Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm süreci ile yapmak istediğimiz şey; bir daha Türkiye'yi herhangi bir başka ülkede görülecek şekilde etnik ve mezhebi ayrımlara yönelecek tarzda bir tehlikenin içine çekilmesinin önüne geçmektir" dedi.
Davutoğlu, Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, kudretli olamayan ülkelerin zor coğrafyalarda hayatiyetlerini sürdüremeyeceklerini söyledi.
Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu topraklar jeopolitik kıymet bakımından altın değerindedir ama altın değerindeki toprağı korumak da kudretli bir iradeyi gerekli kılar.
Etrafımızda bir ateş çemberi var, bu ateş çemberi bazen Türkiye'nin komşu ülkelerinden mülteci akınları şeklinde ülkemizi etkiliyor, bazen istikrarsızlık unsurları olarak ülkemizi etkiliyor. Türkiye, bir taraftan kudretini silahlı kuvvetlerinin kapasitesini yansıtırken, diğer taraftan da sivil ve demokratik altyapısı ile ülke vatandaşlarının aidiyet bilincini güçlendirmek durumundadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisindeki bütün vatandaşlarımızın, herhangi bir etnik ve mezhebi ayrım olmaksızın İstiklal Marşı'nı, Çanakkale Savaşı'nın o derin anlamına sahip çıkacakları ortak aidiyet bilincidir esas itibarıyla bizim ülkemizi koruyacak olan. Bu aidiyet bilinci sarsıldığında, etnik ve mezhep çatışmalarının körüklendiğinde ülkelerin ne duruma düşecekleri Suriye ve Irak örneklerinde gözlerimizin önündedir. Türkiye Suriye ve Irak'tan çok daha kudretli, muktedirdir ancak esas itibarıyla bu kudreti temin edecek, kaynak sağlayacak olan husus; ülkemizin iç siyasi yapısının hiç bir ayrımcılığa, hiç bir etnik ve mezhebi temele, kimliğe dayanmayan ortak vatandaşlık bilinci ile tahkim edilmesidir.
Bugünlerde üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız Çözüm Süreci böyle bir stratejik vizyonun eseridir. Çözüm süreci ile yapmak istediğimiz şey; bir daha Türkiye'yi herhangi bir başka ülkede görülecek şekilde etnik ve mezhebi ayrımlara yönelecek tarzda bir tehlikenin içine çekilmesinin önüne geçmektir. Dolayısıyla stratejik vizyonumuzun hem bu zor coğrafyada ülkemizi ayakta tutan jeopolitik altyapısını doğru kavramamız, hem de Çanakkale Savaşı'nda yan yana duran, omuz omuza şehadete yürüyen bu milletin evlatları arasında herhangi bir ayrımcılık, bölücülük yapma niyetinde olanlara fırsat verilmemesi gerekir."
Türkiye'nin sivil ve demokratik yapısıyla askeri kudreti birleştirdiğini, ateş çemberinde istikrarını koruduğunu belirten Davutoğlu, çabanın; ülke bütünlüğünü, milli birlik ve kardeşliği tahkim etme çabaları olduğunu bildirdi. Davutoğlu, "Bugün açtığımız teknolojik merkez ve altyapı birleştirildiğinde, Çanakkale'den istikbale yürüyen, İstiklal Marşı'nın ruhuna ve bilincine uygun bir stratejik vizyonun toplum tarafından benimsenmesini sağlayacaktır" dedi.
Dışişleri Bakanı olarak Roketsan'ı ziyaret ettiğinde, kurumun kendilerinden önceki hükümet tarafından 2005 yılında kapatılmasına karar verildiğini öğrendiğini belirten Davutoğlu, "Eğer o zaman Roketsan kapatılmış olsaydı bugün sadece ekonomik bakımdan sadece önemli bir sektörü kapatmış olmakla kalmayacak aynı zamanda kudretimizden büyük bir can damarı kesilmiş olacaktı" diye konuştu.
Davutoğlu; ekonomik kudret ile askeri kudretin yan yana yürüdüğünü vurgulayarak, ekonomik olarak kudretli olmayanların askeri bakımdan da kudretli olamayacağını söyledi. Davutoğlu, "Çanakkale Savaşı'ndan sonra eğer 1. Dünya Savaşı'nı kaybetmişsek bunda bizim askeri yetersizliğimiz değil dış borçlarla kemirilen bir ülkenin Düyun-u Umumiye arka planı vardır. Kendi silahını, tankını, uçağını, gemisini yapamayan bir ülkenin kaderi, o uçağı, o tankı kim yapıyorsa o ülkenin elinde olur" görüşünü dile getirdi.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye ekonomisinin, TSK'yı en geniş anlamda milli üretim yapabilecek duruma getirebilecek güçte olduğunu ifade ederek "IMF'ye borcumuzun ödenmesi ile aslında Türkiye istiklalini kazanmıştır" dedi. Çanakkale Savaşı'nı kazanılmış olmasına rağmen 1. Dünya Savaşı'nın kaybedildiğine işaret eden Davutoğlu, ekonomik istiklalin önemine işaret etti.
Ahmet Davutoğlu, 2002 ile başlayan dönemde Roketsan'ın kapatılmadığı gibi ona benzer resmi, özel bini aşkın savunma şirketinin de faaliyete geçirildiğinin altını çizerek, Tusaş ve Aselsan'ın dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında olduğunu vurguladı. Davutoğlu, ayrıca "Bizim hedefimiz; o stratejik vizyonla bütünleşik bir teknolojik altyapıyı silahlı kuvvetlerimize kazandırmaktır" diye konuştu.
Siyasi istikrarın önemine de dikkati çeken Davutoğlu, siyasi istikrarın olmadığı, geçici koalisyonlarla yönetilen ülkelerde, planlamaların yapılsa dahi uygulanamayacağını anlattı. Davutoğlu, 1990'lı yıllarda Türkiye'nin en küçük çaplı modernizasyonlar için bile dışarı bağlı olduğunu anımsattı.
Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Başdanışman olarak göreve başladığımda gerçekten bu ülkenin bir vatandaşı olarak, sadece görevli birisi olarak değil, en fazla beni üzen husus; hibe desteğine duyduğumuz ihtiyaçtı, askeri hibeler diye önümüze gelen yazışmalardı. Irak savaşı öncesi hibe başlığı adı altında bize sunulan teklifleri şimdi sadece tebessümle hatırlıyoruz. Artık Türkiye askeri alanda kendi güvenliğini, bekasını teminat altına almak için hibeye muhtaç bir ülke değildir, bir daha da hibeye muhtaç olmayacaktır. Aksine gerektiğinde hibe verebilen, askeri teçhizatlar konusunda başka ülkelere katkı sağlayan bir ülkedir.
Buradaki temel husus; demokrasi ile desteklenmiş, sivil irade ile tahkim edilmiş güçlü bir siyasi istikrarın sürmüş olmasıdır 12 yıl içerisinde. Biz şimdi kendi tankımızı yapabiliyoruz, kendi uçağımızı yapmak için karar aldık. Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde milli muharip uçağının 2023'de ilk uçuşlarını yapması konusunda planlamalar yaptık. Çünkü nihayet bu siyasi istikrarın 2023'e kadar süreceği konusunda hiç bir tereddüdümüz yoktur. Burada aldığımız her karar, uygulamaya yansıyacaktır."
Davutoğlu, çevredeki ülkelere bakıldığında büyük siyasi krizlerin o ülkenin bütünlüğünü tahrip ettiğini, etnik ve mezhebi çatışmaların, demokratik bir katılımın olmadığı konjonktürün o ülkelerin iç bütünlüğünü zaafa uğratıp, orduyu bölerek karşı saflar haline getirdiğini söyledi.
Davutoğlu, "Türkiye olarak hem Çanakkale Savaşı ve İstiklal Marşı'ndan aldığımız o ruhu ve bilinci bugüne yansıtmak konusunda sahip olduğumuz tarihi tecrübeler, hem son derece güçlü bir geleneğe sahip olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman Mehmetçiklere dayanan o köklü geçmişi, hem de demokrasiden beslenen, siyasi istikrarla bütünleşmiş, ortak aidiyet bilinci ile tahkim edilmiş, ortak istikbal ve gelecek anlayışı ile yükselen bir küresel güç olma yolunda kararlı bir şekilde yoluna devam edecek, gerekli olan her türlü adım atılacaktır" dedi.
Milli Savunma Bakanı Yılmaz
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da törende yaptığı konuşmada, TSK'nın barışı temin için caydırıcı bir güce sahip olması gerektiğine inandıklarını belirterek, caydırıcı güce sahip olmak için de en son teknolojik savunma sanayi ürünlerinin milli imkanlarla üretilmesinin önemine dikkati çekti.
Gerekli alt yapı tesislerini hayata geçirdiklerini anlatan Yılmaz, "Son dönemde bu amaçla ASELSAN Optik Fabrikası'nı, ASELSAN Galyum Nitrat Bazlı Çip Fabrikası'nın temelini attık. Yine ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi ile bugün burada Milli Savunma Bakanlığı atış test ve değerlendirme merkezini tamamlayarak ülkemizin hizmetine sunduk" dedi.
Savunma sanayinin gelişimi için olmazsa olmaz bir unsuru olan araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde tasarlanan ve geliştirilen ürünlerin test edilmesi ihtiyacının böyle bir test merkezinin kurulmasını zorunlu kıldığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Atış Test ve Değerlendirme Merkezi'nin hizmete alınmasıyla birlikte söz konusu silah ve mühimmat sistemlerini geliştirmek ve hizmete alma safhalarında ihtiyaç duyulan atışlı testler de milli imkanlarla gerçekleştirilebilecek ve alınan sonuçlara göre daha nitelikli, NATO standartlarında savunma sanayi ürünlerini üretebileceğiz. Bugün bir kez daha gururla söylemek isterim ki Türk savunma sanayi dünden daha güçlüdür."
Karapınar'da kurulan merkezin, 5 kilometre genişliğinde ve 40 kilometre uzunluğunda atış alanıyla karadan karaya atış yapılabilen Avrupa'nın en büyük test merkezlerinden birisi olduğuna işaret eden Yılmaz, "Bu alan sadece ülkemizin ihtiyaçları için değil dost ve müttefik ülkelerce de kullanılabilecektir" dedi.
Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Kaptan da Roketsan'ın Türk Savunma sanayisinin parlayan yıldızı olarak son 3 yıl içinde cirosunu 279 milyon liradan yüzde 257'lik artışla 717 milyon liraya çıkardığını söyledi.
Kaptan, 2014 yılında cirosunun yüzde 70'ini yurtdışı satış olarak gerçekleştirdiklerini belirterek, Türkiye'deki tüm savunma sanayi ihracatının yüzde 15'inin Roketsan'a ait olduğunu anlattı.
Roketsan'nın söz konusu merkezde, dünyada sadece belirli ülkelerde bulunan, her türlü roket, füze ve mühimmatın fırlatılması, uçuş ve vuruş testlerinde yüzlerce veriyi aynı anda kaydederek test işlemlerinin doğru ve hızlı yapılmasını sağlayan tesisi gerçekleştirdiğini ifade eden Kaptan, şunları kaydetti:
"Bu veriler, tasarım doğrulama ve müşteriye teslim safhalarında son derece önemlidir. Açılışı yapılan tesiste, radar ve elektro optik sistemlerinin birlikte kullanıldığı, multi sensör platform teknoloji kullanıldı. Veriler bu nedenle son derece doğrudur. Önceden bir sistemin test ve doğrulanması için En az 100 atış gerekirken bu tesis sayesinde 20 atış yeterli olabilmektedir. Bu tesisin zaman, doğruluk ve kaynak tasarrufu açısından son derece faydalı olduğunu özellİkle belirtmek isterim."
Milli Savunma Bakanlığı Teknik Hizmetler Daire Başkanı Mühendis Albay Ufuk Fırat da merkezin TSK Güçlendirme Vakfı tarafından temin edilen 59 milyon avroluk kaynakla, Roketsan tarafından yapıldığını belirterek, yeterliliğinin NATO tarafından onaylandığını bildirdi.
-Notlar
Törende, protokol konuşmalarının ardından, 3 çeşit mühimmat atışı yapıldı. Davutoğlu'nun nezaretinde, 122 milimetrelik, karadan karaya topçu roketi mühimmatı, kaideye monteli cirit ve atak helikopterinden 2.75'lik roket atışı yapılarak test sonuçları alındı.
Başbakan Davutoğlu, ilgili ekipmanların test sonuçlarını, Komuta Kontrol Merkezi'nde anlık olarak izledi. Davutoğlu, daha sonra, atış ve test işlemlerini başarıyla gerçekleştiren ekipleri, telsizden anonsla tebrik etti. Davutoğlu, telsizden, "Değerli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımız başarılı atışlar için tebrik ediyorum. Allah her daim atışlarınızı isabetli kılsın, gazanız mübarek olsun. Teşekkür ediyorum" dedi.
Milli Savunma Bakanlığına ait, 5 kilometre genişliği ve 40 kilometre uzunluğuna sahip Atış Test ve Değerlendirme Merkezinde, ileri teknoloji radar, optik sistemler, hızlı kameralar, lazer mesafe bulucular, meteoroloji sistemler yer alıyor. Atış test faaliyetlerinin bir merkezde toplanması ve analizinin yapılabilmesi için kurulan merkez sayesinde, söz konusu testlerin maliyetleri daha düşük olacak ve yurt dışından da test talepleri karşılanabilecek.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › Başbakan Davutoğlu, Konya'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?