2018'de 6 aylık kızı Deran ile birlikte cezaevine konulduktan sonra 4 Mayıs'ta tahliye edilerek infazı 6 ay süreyle iki kez ertelendi. Dün erteleme süresi dolduğu için adliyeye giden Ayşe Çelik, cezaevine girdi. Çelik'in cezaevi koşulları nedeniyle kızı Deran'ı annesine bıraktığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü

---------------

-Olaya ilişkin ARŞİV görüntüler

DİYARBAKIR, -

==================

60 milyon yıldır varlığını sürdüren mersin balığının nesli tehdit altında

Antalya Deniz Biyolojisi Müzesi küratörü Biyolog Dr. Elif Özgür Özbek, 60 milyon yıldır varlığını sürdüren mersin balığının neslinin tehdit altında olduğunu belirterek, "Mersin balıkları dinozorlar zamanından bu yana gelen canlılardan biri. Ne yazık ki artık doğada bulmak çok zor" dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin hizmete sunduğu ve küratörlüğünü Biyolog Dr. Elif Özgür Özbek'in yaptığı Deniz Biyoloji Müzesi, Türkiye'nin ve Akdeniz'in su altı yaşamını Antalyalılar ve turistlere tanıtıyor. 19 tür köpekbalığı, yaklaşık 150 tür kemikli balık, süngerler, mercanlar, karides, ıstakoz, yengeçler, kabuklular, ahtapot, kalamar, sübyeler ve denizyıldızları olmak üzere yaklaşık 500 tür deniz canlısının sergilendiği müzenin batık korsan gemisi dizaynı, beğeniliyor. Kızıldeniz'den gelerek Akdeniz'de yaşamını sürdüren ve 'istilacı' olarak bilinen aslan balığı ve balon balığı türlerinden kısa süre önce birer örnek alınarak müze envanterine kaydedildi. Antalya'da 5 yılda yerli- yabancı 25 bin kişinin ziyaret ettiği müze, deniz canlılarının yakından görülebileceği merkez olarak dikkati çekiyor.

'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SADECE KUTUP AYILARININ SORUNU DEĞİL'

Dr. Elif Özgür Özbek, müzenin 5 yıllık geçmişe sahip olduğunu, egzotik türlere ev sahipliği yaptığını söyledi. Nesli tükenmekte olan ve koruma altındaki türlere ev sahipliği yaptıklarını da anlatan Özbek, egzotik ve yabancı türlerin yanı sıra Akdeniz'e yeni giren birkaç türü de müzeye kazandırıp sergilediklerini ifade etti. Koruma altındaki yeşil kaplumbağa, orfoz, lagos, mersin balıkları, köpekbalıkları gibi türleri müzede sergileyip tanıtırken bir taraftan da bu türlerin neslinin devam etmesi için çalışmalar yaptıklarını kaydeden Dr. Özbek, Avrupa Birliği (AB) destekli bir projeden de söz etti. Proje kapsamında Antalya'da yaşayanlara iklim değişikliğiyle ilgili bir anket yönelttiklerini ifade eden Özbek, vatandaşların iklim değişikliğinin, pandaların ve kutuplarda yaşayan penguenlerin sorunu olduğu yönünde cevaplar verdiğini anlattı. İklim değişikliğinin tüm dünyanın ortak sorunu olduğuna dikkati çeken Dr. Özbek, "750 kişiye ulaştık. İklim değişikliğini sorduk. Genelde verilen cevap, 'İklim değişikliği kutup ayılarının sorunu' ve 'Akdeniz'de iklim değişikliğiyle ilgili bir sorun yaşamıyoruz' şeklinde oldu. Ancak 2 yıldır bu algıyı değiştirmeye başladık. Aslan ve balon balıklarından artık balıkçılarımız rahatsız olmaya başladı. İklimle birlikte bizim de yaşantımız değişiyor. Bu sorun sadece kutup ayılarının değil" diye konuştu.

DİNOZORLAR DÖNEMİNDEN GELDİ AMA NESLİ TÜKENMEK ÜZERE

Tarih öncesi yaşayan canlılardan olan ve 60 milyon yıl önce nesli tükenen dinozorlar döneminden günümüze kadar gelebilen birkaç canlıdan biri olan mersin balığı da bu müzede sergileniyor. Özbek, 8 metre uzunluk ve 1,6 ton ağırlığa kadar varan türleri içeren tatlı su balığı mersin balıklarının çok 'ilkel' hayvanlar olarak kabul edildiğini aktardı. Dr. Elif Özgür Özbek, mersin balıklarının uzun zamandır doğal yaşam alanlarında görülmediğini, bilim insanlarının bu balıkların doğal yaşam alanlarındaki varlıklarının ise kritik seviyeye düştüğünü raporladığını söyledi. Nesli koruma altındaki türler denilince insanların aklına genelde pandaların geldiğini vurgulayan Dr. Özbek, pandaların artık günümüzde sadece hayvanat bahçelerinde görülebileceğini, doğal ortamında görmenin imkansız olduğunu söyledi. Denizlerdeki varlıkları kritik seviyeye inen canlıların durumuyla ilgili de konuşan Dr. Özbek, "Sularımızdaki bir Akdeniz fokunun, mersin balıklarının sayılarının da kritik düzeyde olduğunu biliyoruz. Mersin balıkları dinozorlar zamanından bu yana gelen canlılardan biri. Ne yazık ki artık doğada bulmak çok zor. Değerli havyarlarından dolayı yetiştiriciliği yapılıyor ama bizim için önemli olan doğadaki stoklarının hayatta kalabilmesi" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------

Balıklardan detaylar

Müze genel detay

Dr. Elif Özbek röp

Genel detaylar

Haber: Alparslan ÇINAR - Kamera: Aslı DURAN/ANTALYA,

=================

Ordu'da yamaç paraşütü yasağının kaldırılması isteniyor

Ordu'da, 11 Şubat'ta, Boztepe'den yamaç paraşütüyle tandem (ikili) atlayış yaptıktan sonra teleferik tellerine takılıp, düşen Hüseyin İlhan'ın ölümünün ardından Altınordu Kaymakamlığı'nca sportif ve ticari amaçlı yamaç paraşütlerine yasak getirildi. Yamaç paraşütçüleri, spor için uygun alana getirilen yasağın kaldırılmasını istedi. Türk Hava Kurumu'ndan gelecek uzman ekibin hazırlayacağı raporla yasak kararı, yeniden ele alınacak.

Boztepe'den 11 Şubat'ta yamaç paraşütüyle 'tandem' adı verilen ikili atlayış yaptığı sırada teleferik tellerine takılarak, düşen Hüseyin İlhan'ın yaşamını yitirdiği, Eren Şalcı'nın da yaralandığı olay sonrası Altınordu Kaymakamlığı'nca sportif ve ticari amaçlı yamaç paraşütlerine yasak getirildi. Türkiye'de son yıllarda yamaç paraşütü sporcularının ilgisini çeken, kentin seyir terası konumundaki 530 rakımlı Boztepe, teleferikle ulaşım kolaylığı dolayısıyla her mevsim tercih ediliyor. Yamaç paraşütçüleri de spor için uygun olan alana getirilen yasağın kaldırılmasını istiyor. Türk Hava Kurumu'ndan gelecek uzman ekibin hazırlayacağı raporla yasak kararının yeniden ele alınacağı belirtildi.

'YASAĞIN BİR AN ÖNCE KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ'

Ordu Sportif Havacılık Kulübü Başkan Yardımcısı Durmuş Şahin, üzücü kaza nedeniyle kentte yamaç paraşütünün yasaklandığını, ardından Türk Hava Kurumu yamaç paraşütü pilotlarının kente gelerek, inceleme yaptığını, hazırlayacakları rapor doğrultusunda yasakla ilgili nihai kararın verileceğini söyledi. Şahin, "Üzücü bir kaza meydana geldi, bundan dolayı çok üzgünüz. Boztepe yamaç paraşütüne kapatıldı, 2 aydır kapalı. Gerekli yerlere dilekçe ile başvuruda bulunduk, olumlu sonuç alamadık. Yamaç paraşütünün turizme katkısı çok büyük. Yaklaşık 30 yıldır Boztepe'de yamaç paraşütü var. Turizm sezonu açılıyor, ortada belirsizlik var, bunun kaldırılmasını istiyoruz. Türk Hava Kurumu'ndan gelen yamaç paraşütçüleri oldu, burada rapor tutacak. Bu rapor doğrultusunda çıkacak sonuca göre hareket edilecek. Rapordan olumlu bir sonuç bekliyoruz. Bir an önce yasağın kaldırılmasını bekliyoruz" diye konuştu.

'YENİDEN TURİZME KAZANDIRILSIN'

Ordu'da turizm seyahat acentesi işletmecisi Erhan Özata ise yamaç paraşütü faaliyetlerinin tamamen yasaklanmasıyla kent turizminin de olumsuz etkilendiğini kaydederek, "İl dışından bağlantılı olduğumuz acenteler tur gönderdiklerinde, 'Yamaç paraşütü yapabiliyor muyuz?' diye soruyorlar. Maalesef 'Tepe kapalı' diyoruz. Boztepe ciddi bir destinasyon yeri. Aynı kazanın benzeri Pamukkale'de de oldu; fakat kısa sürede açıldı. Bizim tepemiz hala açılmadı. Bir an önce açılıp, yeniden turizme kazandırılmasını istiyoruz. Buradaki pilot arkadaşlarımızın da bir an önce uçmasını istiyoruz" dedi.

Yamaç paraşütü sporcularından Mine Marangoz da eğitimini Denizli ve Fethiye'de tamamlayacağını, bunun için de antrenmanlarını Ordu'da yapması gerektiğini belirterek, "Bu sporu severek yapıyorum. Yeni başladım, bir sporcu olarak yasağın kaldırılmasını bekliyoruz. Sezon geliyor; açılıp, açılmayacağı belli değil. Yamaç paraşütünün turizme katkısını hepimiz biliyoruz. Boztepe'de yasak var, üzgünüz. Sporcu olarak şu anda beklemekten başka bir şey gelmiyor elden. Her şey istediğimiz gibi olacakken biz uçamıyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

----------

-Ordu Boztepe'de yamaç paraşütünden detay görüntüler (arşiv)

-Durmuş Şahin, Erhan Özata, Mine Marangoz ile röportaj

Süre: 4.03 DK Boyut: 603 MB

Haber-Kamera: Nedim KOVAN-ORDU-DHA

==================

Üç kez ilik nakli olan Mine, yaşadıklarını kitapta topladı

Fanconi Aplastik Anemisi (FAA) hastalığı nedeniyle üç kez ilik nakli olan Mine Çevik (21), 6 yaşından bu yana hastanelerde geçen yılların ardından yaşadıklarını 'Maskeli Hayat' adını verdiği kitapta topladı. Üçüncü kez ilik nakli olduktan sonra rüyasında kitap yazdığını gördüğünü söyleyen Çevik, "Bu kitabı benim gibi hasta olanlar pes etmesinler diye yazdım" dedi.

Adana'da yaşayan FAA hastası Mine Çevik, 6 yaşından bu yana hastalıkla mücadele ettiğini ve 3 kez ilik nakli olduğunu belirtti. 17 yaşındaki kardeşi Aşiyan ile aynı hastalığı taşıdığını aktaran Mine Çevik, iki ilik naklinin Alman bir donör sayesinde gerçekleştiğini söyledi. İlk naklin 2014, ikincisinin 2015 yılında yapıldığını ifade eden Çevik, 2017 yılındaki üçüncü nakilde ise dayısı Yaşar Keleş'in (50) donör olduğunu kaydetti.

'KİTAP YAZACAĞIMI RÜYAMDA GÖRDÜM'

Üçüncü nakilden sonra artık kendini iyi hissettiğini söyleyen Mine Çevik, yaşadıklarını 'Maskeli Hayat' adını verdiği kitapta topladığını kaydetti. Çevik, "Üçüncü nakli olup Antalya'dan Adana'ya döndüğümde kitap yazdığımı rüyamda görmüştüm. Bunun üzerine daha önce deftere yazdıklarımı, içimi döktüklerimi bir kitapta toplamak istedim" dedi. 6 yaşından bu yana hayatının hastanelerde geçtiğini, hastalığı nedeniyle eğitimini lise yıllarında bırakmak zorunda kaldığını aktaran Mine Çevik, "İki yılda tamamladığım kitapta kendi hayatımı anlattım ama tamamı değil. Hayatımın önsözü gibi. Devamı gelecek. Ama bu kez kendi hayatımı değil, başka hayatları anlatmak istiyorum" diye konuştu.

'HİÇ PES ETMEDİM'

Kendini hiçbir zaman hasta olarak kabul etmediğini söyleyen Mine Çevik, "Çok direndim, çok savaş verdim ama hiçbir zaman bardağı taşırmadım. Hep yarım kaldı o bardak. Neşe dolu, hayat dolu olduğumu düşünüyorum. Hiç pes etmedim. Bu kitabı da benim gibi hasta olanlar pes etmesinler diye yazdım. 'Bir yerlerde bir Mine var ve böyle bir savaş veriyor, siz de verebilirsiniz' demek istedim" dedi.

'ÖNCE LÖSEMİ DEĞİL DİYE SEVİNMİŞTİM'

Adana'da yaşadıklarını belirten anne Songül Çevik (37) ise iki evladının aynı anda hasta olmasının çok zor bir mücadele olduğunu söyledi. Songül Çevik, "Hastalıkları teşhis edildiğinde Aşiyan 2.5, Mine 6 yaşındaydı. Biz o zamanlar ikisi için de gelişme geriliği için hastaneye başvurmuştuk. Bir yıl endokrin tedavisi gördüler. Ardından doktorlar bizi hematoloji bölümüne yönlendirdi. Yapılan tetkiklerde FAA teşhisi konuldu. O anda lösemi değil diye sevinmiştim ama ne yazık ki lösemi kadar tehlikeli bir hastalık olduğunu öğrendik" dedi.

İKİ KIZ KARDEŞİN ZORLU MÜCADELESİ

İki kızının 8 yıl boyunca hastanelerde tedavi gördüğünü belirten Çevik, şu anda 17 yaşında olan Aşiyan'ın durumunun kötüleşmesi üzerine 2013 yılında kendisinin verdiği ilikle hayata tutunduğunu söyledi. Çevik, "Biz hem Mine hem Aşiyan'ın ilik nakli olması için başvurmuştuk ama önceliği Aşiyan'a verdiler. 2013 yılında benden alınan ilikle nakil oldu. Aşiyan toparlandı iyileşti. Sonra Mine'ye ilik nakli için başvuru yapıldı. Mine iki kez ilik nakli oldu, ikisi de başarısız sonuçlandı. Üçüncü nakli ise yarı uyumlu olarak dayısından oldu. Şimdi çok şükür iyi" diye konuştu. Evlatları hasta olan annelere "Güçlü olun" diyen Songül Çevik, "Mine'nin kitap yazması bizi çok mutlu etti. Mine çok zeki, başarılı bir kız. Onu kutluyorum" dedi.

HEMŞİRESİNE KİTABINI İMZALAYIP VERDİ

Tedavi gördüğü Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Pediatrik Hematoloji Bölümü Sorumlu Hemşiresi Kübra Aslı Gül'e kitabını imzalayarak veren Mine Çevik, "Aslı hemşirem benim için çok kıymetli" derken, hemşire Gül ise şunları söyledi: "Mine bizim çok uzun süredir, 2014 yılından bu yana yakından tanıdığımız hastamız. Böyle bir kitap yazmış olması çok hoşumuza gitti. Bizi çok mutlu etti. Umarım hayatı boyunca hiç sevincini kaybetmeden böyle izler bırakır bize. Çok sevindim onun adına."

Görüntü Dökümü

-----------

Hastane odasında puzzle oynayan Mine'nin görüntüsü

Mine Çevik kitap okurken görüntüsü

RÖP 1: Mine Çevik

Mine Çevik imzaladığı kitabı DHA muhabirine hediye etmesi

RÖP 2: Songül Çevik ( Anne )

Kardeşlerin annelerini öpmesi

Kardeşlerin koridorda yürümeleri

Hastane koridorlarına asılan Mine Çevik'in yaptığı puzzle

Mine Çevik imzaladığı kitabı servis hemşiresine hediye etmesi

RÖP 3: Kübra Aslı Gül  ( Hemşire )

Detaylar

543 MB -- 04.54/// HD

Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni - 5 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement