TSK Kimyasal Silah Kullandı Mı? - Son Dakika
Güncel

TSK Kimyasal Silah Kullandı Mı?

TSK Kimyasal Silah Kullandı Mı?

Çukurca yakınlarındaki Kazan Vadisi'nde ölü ele geçirilen teröristlerin otopsi işlemleri tamamlandı.

10.01.2012 07:21  Güncelleme: 10:53
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Malatya Adli Tıp Morgu'na getirilen 12'si yabancı uyruklu 24 teröristin cesetleri üzerine yapılan toksikolojik incelemede kimyasal silah izine rastlanmadı. PKK'lı teröristlerin ateşli silahlarla yaralanma sonucu hayatını kaybettiği belirlendi.

Geçtiğimiz yıl ekim ayında Çukurca'da 24 Mehmetçiğin şehit edilmesinin ardından, Kazan Vadisi'nde 35 terörist etkisiz hale getirilmişti. PKK'ya yakın internet siteleri ile BDP'liler başta olmak üzere Alman parlamenterler ve Fransız avukatlar, TSK'nın operasyonda kimyasal silah kullandığı şeklinde propaganda yapmıştı.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre operasyonun ardından terör örgütüne yakın yayın kuruluşları tarafından dillendirilen 'kimyasal silah kullanıldı' iddialarının gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. İddiaları uluslararası arenada gündeme taşımak amacıyla Kazan Vadisi'ne götürülen Avrupa Parlamentosu (AP) eski üyesi Feleknas Uca, Alman parlamenter Jan Van Aken, Alman ve Fransız avukatlar Clementine Frances'in çalışmaları da boşa çıktı. Adlî Tıp raporları, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kasım ayında İstanbul Kazlıçeşme'deki mitingde propaganda aracı haline dönüştürdüğü benzer iddiaları da mesnetsiz hale getirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) envanterinde kimyasal silah ve mühimmat bulunmadığını, bölücü terör örgütü ile mücadelenin ulusal ve evrensel hukuk kurallarına uygun olarak sürdürüldüğünü bildirmişti.

Terör örgütü yandaşları tarafından propaganda aracına dönüştürülen kimyasal silah iddiaları 8 Aralık'ta yalanlanmıştı. Yerli ve yabancı bazı medya organlarında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teröristle mücadelede kimyasal silah kullandığına dair asılsız, mesnetsiz, taraflı ve karalamaya yönelik yayınların yer aldığının görüldüğü aktarılan açıklamada, "TSK envanterinde kimyasal silah ve mühimmat bulunmamaktadır. Bölücü terör örgütü ile mücadele ulusal ve evrensel hukuk kurallarına uygun olarak sürdürülmektedir." denilmişti.

Kazan Vadisi'ndeki operasyonda ölü olarak ele geçirilerek Malatya Adli Tıp Morgu'na getirilen PKK terör örgütü üyesi 12'si kadın 24 teröristin cenazeleri Muş, Diyarbakır, Siirt, Malatya gibi farklı kentlerde toprağa verilmişti. 12'si yabancı uyruklu teröristlerden 5'i İranlıydı. İran hükümeti, teröristlerin cenazelerini kabul etmedi. Yasalar çerçevesinde Malatya'daki kimsesizler mezarlığına gömülmesi gereken teröristlerin cenazeleri BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın Başkakan Erdoğan'dan ricası üzerine Ağrı'nın Diyadin ilçesinde defnedildi.

Bununla birlikte aileleri tarafından alınmayan 3 teröristin cenazesi de Malatya'daki kimsesizler mezarlığına gömüldü. Ayrıca terör örgütünün, ailelerine teslim edilen terörist cenazeleri üzerinden halkı sokağa dökmeye çalıştığı ortaya çıkmıştı.

KCK'nın bu amaçla BDP'li bazı milletvekillerine baskı yaptığı ileri sürülmüş, ailelerin, güvenlik güçlerine "Kızımızın cenazesini onlara vermeyin. Bize baskı yapıyorlar. Cenazemize bile sahip çıkartmıyorlar." diye yalvardığı haberlere yansımıştı.

KİMYASAL SİLAHLAR VE TÜRKİYE

Dünyadaki ilk kimyasal silahların kullanılmaması üzerine gerçekleştirilen anlaşma 1675 yılında Roma İmparatorluğu ve Fransa arasında imzalanmıştı. Söz konusu anlaşma bugüne göre ilkel kalsa da tarafların birbirleri ile savaşması halinde zehirli kurşunların kullanılmayacağını şart koşuyordu.

Yıllar içerisinde devletler birbirleri ile yüzlerce kimyasal silah anlaşmaları imzaladı. Bu anlaşmalar arasında Türkiye kendisi 1974 yılında gösterdi. 1979 yılında nükleer silah denemelerinin dahi karşısında yer alan Türkiye Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması anlaşmasına 2000 yılında taraf olmuştur.

Kimyasal Silahlar Sözleşmesine 1997 yılından, Biyolojik Silahlar Sözleşmesine ise 1974 yılından bu yana taraf olan Türkiye, 1996 yılında, konvansiyonel silahlar ve çift kullanımlı malzeme ve teknolojinin ihracat denetimlerine ilişkin Wassenaar Düzenlemesinin kurucu üyeleri arasında yer almış, 1997 yılında Füze Teknolojisi Kontrol Rejimine katılmış, 1999'da Zangger Komitesine ve 2000 yılında benzer etkinlikleri bulunan Nükleer Tedarikçiler Grubu ile kimyasal ve biyolojik maddelerin dışsatımının kontrolü alanında faaliyet gösteren Avustralya Grubuna üye olmuştur.

Terörizmle mücadelede aktif bir tutum izleyen Türkiye, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile ABD Başkanı Bush tarafından 15 Temmuz 2006 tarihinde St. Petersburg'da yapılan bir ortak açıklama ile ilan edilen "Nükleer Terörizmle Mücadele İçin Küresel Girişim"e de başlangıç ortağı olarak katılmış ve Girişimin ikinci toplantısına 12-13 Şubat 2007 tarihlerinde Ankara'da evsahipliği yapmıştır.

Türkiye'nin taraf olduğu yayılmanın önlenmesine yönelik uluslararası antlaşmalar ve ihracat kontrol rejimleri hükümlerinin yerine getirilmesi için, AB standartlarıyla uyumlu, gelişmiş bir ihracat kontrol sistemi de uygulanmaktadır.

Kaynak: Diğer

Son Dakika Güncel TSK Kimyasal Silah Kullandı Mı? - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement