Tügva Yüksek Istişare Kurulu Üyesi Erdoğan

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, halk oylamasına ilişkin, "Bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu bölgemizde bu milleti bölmek isteyenler, bu milletin inancına saygı duymayanlar işte Türkiye'yi zayıflatmak isteyenler tarafından desteklendi. Bu millet 15 Temmuz'da, hendeklerde, çukurlarda bu zihniyeti çok net gördü." dedi.

Bilal Erdoğan, Ağrı Kültür ve Kongre Merkezi'ndeki "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Yeni Anayasa" konulu konferansta yaptığı konuşmada, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasını değerlendirdi.

"Önümüzde bir halk oylaması var. Bir 'evet' bide 'hayır' var." diyen Erdoğan, İmam-ı Şafii'nin "Doğru yerde durup durmadığınızı anlamak istediğiniz zaman düşman okları nereye gidiyor ona bakın." sözünü hatırlattı.

Erdoğan, tarihten örnekler vererek sürdürdüğü konuşmasında, Çanakkale'yi işgal etmek, boğazları ve İstanbul'u teslim almak isteyenlerin İngilizler ve Fransızlar olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

"Daha sonra Anadolu yurdunu Birinci Dünya Savaşı'nın ardından aralarında paylaşmak isteyenler İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlardı. Daha yüzyıl olmadı biz Yunan'ı, denize döktüğümüz zaman, bu güzel yurdun evlatları Yunan'ı denize döktüğü zaman, Yunan aslında o devrin emperyalistlerin bir maşasıydı. Bu millet omuz omuza el ele Yunan'ı mağlup etti. Bugün bu milleti denize dökmek isteyenler kiminle hareket ediyor? İşte Avrupa'daki bizi bölmek isteyen, zayıflatmak isteyen emperyalist odaklarla. Bu batı, bu Avrupa, Türkiye'nin güçlü olmasını ister mi? Daha yüzyıl önce bizi işgal etmek isteyen bize 'Sevr Antlaşması'nda küçücük bir anayurdu bırakan batı, bu ülkenin selametini, huzurunu ve refahını ister mi? İstemez."

Düşman oklarının Recep Tayyip Erdoğan'a gittiğini dile getiren Erdoğan, "Tayyip Erdoğan ne yapıyor? Maşallah Ulubatlı Hasan gibi. Şimdi düşmanın okları 'hayır' kampından geliyor." dedi.

"Biz bu düşmanı bir daha denize dökmezsek bize yaşamak helal olmasın"

Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda hükümetince konsolosluk binasına sokulmadığını, vatandaşlarla bir araya gelmesinin engellendiğini anımsatarak şöyle devam etti:

"Her türlü kabalığı yaparak, bizim oradaki konsolosluğumuzu nezarete aldılar. Kendilerinin de imzaladığı uluslararası anlaşmaya rağmen sadece ülkelerinde 'evet' kampanyası yapılmasın diye bunlara yaptılar. Bakın düşman okları nereden geliyor, çok manidar. Bugün Avrupa'da yükselen ırkçılık, faşizm Türkiye'yi rakip olarak gördükleri için. Türkiye'nin güçlenmesini istemedikleri için. Türkiye'yi Avrupa'ya yeni bir düşman olarak tanıtmaya çalışmaktadırlar. Televizyon kanallarına çıkıp açık açık yüzde 20'ler mesafesinde oy alan partiler 'Türkleri istemiyoruz, Müslümanları istemiyoruz' diyebilmektedirler. Şimdi biz bu düşmanı ne yaparız? Biz bu düşmanı bir daha denize dökmezsek bize yaşamak helal olmasın. Hayır kampında kimler var bakalım. Avrupa kimleri destekliyor, DHKP-C teröristler kimin ellerinde korunuyor? Avrupa'da. Mahkum olunca nereye kaçıyorlar? Avrupa'ya ve Amerika'ya kaçıyorlar. "

Erdoğan, FETÖ ve PKK terör örgütlerine Avrupa ve Amerika'nın sahip çıktığına işaret ederek "FETÖ'cülere de Amerika sahip çıkıyor. PKK ve bölücülere de yine Avrupa sahip çıkıyor. Onların yanında da kim duruyor? Maalesef CHP zihniyetine mensup insanlar duruyor. Başka kim duruyor? Türkiye'yi bölmek isteyen Avrupalı parlamenterler. Avrupa parlamentosunun koridorlarında bölücü örgütün sergilerine ev sahipliği edenler, 'evet' kampanyası için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının video konferansla dahi bağlanmasına izin vermediler. Ama Kandil'den bağlanıp oraya 'hayır' demeyi hoş gördüler." ifadelerini kullandı.

"Otorite bir ülkede devletin elinde olur"

Türkiye'nin güçlenmesini ve birlik olmasını istemeyen odaklar olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu bölgemizde bu milleti bölmek isteyenler, bu milletin inancına saygı duymayanlar işte Türkiye'yi zayıflatmak isteyenler tarafından desteklendi. Bu millet 15 Temmuz'da, hendeklerde, çukurlarda bu zihniyeti çok net gördü. 16 Nisan'da o zihniyetin sandıklara gömüleceği gün olsun inşallah." dedi.

Erdoğan, "evet" oyunun Doğu ve Güneydoğu bölgeleri için çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Hakikaten Ağrı, Van, Siirt, Diyarbakır ve Hakkari için bu değişiklik çok önemli. Burada vereceğiniz güçlü bir 'evet' mesajı var ya, dış odakların desteği ile bizi bölmek, zayıflatmak ve birbirimize düşürmek isteyenlere son olarak kırmızı kartını göstermemiz anlamına gelecek. Onun için sabah Van'da, geçen günlerde Siirt'e baktım, herkes bir sürpriz bekliyor. Beklentilerin çok ötesinde buralardan 'evet' oyunun çıkacağını konuşuyor. Mesele bizim Doğu ve Güneydoğulu kardeşlerimizin meselesiyse kimse Tayyip Erdoğan'dan fazla milletinin meselesi ile dertlenmemiştir. Sonunda 7 Haziran'da AK Parti'nin ve Tayyip Erdoğan'ın zayıfladığını düşünerek işi yine şiddete dökerek hükümete diz çöktürebileceklerini sandılar ama devlet geldi artık bunlara müsamaha gösterilmeyeceğini çok net bir şekilde gösterdi. Otorite bir ülkede devletin elinde olur. Bir vatandaşımız dahi başka yerde otorite aramasın, arayamaz. Böyle bir devlet olur mu? Onun için tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek vatan diyoruz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletin adamı olduğunu belirten Erdoğan, "Sen bu milleti bölmeye çalışacaksın, bir de ne zaman başın sıkışsa bu milletin düşmanlarının kucağına gidip oturacaksın. Sen nasıl bu milletin adamı olacaksın? Milletin adamı bütün cephelerde bu milletin düşmanları ile çatır çatır mücadele eden Recep Tayyip Erdoğan'dır. 'Topunuz gelin' dedi çünkü bu millet birlik oldu mu dünya bir olsa evelallah ona karşı galip gelecektir." şeklinde konuştu.

Erdoğan, bu milletin sırtının yere gelmeyeceğine dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Bu millet yüzlerce yıl İslam'ın bayrağını taşımış, dünyaya adalet dağıtmış, zalimin karşısına dikilmiş. Şimdi güçlenmemiz, birlik olmamız lazım ki ecdadın mirasını yine el üstünde tutalım. Dünyada yeniden adaleti yaşatalım çünkü bu batının elinde dünyada çok zulüm, haksızlık var. Özellikle bizim Müslüman kardeşlerimize çok adaletsizlik var. Onun için 16 Nisan'da bütün dünyaya, bu milletin düşmanlarına hadlerini bildirelim. Sandıkları 'evet'lerle doldurarak onlara çok büyük bir mesaj verelim. Şimdiden 16 Nisan halk oylamasındaki zaferiniz hayırlar getirsin bütün ümmete, dünyaya."