Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Musul operasyonunda yapılacak bir hata sadece Irak ile sınırlı kalmaz, bütün bölgeyi etkiler. Bunun önüne geçmek için de adımların çok dikkatli bir şekilde atılması, bütün planlamaların büyük bir hassasiyet ile yapılması gerekiyor." dedi.
Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun, " Türkiye, tıpkı Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi yerel unsurlarla Musul'a yönelik bir operasyonu hayata geçirir mi? Türkiye olası bir Musul operasyonunda nasıl yer alacak?" sorusunu yanıtlayan Kalın, halihazırda Musul operasyonu ile ilgili birtakım genel değerlendirmelerin yapıldığına, henüz harekata ilişkin çok detaylı planların ortaya çıkmadığına işaret etti.
Türkiye'nin de bu süreci çok yakından takip ettiğini vurgulayan Kalın, Irak'ın ikinci büyük şehri olan Musul'un iki yıldan fazla süredir DEAŞ'ın işgali altında olduğunu ve yapılacak operasyonda oradaki sosyolojik dinamiklerin de göz önüne alınması gerektiğini kaydetti.
Kalın, Irak merkezi hükümeti ordusu ile Peşmerge, Musul gönüllüleri ve diğer yerel unsurların da bu operasyona katılmasının gayet doğal olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu da zaten uluslararası DEAŞ ile Mücadele Koalisyonu şemsiyesi altında yürütülecek bir operasyon. O koalisyonun bir üyesi olarak bu operasyona biz de destek veriyoruz. Dediğim gibi, şu ana kadar eğittiğimiz Musullu gönüllüler, Peşmergeler, diğer unsurlar var. Bu askeri planlamalar netleştikçe biz de buna göre tabii ki gerekli adımları atacağız ama tekrar ifade etmek istiyorum, Musul operasyonunda yapılacak bir hata sadece Irak ile sınırlı kalmaz, bütün bölgeyi etkiler. Bunun önüne geçmek için de adımların çok dikkatli bir şekilde atılması, bütün planlamaların büyük bir hassasiyetle yapılması gerekiyor."
İsviçre'deki "Suriye" toplantısı
Kalın, "Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun İsviçre'nin Lozan kentindeki Suriye toplantısına hangi önerilerle gideceği"ne yönelik soruya, "İsviçre'de yapılacak toplantıyla ilgili öncelikli konu Halep'teki çatışmaların durdurulması ve ardından da insani yardımların ulaştırılması." karşılığını verdi.
Siyasi geçiş sürecinin yeniden başlatılması konusunun ikinci başlığı oluşturduğunu ifade eden Kalın, "İsviçre toplantısı bu kadar kısa bir sürede bunu başarabilir mi, çok emin değiliz. Oradan cumartesi günü çıkacak neticeyi, yapılacak müzakerelerin sonuçlarını beklememiz gerekiyor fakat bizim görebildiğimiz kadarıyla gerek Rus tarafında gerek Amerikan tarafında bu konuda bir irade ve istek var. Yani çatışmalar durdurulsun, insani yardımlar ulaştırılsın diye." değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, "Bu noktada rejimin ne yapacağı" sorusunun önem arz ettiğini ifade ederek, eylül ayında yapılan anlaşmanın rejim tarafından ihlal edildiğini ve yardım konvoylarının bombalandığını hatırlattı.
"Özellikle Doğu Halep'te, muhaliflerin Nusra cephesinden ayrışması, yani terör örgütleri ile ilgili olarak Nusra ve diğer gruplardan ılımlı muhaliflerin ayrışması, temel konulardan birisini oluşturuyor." diyen Kalın, bunun sağlanabilmesi için de bir sürecin yürütüldüğünü ifade etti. Kalın, "Bu gerçekleşirse öncelikle Doğu Halep'te bir çatışmasızlık ortamının sağlanması hedeflenecek. Bu sağlanır sağlanmaz da hem BM üzerinden hem de bizim kendi imkanlarımızla AFAD ve Kızılay üzerinden insani yardımları oraya götüreceğiz ama bunun detayları bugün yarın müzakere edilip, cumartesi günü İsviçre'deki toplantıya götürülecek." diye konuştu.
" El Bab'a kadar temizliğin yapılması gerekiyor"
Kalın, bir gazetecinin "Fırat Kalkanı Harekatı'nın derinleşmesi gerektiğini söylediniz. El Bab'ın hedef olduğu da açıklanmıştı. Muhalifler El Bab'a ne kadar yakın? Burada ciddi bir direniş olması da beklenti arasında. Ne kadar sürer El Bab'ın alınması ve bu süreçte YPG ile bir çatışma olabilir mi?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Burada birinci önceliğimiz sadece sınırın 3-5 kilometre ötesini temizleyip oraları başıboş bırakmak değil, o bölgeyi tamamen Türkiye için bir tehdit unsuru olmaktan çıkartmaktır. Oraya da aynı Cerablus'ta olduğu gibi ılımlı muhaliflerin gelmesi, yerel konseylerin orada kurulması, bölge halkının kendi yönetimini orada inşa etmesi önceliklidir.
El Bab'a kadar tabii ki bir temizliğin de yapılması gerekiyor. Orada da birtakım DEAŞ unsurları var. Bununla ilgili Genelkurmay Başkanlığımızın yürüttüğü bir çalışma var. Operasyonel detay olduğu için burada girmeyeceğim ama özellikle Azez-Cerablus hattının, takriben 5 bin-5 bin 100 kilometrekarelik bir alana tekabül ediyor, terörden tamamen arındırılmış bir bölge haline gelmesi için biz operasyonumuzu planlandığı şekilde yürütmeye devam edeceğiz."
İsrail'e atanacak büyükelçi
Kalın, "İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi kapsamında, İsrail'e atanacak büyükelçi netleşti mi? Zamanlama konusunda bir takvim öngörüyor musunuz?" sorusu üzerine, "Onunla ilgili süreç devam ediyor, ismi vermeyeceğim ama o süreç tamamlandı diyebilirim. Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgili vakti geldiğinde gerekli açıklamayı yapacaktır. Zannediyorum bir hafta on gün içerisinde büyükelçilerin karşılıklı olarak atanması süreci de tamamlanmış olacak." diye konuştu.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi bağlamında, Türkiye'nin talep ettiği 3 şartın yerine getirilmesi ile yeni sürecin başladığını aktaran Kalın, son aşamanın büyükelçilerin gönderilmesi ve diplomatik ilişkilerin tekrar normal seviyeye taşınması olduğunu belirtti.
Kalın, Türkiye'nin Filistin topraklarının işgalden kurtarılması ve iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesini içeren tutumunun aynı olduğunu vurgulayarak, "Bu noktada uluslararası toplumun da tam bir mutabakat içerisinde olduğunu biliyoruz. Umarız İsrail hükümeti de bu konuda gerekli adımları atar, barış müzakereleri tekrar başlar ve Filistin halkı yıllardır hak ettiği ama mahrum edildiği bağımsız, yaşanabilir bir Filistin devletine en kısa sürede kavuşur." ifadelerini kullandı.
Gazze'nin enerji ve su ihtiyacının karşılanması
Türkiye'nin, Filistin'e yönelik insani yardımlarının da bu süreçte devam ettiğine işaret eden Kalın, normalleşme anlaşması çerçevesinde şimdiye kadar iki yardım gemisinin Gazze'ye gönderildiğini hatırlattı.
Kalın, insani yardım gemilerini göndermeye devam edeceklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazze'nin enerji ve su ihtiyacının karşılanması için de şu anda yürüttüğümüz bir çalışma var. Hem Filistin hem de İsrail makamlarıyla bu konuları görüşüyoruz. Bu kapsamda, geçtiğimiz ay Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından bir heyet gidip bu konunun detaylarını inceledi. Enerji Bakanımız da bugün İsrailli mevkidaşıyla İstanbul'da bir görüşme yaptı. Orada da bu konu ele alındı. Özellikle Gazzelilerin gündelik hayatını elektrik ve su noktasında rahatlatacak adımları atmak için bu çalışmayı en kısa sürede neticelendirmeyi de planlıyoruz."
Füze savunma sistemi
Kalın, "Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesinin ardından Türkiye'nin uzun dönemdir planladığı uzun menzilli hava savunma sistemi için Rusya'dan teklif alınması gündemde mi? Ayrıca önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanı'nın Riyad ziyareti söz konusu mu?" şeklindeki soru üzerine, ileriki günler için planlanmış Riyad ziyareti olmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İstanbul'daki görüşmesinde, Rusya ile savunma sanayi alanında iş birliği yapılması konusunda mutabık kalındığını belirten Kalın, bunun detayları üzerinde ilgili birimler tarafından çalışıldığını kaydetti.
Hangi alanlarda ne tür bir iş birliği yapılacağı konusunu Savunma Sanayi Müsteşarlığının mevkidaşı kuruluş ile görüştüğünü aktaran Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Prensipte biz Türkiye olarak buna olumlu bakıyoruz çünkü daha önce de çok konu oldu bu. Özellikle Çin'den savunma sistemi alınır mı alınmaz mı tartışmaları bağlamında biz orada ilkesel olarak hep şunu söyledik, (Biz, kendi ulusal çıkarlarımızı esas alarak ihtiyaçlarımızı karşılayacak teklifi kim getiriyorsa onunla masaya oturup bunun anlaşmasını yapmaya hazırız)."
Kalın, Türkiye'nin terör olaylarının yaşandığı bir bölgede bulunduğuna işaret ederek, "İç güvenlik, dış güvenlik tehditleri devam ederken bizim güçlü bir füze savunma sistemine sahip olmamız kadar doğal bir şey olamaz. Bunu da hangi ortakla, hangi partner ülke ile yapabileceksek onunla yapmamız konusunda bir prensip kararımız var. Bunun da fiyatla, teslimle, ortak üretimle ilgili birtakım şartları var. Bunlar çok açık, şeffaf, objektif şartlardır." diye konuştu.
Bunları sağlayan ülke hangisi ise onunla bu konuda iş birliği yapmaya hazır olduklarını vurgulayan Kalın, "Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile Sayın Cumhurbaşkanımız, İstanbul'daki görüşmede bu konunun ana çerçevesini konuştular ve bu konuda mutabık kaldılar. İlgili kurumlarımız konuyu takip edecek. Planla, görüşmelerle ilgili başlıklar somutlaştıkça onları da paylaşırız." ifadelerini kullandı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (5) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?