Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, ülkenin toplumsal sorunlarının başında geldiğini belirttiği Mevsimlik Tarım İşçiliğinin nedenlerinin bütün yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına bir önerge verdi.
Ayhan, önergesine gerekçe olarak, "Devletin Kürt sorununda uyguladığı çözümsüzlük politikası sosyal, ekonomik, siyasal birçok sorunu ortaya çıkarıp derinleşmesine neden olmuştur. Özellikle 1990'lı yıllarda 4 milyona yakın Kürt yerinden yurdundan edilerek geçim kaynakları ellerinden alınmıştır. Bütün geçim kaynakları ellerinden alınan milyonlarca Kürt aile Türkiye'nin dört bir yanında mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak zorunda bırakılmıştır. Batı metropollerinde Türkiye tarımının ihtiyaç duyduğu ucuz emek ordusu mevsimlik tarım işçileri olarak görülmüştür. Üretimin araç ve olanakları ellerinden alınan mevsimlik tarım işçileri en çok sömürülen, horlanan, ayrımcılığa maruz bırakılan kesimdir. Neredeyse tamamı bölge illerinde olan mevsimlik tarım işçileri Türkiye'nin en ağır sömürü koşullarında çalıştırılan kesimini oluşturmaktadır. En çok kadın ve çocuk emeği sömürü aracı olarak kullanılmıştır. Mevsimlik tarım işçileri iş kanunu, iş güvenliği kanunu, iş sağlığı kanunu, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu gibi işçileri ilgilendiren işverene belli sorumluluklar yükleyen yasaların kapsamı dışında tutulmuştur." dedi.
'SAĞLIKLARI HİÇE SAYILMAKTADIR'
Mevsimlik tarım işçilerinin mevcut yasalardan kaynaklanan sebepten dolayı sendikalaşamamasına da dikkat çeken Ayhan, şunları kaydetti: "Bu örgütsüzlük durumu onları aracıların, elçilerin ve patronların insafına bırakmıştır. Başbakanlık genelgesi doğrultusunda her ilde valilik bünyesinde 'Mevsimlik tarım işçilerini izleme kurulu' kurulmuş ise de sorunların giderilmesinde hiçbir katkısı olmamıştır. Mevsimlik tarım işçileri gittikleri yerlerde ayrımcı muameleye maruz bırakılmaktadırlar. Kendi dillerinde konuştukları için dışlanmakta, ırkçı linç girişimlerinin hedefi olmakta, ölen çocuklarını dahi mezarlıklarına gömmemekte, devletin güvenlik güçleri ve yerli halk tarafından potansiyel suçlu muamelesine maruz bırakılmaktadırlar. En büyük mağduriyeti ise çocuklar yaşamaktadır. Sağlık, beslenme, barınma ve hijyen koşullarından yoksun, eğitim haklarını yitirmekte, bedensel ve ruhsal bakımdan büyük zararlar görmektedirler. En az çocuklar kadar kadınlarda hem gündelik ev işlerinde hem de tarım işlerinde çalışarak mağdur edilmektedirler. Ölü doğum ve bebek ölümleri oranının en yüksek olduğu grup tarım işçisi kadınlardan oluşmaktadır. Tarım işçileri temiz su, elektrik, çöp ve atık giderme yol gibi temel alt yapı olanaklarının olmadığı alanlarda barınmak zorunda bırakılmaktadırlar. Gübre ve ilaç olarak kullanılan kimyasallar iş güvenliği tedbiri alınmaksızın uygulanmaktadır. Tarım işçilerinin sağlığı hiçe sayılmaktadır.
TARIM İŞÇİLERİ ARASINDA ÇİFTE STANDART
Tarım işçileri çalışacakları yerlere son derece güvenliksiz, toplu taşıma kurallarına aykırı ve insanlık dışı koşullarda taşınmaktadır. Bu da kazaları beraberinde getirmektedir. Bu kazalar can ve mal kaybına yol açmaktadır. Mevsimlik tarım işçileri alacakları ücret ve çalışma koşulları hakkında hiçbir söz ve karar hakkına sahip değildir. Tüm bu konularda işçiler 'elçi, çavuş, dayıbaşı' gibi adlarla anılan aracılara, komisyonculara bağımlıdırlar. Asgari ücret, azami 45 saat çalışma süresi, eşit ise eşit ücret gibi temel ilkelerin hiç biri gözetilmemektedir. Sabah 7 akşam 7 çalışma saati esas alınmaktadır. Bunun karşılığında ise ücretler geciktirilmekte, eksik ödenmekte yada hiç ödenmemektedir. Buda yetmezmiş gibi aynı işi yapan tarım işçileri arasında etnik, coğrafi, yaşa ve cinsiyete göre ücret farklılıkları uygulanmaktadır."
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Yerel › Ayhan, Tarım İşçilerinin Durumuna Araştırma İstedi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?