Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 3

1- (GENİŞ HABER) CERRAHPAŞA HASTANESİ'NDE HAREKETLİ DAKİKALARABDİ İPEKÇİ, ÖLÜMÜNÜN 38. YILINDA MEZARI BAŞINDA ANILDIHaber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA, İstanbul DHA38 yıl önce suikast sonucunda hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi,...

01.02.2017 16:28

1- (GENİŞ HABER) CERRAHPAŞA HASTANESİ'NDE HAREKETLİ DAKİKALAR

ABDİ İPEKÇİ, ÖLÜMÜNÜN 38. YILINDA MEZARI BAŞINDA ANILDI

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA, İstanbul DHA

38 yıl önce suikast sonucunda hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki mezarı başında anıldı. Anma törenine Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Oktay Ekşi, Doğan Heper, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Erinç, CHP Miletvekil Barış Yarkadaş, Milliyet Gazetesi Haber Müdürü Pınar Aktaş ve meslekten isimler katıldı

"MANEVİ HUZURUNDA HÜRMETLE EĞİLİYORUM"

Demirören Ailesi ve Karacan Ailesi'nin çelenk gönderdiği anma töreninde dualar okundu.

Ardından kısa bir açıklama yapan gazeteci - yazar Doğan Heper, "Ben kendisinin manevi huzurunda hürmetle eğiliyorum ve 'görevim bitmedi' diyorum. Onun ilkeleri ve onun gazetecilikteki prensiplerini bugün de uygulamak için can veriyorum. Hatta veren arkadaşlarım sayesinde de bu meslek ilerliyor, yaşıyor, bundan sonrada yaşayacaktır eğer Abdi İpekçi gibi gazeteciler çoğalırsa.

Gazeteci yazar, CHP eski milletvekili Oktay Ekşi de, "38 yıl sonra sevgili Abdi İpekçi'nin dostlarının, onu uzaktan bilenlerin buraya gelmeleri, onun mesleğimize ne kadar derin bir damga vurduğunu, mesleğimize itibar kazandırma konusunda kendisine düşen pek çok şeyi başarıyla gerçekleştirdiğini ortaya koyan ayrı bir kriterdir. Sevgili Abdi İpekçi ile ben çalışamadım. Ama beraber çalışanlara her zaman gıptayla baktığımı bunca yıl sonrada açıkça ifade etmekten zevk duyarım" şeklinde konuştu.

"TALAN EDİLMİŞ HAYAT HAKİKATİNİN BİR AN ÖNCE İADE EDİLMESİ GEREKİYOR"

Nükhet İpekçi, anma törenine katılanlara teşekkür ederek, "Annemin ve kardeşimin saygı ve selamlarını iletiyorum size" dedi. Nükhet İpekçi sözlerini şöyle sürdürdü,

"En ağır kayıplı yıldayız. Bütün canı alınanları saygıyla anıyorum. Ailelerine kuvvetler diliyorum. Düşmanlaştırılmış bir insan eliyle kendilerinden kopartılan o en sevdikleri kişi, 10- 20- 30- 40 yıl... sonra da hiç tükenmeyecek bir acıyla anacaklar biliyorum. O 40 yıl sonraki zamanlarda kim bilir hangi evet, hangi hayır tartışılıyor olacak. Ama kayıplar hep kayıp halleriyle kalacak. Bunu çok çok iyi biliyorum. En kararlı, en tutkulu, en taraftar, en muhalif yanlarımızı sadece yaşatabilmek için kullanalım diyebileceğimiz zamanlar olacak mı? Hiç bilmiyorum. Yoksa birbirimizi ya yandaş ya da hain diye işaretlemeye mahkum ederek mi yaşayacağız. 38 yıl sonra bugün hala bağımsız yargı, toplumsal barış, gerçek demokrasi, sağlam devlet adına Abdi İpekçi'nin can hakkı hakikatinin resmi bir ifadesi resmi bir kaydı gerekiyor, hepimiz için gerekiyor. Tanıdığım, bildiğim Abdi İpekçi'nin ise bu kadar fazla çarpıtma ve yanlış, yalan, iftira, bütün bunlardan sonra talan edilmiş hayat hakikatinin bir an önce iade edilmesi gerekiyor."

"O GAZETECİNİN ÖTESİNDE BİR İNSANDI"

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise "Ben Abdi İpekçi ekolüyüm. Onun yanında bu mesleğe başladım. O gazetecinin ötesinde bir insandı. Yaşanan son 30 yılını Türk basının ilerlemesi için, evrensel kurallara kavuşması için çalışan dorukta, efsane bir insandı. Abdi bey genç kuşaklara hep şunu söyledi 'ilkeli olacaksınız, çifte kontrolü mutlaka mesleğinize uygulayacaksınız ve bu mesleği yaşatabilmek için bir selamı bile kabul etmeyeceksiniz'." şeklinde konuştu.

Anma töreninin ardından kızı İpekçi ile törene katılanlar Abdi İpekçi'nin mezarına çiçek bıraktı.

Görüntü Dökümü:

-------------------

İpekçi'nin mezarından görüntüler

Dua edilmesi

Heper'in açıklamaları

Ekşi'nin açıklamaları

Kızı İpkeçi'nin açıklamaları

Mezara çiçek bırakılması

Türenç'in açıklamaları

Detaylar

================================

2- (GENİŞ HABER) TUTUKLU TAŞIYAN CEZAEVİ ARACI TEM'DE DEVRİLDİ OLAYDA ÖLÜ YARALI YOK

Haber-Kamera: Erhan TEKTEN - Güven USTA - Boğaçhan ÖZER/ İstanbul DHA

Bağcılar TEM Otoyolu Mahmutbey Viyadüğü Ankara istikametinde mahkemeye tutuklu taşıyan bir cezaevi kaza yaptı. Kazada ölen ya da yaralanan olmadı.

Bağcılar TEM Otoyolu Mahmutbey Viyadüğü Ankara istikametinde Silivri Cezaevi'nden, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne tutuklu taşıyan bir cezaevi aracı saat 14.00'da kaza yaptı. Önce sağdaki bariyerlere çarpan araç daha sonra yan yatarak durabildi. Araçta yaralanan olmazken, aracın şoförü ile biri rütbeli 2 jandarma ön camı kırarak dışarı çıkmayı başardı. Mahkemeye götürülen 2 tutuklu ise araçta kaldı. Askerler tutukluları kontrol ederek yaralı olmadıklarını belirledi.

TUTUKLUNUN GÜLÜMSEMESİ

Aracın içinde görüntülenen bir mahkumun ise askerlerle konuşurken gülümsemesi görüntülere yansıdı.

ŞOFÖRE ALKOL TESTİ

Olay yerine hızla gelen polis ekipleri ve araçtaki asker çevrede güvenlik önlemi aldı. Kazada araç içinde bulunan toplam 5 kişi de yaralanmazken, tutukluların güvenli bir şekilde çıkarılması için çalışmalara başlandı. Olay yerine gelen başka bir cezaevi aracına aktarılan 2 tutuklu adliyeye gönderildi. Öte yandan 3 şeritli yolun en sol şeridi trafiğe kapandı. Trafik akışı 2 şeritten sağlanırken, aracın kaldırılma çalışmaları devam ediyor. Öte yandan olay yerine gelen savcı incelemelerde bulundu.

Trafik polisleri tarafından alkol muayenesi yapılan şoförün alkol almadığı belirlendi.

Görüntü Dökümü:

--------------

-Yan yata araç

-Jandarma

-Tutuklunun araç içindeki görüntüsü

-Gülümsemesi

-Şoförün görüntüsü

-Yoldan görüntü

-Şoföre alkol testi yapılması

-Şoförün polislerle konuşması

-Genel ve detaylar

01.02.2017 - 14.26 - Haber Kodu : 170201096

01.02.2017 - 15.04 - Haber Kodu : 170201112

01.02.2017 - 15.17 - Haber Kodu : 170201124

01.02.2017 - 15.21 - Haber Kodu : 170201126

====================================

ZEYTİNBURNU AÇIKLARINDA KAMBOÇYA BANDIRALI GEMİ YAN YATTI

Haber: Sinan BİLGİLİ/ İstanbul DHA

Zeytinburnu açıklarında demirli olan Kamboçya bandıralı gemi yan yattı. Bölgeye Kıyı Emniye'te bağlık ekipler sevk edildi.

Kıyı Emniyeti'nden konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, "01.02.2017 tarih saat 10.20 civarında, İstanbul Zeytinburnu demirli olan Kamboçya bayraklı 7364546 Imo nolu TALLAS isimli gemisinin meyillendiği ihbarı üzerine seyir, can, mal ve çevre emniyetini teminen derhal olay bölgesine Kıyı Emniyeti 4 hızlı tahlisiye botu sevk edilmiştir. Yapılan VHF çağrılarından cevap alınamayan ve üzerinde de her hangi bir personele rastlanmayan kazazede geminin iskele tarafına 15 derece meyilli olduğu rapor edilmiştir. Deniz araçlarımızla geminin durumu kontrol edilmektedir. Kazazede gemiye müdahale edilmek üzere Kurtarma 7 römorkörü ve bir kurtarma uzmanı olay mahalline sevk edilmiştir" denildi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Yan yatan gemiden fotoğraflar

============================

GAZİOSMANPAŞA'DA UYUŞTURUCU OPERASYONU: 90 GÖZALTI

Gaziosmanpaşa'da 100 adrese baskın düzenlendi, 90 şüpheli gözaltında.

Haber-Kamera: Çağatay KENARLI/ İstanbul DHA

İstanbul Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin dün Gaziosmanpaşa'da yaklaşık bin polisin katılımıyla 100 adreste uyuşturucu satıcılarına yönelik düzenlediği operasyonda 90 şüpheli gözaltına alındı. Operasyona Çevik Kuvvet, Özel Harekat ve havadan da polis helikopteri destek verdi. Baskın yapılan adreslerde yapılan aramada 4 tabanca ile yaklaşık 50 kilogram çeşitli türlerde uyuşturucu madde ele geçirildi. Aramalar sırasında Narkotik dedektör köpekleri 'Maya' ve 'Fırtına' da kullanıldı.

Operasyon kapsamında ele geçirilen uyuşturucu maddeler, Vatan Caddesi'nde bulunan İstanbul Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sergilendi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Dedektör köpeklerden görüntü

-Uyuşturucu maddelerden görüntü

-Tabancaların görüntüsü

-Genel ve detay görüntüler

============================

PKK'DAN SABOTAJ VE SUİKAST EĞİTİMİ ALAN KADIN MİLİTAN İSTANBUL'DA YAKALANDI.

Emniyetteki işlemlerinin ardından Adliyeye sevkedilen 32 yaşındaki Hatice S. tutuklanıp cezaevine gönderildi.

Çağatay KENARLI, İstanbul DHA

Terör örgütü PKK'nın suikast ve sabotaj eğitimini alıp İstanbul'a geldiği belirtilen Hatice S. adlı kadın tutuklandı.

Edinilen bilgiye göre İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü PKK üyesi bir kadının örgütün kırsal yapılanmasında sabotaj ve suikast eğitimi aldıktan sonra bir süredir İstanbul'da yaşadığını belirledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrulusunda 26 Ocak Pazar günü Kadıköy'de düzenlenen operasyonda 32 yaşında Hatice S. gözaltına alındı. Hatice S.'nin 2015-2016 yıllarında terör örgütü PKK'nın kırsal yapılanmasına katıldığı ve bu dönemde sabotaj ve suikast eğitimi aldığı, ardından da İstanbul'da yaşamaya başladığı belirlendi. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre İstanbul'a geldikten sonra hiçbir örgüt faaliyetine katılmadığı belirlenen Hatice S.'nin eylem için talimat beklediği değerlendiriliyor. . Emniyetteki işlemleri tamamlanan Hatice S. sevk edildiği adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Hatice S.'nin fotoğrafı

============================

REZİDANS CİNAYETİNE 4 TUTUKLAMA

Serpil KIRKESER/ İstanbul DHA

Başakşehir'de rezidansın 22'inci katında Yavuz Anuk'un(25) feci şekilde dövülerek öldürülmesine ilişkin gözaltına alınan 4 şüpheli çıkarıldığı mahkemece "adam öldürme" suçundan tutuklandı. Şüpheliler ifadelerinde, maktulü tanımadıklarını belirterek, suçlamayı reddetti. Mahkeme, maktulün bulunduğu yerin şüphelilerin kullandıkları daire önü olması, bazı şüphelilerin binaya giriş çıkış saatleri, şüpheliler ve maktul dışında olayın olduğu katta başka kişinin bulunmaması gerekçeleriyle şüphelilerin tutuklanmasına hükmetti.

4 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Tekstil işçisi Yavuz Anuk'un, 28 Ocak Cumartesi günü akşam rezidansın 22'nci katında koridorda kanlar içinde yattığını görenler polise haber verdi. Herhangi bir kurşun izi bulunmayan cesette morluklar tespit edildi. Yavuz Anuk'un cinayete kurban gittiği değerlendirilirken, polis olayla ilgili şüpheliler Yavuz D., Özkan T., Recep Y., ve Evren G.'yi gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Küçükçekmece Adliyesi'ne sevk edilen 4 şüpheli, soruşturma savcısına ifade verdi. Şüpheliler savcılık ifadelerinin ardından tutuklanmaları talebiyle Küçükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.

"MAKTÜLÜ TANIMIYORUM"

Şüpheli Yavuz D., suçlamayı kabul etmeyerek, "O gün neler yaptığımıza, nerelerde bulunduğumuza dair polise ayrıntılı beyanda bulundum. Maktulü tanımıyorum. O gün 252 No'lu daireye giriş çıkış yapmışsam da olay anında o dairede yoktum. Bu nedenle dairenin ne şekilde dağıtıldığını, kan izlerinin ne şekilde oluştuğunu bilmiyorum" dedi.

"ÖLEN KİŞİYİ GÖRÜNCE PANİK ATAĞIM TUTTU, KORKTUM VE KAÇTIM"

Şüpheli Özkan T.' de "Olay günü söz konusu daireye giriş çıkış yapmadım. Ölen kişiyi tanımıyorum. O gün o daireye giriş çıkış yapmadığım için dairenin dağınıklığını, kan izlerinin bulunma nedenini bilmiyorum. Olay saatinde Beylikdüzü'ndeydim. Olay saatinden sonra söz konusu dairenin olduğu binanın önüne geldim. Asansöre bindim ancak daireye giriş çıkış yapmadım. Dairenin olduğu koridorda ölen kişiyi görünce panik atağım tuttu ve korktum, kaçtım. Polisler aradığında da kendim polis merkezine gittim ve teslim oldum" diye ifade verdi.

"OLAYA KARIŞTIĞIMA DAİR DELİL YOKTUR"

Şüpheli Recep Y.'de şüpheliyi tanımadığını, olay saatinde dışarıda olduğuna dair güvenlik kamera görüntülerinin bulunduğunu belirterek, olaya karıştığına dair hiçbir delil bulunmadığını savundu.

"OLAYIN MEYDANA GELDİĞİ DAİREDE DE MİSAFİR OLARAK KALIYORDUM"

Suçlamayı reddeden şüpheli Evren G., "O gün Yavuz ve Özkan ile birlikteydim. Ben ve Özkan birlikte alkol aldık. Özellikle ben daha fazla alkol aldım. Hatırladığım tek şey kapının çalınması ile dairede olduğumu anlamam. Kapının çalınmasıyla uyanmış oluşum ve kapıyı açtığımda da önümde yaralı yüzlü bir şahsın yattığını görmem ve polislerle karşılaşmamdır. Poliste fotoğrafları gösterilen ayakkabı, pantolon bana aittir. Bu cins atlet kullanıyorum. Ancak bana fotoğrafları gösterilen atletin bana ait olup olmadığını hatırlamıyorum, tespit edemedim. O tokası çıkmış kemer bana ait değildir. Polislere bana ait üzerinde herhangi bir kan izi bulunmayan mavi marka sağlam kemerimi polislere gösterdim. Bana ait olduğunu da belirttim. Diğer kemeri kabul etmiyorum. O gün aşırı derecede alkollü olduğum ve evde baygın olarak bulunduğum için evin dağınıklığını, kan izlerinin nasıl oluştuğunu bilmiyorum. Kendimde olmadığım için tam olarak savunmamı yapamıyorum. Eğer hatırlayacağım bir usul var ise bunun uygulanmasını talep ediyorum. Rıza da gösteriyorum. Yeter ki kendimde olmadığım zamanı hatırlayayım. Öleni de tanımıyorum. Zaten olayın meydana geldiği dairede de misafir olarak kalıyordum. Ölen şahsınla hiç karşılaşmadım" diye ifade verdi.

MAHKEME ŞÜPHELİLERİN TUTUKLANMASINA KARAR VERDİ

Mahkeme kararında, maktulün bulunduğu yerin şüphelilerin kullandıkları daire önü olduğunu, maktulün sürüklenerek buraya getirildiği kanaati uyandırır kan lekelerinin bulunduğu, şüphelilerin kullandığı dairenin dağıtılmış olduğu, kan izlerinin tespit edildiği, maktulün birçok kişi tarafından darp edilmesini gösterir travmatik bulgu ve darp izlerinin tespit edildiğini belirtti. Mahkeme kararında, aşırı derecede alkollü Evren'in tek başına maktulü öldürecek şekilde kuvvette olacağının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğini belirtti. Kararda, bazı şüphelilerin binaya giriş çıkış saatleri, şüpheliler ve maktul dışında olayın olduğu katta başka kişinin bulunduğuna dair iddia ve bilgi bulunmayışı, tüm şüphelilerin olayın olduğu zamana yakın saatlerde olay yerinde bulunduklarına dair kuvvetli deliller, şüphelilerin içi dağıtılmış kan izleri olan eve giriş çıkış yaptıklarının tespit edildiği belirtildi. Evde kanlı bulunan bir kısım giysilerin aşırı alkollü olduğu belirtilen Evren'e ait olabileceğini ve olayda kullanıldığı düşünülen kemerin tüm şüphelilerce sahiplenilmediğini belirten mahkeme, suçun vasıf ve mahiyeti, atılı suça ön görülen ceza süresi, kaçma şüphesi gerekçeleriyle 4 şüphelinin "adam öldürme" suçundan ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verdi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Ölen Yavuz Anuk'un fotoğrafı

============================

DHA İSTANBUL - SABANCI SUİKASTI DAVASI...

Özden ATİK, İstanbul, DHA

Sabancı Center'da 1996 yılında Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ile Nilgün Hasefe'nin öldürülmesine ilişkin davanın sanıklarından, terör örgütü DHKP-C üyesi İsmail Akkol'un yargılandığı davaya devam edildi. İsmail Akkol, Sabancı suikastiyle ilgili açıklama yapacağı bir şey olmadığını söyledi. Mahkeme, mütalaasını hazırlaması için dosyanın savcıya gönderilmesine karar verdi.

AKKOL GETİRİLDİ

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 9. celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanık İsmail Akkol getirildi. Sabancı ailesini duruşmada avukat Vehbi Kahveci temsil etti. Söz verilen sanık İsmail Akkol, gözaltına alındıktan sonra bir yıldır tutuklu bulunduğunu söyledi. Akkol, "Bir yıldır 5 adımlık odada tutuluyorum. İkinci bir insan yok, ikinci bir yüz yok. Konuşurken kendi sesim tuhaf geliyor. İlk günden bu yana infaza başladılar" dedi. Mahkeme kararına rağmen dijital ortamda dosyayı inceleyemediğini öne süren Akkol, cezaevi idaresinin OHAL nedeniyle savunmasını hazırlaması için gerekli ortamı sağlamadığını, kitap, dergi vermediğini iddia etti. Akkol yazılı olarak da mahkemeye verdiği dilekçesini okudu.

"AÇIKLAMA YAPACAĞIM BİR ŞEY YOK"

Mahkeme Başkanı Yener Yıldırım'ın, "Sabancı suikastıyla ilgili konuşmayacak mısınız?" sorusu üzerine İsmail Akkol, "Bu konuda açıklama yapacağım bir şey yok. Dosyada bir tane adamın, hainin ifadesi var, dosyada başka bir şey yok. Sadece Mustafa Duyar'ın dedikleri var" diye cevap verdi. Sanık Akkol'un avukatı Özgür Yılmaz ise davanın sanıklarından Ercan Kartal'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.

DOSYA SAVCIYA GÖNDERİLECEK

Sabancı ailesinin avukatı Vehbi Kahveci ise "Sanık zaten daha önce de orada olmadığını belirtmişti. Bize göre savunması tamamlanmıştır. Ercan Kartal zaten yargılanıp mahkum edilmiştir. Sanık olduğu dosyada, tanık olması söz konusu değildir. Bize göre deliller toplanmıştır" dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, mütalaasını hazırlaması için dosyanın savcıya verilmesine hükmetti. Firari sanık Fehriye Erdal'ın yakalama emrinin infazının beklenmesini de kararlaştıran heyet, duruşmayı erteledi.

============================

CHP'Lİ VEKİLLERDEN SANCAKLI'YA TAZİYE ZİYARETİ

Haber: Özgür ALTUNCU/ Kamera: Yaşar KAÇMAZ/ İstanbul DHA

CHP İstanbul Milletvekilleri Ali Şeker ve Mahmut Tanal Saffet Sancaklı'ya taziye ziyaretinde bulundu.

Bu sabah hayatını kaybeden Saffet Sancaklı'nın eşi Hülya Sancıklı için Beylikdüzü Medicana internatiolan Hastanesi'ne gelen milletvekilleri, Sancaklı ailesine başsağlığı diledi. CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, " Bizim kötü günlerde değil, iyi günlerde de birlikteliğimizi korumamız gerekiyor" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da, "Kederde, tasada birlikte olmanın ve insan olmamızın, bu ülkenin ferdi ve vatandaşı olmamızın gereği olarak birlik ve beraberliği yansıtmak lazım. Bu hem bir dini görevimiz, hem örf adeditimizin gereği" diye konuştu. Hastanede özel bir oda tasis edilen MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı taziyeleri kabul ediyor. Gün boyu AK Parti ve MHP'den çok sayıda siyasetçi hem telefonla hem de hastaneye gelerek Sancaklı'ya başsağlığı diledi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Ali Şeker ve Mahmut Tanal'ın açıklamaları

-Genel ve detaylar

============================

HAKAN KURT: TÜRK İŞ DÜNYASINA ÇAĞRIM, BURADA ÇOK ÖNEMLİ FIRSATLAR VAR

Haber-Kamera: Taner YENER/ İstanbul DHA

Türkiye ve Katar arasında ekonomik işbirliği için düzenlenecek olan "EXPO TURKEY by QATARö tanıtım toplantısında konuşan Medyacity Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kurt, Türk şirketlerinin bu bölgeye ve Afrika'ya kolay ihracat yapabilmesi için Doha'yı merkez olarak kullanmasının çok önemli olduğunu belirtti. Kurt "Ben herkesin Orta Doğu ziyaretlerinde Katar'a gelmelerini öneriyorum. Katar, kültürünü yaşatan, koruyan, tarihsel birlikteliğimizin olduğu bir ülke. Türk iş dünyasına çağrım, burada çok önemli fırsatlar var. Türkiye ile Katar kendi kabiliyetlerini birleştirerek üçüncü ülkelerle kolaylıkla iş yapabilirler.ö diye konuştu.

Katar ve Türkiye arasında stratejik ortaklığı ve ekonomik işbirliğini geliştirmek için 18-20 Nisan 2017 tarihinde Katar Ulusal Kongre Merkezi'nde düzenlenecek olan "EXPO TURKEY by QATARö tanıtım toplantısı Katar Ulusal Kongre Merkezi CEO'su Abdul Aziz Al Emadi ve Medyacity Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kurt'un katılımıyla gerçekleştirildi.

"EKONOMİK FIRSATLARIN ÖNÜNÜ AÇACAĞINI BEKLİYORUZ"

Fuar ile iki ülke ve işletmeler arasında ihtiyaç duyulan stratejik ortaklığın kurulmasını ve gelecekteki ekonomik fırsatların önünün açılmasını beklediklerini belirten Katar Ulusal Kongre Merkezi CEO'su Abdul Aziz Al Emadi, "Bu etkinlik ekonomi, bilgi, ticaret ve kültürel etkileşim gibi alanlarda etkili bir ekonomik bölge yaratacak. İki ülke ve işletmeler arasındaki ihtiyaç duyulan bu stratejik ortaklığı kurarak bu etkinliğin gelecek ekonomik fırsatların önünü açacağını bekliyoruz. Medyacity ile gerçekleştireceğimiz bu yeni ortaklık fırsatı ile iki ülkenin de ekonomi odaklı teşviklere ev sahipliği yapmaları sağlanacak. Bu denli büyük ölçekli bir etkinliğin altından kalkabilecek ölçüde yılların deneyimine sahip olduğumuza inanıyoruz" dedi.

"TÜRK İŞ DÜNYASINA ÇAĞRIM, BURADA ÇOK ÖNEMLİ FIRSATLAR VAR"

Türkiye-Katar ekonomik ilişkileri açısından bölgede faaliyet gösteren yatırımcılar için çok etkili bir fuar olacağını ifade eden Medyacity Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kurt, Son 10 yılda Katar otorite ve iş adamlarının Türkiye'ye yaptığı doğrudan yatırım miktarının 19 milyar dolar olduğunu belirten Kurt, "Söz konusu bu rakam ile yer alıyor. Türk müteahhitlerinin Katar'da aldığı işler de var. 7,5 milyar dolarlık taahhüt hizmetleri şu anda Türk müteahhitlerinde bulunuyor. Ticarette milyar dolarlara çıkamadık. Ticaret hacmimiz 770 milyon dolar seviyesinde yer alıyor. Uluslararası piyasalardan kaynaklanan döviz baskısı altında önemli bir çıkış yolunu ortaya koyuyoruz. 18-20 Nisan'da Türkiye'den 300'e yakın firmamızla bu fuarda yer alacağız. Genel bir ticaret fuarı düzenliyoruz, sektöre özel değil. Bu da Katar'ın ticari yapısına uygun bir fuar. Katar dünyanın her yerine sektör ayırt etmeden yatırım yapan, yüksek eğitimli bir ülke" diye konuştu.

"KATAR'DA ÇOK ÖNEMLİ FIRSATLAR VAR"

Türk şirketlerinin bu bölgeye ve Afrika'ya kolay ihracat yapabilmesi için Doha'yı merkez olarak kullanmasının çok önemli olduğunu söyleyen Kurt, şirketlerin çok ciddi vergi, ticari ilişki, lojistik gibi avantajların bulunduğunu vurguladı. Katar'ın 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye'nin destek veren ilk ülkelerden biri olduğuna vurgulayan Kurt, "Ben özellikle herkesin Orta Doğu ziyaretlerinde Katar'a gelmelerini öneriyorum. Katar, kültürünü yaşatan, koruyan, tarihsel birlikteliğimizin olduğu bir ülke. Türk iş dünyasına çağrım, burada çok önemli fırsatlar var. Türkiye ile Katar kendi kabiliyetlerini birleştirerek üçüncü ülkelerle kolaylıkla iş yapabilirler. Katarlılara da çağrım, onları fuara, Türkiye'den gelebilecek kabiliyetleri görmeye davet ediyoruz." diye konuştu.

"METREKARE FİYATLARI LONDRA'YA GÖRE OLDUKÇA İYİ"

Konuşmaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hakan Kurt, Katarlıların Türkiye'deki yatırımları ile ilgili soruya, "Katarlılar, Türkiye'de daha çok yatırım için gayrimenkul satın alıyor. Segment gözetmeksizin gayrimenkul anlamında Bursa, Trabzon, İzmir ve Bodrum'a yatırım yapıyorlar. Kullanmak için de aldıkları gayrimenkuller var. Katarlı profili en çok cezbeden iki sektörden biri gayrimenkul sektörü. İstanbul çok güzel bir şehir, onunla Londra'yı kıyaslayabiliyoruz ortalama metrekare fiyatları Londra'ya göre oldukça iyi. " dedi.

"FUARDA KURU SABİTLEDİK"

Kurt, "Türkiye'nin Katar'da askeri üssü var, Türk şirketlerinin askeri malzeme üretimi konusunda iş birliği bulunuyor mu?" şeklindeki sorusuna "Katar'ın Türkiye'deki en büyük yatırımı BMC yatırımı. Deniz kuvvetleri ve yazılım anlamında Türkiye'den çeşitli satın almalar gerçekleştirildi. İki ülke arasındaki savunma iş birlikleri stratejik düzeyde devam ediyor." diye konuştu. Kurt, "Kur baskısı yatırımlar anlamında nasıl kontrol altına alınacak?" şeklindeki bir soruya ise, "Kurun reel sektörü etkilediğini çok net yaşayan biri olarak konuşuyorum, yurt dışında gerçekleştirdiğimiz bir fuarda kuru sabitledik." şeklinde yanıtladı.

"KATAR TÜRKİYE'NİN BİR KAPISI OLACAK"

Abdul Aziz Al Emadi de yerel para birimleriyle ticaret yapılmasına ilişkin soruya, "Biz bunu teşvik ederiz. Biz serbest piyasalarda çalışıyoruz. Bu alanda şöyle bir çözüm önerebiliriz, 'Biz Katarlı iş adamları olarak Türkiye'ye gittiğimizde TL'yi kullanalım' önerisini sunuyoruz. Belki biz TL ile ticaret yapabiliriz, çünkü TL ile ticaret yaparsak TL'yi desteklemiş oluruz ve bunun çok önemli bir politika olduğunu düşünüyorum." dedi. Özel sektörü ön plana çıkarmaya önem verdiklerini fuarın buna yardımcı olacağını vurgulayan Al Emadi, Türkiye'nin sanayi, iletişim, gıda konusunda çok gelişmiş olduğunu, bu tecrübesini üçüncü ülkelere aktarmayı istediklerini ve Katar'ın böylelikle Türkiye'nin bir kapısı olacağını ifade etti.

YATIRIMCILARIN YOĞUN İLGİ GÖSTERMESİ BEKLENİYOR

Katar ve Türkiye; daha hacimli bir ekonomik işbirliğine, "Expo Turkey by Qataröa imza atacak. İki ülke arasındaki stratejik ortaklık, bu fuarla Dünya sahnesine taşınacak ve her iki ülkeyi de bölgedeki ekonomi merkezleri haline getirecek. İki ülkeyi ilk kez bu tür bir etkinlikte bir araya getirecek EXPO TURKEY by QATAR, Katar Ulusal Kongre Merkezi'nde 18-20 Nisan 2017 tarihlerinde düzenlenecek. Fuara, iki ülke dışında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı kapsayan MENA bölgesi ve uluslararası arenadan yatırımcıların yoğun ilgi göstermesi bekleniyor. Medyacity ve Katar Vakfı'na bağlı Katar Ulusal Kongre Merkezi tarafından organize edilen fuarda, Türkiye ve Katar'dan üst düzey devlet temsilcileri de hazır bulunarak destek verecek. Fuar aynı zamanda ikili iş ve devlet görüşmelerine ve ortaklıklara ev sahipliği yapacak.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Medyacity Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kurt'un açıklaması

-Abdul Aziz Al Emadi'nin açıklaması

-Katar Ulusal Kongre Merkezi'nin görüntüsü

-Katarlı erkeklerin geleneksel kına gecesi kutlaması

-Şahin ve develerden görüntü

-Katar'dan genel ve detay görüntüler

============================

-(HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE YENİDEN) HALİÇ-KEMERBURGAZ DEKOVİLİ İÇİN İÇERİDE İHALE, DIŞARIDA PROTESTO

Haber-Kamera: Ezgi ÇAPA - Enver ALAS - Ali AKSOYER/ İstanbul DHA

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç-Kemerburgaz arasında yapılması planlanan demiryolu (dekovil hattı) için ihale düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi'nin Güngören'deki ek hizmet binasında gerçekleşen ihale sırasında 9 teklif değerlendirilirken, bina dışında Kuzey Ormanları Savunması'na bağlı bir grup ihaleyi protesto etti.

Haliç kıyısından başlayarak Belgrad Ormanları'nda uzanan ve yaklaşık 100 yıl önce Haliç'in kıyısındaki Silahtarağa elektrik santaline kömür taşımak üzere kurulan demiryolu (dekovil) hattının yeniden hayata geçirilmesi için düzenlenen ihaleye 9 teklif verildi.

EN DÜŞÜK TEKLİFİ YZ ALTYAPI VERDİ

Büyükşehir Belediyesi'nin Güngören'deki ek hizmet binasında gerçekleşen ihalede projenin yaklaşık maliyeti 463 milyon 207 bin TL olarak açıklandı. İhalede en düşük teklifi 321 milyon TL ile Yz Altyapı İnşaat verirken; Neoray+Nuhoğlu ortaklığı 369 milyon TL; Akçadağ+Kmb+Nas ortaklığı 377 milyon 888 bin TL teklif sundu.

Diğer teklifler sırasıyla şöyle: "Cengiz+Kolin+ Kalyon ortaklığı 398 milyon 400 bin TL; Özka+Adfa ortaklığı 427 milyon 687 bin TL; Gülermak+Nurol ortaklığı 439 milyon 984 bin TL; Doğuş İnşaat 490 milyon 885 bin TL; Yapı Merkezi 529 milyon 942 bin TL; Alsim Alarko 569 milyon TL."

İhaleyi hangi firma ya da iş ortaklığının kazandığı, ihale komisyonunun teklifleri değerlendirmesinin ardından belli olacak.

İHALEYE PANKARTLI PROTESTO

İhale salonunda teklifler görüşülürken saat 10.30 sıralarında bina önüne gelen 10 kişilik grup, "Belgrad Ormanı ihale edilemez. İBB elini Kuzey Ormanlarından çek" yazılı pankart açtı. "Toprağıma, suyuma Belgrad'a dokunma", "Ormana tren yapılmaz", "Belgrad yoksa İstanbul da yok" şeklinde slogan atan grup daha sonra basın açıklaması yaptı.

"BELGRAD ORMANI'NIN SONUNU GETİRECEK"

Dekovil hattı projesi ihalesinin adım adım takip edildiğinin belirtildiği açıklamada "2012'de 'muhafız ormanı' statüsünün 3 bin hektarlık alandan kaldırılması sonucu korunduğu söylenen son 2 bin hektarlık ormanlık alanın tam ortasından geçen 'dekovil hattı' ve eşliğindeki 'bisiklet yolu' projesinin Belgrad Ormanı'nın sonunu getireceği net ve açıktır. Son 5 yıldaki katil projelerle dört koldan kuşatılan Belgrad Ormanı etrafındaki aç gözlülük bize şunu gösteriyor ki dekovil projesi yeni 2B süreçlerini beraberinde getirecek bir tehdittir. Belgrad Ormanı'nın bütünlüğünü bozan orman içindeki her türlü taşımacılık, yol, eğlence, dinlence tesisi beton gürültü çöp ve hoyrat kullanım İstanbullunun sorumluluğundadır" denildi.

HALİÇ'TEN BAŞLAYIP CENDERE BOYUNCA KEMERBURGAZ'A KADAR UZANACAK"

Ayrıca açıklamada, "Haliç'ten başlayarak Cendere deresi boyunca ilerleyerek Kemerburgaz'a kadar uzanacak, buradan da ormana hançer gibi saplanacak dekovil tren hattının Kemerburgaz'a kadar olan alanı rant cennet haline getirilmesine ve Kuzey Ormanları'nın tertemiz nefesini şehre ulaştıran en büyük soluk borusunun inşaat sermayesi tarafından kesilmesine izin verilemez" ifadelerine yer verildi.

Grup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

(Havadan Görüntü)

-Dekovil hattının geçeceği Candere deresinden görüntü

(Geçilen Görüntü)

-Basın açıklaması için toplanan grup

-İBB binasından görüntüler

-Açılan pankart ve dövizler

-Slogan atılması

-Basın açıklaması

-Genel ve detaylar

01.02.2017 - 12.25 - Haber Kodu : 170201052

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement