'İntikam' yemini eden DEAŞ'lı tutuklandı
Adana'da 'intikam' yemini edip eylem yapmak isteyen terör örgütü DEAŞ'lı Barış C. (26) tutuklandı.
İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Terörle Mücadale ekipleri, terör örgütü DEAŞ'ın sözde emiri Ebu Bekir el-Bağdadi'nin yayınladığı 30 dakikalık sözde eylem çağrısı üzerine harekete geçti. DEAŞ'lı teröristlerin Konya, İzmir ve Malatya'da üzerinde Arapça ve Türkçe ve 'Vallahi intikam alacağız. Bir mühlet sonra olsa da intikam alacağız' yazıları paylaştığını saptadı. Adana'da Barış C.'nın aynı yazıyı sosyal medya hesabında paylaşması üzerine, ekipler hakereke geçti. Bombalı ve bireysel eylem yapma hazırlığında bulunan şüpheli Seyhan ilçesinde yakalandı. Barış C.'nin ayrıca Gaziantep üzerinden Suriye'ye geçiş yapmak isterken yakalanıp 22 ay hapis yattığı ortaya çıktı. Gözaltına alınan şüpheli emniyetteki sorgusunda, paylaşımı kendi yapmadığını mahallede bulunan bir kahvehane gittiğini ve sosyal medya hesabını burada bulunan kişilerle ortak kullandığını söyledi.
Sorgusu tamamlanan Barış C. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Görüntü Dökümü
-----------
-Zanlının adli tıp birimine getirilmesi
-Adli tıp biriminden çıkarılması
-Arapça yazının fotoğrafı
SÜRE: 49" BOYUT: 90 MB
Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,
=========================
Kulp'taki saldırıda kullanılan EYP'nin aynısı, iki ayrı noktaya tuzaklanmış
Muş'ta, askeri araçların sık sık geçiş yaptığı karayolunda, PKK'lı teröristlerin iki ayrı noktaya tuzakladığı el yapımı patlayıcılar, bulunarak imha edildi. Amonyum nitrat ve mazot karışımı 60'ar kiloluk patlayıcıların, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 7 sivilin şehit oldu, 10 kişinin ise yaralandığı saldırıda kullanılan patlayıcıyla aynı olduğu belirlendi.
Güvenlik güçleri, PKK'lı teröristlerin, Diyarbakır'ın Kulp ilçesi kırsalında 13 Eylül günü odun toplamadan dönen işçileri taşıyan kamyonete yönelik düzenlediği, 7 sivilin şehit olduğu, 10 kişinin de yaralandığı saldırının bir benzerini Muş'ta gerçekleştireceği bilgisini edindi. Harekete geçen güvenlik güçleri, Şehit Uzman Jandarma Sami Saygı'nın ismi verilen operasyonu başlattı. Yapılan arama tarama faaliyetlerinde Muş- Kulp karayolunun 27'nci kilometresinde, 75 metre aralıklarla tuzaklanmış, 2 ayrı el yapımı patlayıcı tespit edildi.
Bunun üzerine bölgeye İl Jandarma Komutanlığı Patlayıcı Madde İmha Timi (PAMİT) çağırıldı. Yapılan incelemede, patlayıcıların, teröristlerin Kulp'ta kullandığı el yapımı patlayıcıyla aynı olduğu tespit edildi. Amonyum nitrat mazot karışımı 60'ar kiloluk patlayıcılar, kontrollü olarak imha edildi.
Görüntü Dökümü
------------
-Patlayıcının infilak ettirilmesi
Haber: Muhammed Sami MARAL/ MUŞ,
====================
Osman Ayık'tan ara tatili değerlendirmesi: Beklentilerimiz doğrultusunda bir düzenleme
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yıl hayata geçirdiği ara tatil uygulamasını, "Beklentilerimiz doğrultusunda bir düzenleme ama içinde bir iki tane daha rötuş yapmak lazım" diye değerlendirirken, yapılacak değişikliklerle uygulamanın Türk turizmine ve vatandaşlara her anlamda avantajları olacağını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında başlatılan yeni uygulamayla artık yaz tatiliyle yarıyıl tatilleri haricinde öğrenciler kasım ve nisan aylarından da ara tatillere çıkacak. Uygulamanın turizme etkisi olup olmayacağını değerlendiren TÜROFED Başkanı Osman Ayık, "Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan bu yeni düzenleme, aslında bizim beklentilerimiz doğrultusunda bir düzenleme ama içinde bir iki tane daha rötuş yapmak lazım. Özellikle ara tatiller konusunda ve okulların açılış ve kapanış tarihleriyle ilgili. Bu ne yapacak? İnsanların tatil yapma alışkanlığını arttıracak ve işletmelerin sürdürülebilirliği açısından da son derece önemli etki yapacak. Çünkü bu tür blok tatiller aslında Türkiye'nin her yönüne, bunu sadece kıyı bölgelerine yapılacak tatiller olarak da düşünmemek lazım. Türkiye'nin her noktasına iç pazardan yoğun bir hareketliliğin sağlanmasına neden olacaktır" dedi.
'İKİ YENİ TATİL AYI KAZANMIŞ OLURUZ'
Uygulamayla ilgili bazı değişiklikler yapılabileceğini ve bu sayede tatil süresinin uzatılabileceğini kaydeden Osman Ayık, "Bizim buradaki en önemli taleplerimizden birisi gerek nisan gerekse kasım ayında olan ara tatillerde Türkiye'yi belli bölgelere bölerek, 3 bölge şeklinde mütalaa edip, nisan ayının başından sonuna kadar 3 bölgeyi 3 dönemde sınırlayarak ayın tamamını bir tatil ayına dönüştürmek. Aynı şey kasım ayı için de yapılabilir. Dolayısıyla bununla biz iki yeni tatil ayı kazanmış oluruz işletmeler olarak ki bunun son derece önemli bir etkisi olur. Aynı şeyi okulların açılış, kapanış tarihlerinde de yaparsak aslında bu bizim yılın neredeyse yarısında insanlar tatil yapma şansına sahip olacak" diye konuştu.
'HER ANLAMDA AVANTAJLARI OLACAK'
Düzenlemenin en önemli faydalarından birinin dönemsel yoğunlukları ortadan kaldırmış olacağına işaret eden Osman Ayık, şöyle devam etti:
"Yaz dönemi tatil döneminde haziran başı eylül sonu gibi döneme çekerek 4 ay oradan, iki tane de kasım ve nisanda eklediğimiz zaman 6 aylık bir süre içerisinde yaygın şekilde belli bir tarihe sıkışmamış bir tatil dönemi yaşatacağımız için de insanların ulaşımdan tutun da konaklamaya kadar her anlamda avantajları olacak. Bu da son derece önemli bir şey olur. Bir diğer önemli şey de tabii ki kasım ayında beklediğimiz şekilde ara tatilin etkisini göremeyebiliriz. İnsanların planlama yapması bakımından zamanları kısıtlı olabilir ama nisan ayında ben bunun son derece önemli katkılarının olacağını düşünüyorum. Bunun iç turizmin gelişmesine, Türkiye'deki turizm sektörünün gelişmesinde son derece önemli etkileri olur diye düşünüyoruz. İnşallah hükümetimiz önümüzdeki günlerde buna benzer bir düzenlemeyi de paralel olarak gerçekleştirirse Türkiye'de turizm konusunda önemli bir hamle yapmış oluruz."
Görüntü Dökümü
--------------
Havalimanı iç hatlardan çıkan yerli turistler detaylar
TÜROFED Başkanı Osman Ayık röportaj
Havalimanı iç hatlar detay
TÜROFED Başkanı Osman Ayık röportaj
Sahilden detaylar
TÜROFED Başkanı Osman Ayık röportaj
Sahilden detay
TÜROFED Başkanı Osman Ayık röportaj
Sahilden detay
368 MB/// 03.20"
HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),
====================
Ruhsatsız 18 katlı binaların yıkımına başlandı
Erzurum'da proje ve ruhsatı olmadığı gerekçesiyle inşaatı durdurulan, madde bağımlılarının uğrak yeri haline gelen New City konutlarının yıkımına başlandı. 550 bin liraya ihale edilen yıkım, 200 gün sürecek.
Merkez Palandöken ilçesinin Yenişehir semtinde, Büyükşehir Belediye eski Başkanı AK Parti'li Ahmet Küçükler döneminde 2 bin 100 konutluk proje hazırlayan müteahhit Ahmet Metin Karadayı, inşaata başlamadan dairelerin büyük bölümünü sattı. Eski İmar İskan Konutları'nda oturanların evlerini 2012'de yıkarak karşılığında daire sözü veren Karadayı'nın inşaatı, ruhsatı ve projesi olmadığı gerekçesiyle mevcut Belediye Başkanı AK Parti'li Mehmet Sekmen tarafından durduruldu. Temeli 2013 yılında atılan 36 bloktan oluşacak ve 240 milyon liraya mal olacağı belirtilen projede mağdur olanlar, sık sık eylem yaparak seslerini duyurmaya çalıştı.
İş insanı Ahmet Metin Karadayı, başka inşaat projeleri nedeniyle 'dolandırıcılık' suçundan 386 yıl hapis cezası alınca cezaevine girdi. Karadayı, inşaatları tamamlamayınca çok sayıda kişinin ev sahibi olma hayali, hüsranla bitti. New City projesinde maketlere bakarak ev alanlar, Bölge İdare Mahkemesi'nde hizmet kusurundan kaynaklı zararların giderilmesi için Büyükşehir Belediyesi'ne dava açtı.
'ADETA GÖKYÜZÜNDEN DAİRE SATIN ALMIŞLAR'
Büyükşehir Belediyesi 1'inci Hukuk Müşavirliği tarafından mahkemeye gönderilen savunmada, "Müvekkiliniz dolandırılmaya karşı hiçbir tedbir almamıştır. İmzaladığı kağıtta gayrimenkulün pafta, ada, parsel numaraları ile diğer mülkiyet bilgileri bulunmamaktadır. Adeta gökyüzünden daire satın almıştır" denildi.
12 bloğu tamamlanan, bazıları ise yarım kalan New City konutları, madde bağımlılarının uğrak yeri oldu. Liseli iki gencin de canına son verdiği, bazı kişilerin de intihara teşebbüs ettiği inşaat halindeki binalar, vatandaşların tepkisine neden oldu.
YIKIM 200 GÜN SÜRECEK
Sosyal medya üzerinden paylaşım yapanlar, inşaatların yıkılmasını istedi. Yaklaşık 5 yıl inşaat halinde bekleyen binalarla ilgili Büyükşehir Belediyesi, yıkım kararı aldı. 10 Eylül günü binaların yıkımı için ihaleye çıkan Büyükşehir Belediyesi, 200 gün sürmesi beklenen yıkımı 550 bin liraya ihale etti. İhaleyi kazanan firma, binaların yıkımına başladı.
Görüntü Dökümü
---------------
-Drone ile çekilen detaylar
-Konutların yıkımından detaylar
-Vatandaş ile röp
-Hümeyra Pardeli'nin anonsu
-Mağdurların daha önce yaptığı protestolardan detay
-New City konutlarında intihar eden kızın görüntüsü
Haber: Hümeyra PARDELİ-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
=================================
Kalp ve epilepsi hastası Ülkü Serenay, yürümek için yardım bekliyor
Tokat'ın Niksar ilçesinde kalp hastası olarak dünyaya gelen, daha sonra epilepsi ve hipertansiyon rahatsızlığı da tespit edilen Ülkü Serenay Saçan'ın (5) ailesi, tedavisi ve yürüyebilmesi için yardım bekliyor.
Niksar ilçesinde yaşayan Seda (25) - Onur Saçan (33) çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü olan Ülkü Seranay Saçan, kalp hastası olarak dünyaya geldi. Doğum sonrası Niksar Devlet Hastanesi'nde tedaviye alınan Ülkü Seranay daha sonra Ankara'ya sevk edildi. Burada 19 gün küvezde kalarak ilaç tedavisi aldı. Hastaneden taburcu edilen Küçük Saçan, 4 ay sonra yeniden götürüldüğü Ankara'da kalbinden pulmoner bantı ameliyatı geçirdi. Tedavisinin tamamlanmasının ardından hastaneden taburcu edilen Ülkü Seranay'ın epilepsi, gelişim geriliği ve hipertansiyon hastalıklarına da yakalandığı belirlendi.
'HİÇ YÜRÜYEMEZ, ÖLÜR DEDİLER'
Kızı Ülkü Seranay'ın normal doğumla dünyaya geldiğini söyleyen anne Seda Saçan, "Kalp hastası olarak doğdu. Doğduğu zaman buradan gönderdiler, götürmezseniz çocuğunuz ölecek dediler. Biz de kendi imkanlarımızla Ankara'ya gittik. Oradaki doktorlar 'çocuğunuz 4 aylık olana kadar kontrole gelmesi gerekiyor' dediler, biz de götürdük. Çocuk dört aylık olunca da kalbinin altında sıvı biriktiğini, bu sıvının temizlenmesi gerektiğini söylediler. Bir hafta hastanede kaldık. Daha sonra doktor, 'Bu çocuğun kalbi çok yorulmuş, ameliyat olması gerekiyor' dedi. Ameliyattan sağlam bir şekilde çıktı, kucağıma verdiler. Çocuğum kucağımdayken balgamını yutamadı, kalbi durdu. Kalbi durunca tekrardan yoğun bakıma aldılar. 2 ay yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakımda 2 kez kalbi durdu, 2 ay solunum cihazlarına bağlı olarak yaşadı. Daha sonra nöbetlerimiz başladı. Epilepsi oldu. Hastaneden eve çıkınca da bir süre sonra kafasını tutamadığını, oturamadığını fark ettim. Doktora götürdüğümüzde de yapacak bir şey yok dediler. Zaten böyle devam edecek. Ölür, yaşamaz dediler. Birçok doktora götürdük, aynı şeyleri söylediler. Engelli demek istemiyorum ama engelli kaldı, konuşamıyor, yürüyemiyor, oturamıyor, bütün ihtiyacını ben karşılıyorum. Kızımın yürümesi için bazı cihazlara ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlar için de bizim maddi durumumuz yeterli değil. Hayırseverlerden, Cumhurbaşkanımızdan yardım bekliyorum. Bir el uzatmalarını, sesimizi duymalarını istiyorum. Bu sesimize bir kulak versinler istiyorum. Çocuğuma 'hiç yürüyemez, 2,5 yaşına kadar ölür' dediler. Ben de 'Allah'tan ümit kesilmez' dedim. Ben her doktordan duyuyordum bu kelimeyi. Çocuğum doğdu doğalı duydum, kendimi üzmedim. Yoluma da böyle devam ettim. Şimdi de büyüdü. Gören doktorlar 'iyi beslenmiş ki yaşıyor' dediler" diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANIMIZ DESTEK İSTİYORUZ'
Belediye bünyesinde özel şirkette parkomat görevlisi olarak çalışan baba Onur Saçan da kızının tedavisi için doğumundan bu yana hastane hastane gezdiğini ifade ederek, "Çocuğumun sürekli öleceğinden bahsediyorlar. Ama ben çocuğumun öleceğine inanmıyorum. Çocuğumu yaşatmak için bütün kapıları çalıyorum. Resmi kurumlara müracaat ediyorum. Fakat herhangi bir yardım çıkmıyor. Benim geride kalan 2 çocuğum daha var. Bunların da geleceklerini hazırlamam lazım. Aldığım maaşın 3'de 2'si engelli çocuğuma gidiyor. 2 ayda bir Ankara'ya, ayda bir Samsun'a gidiyorum. Bunlar da bayağı bir masraflı oluyor. Artık bunaldım, yeter denecek duruma geldim. Özellikle Cumhurbaşkanımızdan bizim sesimizi duymasını istiyorum. Şu anda kızım için yurt dışından alınması gereken robotik yürüme cihazı var. Fiyatı 50 bin euro, yaklaşık 300 bin liraya tekamül ediyor. Bunu da tabi bizim alma şansımız yok" dedi.
Çoğunun durumuna çok üzüldüğünü ifade eden Onur Saçan, "Hiçbir baba çocuğunu bu halde görmez istemez. Ben zaten her gün ölüyorum. Hastaneye de gitsek, doktora da gitsek bize sadece 'Çocuğunuz ölecek. Bu fazla yaşamaz. Belki yarın kalktığınızda bu çocuğunuzu ölü bulacaksanız' dediklerinde ben kahroluyorum. Doktorlar bizi teselli edeceğine sadece üzüyorlar" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------
-Ailenin evinden görüntüler
-Ülkü Serenay'ın anne ve babası ile görnütüleri
-Anne ve babanın konuşmaları
-Detaylar
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/NİKSAR (Tokat),
===================================
Beyin ölümü gerçekleşen inşaat işçisi, organlarıyla 3 kişiye umut oldu
Sivas'ta geçirdiği iş kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen inşaat işçisi Naci Yıldız'ın (53) organları, nakli bekleyen 3 hastaya umut oldu.
Koyulhisar'da 14 Eylül günü yüksekten düşme sonucu ağır yaralanan ve Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin Cerrahisi Bölümü'nde tedavi altına alınan inşaat işçisi Naci Yıldız'ın dün akşam saatlerinde beyin ölümü gerçekleşti. Ailesi, Naci Yıldız'ın organlarını bağışlama kararı aldı. Türkiye Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi'nin koordinasyonunda, Malatya'dan gelen ekibin yaklaşık 3 saat süren operasyonunun ardından, Yıldız'ın karaciğer ve böbrekleri alındı. Karaciğeri nakil bekleyen hasta için Malatya'ya, böbrekleri ise Erzurum ile İstanbul'a gönderildi.
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Birimi'nde görevli Doktor Öğretim Üyesi Fatih Özdemir, "Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ne ve bağışcı aileye böyle bir bağışta bulundukları için teşekkür ederiz. Allah sabırlar versin. Yaptıkları iş hayırlı bir iş oldu. Karaciğer, İnönü Üniversitesi'nde karaciğer bekleyen bir hastaya nakil edilecek. Böbrekler ise biri Erzurum'da diğeri İstanbul'da organ bekleyen hastalara nakil edilecek. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz" dedi.
Naci Yıldız'ın kardeşi Bahattin Yıldız ise, "Can kaybetmişiz. Bazı insanlar duyarsız olur ama düşündük. Aileyi çağırdım, çocuklarına sordum. Ben de ağabeyi olarak bağışladım. Hiçbir aileden bir kuruş para temin etmemek şartıyla bağışladım. Takdiri ilahi buymuş, yapacak bir şey yok elimizden de bir şey gelmiyor" dedi
Görüntü Dökümü
---------------
-Nakil ekibinin görüntüleri
-Organların götürülüşü
-Bağış yapan kardeşirnin konuşması
-Doktor öğretim üyesinin açıklaması
Haber-Kamera: Uğur YİĞİT/SİVAS,
================================
Amasra'da tapınağa ait sütunlar bulundu
Bartın'ın Amasra ilçesinde, ilçeye adını veren Kraliçe Amastris'in tapınağı olduğu düşünülen sütun ve sütun ayakları bulundu.
Amasra'ya adını veren kraliçe Amastris'in tapınak kalıntıları olduğu düşünülen yapılar, geçen yıl Amasra Müze Müdürlüğü tarafından yapılan sondaj kazısı ile gün yüzüne çıkartıldı. Amasra Kum Mahallesi'nde bir kişiye ait 2 dönümlük arazi üzerinde geçen yıl 2 aylık bir çalışma ile 5 adet sondaj kazısı açıldı. Kazılan alanlarda derinlikleri 50-60 santimetre ile 1,5 ve 2 metre aşağıya inildiğinde 5 adet 6 metre boylarında sütun ile sütun ayaklarının konulduğu hayvan figür işlemeli taban mermer kaideleri bulundu. Sütun boylarından yola çıkılarak, tapınak yüksekliğinin 6-7 metre civarında olduğu tahmin ediliyor. Yapılan çalışmaların durmasının ardından, bulunan eserlerin üzerleri bezlerle kapatıldı. Bu yıl hiçbir çalışmanın yapılmadığı alanda kazı çalışmaların başlaması bekleniyor.
Detaylı bilimsel kazıların başlaması için beklemede olduklarını söyleyen Amasra Müze Müdür Vekili Ahmet Çapkun, "Geçen yıl müze müdürlüğümüz tarafından orada bir sondaj kazısı yapıldı. Ortaya çıkan eserlerin kraliçe Amastris'in tapınağı kalıntıları olarak değerlendiriyoruz. Ancak bunu net bir şekilde söylemek şimdilik doğru olmaz, daha detaylı bilimsel kazı ve araştırma yapılması gerekiyor. Durum bu şekildedirö dedi.
Amasra Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Hüseyin Boran, "Kraliçe Amastris'in tarihi tapınak kalıntılarını ortaya çıkarılması ilçemiz tarihi için önemli bir gelişmedir. Bu sayede belki de her tarafında tarih olan Amasra'mızda bir ilerleme kat etmiş oluruz. Tapınak kalıntılarının ortaya çıkarılarak turizme kazandırılması için Amasra Kültür ve Turizm Derneği olarak gereken desteği vermeye hazırızö diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------
-Tapınak tabelası
-Kazı alanı geniş detay
-Muhabir anons
-Kazıdan çıkan sütun ve kaideler
-Detay görüntüler
Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,
========================
Tarihi vadide güvercin gübresiyle sebze yetiştiriyor
Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesinde bulunan Üzengi Vadisi'nde güvercin besleyen Osman Arıcı (59), elde ettiği güvercin gübresiyle bahçesinde sebze yetiştiriyor.
Nevşehir'in Ortahisar Beldesi'nde bulunan Üzengi Vadisi, hem doğal hem de tarihi zenginlikleri ile ön plana çıkıyor. Bölgede kiliseler, doğal su kaynakları, dereler ve güvercinler için oyulmuş kayalar bulunuyor. Tarihi vadide 45 metrekare yer satın alan aşçılıktan emekli 3 çocuk babası Osman Arıcı, burada güvercin yetiştirmeye başladı. Arıcı, yetiştirdiği güvercinlerin gübresiyle vadinin karşısında bulunan arazisinde domates, biber, patlıcan ve kabak yetiştiriyor. Vadinin 7 kattan oluştuğunu belirten Osman Arıcı, "Burada bahçemizde ekimler yapıyoruz. Güvercinlerimiz olduğu için de gübrelerini bahçemizde kullanıyoruz. Yetiştirdiğim sebzeleri kendimiz tükettiğimiz gibi eş dost akrabalarımıza dağıtıyoruz, bazen de satıyoruz" dedi.
Güvercinleri Ortahisar'da pazarlardan satın aldığını belirten Arıcı "Güvercinleri besleyerek onların gübresini alıyorum. Bahçeme ektiğim domates, biber veya patlıcan gibi ürünlere gübre desteği sağlıyorum. 60 güvercin ile başladım. Şuan 500 güvercinim var" diye konuştu.
Bölgenin tanıtılarak turizme kazandırılmasını isteyen çiftçi Arıcı, "Bu yaptığım işi elimden geldiğince de geliştireceğim. Buralara yürüyüş grupları genellikle geliyor. Güvercinleri beslemek için Ortahisar'da pazarlardan buğday alıyorum. Kar yağdığı için güvercin hiçbir şey bulamıyor. Biz kışın gelip, burada güvercinleri besleriz. Ben bölgenin tanıtılmasını istiyorum. Türkiye'de böyle bir yer yok. O yüzden buraya gerekli önemin verilmesi gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
------------
-Üzengi Vadisi güvercinliklerden detay
-Osman Arıcı'nın güvercinler beslemesi
-Osman Arıcı ile röportaj
-Diğer detaylar
Süre: 5,22 Boyut: 624MB
Haber: Olcay DÜZGÜN Kamera: Muhammed KISIR/KAYSERİ,
=================
Böbrek nakliyle sağlığına kavuştu
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakil Merkezi'nde böbrek nakli olan Güney Yeşil (30), sağlığına kavuştu. Yeşil, "Nakilden 2 hafta önce dedemi rüyamda görmüştüm. 'Torun sabrettin çok az kaldı. Güzel günler yakın. Artık sen de tatile gideceksin gençler gibi, eğlenebileceksin, gezebileceksin' dedi bana" diye rüyasını anlattı.
İstanbul'da yaşayan Güney Yeşil, erken doğum nedeniyle böbrek yetmezliği hastalığıyla mücadele etmeye başladı. 26 yıldır ilaç ve tedavilerle tedavisini devam eden Güney Yeşil'in 4 yıl önce böbrekleri iflas etti. Diyalize girmeye başladı. İstanbul'da böbrek nakli için nakil merkezine başvurmasına rağmen kendisine bir türlü sıra gelmedi. 5 ay önce nakil için ÇOMÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakil Merkezi'ne başvuru yaptı. Sıra beklemeye başladı. Yeşil'e beklediği haber 12 Eylül'de geldi. Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Devlet Hastanesi'nde beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin yakınları organlarını bağışladı. 3 saatlik bir operasyonla böbrek nakli olan Güney yeşil sağlığına kavuştu. Kana kana su içti.
'BÖBREK DEĞERLERİ NORMAL FONKSİYONLARA YAKLAŞTI'
Başarılı bir operasyon gerçekleştirdiklerini belirten ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Doç. Dr. Cabir Alan, "Hiç idrar çıkaramazken şu anda 3 litrenin üzerinden idrar çıkarıyor. Böbrek değerleri de normal insanın olması gereken değerlere yaklaşmış durumda. Birkaç gün içerisinde kendisini taburcu etmeyi planlıyoruz. Doğuştan gelen böbrek hastalıklarından kısaca bahsetmek istiyorum. Bu tip hastalıklar genellikle, genetik rahatsızlıklardır. Tespit edilmesi oldukça zordur. Çoğu zaman tesadüfen ortaya çıkar. Bu tip hastalıkların erken teşhisi için mutlaka yılda bir kere bir periyodik kan testi yapılması bu tip hastalıkların önünü alınması açısından önemli bir durumdur" dedi.
NAKİLDEN 2 HAFTA ÖNCE RÜYASINI GÖRDÜ
Doğuştan gelen bir hastalık yaşadığını ifade eden Güney Yeşil ise "Nakilden 2 hafta önce dedemi rüyamda görmüştüm. 'Torun sabrettin çok az kaldı. Güzel günler yakın. Artık sende tatile gideceksin gençler gibi, eğlenebileceksin, gezebileceksin. Diyalizden sonra ölü gibi yaşamayacaksın' dedi bana. ve buraya çağırdılar. Su içmek hayatta en önemli olaylardan biri. Ben diyaliz zamanında 3.5-4 yıldan beri sadece haftada 3 gün kana kana olmasa bile 2-3 bardak su içebiliyordum. Diğer günler sıvı tüketimi çok çok azdı. Artık ciğerlerim. Böbreklerim ve diğer organlarım zarar göremeye başladı sıvı alamadığım için. Su, çorba şeker, tuz kullanamıyorduk. Zaten tuz ve şeker kullanmayın. Böbrektin düşmanları onlar. Su ve idrar insan için gerçekten çok önemli. İçinizde olan bütün fosfor, kalsiyum, potasyum, atmanız gereken bütün pislikleri idrar yoluyla atıyorsunuz. İçebildiğinizden daha fazla su içmeye çalışınki vücudunuz çalışsın" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------
-ÇOMÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesinden görüntü.
-Böbrek nakli olan Güney Yeşil'den görüntü.
-Cabir Alan açıklama görüntüsü.
-Güney Yeşil açıklama görüntüsü.
Haber-Kamera: Cemhan ŞEN/ÇANAKKALE,
===================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?