Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ile Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 'Nin Ortaklaşa... - Son Dakika
Güncel

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ile Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 'Nin Ortaklaşa...

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ile Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi \'Nin Ortaklaşa...

Uluslararası Sempozyum'un açılış konuşmasını yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Bağcılar'da son altı yılda 6.Uluslararası sempozyumu gerçekleştirdikleri için çok mutlu olduklarını ifade etti.

28.09.2013 16:57

Uluslararası Sempozyum'un açılış konuşmasını yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Bağcılar'da son altı yılda 6. Uluslararası sempozyumu gerçekleştirdikleri için çok mutlu olduklarını ifade etti. Fikir adamlarının ve alimlerin toplumu ayakta tutan önemli şahsiyetler olduklarına dikkat çeken Çağırıcı, 'Bu şahsiyetlerin fikir, düşünce ve ahlaki yapı ve eserleriyle tanıtılması, anlatılması günümüz insanına yön göstermesi açısından da çok önemlidir. Bu tür sempozyumlar kültürümüzün kökleriyle buluşmasına vesile olmaktadır. Değerlerimizi, değer verdiğimiz genç nesillerle buluşturmaya çalışıyoruz. Bağcılar Belediyesi olarak fikir, sanat ve düşünce dünyamızın önemli isimlerini anmak ve anlamak için programlar düzenliyoruz. 600 yıl önce 'Mukaddime' isimli eseri yazan İbn Haldun'un görüş ve düşünceleri güncelliğini bugün de korumaktadır. Düzenlediğimiz sempozyum dokuz oturumdan oluşacak. Sunum yapacak olan 17 ülkeden gelen 41 akademisyen İbn Haldun'u her yönleriyle anlatacaklar.?

\t\t\t'KÜLTÜREL FAALİYETLERE ÖNEM VERİLİYOR?

Prof. Dr. Recep Şentürk de İbn Haldun düşüncesinin uygulamalı olarak ele alınmasının önemine işaret ederek şunları söyledi:

'O, dünyada çok saygı gören bir bilim adamı. Ancak, çok farklı kesimler farklı sebeplerden dolayı İbn Hadun'a saygı duyuyor. Bir kısmı İbn Haldun'u milliyetçiliğin babası olarak görüyor, bir kısmı da Müslüman Marksist olarak gördüğü için saygı duyuyor. Kimisi de vergi oranlarını azaltma ve devletçi görüşleri savunduğu için İbn Haldun'a saygı duyuyor. Bazıları da din ile aklı ve bilimi uzlaştırdığı için bir kısmı da realist düşüncelerinden dolayı ona saygı duyuyor. Biz onun insanlığın yetiştirdiği diğer büyük üstatlar gibi hala yaşadığını ve çağdaşımız olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.'

'İKİ BÜYÜK İSİM YANYANA' Konuşmasından önce Prof. Mazrui'yi anlatan Prof. Mardin de ünlü bilim insanına övgüler yağdırdı Mardin, Mazrui ile ilgili şunları söyledi:

'Benim nacizane fikrim; O'nun yaptığı işlere bakılarak söyleyeceklerim vecize olacaktır. O çok büyük bir insan. Birlik ve beraberlik konularına aile içindeki ilişkileri bütün Müslümanların içerisinde tartışmış ve bu düşünceyi en güzel ifadeyle anlatmıştır. Katkılarına bakarsak, çalışmalarında bunların önemini bize sunmuştur. Fikirleri çok önemlidir. Bu önemi biraz daha azaltarak ta ifade etmiş olabilirim. Mazrui, yalnızca o büyük insan görevini gerçekleştirememiş kuzenlerine ve diğer akrabalarına bakan biridir. Onun aynı zamanda birlik ve beraberlik duygusunu yaymasının yanı sıra sosyoloji ile ilgili düşünceleri de önemlidir.'

\t\t\t'MÜSLÜMANLARI BASİTLEŞTİRDİLER?

19 Yüzyıl İngiltere'sinde Müslümanları basitleştirilerek tanımlandığını ifade eden Mardin, 'Çünkü Müslümanları basitleştirerek gösteriyorlardı. Pozitif bir düşünceyle söylediklerini düşünsek bile bu doğru değildir. Çünkü bir dini inanılmaz derecede karmaşık değerlendiren bir araştırma için birçok kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Mazrui de bir sosyolog olarak İslamiyet'e bir anlam yüklemiştir. Bu da bizler için çoğumuz için dini kurum ve dernekler için detayları anlayabilmek için yardımcı olan bir taban oluşturma çalışmasıydı. Mazrui aslında tüm bu kaybolan yorumları yeniden ortaya koymuştur. Bununla beraber İslam ile alakalı biraz daha basitleştirilmiş bakışa sahip olan herkes için İslam'ın zenginliğini sunmuş bir kişidir.'

Prof. Mardin, Mazrui sayesinde bir sosyolojik anlayışın geliştiğine de dikkat çekerek, güce dayalı bir soyolojik anlayışın mukayesesinin yapıldığını anlattı. Prof. Mardin, 'O güç ve zenginlik üzerine kurulan medeniyetle sonu olmayan sonsuz dünya medeniyeti kavramını ortaya koymuştur. Bunlar çalışmalarımızın özünü oluşturuyor. Bu kavramların altı çizilmeli' dedi.

\t\t'ONUN GÖRÜŞLERİ AFRİKA'DA ETKİLİ OLDU?

Prof. Mazrui de, İbn Haldun'un genelde Müslümanlarca ve Araplarca sahiplenildiğini belirtti. Hayatının çoğunu Afrika'da geçiren bir ilim adamı olan İbn Haldun'un, Afrikalı olduğunu hatırlatan Mazrui, 'O'nun Arapların sahiplenmesinin dışında Afrika kimliğiyle de anılmasını istiyorum. ' dedi. Afrika'da Çin, Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupalı ülkeler arasında yüzlerce yıl bir mücadele yaşandığını da belirten Mazrui, Tanzanyalı Julias Nureri'nin görüşlerinden alıntılar yaptı. O'nun dayanışma ve birliktelik konularına ağırlık verdiğini belirten Mazrui, 'Bu dayanışma, akrabalarla birlikte kurulabilecek bir dayanışmadır. Sosyalizme bir atıfta bulunuyor. Buradaki yoldaşlık gibi dayanışma sayesinde İbn Haldun'un görüşleri farklı zuhur ediyor. Aynı kelimeleri kendi dilinde kullanmıştır.' diye konuştu. O'nun birliktelik, hısım ve yoldaşlık kelimesini kullandığını hatırlatan Mazrui, 'Bu da bizi sosyalizme götürüyor.?dedi. Afrika'da Maocu Çin, Rusya ve ABD arasında büyük rekabet yaşandığı da belirten Mazrui, bağımsızlık mücadelesi veren Tanzanya'nın kuruluş tarihine de değindi.

Çin'in Zambia'da denize bir erişim oluşturmak istediğini de vurgulayan Mazrui, 'Güney Afrika'ya inmeden kolonilerine ulaşmak istediler. Şu an Çin'lilerin kurduğu tren yolunun kullanıldığını ifade eden Mazrui, Afrika ülkelerinin yıllarca komünist ideolojiden müzdarip olduğunu belirtti. Kapitalistlerin de petrol ve diğer yer altı zenginliklerini kullanmak için mücadele verdiklerini söyledi. Son yıllarda Avrupalı ülkelerin Afrika'da etkili olduğunu da ifade eden Mazrui, bölgede Çin, Japonya ve ABD'nin gücünü hissettirdiğini vurguladı. Mazrui, ' Afrika çok adil olmayan şekilde sömürüldü.? diyen Mazrui, Türkiye'nin de Afrika'ya bir ortaklık sunduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

'Yeni oluşumda bir çok projeyi görüyoruz. Medeniyet oluşumunda ittifak etme projelerini görüyoruz. Ortadoğu'da Mısır, İran ve Türkiye etkili ülkeler. İsrail, biraz askeri açıdan güçlü ama batının etkisinde Bu yüzden de batıdan gelen düşmanları da kendisine çekiyor. Afrika tarihinin ironisidir ki, Türkiye yeni bir rol geliştiriyor. Mısır ve İran ile kıyaslandığında Türkiye geçmişteki fırsatları görmezden geldi. Türkiye'nin Afrika üzerindeki nüfusu Osmanlı Devleti'nden geliyor. Bir çok valilikleri bulunuyordu. Kuzey Afrika'da etkiliydi. Afrika'da İngiliz ve Mısırlı sermaye sahipleri Sudan'da etkili oldu. Osmanlıdan sonra etkileri arttı.'

\t\t\t'TÜRKİYE DAHA ÇOK AKTİF OLMALI?

Türkiye'nin artık Cumhuriyet'in ilanından sonra dünya politikalarında marjinalleştiğini savunan Mazrui, şunları söyledi:

'Genelde Türkiye ile ilgili konuşmalarımda Türkiye'nin o bölgelerde daha aktif olması gerektiğini söylüyorum. Yeni bir ilişki oluşturmalı. Eskiden onun nüfusu altındaki ülkelerde etkili olmalı ilişki kurmalı. ABD'nin şu an büyük devletler birliği olduğunu biliyoruz. Birleşik Krallıklardan bağımsızlık alarak orta birliktelik oluşmalı. Osmanlı hiçbir zaman post emperyalist hanedanlık oluşturmaya çalışmadı. '

\t\t'TÜRKİYE'YE ÖNEMLİ ROL DÜŞÜYOR??

Türkiye'nin Afrika'da kardeşlik kurması gerektiğine vurgu yapan Mazrui, Türkiye'nin gücünü hissettirmesi gerektiğini ifade etti. Mazrui sözlerini şöyle sürdürdü:

'Eski Osmanlı topraklarında bir dayanışma oluşturmalı. Uzun yıllardır Türkiye Cumhuriyeti neredeyse kendi temsilini Afrika ülkelerinde iki katına çıkardı. Yeni bir rol biçilmesinde Türkiye önem kazandı. Hindistan'da ilişkiler on yıllardır sosyal ve eğlence sektörü olarak devam ediyor. Pakistan'ı Müslüman dünyanın lideri görmek güç. Kardeş ülkeler sıkıntı yaşıyor. İran'ı lider olarak görmek güç. Bu ülkede de çok zorlu ilişkiler yürüyor. Batı ve İran arasında. Bu güçlük Müslüman dünyası için de geçerli. Suudi Arabistan'da da endişe verici meseleler var. Suriye'de yine iç savaş yaşanıyor. Elbette bu liderlik misyonunu Endonezya'da da zor görebiliyoruz. Çünkü uzak bir yer. Malezya daha küçük ve daha uzak bir ülke. Bütün bu ülkeler gerekli niteliği barındırsa bile İslam dünyasında liderlik rolünü üstlenebilmek için baktığımızda istikrarsızlık ya da uzaklık söz konusu oluyor. Farklı Müslüman ülkelerin kendine has sorunları var. Onlarda liderlik görmek zor. Elimizde ne kaldı. Teklifimde Türkiye'yi örnek göstereceğim. Bir süre için bir ekip oluşturmalıyız. Türkiye ihtiyatlı bir tavır sergiledi. Ancak şimdi bu yaşanan boşluğu doldurmak durumunda. Politikalarına bakarsak, Osmanlı'nın eski kolonilerine bazen aceleci bazen yanlış kararlar alabiliyor. Mesela Suriye ile ilgili politikalarında ihtiyatçı hava var. Ama doğru düşünceleri de var. Doğru birliktelik düşüncelerini barındırıyor. Özellikle bu baskıcı ve zulümden dolayı yananlara doğru fikirler besliyor.'

\t\t\t'TÜRKİYE MISIR'DA TEMKİNLİ DAVRANDI?

Türkiye'nin Mısır karşısında da Suriye'deki olaylara oranla biraz daha temkinli davrandığı ifade eden Mazrui sözlerini şöyle tamamladı:

'Ancak, genel olarak bu saydığımı öncü Müslüman ülkeler zorlu bir süreçten geçerken benim teklifim Türkiye'nin daha büyük bir rol üstlenmesi olacak, önümüzdeki günler için. Medeniyetler ittifakı çok aklı selim mantıklı bir yaklaşım istiyor, özellikle liderlik için. İbni Haldun gibi kültür odaklı etkinlikleri gerçekleştirmek ve Müslümanlık tarihinin kahramanlarını, Müslümanlık kültürünün kahramanlarını ön plana çıkarmak önemli. Aynı zamanda İbn Haldun çok saygıdeğer Afrikalı kahraman olarak ta biliniyor. Bu kimliğine gelecekte de bir o kadar dikkat çekilecektir.'

(Tür: İstanbul)

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ile Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 'Nin Ortaklaşa... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement