DHA YURT BÜLTENİ 9
Hırsıza 'Kızımın hayatı çaldığın telefona bağlı' diye seslendi
ANTALYA'da hastane bahçesinde telefonu çalınan Türkan Delibaş, "İmmün yetmezliği hastalığı olan 2 yaşındaki kızımın kan bağışçılarının numaraları ve bilgileri o telefonda kayıtlıydı. Kimseye ulaşamıyorum, telefonumu çalan getirsin" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde, bağışıklık sistemi zayıflığı (immün yetmezliği) nedeniyle 4 aydır tedavisi devam eden Hiranur Delibaş'ın annesi Türkan Delibaş, kan bağışçılarıyla irtibat kurması için hayırseverlerin aldığı telefonun çalındığını söyledi. Konya'nın Ereğli ilçesinde yaşadıklarını söyleyen Türkan Delibaş, "Hiranur yaklaşık 4 aydır Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi görüyor. Kızım odasında uyurken hava almak için hastanenin A Blok bahçesine çıktım. O sırada yanıma gelen bir genç, 'Telefonum arıza yaptı' diyerek, cep telefonumu istedi. Ben de kızıma kan ararken hastane bahçesinde cep telefonum olmadığı için yaşadığım sıkıntıları hatırlayıp hemen telefonumu verdim. Fakat kısa süre sonra gözden kaybolan genci bir daha görmedim, telefonum çalındı" diye konuştu.
Hiranur'un kan ihtiyacı için Antalya Kan Bankası gönüllüleri, hastanedeki ihtiyaçları için de Antalya Yardımlaşma Platformu gönüllülerinin destek olduğunu anlatan Türkan Delibaş, "Telefonda, sürekli kan vermeye gelen donörlerin numaraları kayıtlıydı. Hiranur'un hastalık sürecini takip etmek üzere kayda aldığım fotoğraf ve videolar bulunuyordu. Telefon maddi değerinden ziyade, kızımı hayata bağladığı için önemliydi. Ben o telefonla çocuğuma granülosit ve kan arıyordum. Her şeyim, tüm telefon numaralarım, çocuğumun hayatı o telefona bağlıydı. Hırsızın bir an önce telefonumu getirmesini istiyorum. Her şeyimizi aldı gitti" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
Türkan Delibaş ve kızından görüntü
Haber- Kamera: Erol AKKIR/ANTALYA, -
==================
Yargıtay, 3 HÜDA-PAR'lı yöneticinin cezalarını onadı
Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, - HİZBULLAH ana davasında sanık olarak yargılanan ve tutuklu olarak kaldığı Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nden, 2011 yılında tahliye edilen Edip Gümüş ve beraberindekilerin yurt dışına kaçmasına yardımcı oldukları iddiasıyla yargılamaları süren Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) yöneticileri Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin'e verilen 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. HÜDA-PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Yargıtay kararına tepki göstererek, parti yöneticilerinin gerekçesiz kararlarla mahkum edildiğini söyledi.
2011 yılında, çıkarılan yasa ile tahliye edilen sanıklar arasında bulunan HÜDA-PAR yöneticileri Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin'in, cezaevinden tahliye edilen ve daha sonra yurt dışına kaçan terör örgütü Hizbullah sanıklarından Edip Gümüş ve arkadaşlarına yardım ettikleri iddiasıyla, tutuksuz olarak yargılanmaları devam etti. İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 3 sanığa verilen 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası Yargıtay tarafından onaylandı.
HÜDA-PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, 3 parti yöneticileri hakkında verilen hapis cezasının Yargıtay tarafından onanmasını, partisinin Diyarbakır il Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. Sağlam, "2011 yılı başında on yıllık tutukluluk süresi dolduğu için bazı şahıslar tahliye olmuştu. Bu şahısların yurt dışına çıkmalarına yardımcı olanları bildiren imzasız, sözde ihbar maillerinin emniyet birimlerine gönderildiği iddia edilmişti. Kanaatimizce bizzat emniyet içindeki bazı unsurlar tarafından tertip edilen bu isimsiz ihbar mailleri gerekçe gösterilerek Genel Başkan Yardımcılarımız Sait Şahin ve Mehmet Bahattin Temel ile Gazeteci Fikret Gültekin hakkında yapılan yargılama sonucunda, yasadışı örgüte üye olmak suçunu işledikleri gerekçesiyle cezalandırılmalarına karar verilmişti. İstanbul Anadolu 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği mahkumiyet kararının Yargıtay tarafından onandığı ve bu şekilde kararın kesinleştiği bilgisi bize ulaşmıştır" dedi.
'HAKİM VE SAVCILARIN FETÖ SORUŞTURMASINDA ADI GEÇİYOR'
Davaya bakan hakim ve savcıların FETÖ soruşturmasında adlarının geçtiğini anlatan Sağlam, şunları söyledi:
"Bu arkadaşlarımız hakkında işlemleri yürüten kolluk görevlilerinin neredeyse tamamı FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle meslekten çıkarılmış, bazıları halen tutuklu olarak yargılanmaya devam ediyor. İddianameyi hazırlayan savcı Hakan Karaali ve arkadaşlarımızın cezalandırılmalarını talep eden duruşma savcısı İsmail Tandoğan 15 Temmuz darbe girişiminden saatler sonra 16 Temmuz günü ilk etapta açığa alınan savcıların arasında olması bu şahısların kimlikleri ve niyetleri hakkında yeterince bilgi vermektedir. Adı geçen bu iki savcı ile beraber bu arkadaşlarımıza örgüt yöneticisi oldukları gerekçesiyle ceza veren mahkemenin başkanı Hadi Çağdır üyeler Mustafa Başer ve Mesut Özcan da HSYK'nın 24 Ağustos 2016 tarih ve 426 sayılı kararıyla meslekten çıkarılmışlardır. Meslekten atılmalarının gerekçesi, terör örgütüyle üyelik, irtibat ve iltisaktır. Yani hakim savcı cübbesi ve polis üniforması giyen teröristlerin oluşturduğu dosya üzerinden yürütülen bir yargılama sonucunda arkadaşlarımıza terörist damgası vurulmuştur. Olağanüstü kanun yollarını kullanma, davayı Anayasa Mahkemesi'ne götürme, iç hukuk yollarının sonuç vermemesi halinde uluslararası mekanizmaları kullanma dahil, bu işin peşini bırakmayacağız ve gidebileceği son noktaya kadar hem hukuken hem siyasi olarak bu davanın takipçisi olacağımız bilinmelidir."
HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hüseyin Yılmaz, "Hukuki dayanağı olmayan FETÖ komplosu sonucu, kurulan kumpas ile yeniden yargılanmaya başlanan arkadaşlarımızı yargılayan, hakim, savcı ve emniyetçilerin isimleri FETÖ davalarında geçiyordu. FETÖ mağduru olan arkadaşlarımız bir kez daha mağdur edilmiştir" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Açıklamadan görüntü
-Sağlam'ın açıklamaları
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN - DİYARBAKIR - DHA
======================================
Kırıkkale'de FETÖ operasyonu: 5 muvazzaf asker adliyeye sevk edildi
KIRIKKALE merkezli 9 ilde yapılan FETÖ/PDY "askeri mahrem yapılanması"na yönelik operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 5'i adliyeye sevk edildi.
Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 10'u muvazzaf, biri meslekten ihraç edilen 11 zanlıdan A.Y, C.İ, Y.E.E, E.K ve Y.Y'nin Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlandı. Kırıkkale'de bir hastanede sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler A.Y, C.İ, Y.E.E, E.K ve Y.Y adliyeye sevk edildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) "askeri mahrem yapılanması"na yönelik soruşturma kapsamında 20 Kasım'da Kırıkkale merkezli, Ankara, Balıkesir, Muğla, Bitlis, Edirne, Kars, Bursa ve Şırnak'ta eş zamanlı operasyon düzenlenmiş, 11 zanlı gözaltına alınmıştı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Şüphelilerin adliyeye çıkarılmaları
Erhan GÖĞEM/KIRIKKALE,
======================================
Öykü Arin'i yaşatmak için kan bağışları sürüyor
İZMİR'de lösemi tanısı konulan ve ilik nakli olmayı bekleyen 3.5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı için Karşıyaka Belediyesi önünde kan bağışında bulunuldu. Belediye ile Tüm Bel-Sen tarafından gerçekleştirilen kampanyaya katılanlar, donör olup Öykü'yü yaşatabilmek için sıraya girdi. Kan veren belediye çalışanlarından Sibel Ermiş, Öykü'yü tanımadığını, ancak kendisinin de çocuklarının olduğunu, bu nedenle çok etkilendiğini söyledi.
İzmir'de yaşayan Eylem ve Çağdaş Yazıcı çiftinin 3.5 yaşındaki kızları Öykü Arin'e nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) tanısı konulmasının, ve ilik nakli olmasını gerektiğinin belirtilmesinin ardından, İzmir'deki birçok kişi kan bağışı için Kızılay'a başvuruda bulundu. Karşıyaka Belediyesi de çalışanlarının rahatlıkla kan bağışında bulunup, donör olabilmelerini sağlamak için Kızılay kan bağışı aracının, belediye binası önünde getirilmesini sağladı. Belediye, Çağdaş Yazıcı'nın başkanlığını yürüttüğü Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) ile birlikte kan bağışı ve kök hücre bağışında bulunulmasına destek oldu. Onlarca belediye çalışanı, Öykü Arin ve lösemi hastası tüm çocuklar için donör olabilmek amacıyla kan bağışında bulundu.
Belediye çalışanı Özer Kaysavuk, Öykü Arin için Türkiye'nin farklı yerlerinde bir araya geldiklerini, Karşıyaka Belediye Başkanı CHP'li Hüseyin Mutlu Akpınar'ın da desteği ile İzmir'de böyle bir çalışmanın içerisinde yer aldıklarını söyledi. Kaysavuk, "Bu kampanyalar, Öykü Arin'in nezdinde tüm kök hücre bekleyen hastalar için belki bir umut ışığı olacak. Burada tüm Türkiye'nin kan vermesi için çağrıda bulunuyoruz. Öykü'yü dayanışmamız ile yaşayacağız" dedi.
KAN BAĞIŞI ÇAĞRISI YAPILDI
Çalışanlardan Yasemin Şahin de Öykü Arin'in çok önemli bir çocuk olduğunu belirterek, "Umarım bu bağışlar yerini bulur. Daha önce hiç kan vermedim. Ama Öykü için bağışçı oldum" diye konuştu. Yine belediye çalışanlarından Ayfer Ayaz da sadece Öykü için değil bu hastalığın pençesindeki bütün çocuklar için bağışçı olduğunu kaydederek, "Sağlıklı olan herkesin bunu yapması gerekiyor. Keşke herkes bu bilince sahip olsa. Ben belediye çalışanıyım, tüm arkadaşlarımdan kan vermelerini istedim. Sağlıklı insanlarız. Lütfen herkes gelip kan bağışında bulunsun, kök hücre bağışçısı olsun" dedi. Derya Bağcı isimli belediye çalışanı da, bir çocuğa umut olmanın çok güzel bir duygu olduğunu söyledi. Öykü Arin ve ailesini tanımadığını belirten Sibel Ermiş ise, "Daha önce de bu tür kan bağışlarım oldu ama bugün Öykü Arin için mesaj gelince biran önce kan vermek istedim. Umarım uygun ilik bulunur. Ben Öykü'yü tanımıyorum ama çocuklarım var ve bu konuda çok hassasım. Bütün çocuklar umarım yakın zamanda sağlığına kavuşur" diye konuştu. Kızılay kan bağışı aracındaki görevliler, tüm gün belediye binası önünde donör olmak isteyenlerden kan alacak.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Karşıyaka Belediyesi önünde kurulan kan bağışı aracından görüntü
-Kan vermeye gelen insanlardan görüntü
-Belediye çalışanları ile röp.
-Genel ve detay görüntü
Haber-kamera: Umut KARAKOYUN-Melis KARAKUZULU/ İZMİR,
======================================
Kadın kursiyerlerden kuşlara renkli yuva
ÇORUM Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi kursiyerlerinin, soğuk havalarda kuşların barınmasını sağlamak amacıyla daha önce yapılan ve rengarenk boyadıkları kuş yuvaları ağaçlara asıldı.
Velipaşa Kadın Kültür ve Sanat Merkezi kursiyerleri, ahşap boyama kursunda kuş yuvalarını rengarenk boyadı. Kadın kursiyerler kış günlerinde kuşlara sıcak bir yuva imkanı sunmak için hazırladıkları yuvaları, sanat merkezi bahçesinde bulunan ağaçlara ve kurs binasının duvarlarına astı. Kursiyerler, hocaları eşliğinde eski ahşap eşyaları dönüştürüp tekrardan kullanılabilir hale getirdikleri ve yeni ahşap eşyaları da boyayarak dekoratif süs malzemeleri yaptıklarını söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kursiyerlerin kuş yuvası çalışması
-Yaptıkları yuvaları ağaçlara asmaları
-Detaylar
Haber-Kamera: Serkan BARIŞ /ÇORUM,
(SÜRE: .1.30 Dk ) (BOYUT: 222 MB)
======================================
2 bin lösemili çocuğa umut olmak için bağış çağrısı
İZMİR Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi tarafından, nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) hastalığı tanısı konuyan 3.5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı başta olmak üzere, tüm lösemili çocuklar için kök hücre bağışçısı olma çağrısı yapıldı. İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök, gönüllü bağışçı sayısının istenen düzeyde olmadığına dikkat çekip, 2 bin çocuğun kök hücre nakli için beklediğini söyledi.
İzmir'de yaşayan Eylem ve Çağdaş Yazıcı çiftinin 3.5 yaşındaki kızları Öykü Arin'e nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi hastalığı tanısı konulması üzerine çok sayıda kişi ilik nakli için donör olabilmek amacıyla kan bağışında bulunmaya başladı. Birçok kişi ve kuruluş tarafından da vatandaşlara donör olabilmek için kan bağışında bulunmaları çağrısı yapıldı. Minik Öykü için bir çağrı da İzmir Tabip Odası ile SES İzmir Şubesi'nden geldi. Ortak basın açıklamasında bir araya gelen sağlıkçılar, "Kök hücre bağışı geleceği kurtarır" diyerek minik Öykü ve diğer lösemili çocuklara kök hücre bağışı için çağrı yaptı. Düzenlenen basın toplantısına İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Dr. Mübetcel İlhan, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök, SES İzmir Şube Eşbaşkanı Hülya Baran Ulaşoğlu, SES İzmir Şube Sekreteri Başak Edge Gürkan katıldı.
2 BİNE YAKIN ÇOCUK NAKİL BEKLİYOR
Kök hücre bağışının hayat kurtardığına dikkat çeken İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök, "Buraya gelmeden önce Kızılay Bölge Müdürlüğü'ne gittik ve oradaki görevlilerle görüştük. Şu anda tüm Türkiye'de 2 bine yakın çocuk hastamız kök hücre bağışı için sıra bekliyor. 2 bin çocuğumuzun kök hücre bağışı ile hayatı kurtulacak ve aramıza sağlıklı olarak dönebilecekler. Bir yıl içinde 80 bin kök hücre bağışçısı verileri bilgi bankasına kaydedildi. Bağışların 800 binlere, 1 milyonlara çıkması gerekiyor ki bilgiler bankada çoğaltılarak diğer Öykü'lere de umut olsun. Öykü Arin'lerin kurtulması için laboratuvarların genişletilmesine yönelik kaynak ayrılması gerekiyor. Bakanlık bu konuda daha fazla kolları sıvamalı. Alınan kök hücre 10 yıl saklanıyor. Bir kişi kendi bilgisini verdiği zaman 10 yıl çocuklarımıza kaynak olabiliyor. Onlara hayat verebiliyor. Böbreğinizi verdiğiniz zaman onun yerine gelmiyor ama kök hücreyi verdikten sonra vücudunuz kök hücreyi yeniliyor. Daha sonra tekrar başka bir insana kök hücre verebilme şansınız oluyor. Vereceğiniz bir tüp kan belki de bir çocuğumuzun hayatını kurtaracak" dedi.
KÖK HÜCRELER YAŞAM BOYU KENDİNİ YENİLEYEBİLİR
Kök hücre naklinin, başta kan kanserleri (lösemiler, lenfomalar) olmak üzere kemik iliği yetersizlikleri, metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemi yetersizlikleri ve diğer kanserler gibi çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu dile getiren İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz da şunları söyledi:
"Kök hücreler, yaşam boyu kendi kendini yenileme ve farklı, tamamen olgun hücrelere dönüşebilme kapasitesine sahip hücrelerdir. Gereksinim olduğu zaman kendilerinden sonraki hücrelere farklılaşarak, hücrelerin gelişimini, olgunlaşmasını ve çoğalmasını sağlarlar. HLA (insan lökosit antijeni), bir kişinin dokusunun diğer bir kişiye ne kadar uyduğunu gösterir. HLA doku tipi kalıtsal olup, kişinin kardeşleri, varsa ikizi en iyi eşleşme olasılığı olan kişilerdir. Hastanın ailesi içerisinde eşleşme bulunamazsa tarama akraba olmayan kişiler arasında yapılmaya başlanır. Bir bağışçının, bir hasta için uygun olduğunun belirlenmesi, HLA doku tiplerinin eşleşmesi ile olur. Bağışçı ve hastanın HLA sonuçlarının yüksek oranda eşleşmesi, en iyi nakil sonucunun alınmasına neden olur."
BAĞIŞÇI OLMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Bağışçı olmak isteyen bir kişinin 18-50 yaş aralığında ve sağlıklı olması gerektiğini vurgulayan Obuz, "Eğer kişi bağışı kabul ederse, 'Gönüllü Kök Hücre Bağışçısı Bilgilendirme ve Onam Formu'nu doldurup imzalayarak bu bağışı resmi olarak onaylaması istenir ve ardından üç tüp kan örneği alınır. Türk Kızılayı tarafından kan örnekleri HIV, hepatit ve sifiliz gibi enfeksiyon hastalıkları açısından test edilir. Bu hastalıkların varlığı saptanırsa kişi bağışçı olamaz ve bu konuda bilgilendirilir. Doku tipinin uyumlu gelmesi durumunda, bağışçı olmak için uygunluğun belirlenmesi için ayrıntılı fizik muayene, elektrokardiyografi (EKG), akciğer filmi ve çeşitli testler (idrar, kan testleri, kadınlar için hamilelik testleri gibi) yapılır. Bu testler bağışın, bağışçıyı ve hastayı herhangi bir risk altına sokmayacağından emin olmak için yapılmaktadır. Nakil sonrasında ilk bir ay içerisinde Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) tarafından tekrar sağlık muayenesi yaptırılır. Ortalama bir bağış süreci 4-6 haftalık bir zaman aralığında 20-30 saatlik bir zamanı alır" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Basın açıklamasından detay ve genel görüntüler
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök'ün açıklamaları
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz'un açıklamaları
Haber: Hande NAYMAN- Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 9 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?