"Hayır İşinde Her Zaman Varım" - Son Dakika
Güncel

"Hayır İşinde Her Zaman Varım"

"Hayır İşinde Her Zaman Varım"

Elmas Garden Inn'dan sonra 2'inci 5 yıldızlı Otel Sapanca'ya yapılacak.

23.01.2012 10:55

Sakallıoğlu: "Hayır işinde her zaman varım…"

Gazeteci Levent CANDAN sordu, İşadamı Kenan SAKALLIOĞLU yanıtladı

Adapazarı aşığı Kenan Sakallıoğlu'yla baş başa…

Nezaketi ile kibarlığıyla, beyefendiliğiyle, Mütevazisiyle, Asaletliğiyle ve Tevazusuyla Sakaryalı örnek bir müteşebbis ve mümtaz insanlarından Adapazarı aşığı, "en büyük ödülüm, Adapazarılıların sevgisi"dir diyen, Sakarya'nın ilk ve tek holdingini kuran, Sakarya'ya hep ilkleri yaşatan hayırsever işadamı Kenan Sakallıoğlu; her şeyi ile manifaturacılıkla başlayarak, SAKEL Şirketler Grubu'na bağlı Elmas Garden Inn'a kadar geçen 62 yıllık iş hayatı sürüvenini, yılların Gazetecisi Levent CANDAN ile paylaştı…

LCANDAN: "Kenan Sakallıoğlu Kimdir?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Adapazarı doğumluyum. Adapazarı aşığıyım. İlk ve Orta tahsilimi Adapazarı'nda yaptım. O yılar Adapazarı'nda lise olmadığı için, Lise tahsilimi İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde yaptım. Ardından Hukuk fakültesine kaydoldum. Fakat o sırada Adapazarı'nda yeni bir işyeri aştığımız için, Hukuk birden sonra ben fakülteden ayrıldım. Adapazarı'nda iş hayatına başladım…"

LCANDAN: "İş hayatınıza nasıl ve ne zaman atıldınız ve ne gibi yollar kat etiniz?.."

K. SAKALLIOĞLU: "İlk iş hayatına 1951 yılında başladım. O zaman manifatura mağazalarımız vardı. Üçer katlı Vakko, bakır pantolonu, detol, deri manto, deri etek ve çok lüks mallar satıyorduk. Sonra butik tarzında yine üç katlı yeniden konfeksiyon mağazası açtık. Birde toptan işlerimiz vardı. Ben o zaman 1951 yılından 1971 yılına kadar, yani Tofaş bayiliğini alıncaya kadar, tekstil grubunun başında bulundum. Üç tana mağazamız vardı. Adana'ya gidiyor mal alıyorduk, İzmir'den mal alıyorduk. İşte, İstanbul zaten yanı başımızdaydı. 1960 yılında kurulan otomotiv grubunun başına, 1971 yılında kurulan Tofaş Bayiliği'nden sonra ben geçtim.

Daha sonra büyük aşamalar aşıldı. Otomotiv'in altın yılıydı. Sonra Paksan şirketini kurduk, Paksan Kireç'i kurduk. Ondan sonra İstanbul Ömerli'de, entegre harç sanayini kurduk. Şimdi Laferge olan şirketi o zaman kurduk. Hatay inşaat grubu ile ortak kurduk. Sonra 1980 yılından sonra ailevi sebepleri nedeniyle, şirketlerimiz dağıldı, şirketlerin yönetim kurundan ayrıldım ve 1983 yılında Samtaş Şirketler Grubu'nu kurdum. Bu Samtaş Şirketler Grubu'nda, Tofaş Bayiliği, Veko Bayiliği, Ford Traktör Bayiliği, eski adıyla Şark Sigorta Bayiliği, en son olarak ta Elmas Hotel'i yapan Sakel Şirketini kurduk. Dolayısıyla Sakel bizim turizm yatırımlarımızı yürüteceğimiz ana şirketimiz oldu…"

LCANDAN: "Yaptığınız yatırımlardan ve şirketin gidişatından bahseder misiniz?..."

K. SAKALLIOĞLU: "Şimdi yatırımla, hayırsever işleri ayırmak lazım. Yatırım olarak; Paksan'ı kurduk. Paksan Kireç, İstanbul Ömerli'de harç sanayi ve kurduğumuz otomotiv şirketlerdir. Adapazarı'nda ilk holdingi kuran da biziz. Sakallı Yatırım Holding, Adapazarı'nın ilk holdingidir. Hep ilkleri yapmaya çalıştık. Ondan sonra öğrendiğim kadarıyla Adapazarı'nda hiç holding kurulmadı bildiğim kadarıyla. Ondan sonra bir çok aile şirketinin uğradığı gibi bazı zararlara uğradık. 80'li yıllarda ayrıldık, hemen yönetim kurulundan ayrıldık. Ondan sonra o şirketler, o holding yaşamadı. O zaman büyük emeklerle, büyük heveslerle kurduğumuz şirketler, aile anlaşmazlık dolayısıyla kapattık…"

LCANDAN: "Babanız veya aile büyüğünüzden aldığınız önemli bir nasihat var mı?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Rahmetli babam bize; her şeyden önce doğru olmamızı ve Allah korkumuzu taşımamızı öğretti. Bize hayatta en önemli söylediği, çok çalışma ve doğru olmak, disiplinli olmak ve yorulmadan çalışmak. Biz babamızdan bunu öğrendik…"

LCANDAN: "İş hayatınızı atılmadan önce veya iş hayatınız içerisinde örnek aldığınız kimse var mı?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Örnek aldığım kimse; rahmetli Vehbi Koç. Allah bize Vehbi Koç'la dost olma imkanını sağladı. Vehbi Koç ve Koç ailesiyle seneler süren dostluğumuz var. Evine yemeğe gittik, defalarca evinde ağırladı. Kendisi defalarca, yıkılan Elmas Hotel'e geldi. Depremde elmas Hotel'in yıkıldığını görmedi ama, çok sık gelirdi, çok davetler yapardı İstanbul'da bizi, eşiyle birlikte evinde çok kez ağırladı bizi. Örnek bir insandı. Bu kadar çok insan tanıdık. Vehbi Koç kadar, asaletliyi ve tevazu bir arada birleştiren kimseye rastlamadım ve çalışkanlılığıyla da. Onun bize çok büyük katkıları olmuştur…"

LCANDAN: "İş hayatınızdaki başarılarınızın sırrı nedir ve Sizin için İş disiplini nasıl olmalıdır?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Şimdi, iş hayatımızdaki başarının sırrı klasik şeyler. Nedir; İş hayatında başarıyı yakalamak için disiplin ve çok çalışmak şart. Ağzınızdan çıkan sözün arkasında olmak. Her zaman doğruyu söylemek ve kendi menfaatinize bile farklı düşse, doğrululuktan ve adaletten ayrılmamak…"

LCANDAN: "Aldığınız ödüller nelerdir?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Şimdi tabi; manevi ödüller başta geliyor. Rahmetli kızımı kaybettikten sonra onun adına (Figen Sakallıoğlu Lisesi) yaptırdığımız okul dolayısıyla, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den ödüller aldık. Aldığımız bir çok ödüller, maalesef depremde otelle beraber, enkaz altında kaldı. İsmini sağamayacağım, çok ödüllerimiz var. Benim en büyük ödülüm, Adapazarılıların sevgisi olduğuna inanıyorum. En büyük ödülüm bu…"

LCANDAN: "Merhum Vehbi Koç dışında, Gerek özel hayatınızdaki, gerekse iş hayatınızdaki önemli dostlarınız kimlerdir?..."

K. SAKALLIOĞLU: "Şimdi tabi Merhum Vehbi Koç'un dostluğu ayrı. Ama, gerek tekstil sahasında, gerekse otomotivde çok büyük dostluklarımız oldu. O kadar dostumuz oldu ki, onların teker teker isimlerini şimdi zikretmek çok zor. Şuanda aklıma gelmeyenleri gücendirmiş olurum, hem de sayıları öyle üç beş tane değil bir hayli fazla. Çok güzel dostluklarımız oldu. Halen onlarla arkadaşlıklarımız, dostluklarımız devam etmektedir. Gerek tekstil, gerekse otomotivde dostlarımızla halen görüşüyorum. Şimdi dikkat ederseniz iki grup sizde toplanmış oluyor, otomotiv ve tekstil, Onlarda Türkiye'nin en gözde branşlarıdır diyebiliriz…"

LCANDAN: "Gerek özel hayatınızdaki, gerekse iş hayatınızda çok üzüldüğüm ve çok sevindiğim dediğiniz bir olayla karşılaştınız mı?..."

K. SAKALLIOĞLU: "Özel hayatımda üzüldüğüm şey tabiî ki evlat acısıdır. Evlatımızı, kızımızı kaybetmenin acısını, üzüntüsünü yaşadık ve yaşıyoruz.. İş hayatınızda, tabiî ki her yeni iş yeriniz gibi, yıkılan Elmas Hotel bizim övünç kaynağımızdı, bunu inşa etmek bizi çok sevindirmişti. Adapazarı'nın ilk 4 yıldızlı otelini, bundan 20 yıl önce kazandırmanın zevkini yaşadık. Tam 20 sene evvel 1992 yılında, İzmit'te, Eskişehir'de Bilecik'te, Bolu'da yani İstanbul'dan Ankara arası böyle bir otel yapan 4 yıldızlı sosyal bir otel yoktu. Buda çok büyük bir onur verici. Tabi, Otomotivle de çok büyük muhafaklar yaşadık, çok güzel şeyler yaşadık. Çünkü hep ilkleri yaşadık. Bunlar bizim çok sevdiğimiz olaylar oldu. Tabi üzüldüğümüz evlat acısını da hiçbir şeyle değişemeyiz. Bizim çok arşivimiz, özellerimiz, nişanlarımız, çok özel fotoğraf ve hediyelerimiz depremde toprak altında kaldı, hiç birini kurtaramadık…"

LCANDAN: "En son "Kaldığımız yerden" diyerek, Elmas Garden Inn'i inşa ederek, bunu kısa sürede nasıl bitirdiniz?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Otelin çabuk bitmesi, çok büyük planla, arkadaşlarla işe başlamamız oldu ve kendimize hedef koyduk. İyi bir ekiple çalıştık. Hatta; ilk projeden sonra, otel %40 daha büyüdü. Mesela 3 yıldızlı veya 4 yıldızlı bir otel düşünüyorduk, birden 5 yıldızlı standardına geçtik. 180 yatak düşüyorduk, 300 yatağa çıktı. Ondan sonra bir sürü ilave inşaatlar oldu ve biz bunu 1 sene gibi bir zamanda, Adapazarı'nda hakketten bir ilki gerçekleştirerek bitirdik. Otel inşaatı, diğer inşaatlara benzemez. Bu otelin altyapısı da, kazan dairesi de ayrı bir ustalık ve değerdir. Daha arka ve çatı katında da bir sürü tesislerimiz de bulunmaktadır. Allah yardım etti, bitirdik…"

LCANDAN: "Dışarıdan, bazı kesimlerden gelen 5 yıldızlı "bir otelde alkol nasıl olmaz" diye tepkiler var mı. Elmas Garden Inn'da alkol koymamanıza açıklayabilirimisiniz?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Bazı 5 yıldızlı otellerde de alkol yok. Ben şimdi kendim alkol kullanmıyorum. Ben bir Hacı'yım. Yani 5 vakit namazını zamanında kılan bir Hacı'yım. Ama Atatürk ilkelerine de sıkı sıkı bağlıyım. Bunları birbirine karıştırmamamız lazım. Yani Atatürk ilkelerine Atatürk Devrimlerine çok sıkı sıkı bağlı, aynı zamanda Müslüman bir Hacı'yım. Sigara içmem, sigara içeni de gördüğümde üzülüyorum. İçki içmiyorum. İçki bir kültür, yani dinimizce haram edilmiş, ne al, ne sat diyor dinimiz. Şimdi bunu bile bile, bir işyerinde satmam, benim dini şeylerime aykırı, bu kadar basit.

Ve burada hiç mahsuru yok, sen 5 yıldızlı standartlarını yap otelinde, içkide bulunmasın. Onu yerine; gayet sıcak ve soğuk içeceklerimiz var. Çok süper pasta ve dondurmalarımız var. Bizde her şey var. Bütün iş içkiyle mi oluyor hayır. Bana 5 yıldızlı otelde içki olmaz mı diye bir süre mektup geldi. Bende benim dini inanış, Allah kitabında; "İçki almak, satmak, içmek günahtır. Haramdır" diyor. Şimdi bile bile bir işyerimde ben nasıl haram işleyim…"

LCANDAN: "62 yıllık iş hayatınızda, bu kadar çalışmanıza rağmen, dinç olmanızı neye borçlusunuz. Hayır işlerinizden de bahsedermisiniz?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Bir kere normal zamanda sabahleyin altıda kalkıyorum.

Her sabah namazımı kılıyorum. Duşumu alıyorum, evdeki koşu bandında yürüyüşümü yapıyorum. Kendime iyi bakıyorum. Sağlığımda bir sorun olması diye, kendime dikkat ediyorum. Ama gerisi de Allah'ın takdiri. Yani 5 vakit namazında Allah'a şükreden kullarız. Bir şey var; Allah'ın dediği oluyor. Yani eskilerin bir lafı var; "Allah yürü kulum derse mermeri keser dişim, geri kulum derse muhallebi kırar dişi" Allah'a inandıktan sonra, Allah'a inandıktan sonra her şey o olur. Evlatta öyle, evladımı o verdi, o aldı. Ben evladımın haberini aldım, ondan 1 saat sonra sabah namazımı kıldım. Abdest alırken, gözyaşlarımdan, musluğu göremedim ve Allah'a şükrettim, Sen verdin, sen aldın diye. Allah öyle istedi. Tabi vesile oldu onun adına okul yaptırdık, sağlık ocakları yaptırdık. Allah razı olsun belediyeden, o caddeye kızımın adını verdi. Hatta şimdi Figen Sakallıoğlu minibüs durağı bile var.

LCANDAN: "Sizin Okul, Sağlık Ocağı ve Cami gibi hayır işlerinizin olduğunu biliyoruz. Bundan da bahsedermisiniz?..."

K. SAKALLIOĞLU: "Elbette devam edeceğim. Zira bendeniz, eşim ve çocuklarım okul yaptırmayı çok seviyoruz. Okul yaptırmak bizim her zaman gıpta ettiğimiz bir konudur. Bu konuda çalışmalarımız mutlaka devam edecek. Bendeniz bugün varım ama yarın olmayabilirim. İşte bu noktada, hayır işlerinde devamlılığı sağlamak amacıyla şirketler bünyesinde bir fon oluşturmayı planlıyorum. Sakallıoğlu Yatırım bünyesindeki tüm şirketler bu fonu kaynak aktaracak ve yarın ben olmadığımda da hayır işleri benim varlığımda olduğu gibi devam edecek. Bu fon bendeniz ve ailem için büyük önem taşıyor. İşlerimizin devamlılığı için nasıl ki bir sistem oluşturuyorsak, bunun devam için de bir sistem şart.

Geçen akşam bir tiyatroda yanıma oturan bir bayanın kızımın adını verdiğim bir okuldan mezun olması, beni duygulandırdı ve gururlandırdı. Şimdi bu yapacağım işlerde bana daha güçte verdi. Allah nasip ederse bir oku daha yaparım. Okul yapmak bizim ailede işaret haline gelmiştir. En üst para gelince, bir okul yapalım diyoruz. Allah'a dua erken, "Allah'ım bana hayırlı, helalinden para kanandır ve o parayı helal, hayırlı yerlere harca" diye dua ediyoruz. Helal neyse okul yaptık, cami yaptık sağlık ocağı yaptık. Ama Allah nasip etti bunları, yani bizim elimizde hiçbir şey yoktu. Allah vesile etti bize de oldu. Birde Emirdağ Mezarlığı'nda, Aziz Duran geldi bana, "Hacı bir tesis yapacağız. Sen yaparmısın?" dedi.

Depremden yeni çıkmıştık. Öyle imkanlarımız yok, bir sürü yerlerimiz yıkılmış, beyin takımımız gitmiş, depremle beraber. Bende 'yaparım' dedim. Bana sorsanız kaça çıktı, kaça yaptınız diye, hiç bilmiyorum. Çünkü cebimde 5 lirayla gezerim ama, hayır işi olunca feda olsun 5 bin, 50 bin lira derim. Cebimde bazen 5 lira olmaz. Ay başına denk getirmeye bakarız. Bizde maaşla çalışıyoruz, hatta sıkıldığımızda hanımdan borç para bile alıyoruz.

Ama hayır işi oldu mu oluyor. Yalnız, kulüplere falan şeyim yok. Çünkü, profesyonel diye inanmıyorum, parayla olmuyor, çünkü Dünya'nın şeyini veriyoruz, sonra Sakaryaspor yaşatacağız diye, bunlar benim kendi anlayışıma ters. Bana Sakaryaspor için gelmeyin, ama hayır işi için imkanlarımız dahilinde yapacağımız hayırlar oluyor. Her sene belirli belirsiz hayırlar için ayırdığımız bir fon var, onu kullanıyoruz. Ama şuanda bir sözüm var İnşallah Sapanca'da bir otel açarken, Vali beyin söylediği veya ihtiyaç duyulan her hangi bir yerde okul inşaatına da beraber başlayacağız…"

LCANDAN: "Sizin sanata, tarihe olan ilginiz olduğunu biliyoruz. Hatta bir müze açmak gibi bir girişiminiz olmuş Bundan da bahsedermisiniz?..

K. SAKALLIOĞLU: "Kültürel ve sanat olan her şeyde teşviklerimiz vardır.

Mesela; otelimizde 200'den fazla resim var. Bizim aynı zamanda sanat danışmanız olan Oğuz Hocamızın resimleri var. Her branşta danışmanlarımız var. Bunlara güvenmiş oluyoruz, bunlarla çalışıyoruz. Eski bir dostum olan Doktor Kazım Ertürk'ün hatırı sayılır bir antika eşya koleksiyonu vardı. Kendisi bunları Topkapı Müzesi'ne bağışlayacağını söylediğinde aklıma Sakarya'ya bir müze kazandırma fikri geldi. Kazım Ertürk'e 'Neden antikaları Topkapı Müzesi'ne bağışlayacaksın? Sakarya'da bir müze oluşturalım. Bu değerler ilimizde kalsın' dedim. Kendileri de bu fikre sıcak baktı. Konu, Belediye meclisinde zamanın belediye başkanı Aziz Duran başkanlığında görüşüldü ve karar çıktı. Şimdi Kentpark olarak kullanılmaya başlanan alanda bulunan Zirai Donatım'ın merkez binasının müze yapılmasına karar verildi"

LCANDAN: "Bundan sonra yatırımlarınız olacak mı ve hedefleriniz nelerdir?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Tabi; Sapanca'da 5 yıldızlı bir otel yapmak var. Bunu artık gizlemiyoruz. Bir oteller zinciri kurmak. Bunu da Elmas Garden Inn'i yaparak, zincirin ilk halkasını taktık. Sapanca'da otel inşaatına başlarken, yapacağımız okul inşaatına da beraber başlayacağız. Bizim otelimizde pastalarımız özel olarak üretilmektedir. Otelimizin genel Müdürü sayın Mehmet Yüce bey, İtalya'da pasta fuarında incelemelerde bulunmaktadır. Kısa sürede, Vakko, Divan gibi, bizde, bize has "Elmas" isimli çikolatamızı da piyasaya süreceğiz. Yatırımlarımız artarak, devam edecektir…"

LCANDAN: "Son olarak söyleyeceğiniz her hangi bir şeyiniz var mı?.."

K. SAKALLIOĞLU: "Hayatta birinci şart; doğru olmaktır. Buda zaten dinimizde var. Allah; her kesin kazancını hayırlı ve helalinden versin. Allah bize hayırlı işer yapma, güzel işler yapma teşviki nasip etsin. Çünkü aile olarak, Sakarya'ya, Adapazarı'na çok şeyler borçluyuz. Kendimize her zaman bu borcu ödemek için hazır tutuyoruz. Biz yaşadıkça, Adapazarı'na Sakarya'ya hizmetlerimiz devam edecektir. Sakarya'mızın en eski gazetesi olan ve yeni yüzüyle de yayın hayatına davam eden Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi ve çalışanlarına yayın hayatındaki başarıların devamını dilerim…"

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel 'Hayır İşinde Her Zaman Varım' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement