
CHP eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Ortadoğu'ya savaş çağrıları yaparken bir yandan da dünyada barış imgesi olarak sahiplenilen olimpiyat talebini ortaya koymamız zihinleri karıştırmıştır." dedi.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, yerel seçim öncesi partisinin durumunu görmek, 9 Eylül İzmir'in Kurtuluş Günü etkinliklerine ve partinin kuruluşunun 90'ıncı yıl dönümü törenlerine katılmak için geldiği İzmir'de, düzenlediği toplantıda, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Baykal, İstanbul'un da aday olduğu 2020 Olimpiyatları'nın Tokyo'ya verilmesinin ülkede yine ayrışmaya neden olmasını, Spor Bakanı Suat Kılıç'ın "Kına yakın" diye tweet atmasını, bazı gazetelerin "Çapulcular sevindi" manşetleriyle çıkmasını değerlendirdi. Baykal, İstanbul'un olimpiyatları yapabilecek altyapıya, maddi imkana, kültürel zenginliğe sahip olduğunu vurgulayarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın barış söylemlerinin inandırıcı bulunmadığını öne sürdü:
"Böyle önemli bir olay etrafında bile ülkeyi ayrıştırma girişimlerinin Türkiye'yi yöneten insanlar, bakanlar aracılığıyla sergileniyor olması çok üzüntü verici. Bütün Türkiye bir aradaydı. Hepimiz aynı heyecan ve duyarlılık içindeydik. Müthiş üzüldüm. Böyle bir olayı Türkiye'yi kaynaştırmak, bütünleştirmek konusunda fırsat olarak görmek gerekirken, ayrıştırma zorlaması yapılması yakışmıyor. Bunu başarmaya yönelik bir çaba içinde olunmalı. Bunu çok yanlış buluyorum. İşin esasına gelince Türkiye, olimpiyatları yapmayı hak etmiş ve bunu başarıyla sonuçlandırabilecek bir ülkedir. Bu konuda kimsenin tereddüt içinde olmasını haklı gören bir neden yoktur. Türkiye çok kapsamlı spor organizasyonlarını başarıyla gerçekleştirmiştir. Türkiye olimpiyatları yapacak altyapıya, organizasyon gücüne, beceri birikimine, maddi ve manevi kaynaklara sahip bir ülkedir. Türkiye bunu hak etmiştir. Alabilirdi, almalıydı, almamış olmasından üzüntü duyduk. Şimdi yapmamız gereken şey, olimpiyatları alma konusunda neden ileri bir başarı sergileyemedik bunu sorgulamak. Oylama sonuçları ortaya çıkınca durumun bizim düşündüğümüzden daha sıkıntılı olduğu oraya çıkıyor. Buradan sonuçlar çıkararak bundan sonrası için ciddi hazırlık yapmak gerekiyor."
"BARIŞ SÖYLEMİNDE BULUNUP SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI YAPMAK ZİHİNLERİ KARIŞTIRDI"
Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın barış konusunda övgüler yağdırırken ülkede savaş çığırtkanlığı yaptığını. bunun zihinleri karıştırdığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Görülecek şey şu; Türkiye G-20 üyesi bir ülke. Çok rahatlıkla bunu yapabilecek bir ülke. Türkiye'nin de aday olduğu bu oylamada daha önce olimpiyatı organize etmiş bir ülkeye bu imkanın tanımış olması bizi düşündürmelidir. İstanbul çok özel bir kent. Olimpiyat ruhunu taşıyor olmasının yanı sıra kıtaları birleştiren bir kent, içinden deniz geçen bir kent. İstanbul ideal kent, burada olması gerekiyordu. Neden olamadı buna bakmak lazım. Barış konusu hepimizin dikkatini çekmiştir. Olimpiyat ve barış ilişkisi. Başbakan barış anlayışına çok güzel övgüler dile getirdi, zevkle izledik o övgüleri. Onları dinlerken hepimizin aklını, Türkiye'de savaş tamtamları çalınıyor olması, savaş çığırtkanlığının yapılması zihinleri karıştırdı. Söylemin ötesinde Türkiye'nin dünyaya, barışa katkı veren, barışa sahip çıkan bir ülke olarak kendisini kabul ettirmesine ihtiyaç var. Ortadoğu'ya savaş çağrılarını yaparken, bir yandan da dünyada barış imgesi olarak sahiplenilen olimpiyat talebini ortaya koymamız zihinleri karıştırmıştır. Barış söylemlerimiz yeterince inandırıcı bulunmamıştır. Dünyanın evrensel değerlerini temel alan iç ve dış politikayı yeniden sahiplenmemiz gereken bir politikayı hedef almamız gerekiyor. Bu olay bizim kendimizi sorgulamamız için bir vesile olmalıdır."
Türkiye gibi bu alanda genç, dinamik, tüm koşulları karşılayan bir ülke dururken ikinci kez Japonya'ya olimpiyat yapma olanağı tanındığına değinen Baykal, "Neden Türkiye'ye tanınmıyor. Altyapı mı yok, neden tereddüt var da bize verilmiyor. Bunu sorgulamamız lazım. Dünyanın Türkiye algılamasını önemseyelim. Bize barış sorusu soruldu. O soruda boş barış sözleriyle inandırıcı olmak mümkün değil. Ortadoğu'da Suriye'ye yönelik bir savaşa davet eden bir ülke konumunda olurken, barışçı bir ülke olarak algılanmamız mümkün değil. İngiltere parlamentosu reddediyor. Almanya 'ben karışmam' diyor. ABD'de Kongre, Başkan Obama'ya kök söktürüyor. Böyle bir ortamda biz savaş tamtamlarını çalıyoruz. Sonra barış sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Gerçek bir demokrasi, adalet ülkesi hukukun üstünlüğüne, insan haklarına saygılı bir ülke görüntüsünü yeniden inşa etmeye ihtiyacımız var. Son zamanlarda gelişen bir zafiyet var. Olimpiyat, parası yetenin yapacağı bir şey değildir. Yapacak olanın belli bir düzeyde değerler sistemini simgelemesine ihtiyaç vardır. Bu olayı politize etme anlayışının iktidarda ortaya çıkması üzüntü vericidir. Bize verilmedi. Çünkü savaş tamtamları çalan bir ülkeye bunu vermezler" dedi.
"KİMYASAL SİLAH KULLANMAK YASAK, BULUNDURMAK DEĞİL. BU İKİYÜZLÜLÜKTÜR"
CHP eski Genel Başkanı Baykal, ülkenin Suriye politikasını değerlendirirken dünyanın kimyasal silah konunda ikiyüzlü davrandığını şu sözlerle dile getirdi:
"Kimyevi silahların mücadele yöntemi olarak kullanılması ne siyasetin ne hukukun ne insanlığın kabul edebileceği bir şey değildir. Kimyevi silahla sadece cephede olanı değil, beşiğinde uyuyanı da tehdit ediyorsunuz. Bunları insanlığın medeniyetin hazmetmesi mümkün değildir. Ama kullanıldı. İkisi de kullanmış olabilir. Bunu derhal ortadan kaldırmak lazımdır. Önlemi savaşta arıyorsak savaşı daha ileri götürmekte arıyorsak bunun sorgulanması gerekiyor. Adana'dan ABD'liler tahliye oluyor, peki ya Türkler ne oluyor. Orası kimler için riskli? Bu konuda büyük bir ikiyüzlülüğün uluslararası düzlemde bulunduğunu üzüntüyle görüyorum. Kimyevi silah kullanmak yasak mı? Yasak. Kimyevi silah bulundurmak yasak değil mi? Değil. Ne oluyor? Siz imal edeceksiniz ve satacaksınız. Bunların hepsi meşru. Ne yasak? Kullanmak yasak. Burada bir ikiyüzlülük yok mu?"
"GÜNDEMİMİZDE OLMAYAN KONULARI KONUŞMADIK"
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile cumartesi günü uçakla Ankara'dan İzmir'e gelirken yan yana oturduklarını, ülke ve dünya gündemine dair her şeyi konuştuklarını ama gündemlerinde olmayan konuları konuşmadıklarını söyledi. Baykal, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye geçişi konusunu konuşmadıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
'Uçakta konuştunuz mu' diyorsunuz, susmadık ki. Hep konuşarak geldik. Konuşma bakımından bir eksik yok. Ne konuştuk? Partinin iki insanı biri genel başkan biri eski genel başkan bir araya geldiği zaman ne konuşma ihtiyacı hissederlerse onları konuştuk. Ortadoğu, Suriye, Mısır, Arap Baharı, anayasada gelinen son aşama, hangi ihtilaflar var, nasıl bir çözüm sergilenebilir, Türkiye'deki terör konusunun önümüzdeki dönemde nasıl gelişeceğine, barış süreci denen sürecin hangi aşamada olduğuna, yerel seçimlerin nasıl gelişmekte olduğuna, adaylık başvurularından, çeşitli illerdeki tespitleri paylaşmaya kadar giden geniş kapsamlı bir sohbet oldu. Ankara -İzmir yolculuğuna sığabileceğinin ötesinde her konuyu kapsamlı bir şekilde konuştuk. Yararlı oldu, çok mutlu oldum. Konuşmadığımız konular daha fazladır. Gündemimizde olmayan konuları konuşmadık. Genel Başkan da gündeminde olmayan konuları konuşma ihtiyacı hissetmedi. Bizim konuştuklarımızdan çok konuşmadıklarımız ilginizi çekiyor. O konuda size yardımcı olma imkanım yok. Gündemimizde yok. Genel Başkanı, seçimlere heyecanla hazırlanan, planını yapmış ve heyecan içinde gördüm."
"KOCAOĞLU GEÇMİŞTE YAŞADIĞI BELİRSİZLİĞİ YAŞATMAK İSTİYOR"
CHP'nin eski Genel Başkanı Baykal, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'un "Adayım" dememesinin geçmişte yaşadığı belirsizliği şimdi kendisinin yaşatmak istemesinden kaynaklandığını söyledi. Baykal, 2009 yerel seçimleri öncesinde Kocaoğlu'nun yeniden adaylığı konusunda net konuşmadığı gibi aday profili çizerken "Bıyıklı da olabilir bıyıksız da kadın da olabilir erkek de" diyerek, tansiyonu yükseltmişti.
Baykal, Kocaoğlu'nun parti takvimi içinde adaylığını açıklamamasını da "Aziz Bey, adaylık konusunda daha önce yaşanmış olan belirsizliği bu defa kendisi yaşatmayı tercih ediyor olabilir. Ben öyle bir şey yaşatmadım gerçi. Ben süreç şekillensin, gelişsin olgunlaşsın istedim. İyi oldu, şekillendi gayet güzel oldu. Daha seçim Mart'ta Eylül'ün başındayız" dedi.
TUNÇ SOYER'E DESTEK
Baykal, CHP'li Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'in İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığı için nöbete hazır olduğunu açıklamasına destek vererek, "Görevdeki belediye başkanlarımızın nereye talip olduğu önemlidir. Soyer'in sözlerini, 'Ben belediye başkanı olarak memleketime hizmet etmek istiyorum' iradesi olarak anlamak lazım. Nerede o hizmeti vereceği belki yetkili organlar tarafından ayrıca değerlendirilebilir. Onu böyle bir talep gibi almakta yarar var. Sözlerini, 'Ben belediye başkanı olacağım Büyükşehir'i de öngörüyorum ama partinin emrindeyim, halkımın emrindeyim nereye uygun görürseniz' gibi algılamak lazım" diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Baykal: Barış Söylemleri İnandırıcı Bulunmadı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?