CHP MYK Toplantısı-Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç: -" Türkiye'nin ulusal güvenliğine kast eden, Türkiye sınırları içerisinde ulusal birliğimizi bir terör eylemi içerisinde hedef alan her türlü organizasyon, Türkiye için önündeki, sağındaki, solundaki, arkasındaki, üstündeki hepsi terör örgütüdür. Ama bahsettiğiniz yapı bir tek Kobani çevresinde, orada kendi insanlarını, gözü dönmüş dünyanın en kanlı terör örgütü IŞİD'in saldırısına karşı bir güvence çerçevesinde tutma gayreti, PKK ile birleştirilmemeli"-"Eğer PKK ile bir ortaklık sergilenip Türkiye üzerinde bir hedef belirlenip, terör eylemi planlanırsa Sayın Genel Başkanın da altını çizdiği gibi bunlar terör örgütü ve terör uygulayan yapılar olarak tarif edilir"- "(Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı İç Güvenlik Reformu) Temel hak ve özgürlükleri, sokakta yaşanan provokasyonları, vandallıkları, yağmaları gerekçe göstererek kısıtlamak isteyen bir yasa. Getirilen yasa teklifi bir defa Türkiye'de yaşayan herkesi, eğer hükümet ve uygulamaları noktasında sorgulayan bir tavır içine girerse makul şüpheli tarifine sığdırıyor getiriyor"ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "Türkiye'nin ulusal güvenliğine kast eden, Türkiye sınırları içerisinde ulusal birliğimizi bir terör eylemi içerisinde hedef alan her türlü organizasyon, Türkiye için önündeki, sağındaki, solundaki, arkasındaki, üstündeki hepsi terör örgütüdür. Ama bahsettiğiniz yapı bir tek Kobani çevresinde, orada kendi insanlarını, gözü dönmüş dünyanın en kanlı terör örgütü IŞİD'in saldırısına karşı bir güvence çerçevesinde tutma gayreti, PKK ile birleştirilmemeli" dedi.CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Koç, toplantı devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dün grup konuşmasını dikkatle, biraz da ibretle izlediklerini belirten Koç, "Gerçekten samimi bir dileğimiz var; Sayın Başbakanın bir an önce yürüttüğü görevin sorumlulukları çerçevesinde tavır almasını, gölgeden çıkmasını hepimiz arzu ediyoruz" dedi.Koç, şöyle devam etti: "Bilmiyoruz, korkudan mı olsa gerek, yoksa değişik boyuttaki tartışmalardan çekinmek mi diyeceksiniz, ne İstanbul'da 17-25 Aralık hırsızlık ve yolsuzluk olaylarıyla ilgili yürütülen soruşturmada savcının verdiği takipsizlik kararına değindi ne de son 48 saatte hepimizin tanık olduğu, takla bir politika izledi Türkiye biliyorsunuz IŞİD konusunda, ne de bu konuda tek söz söyleyemedi. Kıvrandı, terledi, bunaldı ama tek söz söyleyemedi...Niye Başbakan bu yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili tek kelime edemiyor? Daha önce birlikte kabinede bulunduğu dört çalışma arkadaşı istifa etmek zorunda kalmış. Belgeler ortada, kayıtlar, fezlekeler ortada, tek kelime edemiyor. Acaba yakasına Başbakanlık görevi iliştirilirken, 'bu yolsuzluk olayıyla hiç ilgilenmeyeceksin, biz onu başka kanallardan hallettik, sen sana verdiğimiz görevi yap' şeklinde bir telkinle mi karşılaştı? Niye giremiyorsun Sayın Davutoğlu? Adalet nasıl tarif edilir? Bu adaletin siz ırzına geçmişsiniz, tutuklamışsınız, hapse atmışsınız. 'Milletin, kamunun vicdanı... Bunlar önemli değil, benim siyasi ikbalim önemli' noktasına gelmişsiniz. Ağzını açamıyorsun, çıt yok."Mevcut savcının böyle bir takipsizlik kararı vermesinin sürpriz olmadığını savunan Koç, "Çünkü kurgu, senaryo buna göre yazılmış, çizilmiş, uygulamaya konulmuş" dedi.Savcının ileride hukuk fakültelerinde örnek gösterilebilecek bir karara imza attığını da belirten Koç, bütün temel hukuk kavramlarıyla çelişir bir sonucun ortaya çıktığını söyledi.Kararda, "Rüşvetin anlaşması yok" dendiğini ifade eden Koç, "Bir zamanlar 'rüşvetin belgesi mi olur?' diye bir tekerleme vardı. O kayıtlar ne, o kasalar, milyon dolarlar, saatler, hediyeler, tapeler ne? Hiç mi seni ilgilendirmiyor? Hukuku temsil ediyorsun. İktidarın hırsızlığını örtmek için sana bir sorumsuzluk verildiyse onu bilelim" diye konuştu. Takipsizlik kararının en büyük gerekçelerinden birinin de "delillerin hukuka uygun toplanmadığı" olduğunu söyleyen Koç, şunları kaydetti: "Son sözü hakim söyler. Savcı kuvvetli şüphe olmadığını savunuyor, bu kararı verecek herhangi bir savcı değildir, kurallara göre hakimdir. Savcı kafasına göre bir kararı yok sayamaz. Hakim kararına dayanan delilleri hukuka aykırı diye niteleyemez. Soruşturmanın sivil kanadı bir şekilde bu kararla aklanmış gibi gözüküyor, peki siyasi kanadı ne olacak? Adaletten kaçacaksınız, kurduğunuz tezgahla. Tarihten, vicdandan kaçabilecek misiniz eninde sonunda yakayı, paçayı bütün pisliklerinizle beraber ele vereceksiniz. Bundan kurtuluş yok. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili Türkiye'de son yaşadığımız süreç, örneği zor görülecek vahim bir manzaradır. Bu kararla ne oldu? Bu kararla açık, belgeli, görüntülü, rüşvet alanlar, hırsızlık yapanlar, evlerinde milyon dolar kara para aklayanlar, 'ne kadar dürüst insanlarmış' bu belgelendi. Bunu Savcı Bey'in kararıyla milletçe öğrenmiş olduk, demek ki biz yanlış yerdeymişiz. O kadar dürüst ve faziletliler ki milletçe haksızlık yapmışız bunlara, Allah'tan korkmayanların milletten utanacak yüzleri zaten olmaz. Güya aklandıklarını sanıyorlar oysa hırsızın bütün dünyada tarifi aynıdır, başka bir tanımı yoktur, hırsız, hırsızdır. Bu haram saltanatı kandırdıkları insanların verdikleri oylarla bozulacak."-"İç Güvenlik Reformu" Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı "İç Güvenlik Reformu"nu da eleştiren Koç, "Temel hak ve özgürlükleri, sokakta yaşanan provokasyonları, vandallıkları, yağmaları gerekçe göstererek kısıtlamak isteyen bir yasa. Getirilen yasa teklifi bir defa Türkiye'de yaşayan herkesi, eğer hükümet ve uygulamaları noktasında sorgulayan bir tavır içine girerse makul şüpheli tarifine sığdırıyor getiriyor" görüşünü savundu.Düzenlemeyle, bir kişinin konutunun ya da arabasının gerekçesiz aranabileceğini iddia eden Koç, şunları söyledi: "Çarşı Grubu'na açılan darbe girişimi davası var. Bir taraftar grubundan, darbe yapan organize bir terör örgütü ürettiler. Çarşı Grubu'nun başına gelen herkesin başına bu kanundan sonra rahatlıkla gelebilir. Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir yapı, yavaş yavaş demokrasi olmaktan çıkar. Daha başka neler olabilir? Uygulanan ekonomi politikalarından rahatsız olan bir yatırımcı bunları eleştirebilir. O zaman bu kişi makul şüpheli olarak tanımlanabilir, mal varlığına tedbir konulabilir... Bu gidiş iyi bir gidiş değil. Toplumu çok daha fazla sıkıntıya sokacak süreçtir. Hatta daha ileri gidilip genel başkanlar, milletvekilleri dahi bu sürecin içine çekilebilir. Bir defa hukuk perdesi artık yırtılmıştır. Bu süreç tüm totaliter eğilimli yapıların ortak özelliğidir. 12 yıl önce neler söylediler, neler... Bundan sonra artık Türkiye çok daha kapalı bir rejime doğru sürükleniyor. Hukuk devletinden yavaş yavaş polis devletine geçilmektedir." Dünyada hiçbir rejimin, "demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlayarak, muhalefeti sindirerek, kendisinden olmayanları kendisine düşman ilan ederek" varlığını sürdüremeyeceğini ifade eden Koç, bu tür rejimlerin eninde sonunda kendi içlerinden yıkıldığını belirtti.Bu düzenlemeler içinde Alevi vatandaşlarla ilgili düzenlemelerin yer alacağının da açıklandığını belirten Koç, "Bu kaçıncı film bilmiyorum. Bugüne kadar Alevi yurttaşlarımızın 'a'sını ağzına almaktan imtina eden, yapay bir takım çalıştaylarla olayları sürüncemede bırakan bir iktidarın bu şekilde özgürlük kısıtlayıcı bir paket içine Alevi yurttaşlarımızı dolgu malzemesi olarak koyması kabul edilemez. Talepler açık ve net; zorunlu din dersleri kaldırılsın, cemevlerinin statüsü tanınsın, Madımak bir ibret müzesi haline getirilsin. Üç cümlede söyledik, var mı böyle bir iraden?" diye konuştu. -BM Güvenlik Konseyi 2015-2016 geçici üyeliği- Türkiye'nin de aday olduğu BM Güvenlik Konseyi 2015-2016 geçici üyeliği seçimleri sonuçlarına da değinen Koç, Türkiye'nin son turda İspanya karşısında 60 oyda kaldığını hatırlattı. Türkiye'nin Ekim 2008 tarihindeki oylamada geçici üye seçildiğini anımsatan Koç, o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sonuç sonrası, "Bu neticenin ardında 5 yıllık çalışma ile bölge ve dünya barışı yaptığımız çabaların katkısı olduğunu düşünüyorum" açıklaması yaptığını vurguladı. Koç, "Şimdi Ekim 2014'teyiz. Altı yıl önce demek Türkiye'nin böyle bir çabası varmış, bu da oy kullanan ülkeler tarafından takdir edilmiş. Şimdi, 'dünyada barışa, huzura, istikrara yardım etmeyen bir ülke, barışı dinamitleyen bir ülke, güven duyulmayan bir ülke' anlamı çıkıyor" diye konuştu. -Kobani için koridor tartışmaları- Koç, "Kobani'ye peşmerge geçişi için koridor açılması" tartışmalarına ilişkin de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına işaret ederek, son 48 saat içinde söyledikleri ve ardından yaptıklarının değerlendirilmesi gerektiğini savundu."Böyle bir omurgasızlık, böyle rotasızlık, böyle bir hesapsızlık, bir basiretsizlik ortaya konabilir mi?" ifadelerini kullanan Koç, bu konuda resmi kişiler tarafından yapılan açıklamaların çelişkilerinin ortada olduğunu ileri sürdü.Koç, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanının, 'PYD terör örgütüdür, IŞİD'den farkı yoktur' cümlesi kendisinin. Sonra, yurt dışı gezisinden dönüyor uçakla, havaalanına iner inmez Obama telefonla arıyor. Telefon görüntülü değil herhalde, görüntülü olsa, mutlaka fonda bir beyzbol sopası da bu konuşmaya eşlik edecekti. Artık ne söyleniyorsa, 48 saat önce söylediğinin tam tersine çark eden, kıvırtan cümleler, sözler dökülmeye başlıyor. Ondan sonra mahçup yeni Dışişleri Bakanına açıklama yaptırıyorlar, peşmergeye Türkiye sınırları içerisinde bir koridor açılmasından bahsediyorlar."-"PYD terör örgütüdür sözü 48 içinde havada kaldı"-Cumhurbaşkanının "PYD terör örgütüdür" sözünün 48 saat içinde havada kaldığını belirten Koç, "bölgede egemenlerin talimatıyla pozisyon almaya zorlanan bir ülke fotoğrafının" bütün dünyaya servis edildiğini ileri sürdü.İktidarın içerideki PKK ve temsilcilerinin taleplerine karşı halka dönük "iyi polis-kötü polis rolü" oynadığını savunan Koç, "Perdenin önünde milliyetçi söylemleri, radikal tutumu kendisine uygulama alanı seçmiş Cumhurbaşkanı duruyor. Perdenin arkasında İmralı'da kurulan masanın müdavimleri Yalçın Akdoğan, Başbakan, Efkan Ala perdenin arkasında diyalog arayışları… Hala pazarlıklar gizli. İkili bir kandırmaca, tezgah, senaryo uzun zamandır Türk milletinin önünde açıkça oynanıyor. Kürt yurttaşlarımız da açıkça bu senaryo içerisinde kandırılıyorlar" diye konuştu.Koç, 24 Ekim Cuma günü Parti Meclisi'nin (PM) toplanacağını anımsatırken, toplantıda MYK faaliyetlerinin ve seçim hazırlıklarının değerlendirileceğini kaydetti.-"CHP'nin tutumu çok net"Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koç, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Kobani'ye ağır silahlarla donatılmış 200 peşmergenin gönderileceğini bildirilmesiyle ilgili, "CHP'yi çelişkiyle suçladılar, CHP'nin tutumu çok net ve açıktır. Türkiye'ye yabancı asker ayağı değmemesi için CHP net tavrını koymuştur" dedi.Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun " YPG'nin terör örgütü olmadığı"na yönelik açıklamalarının sorulması üzerine de Koç, Kılıçdaroğlu'nun uluslararası ilişkiler bölümü öğrencilerinin "terörü ve terör örgütü kavramını tarif eder misiniz?" sorusunu yanıtladığını kaydetti.Kılıçdaroğlu'nun terörü, "kural dışı, hukuk nizamının dışında, illegal bir yapı içerisinde, bulunulan toprak parçasında kurulu yapıya karşı masum insan öldürerek, hukuk tanımadan eylem yaparak, kan dönerek kendi kafasındaki hedefe ulaşmak isteyen yapılar" olarak değerlendirdiğini belirten Koç, Kılıçdaroğlu'nun bu çerçeve içerisinde verdiği örneğin de PKK olduğunu ifade etti.Ortadoğu'da kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığını ifade eden Koç, şöyle devam etti: "Türkiye'nin ulusal güvenliğine kast eden, Türkiye sınırları içerisinde ulusal birliğimizi bir terör eylemi içerisinde hedef alan her türlü organizasyon, Türkiye için önündeki, sağındaki, solundaki, arkasındaki, üstündeki hepsi terör örgütüdür. Ama bahsettiğiniz yapı bir tek Kobani çevresinde, orada kendi insanlarını, gözü dönmüş dünyanın en kanlı terör örgütü IŞİD'in saldırısına karşı bir güvence çerçevesinde tutma gayreti, PKK ile birleştirilmemeli. Eğer PKK ile bir ortaklık sergilenip Türkiye üzerinde bir hedef belirlenip, terör eylemi planlanırsa Sayın Genel Başkanın da altını çizdiği gibi bunlar terör örgütü ve terör uygulayan yapılar olarak tarif edilir." -CHP MYK Toplantısı-CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç
Son Dakika › Politika › Koç: 'Niye Başbakan Bu Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturmasıyla İlgili Tek Kelime Edemiyor?' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?