Dha Yurt Bülteni 18 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni 18

DAVUT UÇUM: YAZICIOĞLU OLAYI KAZA SÜSÜ VERİLMİŞ BİR SUİKAST, BİR CİNAYETTİR BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopterdeki GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili 'Nitelikli hırsızlık suçundan' yargılanan ve o dönem...

07.11.2018 23:13

DAVUT UÇUM: YAZICIOĞLU OLAYI KAZA SÜSÜ VERİLMİŞ BİR SUİKAST, BİR CİNAYETTİR

BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopterdeki GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili 'Nitelikli hırsızlık suçundan' yargılanan ve o dönem pilot yüzbaşı olan Davut Uçum, helikopterin düşmesinin kaza süsü verilmiş bir suikast olduğunu öne sürdü. Suçlamaları kabul etmeyen Uçum, "Kaza süsü verilmiş bir suikast olduğunu, cinayet olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünmemdeki nedenlerine gelince, böylesine büyük bir olayın, cinayet olayının indirgene indirgene salt cihaz hırsızlığına indirilmesi birinci sebebi. Akıl sınırlarımı zorluyorum, anlayamıyorum" dedi.

25 Mart 2009'da Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde düşen ve içerisinde bulunan Muhsin Yazıcıoğlu, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclisi Üyesi Adayı Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneş ve Pilot Mustafa Kaya İstektepe'nin hayatını kaybettiği helikopterdeki Argus 5000 ve Skymap III C isimli GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili tutuksuz 10 sanık hakkında 'Kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık' suçundan davaya Göksun Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davaya Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, ailenin avukatları Kemal Yavuz, Selami Ekici ve Muammer Çolakoğlu ile bazı sanıklar SEGBİS sistemiyle katıldı.

Duruşmanın başında Fatih Furkan Yazıcıoğlu ile avukatlar Kemal Yavuz, Selami Ekici ve Muammer Çolakoğlu, davanın sıradan bir hırsızlık davası olmadığını, Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili yürütülen ana soruşturma dosyasından ayrı tutulamayacağını ve olayın da hırsızlık değil suç delillerini karartma olduğunu belirtip davaya müdahil olma talebinde bulunurken, hakim de bu talebi kabul etti.

Duruşmada söz alan Fatih Furkan Yazıcıoğlu, 9 yıldır ciğerlerinin yandığını belirterek sanıklardan doğruyu söylemelerini istedi.

UÇUM: KAZA SÜSÜ VERİLMİŞ BİR SUİKAST, BİR CİNAYETTİR

Davaya tutuksuz sanıklardan olan ve o dönem pilot yüzbaşı olan Davut Uçum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminden dolayı tutuklu bulunduğu İzmir 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nden SEGBİS sistemiyle katıldı. Suçlamaları kabul etmeyen Davut Uçum, Yazıcoğlu ailesi dışında hiç kimsenin olayın açığa çıkmasını istemediğini o nedenle aile üyelerinden duruşmaları takip etmesini istedi. Suçlamaları kabul etmeyen Uçum, "Helikopterin geçirdiği kazanın normal bir kaza olmadığını, kaza süsü verilmiş bir suikast olduğunu, cinayet olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünmemdeki nedenlerine gelince, böylesine büyük bir olayın, cinayet olayının indirgene indirgene salt cihaz hırsızlığına indirilmesi birinci sebebi. Akıl sınırlarımı zorluyorum, anlayamıyorum. Bu kanıya varmamın diğer nedenler ise, kaza sonrası olay yerine sivil havacılıktan alanında uzman olmayan 3 kişinin gitmesinden ve özellikle sivil havacılık personeli olmayan Kenan Köksal'ın bu ekipte yer almasından, Nedim'in, helikopterin bulunması işlevine yardımcı olacak ELT cihazının kablosunun kesik olarak tespit etmesinden vardım. Bu olay niye basite indirgeniyor, niye kapatılmak isteniyor?" dedi.

Kendilerinin helikopteri aramaya çıkan ve kırıma uğrayan Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait helikopteri incelemek için gittiklerini belirten Uçum, cihazların sökülme görüntülerinin hatırlatılması üzerine, olay yerinden birliğe döndüklerinde iddia edilen cihazların olmadığını  söyledi. Cihazların kendilerinde olmadığını ancak bunu kimseye anlatamadıklarını belirten Uçum, "Bunu yapan birisi var ki cihazı kaybediyor ve bizim üzerimize atıyor. Dolayısıyla normal şartlarda kaza olsa böyle bir şeyi yapma ihtiyacı duymaz. Bu cihazların da bilirkişiye sorulmasını istiyorum. Her şey bu cihazlarla ortaya çıktı, tekrar olay kapanmıştı zaten. Ben de açığa çıkmasını istiyorum. Hangi örgüt, hangi yapı ne yapıyorsa, bizi harcayanlar kimler ben de bunu istiyorum. Basit bir hırsızlığa indirgendiği için davanın genişletilmesini itiyorum" diye konuştu.

'HELİKOPTER ARIZA OLMADAN DÜŞMÜŞ'

Davut Uçum son olarak, bir kaza kırım inceleme uzmanı olarak Yazıcıoğlu'nun helikopterinin nasıl düşmüş olabileceğinin sorulması üzerine ise, "Helikopterin yerdeki kayma izine, parçalarının dağılma şekline bakıldığında arıza olmadan düşmüş" dedi.

BAKIRHAN: 3 KABLOYU KESİLMİŞ GÖRDÜM

Davanın tutuksuz sanıklarından Nedim Bakırhan ise duruşmaya bulunduğu şehirdeki adliyeden SEGBİS sistemi ile katıldı. Bakırhan, diğer sanıklar gibi kırıma uğrayan askerin helikopteri incelemek için olay yerinde olduklarını söyledi. Mola verdikleri sırada merakından dolayı ELT cihazının olup olmadığına bakmak için helikopterin yanına gittiğini belirterek şunları söyledi:

"Antenini yerde karlar üstünde gördüm. Helikopterin yolcu kabininin sol arka tarafında yani kuyruğun başladığı yerde 3 tane kesilmiş kablo demeti gördüm ama gördüğüm kablolar gerçekten ELT cihazına mı ait onu bilmiyorum. Hava aracı kursu eğitimi almış biri taraftan incelenip o bilgilere ulaşılabilir.. Eğer gerçekten cihaz oysa ben kabloların kesildiğini gördüm. Bu kablolar, aynı hizada makasla kesilmiş gibi kesilmişti yani kaza sırasında kazanın etkisiyle kopmamışlar."

'İRTİFA CİHAZI İLE TELSİZİNİN SİGORTALARI ÇEKİLMİŞTİ'

Nedim Bakırhan, sorgusunun devamında "Artı birkaç şey daha söyleyeceğim" diyerek helikopterde gördüğü, kaza sonrası hazırlanan bilirkişi raporlarında yer verilmediğini söylediği tespitlerini de mahkemeyle paylaşarak şunları anlattı:

"Cihaza ait incelemem de sigorta panelinde aynı bölgeye yakın yerlerde Encoding 6 Meter ve telsiz sigortasının atık olduğunu gördüm. Bunu da gördükten sonra, Devlet Denetleme Kurulu raporlarında da geçiyor, pilot cep telefonuyla kuleyle konuşuyor. Encoding 6 Meter dediğimiz, hava aracının irtifa bilgisini radara gönderen sistemdir. Bu sistemin de sigortalarının çekili olduğunu gördüm. Ayrıca pilotun kuleyle irtibatını sağlayan telsizin sigortalarının çekili olduğunu gördüm. Biz tutukluyken savcılık Malatya'ya ifadeye çağırdığında savcı bunun resimlerini gösterdi ve resimlerde gördük. Hatta bunun nasıl gözden kaçırılabileceğini belirtip bilirkişiyi arayıp bilgi verildi yanımızda, 'Bu nasıl gözden kaçar' şeklinde. Ondan sonra bilirkişiyle görüşüldü ama sonucunu bilmiyorum."

Dava, ileri bir tarihe ertelendi.

HIRSIZLIK SUÇUNDAN YARGILANIYORLAR

Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopteri arama çalışmalarına katılan ve kırıma uğrayan S70 Sikorsky helikopterin soruşturmasını yürütmek üzere Pilot Yarbay Ebubekir Semih Yüksekkaya, Pilot Yüzbaşı Davut Uçum, Teknisyen Başçavuş Halil İbrahim Açan, Teknisyen Başçavuş Bekir Çerikçi, Teknisyen Üstçavuş Cemal Şahin, Teknisyen Başçavuş Suat Kaplan, Teknisyen Başçavuş Aydın Özsıcak, Teknisyen Başçavuş Nedim Bakırhan ve Teknisyen Başçavuş Nusret Memiş'ten oluşan 9 kişilik de teknik heyet gitmiş, daha sonra ortaya çıkan ve helikopterdeki GPS cihazlarının sökülme anı olduğu iddia edilen görüntülerde helikopter enkazının başında  elinde sigara ile çömelmiş bereli askerin Cemal Şahin, elinde tornavida olan askerin Aydın Özsıcak, onun karşısında enkazın başında duran askerin ise Nedim Bakırhan olduğu tespit edilmişti. Ayrıca olayla ilgili yürütülen soruşturma sırasında teknik takibe takılan dönemin Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Ahmet Ergeç ve şu anda 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklu bulunduğu belirtilen Yusuf Yiğit arasında geçen görüşmede Yiğit, "Bir söken ekip var, bir de sökülen malzemeyi yakan ekip var. Biz de yaktık. Ama işte hava soğuktu ısınmak için yaktık falan. Yaktıkları şey de mekanik bir şey ama bu kadar yani fazlasını da bilmiyorum" demişti.

Bunun üzerine başlatılan soruşturma sonunda teknik heyette yer alan 9 kişi ile Yusuf Yiğit hakkında 'Nitelik hırsızlık suçundan' 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açılırken, davada mağdur olarak helikopter şirketi sahibi Esas Havacılık Taşımacılık Turizm Ticaret A.Ş. görülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Göksun adliyesi

Avukatların adliyeden çıkması

///////////////////

Olay yerinde uçan helikopter (ARŞİV)

Enkaz başındaki askerler (ARŞİV)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 256 MB

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

================================

MAÇTA ÖLEN NİJERYALI FUTBOLCU DENİZLİ'DE BABASININ GÖZYAŞLARI ARASINDA TOPRAĞA VERİLDİ

DENİZLİ'de Süper Amatör Lig'de geçtiğimiz Pazar günü Yeşilköyspor ile Sarayköyspor arasında oynanan maç sırasında takımını öne geçiren golü attıktan sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden 23 yaşındaki Nijeryalı futbolcu Ekondayo Ebenezer Mawoyeka, İrlanda'da yaşayan babasının da katıldığı cenaze töreniyle Gümüşler Mezarlığı'ndaki Hıristiyan bölümünde toprağa verildi. Cenaze boyunca gözyaşlarını tutamayan ve oğlunun arkasından "Harika bir çocuktuö diyen baba Olatunde Mawoyeka (62) maç sırasında ambulans olmadığı gerekçesiyle savcılığa verdiği ifadede şikayetçi oldu.

Geçtiğimiz Pazar günü Süper Amatör Lig'de Servergazi Satadında Yeşilköyspor ile Sarayköyspor arasında oynanan maç sırasında takımını öne geçiren golü atan Nijeryalı futbolcu Ekondayo Ebenezer Mawoyeka, karşılaşmanın 35'inci dakikasında kalp krizi geçirdi. İhbar üzerine stada gelen ambulansla Servergazi Devlet Hastanesi'ne kaldırılan golcü futbolcu Mawoyeka, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Acı haber futbolcunun oynadığı Sarayköyspor yöneticileri tarafından Nijerya Konsolosluğu'na, ardından da İrlanda'da yaşayan baba Olatunde Mawoyeka'ya bildirildi. 12 oğlundan birini kaybettiği öğrenen acılı baba bugün Denizli'ye geldi. Oğlunun cenazesini Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp morgunda teslim alan baba Mawoyeka, "Harika bir çocuktuö dediği oğlunun ardından uzun süre gözyaşı döktü.

STATDA AMBULANS OLMADIĞI İÇİN ŞİKAYETÇİ OLDU

Oğlunun cenazesini teslim almadan önce Bereketli Polis Merkezi'ne giderek ifade veren baba Mawoyeka, oğlunun en son 4 ay önce İrlanda'ya yanına geldiğini, hiçbir rahatsızlığı olmadığını, maç sırasında statta ambulans olmadığı gerekçesiyle şikayetçi olduğunu söyledi. Baba oğlunun Denizli'de toprağa verilmesini de istedi.

Adli tıp morgundan baba Mawoyeka, Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş, Sarayköysporlu yönetici ve futbolcular tarafından alınan cenaze, ilk olarak Denizli Büyükşehir Belediyesi Mezarlık Hizmetleri Müdürlüğü'ne götürülerek yıkandı. Ardından da Gümüşler Mezarlığına götürüldü. Mezarlığın Hıristiyan Bölümü'nde bir papazın da katıldığı Hıristiyan geleneklerine göre düzenlenen törenin ardından genç yaşta hayatını kaybeden golcü futbolcu Mawoyeka, tabutla toprağa verildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-----------------------------------

-Futbolcu arkadaşlarından morg önünde detay,

-Babanın cenazeyi almaya girmesi

-Cenazenin morgdan çıkarılması ve babanın ağlaması

-Babanın konuşması, Nijeryalı bir futbolcunun babanın konuşmasını çevirmesi

-Mezarlıkta cenaze töreninden görüntü

-Dua okunması ve toprağa verilmesi

Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN/DENİZLİ,

==============================

9 yıl önce yayaya çarpıp kaçan hurdacı yakalandı (2)

ADLİ KONTROLLE SERBEST BIRAKILDI

9 yıl önce yolun karşısına geçmeye çalışan kişiye çarparak ölümüne neden olarak kaçan Hüseyin K. 'Taksirle ölüme neden olmak' suçlaması ile yargılandığı mahkeme tarafından adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

Alişan KOYUNCU/ İZMİT,

==================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni 18 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement