Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

Artem İvanov da TEOG'da tam puan aldıANTALYA'nın Manavgat İlçesi'nde annesi bir Türkle evli olan Rus uyruklu 14 yaşındaki Artem İvanov, 6 yıl önce Türkiye'ye geldiğinde tek kelime Türkçe bilmemesine rağmen, azmi ve çalışkanlığı sayesinde Türkçe'yi öğrendi.

03.06.2017 11:47
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Artem İvanov da TEOG'da tam puan aldı

ANTALYA'nın Manavgat İlçesi'nde annesi bir Türkle evli olan Rus uyruklu 14 yaşındaki Artem İvanov, 6 yıl önce Türkiye'ye geldiğinde tek kelime Türkçe bilmemesine rağmen, azmi ve çalışkanlığı sayesinde Türkçe'yi öğrendi. Derslerinde de başarılı olan Artem İvanov, TEOG-2 sınavında 120 sorunun tamamına doğru yanıt vererek Türkiye birincileri arasında yer aldı.

Rusya'da yaşayan Victoria Trukhanova, 6 yıl önce Rus eşinden ayrıldıktan sonra tatil için geldiği Manavgat'ta Adnan Kaya ile tanıştı. O dönem Adnan Kaya ile evlenen Victoria Trukhanova ilk eşinden olan 8 yaşındaki oğlu Artem İvanov'u da alarak Manavgat'a yerleşti. Adnan Kaya ve Victoria Trukhanova çifti otelde çalışırken, Artem İvanov da 8 yaşında ilkokul 3'ncü sınıfa başladı. 2 ay Türkçe kursuna giden Artem İvanov, azmi sayesinde Türkçe'yi öğrendi hem de derslerinde başarıya ulaştı. Bu yıl TEOG sınavlarına giren Artem İvanov, ilk sınavda 120 sorudan, 118'ine, kısa süre önce açıklanan TEOG-2 sınavında ise 120 sorunun tamamına doğru yanıt vermeyi başardı.

"EVE AĞLAYARAK GELİYORDUM"

Türkiye'ye geldiğinde hiç Türkçe bilmediğini anlatan Artem İvanov, Türkçe kursuna gittiğini ve 300 kelime öğrendiğini anlattı. Artem İvanov, şöyle dedi: "Kısa süre yani 2- 3 ay kadar kursa gittim. Orada yaklaşık 300 kelime öğrendim. Ondan sonra babamın da yardımıyla Türkçe'yi yavaş yavaş öğrenmeye başladım. İki sene kadar sonra da düzgün konuşmaya başladım. İlk başlarda çok zorlandım. Arkadaşlarımla ve öğretmenlerimle iletişim kuramadım. İlkokul 3'üncü sınıftan başladım. Zor, hem de çok zor oldu. Eve ağlayarak geliyordum bazen çok zorlanıyordum öğrenirken."

"TEOG-2 SINAVINA ÇOK ÇALIŞTIM"

İlk dönem yapılan TEOG sınavında biri Türkçe, diğeri matematikten olmak üzere 2 yanlışı olduğunu söyleyen Artem İvanov, "Türkçe sorusuna yapabileceğim bir şey yoktu. Soruda kelimenin anlamı soruluyordu. Matematikten yaptığım hataya ise çok üzüldüm. Sanırım heyecandan oldu. TEOG-2 sınavına ise çok çalıştım. Okuldan geldiğim zaman 1 saat dinleniyorum, sonra saate bakıyorum, 'Ben neden ders çalışmıyorum?' diyorum. Sınavı, çalışan öğrencilerin rahatlıkla yapabileceğini düşünüyorum. Birkaç seçici soru vardı, o seçici sorular dışında gayet iyi bir sınavdı. Çok çalıştım ama aynı zamanda dinlenmeye de özen gösterdim. Gece geç saatlere kadar çalıştığım da oldu ama meyvesini aldım" diye konuştu.

Artem İvanov, önceleri pilot olmak istediğini ancak, gözlerinde rahatsızlık olduğu için uzay mühendisi ya da uçak mühendisi olmayı hedeflediğini kaydederek, Türkiye'de yaşamak ve çalışmak istediğini anlattı.

"İLK TÜRKÇE SINAVINDAN 75 ALDI"

Üvey baba Adnan Kaya, Türkiye ile Rusya arasında eğitim ve öğretimde bazı farklar olduğunu ve bunu yaşadıklarını belirterek, "Artem, bir gün okuldan geldi, ödev yapmaya başladı. Rusya'da tükenmez kalemle yazıyorlar. Orada silip düzeltme gibi şansları yok. Ben ona kurşun kalemle yazdığı takdirde silip tekrardan düzeltebileceğini öğrettiğimde sevinçten havalara sıçradı" dedi.

Kaya, ilkokulda sınıf öğretmeni Gülşen Kurt'un Artem'e büyük ilgi gösterdiğini anlatırken "Gülşen Kurt, Artem'e büyük değer verdi. İlk Türkçe sınavından 75 puan aldığında herkes çok şaşırmıştı. Bu kadar kısa zamanda Türkçe sınavından 75 puan alması herkesi şaşırttı" diye konuştu.

"BU KADAR BAŞARI BEKLEMİYORDUK"

Hacı Şayeste Mustafa Güneş Ortaokulu Müdürü Mehmet Bayram da Artem'in 2014 yılında okula kayıt olduğunu belirterek, "Artem istekli, arzulu, problemi, sıkıntısı olduğu zaman bize gelen, çözüm arayan, devamlı çalışan düzenli öğrencilerimizdendi. Başarı bekliyorduk ama bu kadar başarı sağlayabileceğini beklemiyorduk. Çünkü Türkçe anadili olan ve Türkiye'de yetişen öğrencilerimizle devamlı rekabet içindeydi. Ama onları geçerek bu başarıyı elde etti" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Artem İvanov sınıfta ders yaparken görüntü

Artem İvanov'un konuşması

Üvey baba Adnan Kaya'nın konuşması

Okul Müdürü Mehmet Bayram'ın konuşması

Okul önünden öğretmenlerle toplu fotoğraf çekimi

Detay görüntüler

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),

============================================

Bahreynli minik kıza Antalya'da böbrek nakli

ANTALYA'da annesinin böbreğiyle yaşama tutunan Bahreynli 5 yaşındaki Ghalya Muhammed Majet, ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Alper Demirbaş'a içten gülüşüyle teşekkür etti.

Dünyaya geldikten 2 ay sonra protein kaçağı nedeniyle idrar yollarından ameliyat edilen ancak sağlığı düzelmeyen Ghalya Muhammed Majet'in ailesine, böbrek nakli yapılması gerektiği söylendi. Bahreynli doktorların Ghalya'nın yaşının küçük olması nedeniyle bu ameliyatın zor olduğunu söylemeleri üzerine ailesi, Sağlık Bakanlığı ile irtibata geçti. Bahreyn Sağlık Bakanlığı'nın en iyi nakil merkezinin Türkiye'de olduğunu söylemesi üzerine araştırma yapan aile, Medical Park Antalya Hastane Kompleksi ile iletişime geçti.

ANNE BÖBREĞİNİ VERDİ

Anne 26 yaşındaki Fatma Muhammed Ali, iki çocuğundan ilki olan Ghalya ve eşi Muhammed Majet ile Antalya'ya gelerek, özel hastanenin Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş ile görüştü. Ghalya Muhammed Majet, anneden yapılan nakille sağlığına kavuştu.

Kızıyla kan gruplarının aynı olduğunu söyleyen Bahreynli anne, "En başından bu yana 'Eğer çocuğum nakil olursa ben böbreğimi vereceğim' diyordum. Ameliyatının iyi bir merkezde olmasını istedik. Çok mutluyum. Yıllardır hastane hastane gezdik. Artık çocuğum sağlığına kavuştu" dedi.

KORKUYORDUK AMA RAHAT GEÇTİ

Bahreyn'den Antalya'ya gelirken biraz tedirgin olduğunu anlatan Fatma Muhammed Ali, "Bahreyn'de bizi korkutmuşlardı. Ameliyattan sonra çocuğumun yanına giremeyebileceğimi, çocuğumun tek başına bir odada tutulacağını ve uzun süre onu göremeyebileceğimi söylemişlerdi. Ama biz ameliyattan sonra çocuğumla aynı odaya çıkarıldık. Sanki sıradan bir ameliyat geçirmiş gibiydi. Bu beni çok mutlu etti. Zor bir dönem geçireceğimizi sanmıştım ama çocuğum kısa sürede sağlığına kavuştu" diye konuştu.

Prof. Dr. Demirbaş ve ekibine, hastane personeline teşekkür eden Bahreynli anne, gülerek tek bir konuda sıkıntı çektiklerini onun da yemek kültürünün farklılığı olduğunu söyledi.

DEMİRBAŞ: SAĞLIĞI GAYET İYİ

Ameliyattan 6 gün sonra taburcu edilen minik Ghalya, hastaneden ayrılmadan önce kendisini sağlığına kavuşturan Prof. Dr. Alper Demirbaş'ı ziyaret etti. Dilini bilmese de kendisiyle şakalaşan, öpen, seven doktorunun yanına oturan, bir süre ne dediğini anlamaya çalışan küçük kızın doktoruna teşekkürü ise içten gülüşü oldu. Ghalya'nın ülkesinde zor dönemler geçirdiğini söyleyen Prof. Dr. Demirbaş, annesinin verdiği böbrekle yaşama yeniden merhaba diyen Ghalya'nın artık sağlığına kavuştuğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Anne ve kızın görüntüsü

RÖP 1: Fatma Muhammet Ali  (anne)

Türkçe tercüme

Anne kız doktoru ile buluşmaları

RÖP 2: Prof. Dr. Alper Demirbaş

Anne ve kızın hastaneden ayrılması

HABER- KAMERA: Selma KUNAR/ ANTALYA,

========================================================

(ÖZEL) - Şanlıurfa'da oruç tutanların 'Ramazan' uykusu

RAMAZAN ayının sıcak geçtiği Şanlıurfa'da, oruç tutanların bazıları klimalı camilerde uyuyarak, bazıları ise ayaklarını suya koyup serinlemeye çalışarak iftar vaktini bekliyor.

Hava sıcaklığının 30 derecenin üzerinde seyrettiği Şanlıurfa'da oruç tutan bazı vatandaşlar, iftar saatini gölgelik alanlarda bekliyor. Bunaltıcı sıcaklar nedeniyle klimalı camilere akın eden vatandaşlar, namaz sonrası uyuyarak zaman geçiriyor. Balıklıgöl platosundaki Dergah ve Hasan Paşa camilerinde namaz kıldıktan sonra Kuran okuyan vatandaşlar, bir sonraki vakit namazını da burada bekliyor.

BÜYÜKLER AYAKLARINI KOYDU, KÜÇÜKLER YÜZDÜ

Camilerde uyumak istemeyen bazı vatandaşlar ise, Hasan Paşa Camisi'nin avlusunda bulunan ve Balıklıgöl'deki suyun geçtiği 1 metre derinlikteki kanala ayaklarını koyup serinlemeyi tercih ediyor. Sıcaktan bulunan çocuklar ise yetişkinlerin ayaklarını koyduğu suya elbiseleriyle girerek serinleme yöntemine başvuruyor. Birçok vatandaş da parklarda çimlerin üzerinde uyuyarak iftar vaktini bekliyor. Ramazan dolayısıyla Balıklıgöl'de gündüz ziyaretçi sayısında ise azalma görüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------------

Camilerde yatanlar

Parklarda cimler üzerinde uyuyanlar

Camideki su kanalında serinlemeye çalışanlar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

============================================

(ÖZEL) -  Erzurumlu iftar öncesi uzayan kuyruklar

Ramazan ayında Erzurum'da gıda kuyrukları uzayıp gidiyor. İftar saatini kuyrukta beklemeye alışık olan Erzurumlular et, yumurtalı pide, tel kadayıf, içme suyu kuyruklarına giriyor. Ramazan ayında sofrada ayran çorbası, yumurtalı kıyma, kadayıf dolmasının mutlaka bulunması gerektiğini belirten Erzurumlular, "İftara saati yaklaşırken kuyruklar uzayıp gider. Önce et kuyruğuna, ardından kadayıf kuyruğuna gireriz. İftara yakın fırında yumurtalı pide yaptırmak ve Palandöken'den gelen tarihi çeşmelerden içme suyu almak için kuyruğa gireriz. Ortalama bir günde 3-5 saat kuyrukta geçer" diyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Ekmek fırını

-Fırında pide bekleyen vatandaşlar

-Vatandaşların fırından çıkan pideleri alması

-Vatandaşlar ile röp.

-Çeşmede su  sırası bekleyen vatandaşlar

-Et Balık Kurumu önünde sırada bekleyen vatandaşlar

Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

==========================================================

İşçi gibi çalışan başkan

Kars'ta temizlik, çevre düzenlemesi ve inşaat çalışmalarını başlatan Kars'ın 2 bin 650 nüfuslu Susuz Belediye Başkanı Ak Partili Murat Uray makamında oturmayıp, işçilerle birlikte çalışıyor. Başkan Uray kepçe operatörlüğünden, inşaat ustalığına kadar her işi yaptığını belirterek, "Belediyede 13'ü memur 3'ü işçi olmak üzere toplam 16 personel bulunuyor. Kepçe operatörünün gelemediği günler kepçeyi kullanıyorum. Bir duvar örüleceği veya kazma kürek işi olduğunda işçilere yardım ediyorum. Yeri geldiğinde makamda da otururuz ama şimdi çalışma zamanı. İlçenin çok sorunları var" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

-Başkanın kepçe operatkörlüğü yapması

-Genel ve detaylar

-Başkan Murat Uray ile röp.

-Başkanın taşları yerleştirmesi

-Genel ve detaylar

-İlçe merkezindeki duvar çalışmaları

-Duvarların çirkin görüntüleri ve yeni görüntüleri

-Vatandaşların konuşması

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,

==========================================================

Eşini kaybetti, 75 yaşında yemek kursuna gidip hayata tutundu

Lezzetin sırrıyla, hayata bağlandı

İZMİR'de iki yıl önce eşini kaybeden 75 yaşındaki Ahmet Nejat Merttürk, hayata küsmek yerine, yeni yaşamına farklı bir yöntemle uyum sağladı, kendi kendini rehabilite etti. İlerlemiş yaşına aldırış etmeyen Merttürk, yemek kursuna gitti, kendisinden küçük yaştaki kadın ve erkeklerle lezzetin sırlarını öğrendi, sonrasında da çocuklarına, torunlarına en güzel sofraları hazırlar oldu. Kurs arkadaşı kadınları yeteneğiyle kıskandıran Merttürk, "İlk duyduklarında çok şaşıran erkekler, sonra takdir ediyor" dedi.

Emekli olan 75 yaşındaki Ahmet Nejat Merttürk, iki oğlunun annesi Gönül Merttük'ü iki yıl önce kaybetti. Eşinin ölmesinden sonra bir süre çocuklarının yalnız bırakmadığı Merttürk, evine bir başına kaldığı zaman, gerek günlük yemek ihtiyacını karşılamakta gerekse de yeni hayatına alışmakta güçlük çekti. Eşinin rahatsızlığı sırasında zaman zaman onun yönlendirme ve tarif etmesiyle ikisi için yemek yapan Ahmet Nejat Merttürk, ilerleyen yaşına aldırış etmeden önemli bir karar verdi. Aile üyelerinin de desteğini alan Merttürk, Konak Belediyesi'nin açtığı yemek kurslarına kaydını yaptırdı. Kursu düzenleyen belediye yetkililerinin evrakları inceledikleri sırada yaşından dolayı şaşırdıkları Merttürk'e, onlar da destek verdi. Halk Eğitim Merkezi'nden gelen yemek ve pasta ustası eğitmenler, Merttük ile birlikte kadın ve erkeklerden oluşan kursiyerlere eğitim verdi. Sebze yemeklerinden, ızgaralara, mezelerden yöresel lezzetlere kadar farklı tatları öğrenen Ahmet Nejat Merttürk, hayata bağlandı, kendisini rehabilite etti. Yemek yapmak artık tutkusu haline gelen Merttürk, bu kez de pasta ve hamur işleri kursuna devam etti. Kendisinden küçük yaştaki onlarca kadın ve erkekle, eğitimini hiç aksatmadan hamurda yoğurdu, merdane ile yufka açtı, birbirinden lezzetli ikramlıklar hazırladı.

EN BÜYÜK SEVİNCİ TORUNLARINA SORFA KURMAK

Yaklaşık 7 aydır gittiği kurslarda öğrendikleriyle, artık çocuklarını, torunlarını evine davet eden Merttürk, onlar için görselliği de ön planda olan sofralar hazırladı. En büyük sevincinin torunlarına yemeklerini yedirmek olduğunu söyleyen Ahmet Nejat Merttürk, "Yaptıklarımı çok beğeniyorlar. Gelinlerim de çocuklarım da beğenerek yiyorlar. Beni başarılı buluyorlar. Izgaralarda, hamur işlerinde başarılıyım. Çocuklarıma da istediklerini yapıyorum. Çok mutlu kalkıyoruz sofradan. Benim için de önemli bir karardı. Eşim öldükten sonra kendim için yemek yapabilir miyim diye kursa gitmek istedim. Ama bu kurslardan öğrendiklerimle, kendimi rehabilite edebildim. Erkek arkadaşlarım önceleri şaşırdı, kendilerinin böyle yapamayacaklarını söyledi ama sonra beni desteklediler" dedi.

KADIN KURSUYERLERİ KISKANDIRDI

Yemekteki becerisiyle, yeteneğiyle, kurs arkadaşı kadınları da kıskandıran Ahmet Nejat Merttürk'ü anlatan kursiyerlerden Serpil Karadeniz, "Nejat amca, bizi de önce yaşıyla sonra da yaptığı lezzetli yemeklerle şaşırttı. Burada çok istekli, bizimle birlikte köşede beklemek yerine yemeğin her anına eşlik etmek istiyor" dedi.

Kurslarla ilgili bilgi veren Konak Belediyesi Eşrefpaşa Semt Merkezi Müdürü Bahtunur Demirkaya ise, "Nejat amcamız bizim için önemli bir örnek. Kendisi her yaşta bir şeylerin öğrenilebileceğini bizlere gösteriyor. Merkezimizde yemek ve pastacılık kurslarının yanı sıra estetisyenlik, hasta kabul, hasta bakımı, refakatçılık gibi eğitimlerde veriliyor. Toplam 500 kişiye kurs veriyoruz. Bu kurslar sonrasında, Halk Eğitim Merkezlerinden uzmanlar eğitimleri verdikleri için katılanlar Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika alıyorlar. Bu da iş bulmalarında önemli bir avantaj. Mesele açılık kursundan sonra aşçı çırağı yada kalfası sertifikaları veriliyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Yemek kursundan görüntü.

Yemek yapımından görüntü.

Ahmet Nejat Merttürk'le röportaj.

Hamur yoğurmasından görüntü.

Yufka açmasından yemekle ilgilenmesinden görüntü.

Kursiyerlerden Serpil Karadeniz'le röportaj.

Konak Belediyesi Eşrefpaşa Semt Merkezi Müdürü Bahtunur Demirkaya'yla röportaj

Haber: Taylan YILDIRIM, Haber: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR

======================================================

Tünelden geçecek ambulanstan ücret istenmesi tepki çekti

MUĞLA'nın Fethiye ve Dalaman ilçelerini birbirine bağlayan 950 metrelik Göcek Tüneli'nden geçmek isteyen ambulanstan diğer araçlar gibi ücret talep edilmesi tepki çekti. Muğla Valisi Amir Çiçek, vatandaşın sağlık hizmetini kimsenin durduramayacağını belirterek, tüneli işleten şirket yetkilileriyle görüşme yapacağını, sorunu çözüme kavuşturacaklarını söyledi.

Tinsa İnşaat ve Sanayi Limited Şirketi tarafından 25 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle 13 milyon dolar harcanarak yapılan Göcek Tüneli, 2006 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açıldı. 13 hükümet ve 8 başbakan eskiten, 17 yılda tamamlanabilen, Muğla ile Antalya'yı birbirine bağlayan, 12 metre genişliğinde ve 7.40 metre yüksekliğindeki 950 metrelik tünel, kamuoyunda sık sık Türkiye'nin tek paralı tüneli olma özelliğiyle gündeme geldi. Dokuz yıldan bu yana özel sektör tarafından işletilen gidiş-geliş olarak kullanılan tünelde, trafiğin daha da rahatlaması için yanına çevreyoluyla birlikte ikizinin yapılması amacıyla 9 Temmuz 2013'te düğmeye basıldı. Bu projenin yapımını ise Karayolları 13'üncü Bölge Müdürlüğü üstlendi. 868 metre tüp uzunluğuna sahip, toplamda 964 metre uzunluğundaki bu tünel de tamamlandı, ancak hala hizmete girmedi.

SAĞLIK ÇALIŞANI O ANLARI GÖRÜNTÜLEDİ

Her seçim döneminde tünelin ücretsiz olacağı yolundaki vaatlere rağmen halkın beklentisi karşılık bulmadı. Geçen perşembe günü de Göcek Tüneli'nden geçmek isteyen hasta nakil ambulansından diğer araçlar gibi ücret talep edilmesi tepki çekti. Fethiye'den Göcek yönüne giden sağlık çalışanlarının bulunduğu aracı durduran ve 7 lira geçiş ücreti isteyen görevliler, ambulansların da ücretli geçiş yapacağını söyledi, ücretsiz geçişe izin vermedi. Araçta bulunan sağlık personelin cep telefonuyla kaydettiği görüntülerde, bütün ikna çalışmalarına rağmen görevlilerin ambulansı geri çevirdiği görüldü. Sağlık görevlilerine ücretsiz, daha uzun ve dar olan dağ yolunun alternatif olarak gösterilmesi de görüntülerde yer aldı. Sağlık görevlilerine yol verilmemesinin yer aldığı görüntüler sosyal medyadan yayınlanınca bu uygulama eleştiri topladı.

Konuyla ilgili olarak konuşan Muğla Valisi Amir Çiçek, "İşletme özel bir şirket. Konuyla ilgili olarak Karayolları Genel Müdürlüğüyle görüştüm. Şirketle de görüşeceğim. Benim vatandaşımın sağlık hizmetini kimse durduramaz. Özel sektör de durduramaz. Çözeceğiz. Gerekli çalışmaları da yapıyorum. En kısa sürede bu konuyu çözeceğimize inanıyorum" dedi

--- KUTU ---

TARİFELER ŞÖYLE

Göcek Tüneli'ne geçiş ücretleri şöyle: birinci sınıf araçlar (otomobil) için 5 lira, ikinci sınıf araçlar için (kamyonet) 7 lira, üçüncü sınıf araçlar (dingilli kamyon) için 10 lira, dördüncü sınıf araçlar (TIR) için 15 lira.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Ambulansın içinden cep telefonu ile çekilen gör

Vali amir çiçek konuşması

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Cihan KAYA/ DALAMAN (Muğla),

======================================================

Ailesinden şehit için iftar

BURDURLU 15 Temmuz şehidi Polis Memuru Akif Altay'ın ailesi, şehit için iftar programı düzenledi.

Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı'na 15 Temmuz'da yapılan saldırıda şehit düşen Polis Memuru Akif Altay için ailesi Çeltikçi İlçesi'ne bağlı Güvenli Köyü'nde iftar yemeği verdi. Yemeğe Burdur Valisi Şerif Yılmaz, Isparta Valisi Şehmus Günaydın, Ak Parti Burdur milletvekilleri Bayram Özçelik ve Reşat Petek, Burdur Garnizon Komutanı Tank Albay Cem Tuce, Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, İl Emniyet Müdürü Saim Akpınar, İl Jandarma Komutanı Albay Tayfun Dündar ile şehidin yakınları ve vatandaş katıldı.

Şehidin annesi Fadime Altay, "Oğlum ve tüm şehitlerimiz için bu iftarı düzenledik. Allah rızası için, bütün ümmeti Muhammed için düzenledik" dedi. 15 Temmuz faillerinin tamamının yargılanmasını isteyen Altay, "Onları Allah'a havale ediyorum. Allahlarından bulsunlar. Hem Türkiye'mize, hem memleketimize zehir saçtılar" diye konuştu.

Eşi Gülsüm Altay, "Allah mekanını cennet eylesin. Dağda taşta kazandı. Gönlü zengindi, buradaki güzellikler onun sayesinde. Onun sayesinde buradayız. Mahkememiz var. Rabbim inşallah onları hak ettikleri yere gönderecektir" dedi.

Şehit Akif Altay'ın kız kardeşi Aysun Şerbet de "Davaları takip etmeye çalışıyoruz ama her izlediğimizde üzülüyoruz maalesef. O günleri tekrar tekrar yaşıyoruz. Allah kimseye yaşatmasın. Ülkemiz ve milletimiz adına üzülüyoruz. İnşallah adalet yerini bulacaktır duasıyla bekliyoruz. Onları her gördüğümüzde üzüntümüz artıyor ama tesellimiz şehit olması. Allah'ım mekanını cennet eylesin" diye konuştu.

Bucak Müftüsü İshak Göksel'in dua etmesinin ardından program sona erdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Yemeğe katılanlardan detay

Şehidin annesiyle röportaj

Eşiyle röportaj

Kız kardeşiyle röportaj

Dua edilmesi

Detay

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

==================================================

Kirazlı, kirazı terk edip bağcılığa yöneliyor

AYDIN'ın Kuşadası İlçesi'nin Kirazlı Mahallesi, adını aldığı kirazın üretimini terk ederek, üzümcülüğe geçiyor.

Kirazın ekonomik değerinin her geçen gün gerilemesi, piyasada beklenen fiyata satılamaması üzerine birçok üretici, kiraz bahçelerini bozarak üzüm üreticiliğine yöneldi. Kiraz fiyatlarının düşüklüğünün, toplayıcıların bir günlük ücretini karşılamadığını söyleyen çiftçiler, ürünü kendileri topluyor. Toplanmayan ise dallarda kalıyor. Bu yıl rekoltenin güzel olduğunu, ancak yağan yağmurların kaliteyi düşürdüğünü söyleyen Kirazlı Mahallesi eski muhtarı Hüseyin Fırat, "Yağmurla kirazlar çatladı. Yağış 1-2 gün daha sürse mahsul alma şansımız hiç yoktu. Kiraz fiyatları düşük, en kaliteli kirazın tarlada kilosu 3 lira. 1.5 liraya kadar iniyor. Bu fiyatlarla satılan ürünü toplamak için işçi tutamıyoruz. İşçilik ücretleri çok yüksek. Bir kişinin günlük ücreti 80-90 lira. Toplayacağı kiraz ise 50-60 kilo. Topladığı ücretini karşılamıyor. Bu nedenle biz de kendimiz ailece topluyoruz. Topladığımız kadarını topluyoruz, toplayamadığımızı dallarında bırakıyoruz" diye konuştu

KİRAZ, KİRAZLIYI TERK EDİYOR

İsmini kirazdan alan bölgenin bu özelliğini kaybettiğini söyleyen Fırat, "İnsanlar geçinebilmek için kirazı terk edip bağcılığa dönmeye başladı. Kirazlı ovasının yüzde 70'i yüksek sistem bağcılığa döndü. Kiraz yavaş yavaş hükmünü kaybediyor" diyerek, en büyük tehlikenin ise yapılaşma olduğunu kaydetti.

TARIM PARA KAZANDIRMAYINCA TARLA SATILIYOR

Mahalle sakinlerinin bir bölümü bağcılığa dönerken, önemli bir bölümünün ise verimli tarım arazilerini satmayı tercih ettiğini söyleyen Hüseyin Fırat, "Çok değerli tarım arazileri inşaat alanlarına döndü. Bizi en çok endişelendiren bu. Bizler artık belli bir yaşa geldik. Çocuklarımızı gelecek nesli düşünüyoruz. Bu topraktan biz geçindik. Ama sonraki neslin işi daha zor. Kiraz da para etmeyince büyük araziler el değiştirdi. Ekonomisi sıkışan, tarımdan bir şey kazanamayacağını gören vatandaş, yüksek fiyatları görünce tarlasını satıyor. En büyük endişemiz bu verimli arazileri kaybetmemiz, kirazlıyı inşaat alanı olarak görmek" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Kiraz bahçelerinden görüntü

Kiraz toplanması

Kirazların kasaya doldurulması, seçme işlemi detaylar

Hüseyin Fırat ile tırnak içindeki röp.

Haber- Kamera: Latif SANSÜR/ KUŞADASI (Aydın),

===========================================

Solucan gübresi verimi arttırıyor

BALIKESİR'in Edremit ilçesinde solucan gübresi üreten Zeki Kırdar, çiftçilerin kimyasal gübre kullanmak yerine doğal yollarla üretimi arttırmak için solucan gübresini tercih edebileceklerini söyledi.

Edremit'te tente imalatı üzerine işletmesi olan Zeki Kırdar (41), haberlerde gördüğü ve internette araştırmalarını yaptığı solucan gübresi üretimine 3 ay önce 120 bin solucan ile başladı. Yeri müsait olan herkesin bu işi yapabileceğini söyleyen Kırdar, 2 sene boyunca gelir beklemediğini sadece solucan miktarını arttırmaya çalıştığını belirtti. Solucanların yılda 16 kat arttığını vurgulayan Kırdar, "Elimdeki solucan miktarını arttırmak istiyorum. 1 yılın sonunda 1 milyon 900 bin civarında solucan beklentim var. Bunlardan da aylık ortalama bir, bir buçuk ton gübre almayı hedefliyorum" dedi. Türkiye'nin gübre ithal ettiğini, bunların da ağırlıklı olarak kimyasal gübre olduğunu söyleyen Kırdar, "Kendileri doğal gübre kullanıyorlar. Bize kimyasal gübre satarak toprağımıza zarar veriyor ve ülkemizdeki tarımı bitiriyorlar" dedi.

Solucan gübresi üretimindeki artışın tarımsal verimi de arttıracağını kaydeden Kırdar, bu yatırımı düşünenlerin 100 bin solucan için yaklaşık 10 bin TL gibi bir rakam ile yola çıkabileceğini dile getirdi. İsteyenlerin daha az miktarla da üretime başlayabileceğini kaydeden Kırdar, "Bakım maliyeti yok denecek kadar az. Şu an Edremit'te solucan gübresi üreten 20 kişi var. 'Ne kadar çok solucan alırsam, o kadar kazanırım' diye düşünülmemesi lazım. Buradaki tek şart sabır. Solucan gübresi toprakta verimi arttırıyor. Ben deneme amaçlı önce kendi arazimde denedim. Ürünler doğal yolla daha verimli ve hızlı büyürken, toprak kendini yeniliyor. Bu gübreyi ilk defa kullanıyorsanız ilk sene ağaç başına 5 kilo daha sonra ise 3 kilo kullanabilirsiniz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Solucanlardan görüntü

-Zafer Kırdar ile röp

Haber - Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/ EDREMİT (Balıkesir),

========================================================

'Anız yakılırsa ektiğimiz ürünü tarlada büyütemeyeceğiz'

ADANA İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhammet Ali Tekin, anız yakılması nedeniyle toprağın yok olma aşamasına geldiğini belirterek, "Böyle giderse bir müddet sonra ektiğimiz ürünü tarlada yetiştiremeyeceğiz" dedi.

Adana'da her yıl buğday ve mısır hasadının ardından anız yangınları tartışma konusu oluyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri, anız yakılmasının önüne geçmek için seferber olurken  Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ekipleri de, denetimlerini sıklaştırıp anız yakan çiftçilere dekar başına 42 lira ceza kesiyor. Anız yakılması yerleşim bölgesi ve ormanlık alanlara yakın bölgelerde gerçekleştirilirse bu ceza 5 kat artıyor ancak bazı çiftçiler, tarladaki anızları yakıyor. Özellikle mısır hasadının ardından yoğunlaşan anız yangınları nedeniyle gökyüzünü siyah dumanlar kaplarken, insanlar nefes almakta bile güçlük çekiyor.

'YAKILMASIN DİYE ÇALIŞIYORUZ'

Buğday hasadıyla birlikte yeniden görülmeye başlanan anız yangınlarını değerlendiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhammet Ali Tekin, anız yangınlarının ciddi bir sorun olduğunu anlattı. Buğday hasadı sonrası anız yakılmasının azaldığını anlatan Tekin, "Teknoloji gelişti ve buğday anızı kolay ortadan kaldırılıyor. Bizim kontrolümüz de var. Ceza işlemleri de uygulanıyor ama mısır anızı sorunu var. Mısır sapı sert ve dayanıklı olduğu için tarlayı işlerken ekstra bir maliyet oluşturduğu için çiftçiler daha çok yakma yolunu tercih ediyor. Buna karşı bizim bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarımız var. Köyleri gezip imza karşılığı anız yakılmaması için bilgiler veriliyor. Anız yakılması hem toprağa hem çevreye verdiği zararları anlatıyoruz. Bu bir eğitim işi ve sorun zamanla çözülecek. Anız yakan çiftçilere dönümü 42 ile 250 lira arasında değişen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ceza kesiyor. Şu an çiftçilerin bu cezayı almaması ve anız yakmaması için çabamız sürüyor"diye konuştu.

'ENGELLEMELİYİZ'

Anız yangınını 'Kanayan yara' olarak niteleyen Muhammet Ali Tekin, şunları kaydetti: "Anız yangınları bizim de kanayan yaramız. Çiftçiler aslında geleceğini yakıyor. Toprağı yakıyor, fırınlıyor, içindeki canlıları yok ediyoruz ve her yıl topraklarımız yok olma aşamasına geliyor. Böyle giderse artık bir müddet sonra ektiğimiz ürünü tarlada yetiştiremeyeceğiz. Bu duruma düşmemek, çocuklarımıza miras kalan bu toprağı geleceğe taşımak için anız yangınlarını engellemeliyiz. Biz kontrolümüzü yapıyoruz ama büyük sorumluluk çiftçilere düşüyor. Üreticilerimizin bilinçlenmesi gerek. Bu uzun vadeli bir iş. İnşallah başaracağız."

Görüntü Dökümü

------------------------

ADANA İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhammet Ali Tekin'in tarlada görüntüsü

Muhammet Ali Tekin'in konuşması

Tarladan görüntüler

Haber: Yusuf BAŞTUĞ  -Kamera: Malik GÖDELİNER/ADANA,

==============================

Kemer doğa ve motor sporları merkezi oldu

ANTALYA'nın Kemer İlçesi tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında coğrafi yapısıyla da doğa ve motor sporlarına ev sahipliği yapıyor.

Kemer'de her yıl düzenlenen doğa ve motor sporları etkinlikleri, ilçenin tarihi ve doğal güzellikleri kadar ilgi çekmeye başladı. Başta Türkiye'nin tek uluslararası enduro motosiklet yarışı olma özelliğine sahip Red Bull Sea to Sky olmak üzere Run to Sky, Down Olympos Bisiklet Yarışması, TransTaurus Bisiklet Yarışması, Uluslararası Kemer Sualtı Etkinlikleri/Sualtı Fotoğraf Yarışması, Kemer Yat Yarışları'nın yapıldığı Kemer, yarışma dönemlerinde sporcuların ve yarışseverlerin uğrak yeri oluyor. Yarışmaların yanında at çiftliklerinin düzenlediği atlı doğa yürüyüşleri, kaymakamlık ve belediyenin ortaklaşa hazırladığı dağ yürüyüş etapları ve bölgeden geçen tarihi Likya Yolu ile doğa yürüyüşü severler de bölgeye akın ediyor.

"HER ŞEYİ YAŞATMAK İSTİYORUZ"

Kemer Belediye Başkanı ve Kemer Yöresi Tanım Vakfı (KETAV) Başkanı CHP'li Mustafa Gül, geçen dönemlerde kaymakamlıkla işbirliği sonucu yaptıkları çalışmayla bölgedeki 40'ın üzerinde dağ yürüyüş etabı belirlediklerini, bunların içerisinde bisiklet yolları, enduro motosiklet yarış yolları ve yaya yollarının bulunduğunu söyledi. Bu rotalar için her dilde açıklama bulunan broşürler hazırladıklarını anlatan Başkan Gül, "Biz Kemer'e gelenlere sadece deniz, güneş ve sıcak hava için değil, eline valizini alanların sadece tatil için değil, aktivitelerin de içerisinde bulunduğu sporundan sanatına kadar her şeyi yaşatmak istiyoruz" dedi.

"FEDERASYONLAR DESTEK VERİYOR"

Kemer'de motosiklet ve bisiklet sporu başta olmak üzere birçok spor yarışmasının yapıldığını hatırlatan Başkan Gül, şöyle dedi:

"Kemer bölgesi doğa, deniz ve sualtı sporlarından tutun, en üst zirvesi olan Tahtalı Dağı'nda da birçok güzelliği barındırıyor. Federasyonlarımıza teşekkür ediyorum. Bize bu konuda destek veriyorlar. Yurt dışından gelen sporcularımız buna destek veriyor. İnşallah bu konuda Kemerimiz'i biraz daha ön plana çıkarıp, turizmimizin çeşitlenmesini sağlayacağız. Bu sayede de bölge turizmimizi daha iyi yere getirebiliriz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

(arşiv)

Yat yarışlarından detay

Sahilde at kullanan kadın detay

Bisiklet yarışından detay

Motosiklet yarışı detay

//////////

RÖP: Mustafa Gül (Kemer Belediyesi ve KETAV Başkanı)

Motosiklet yarışı detay

Başkan Mustafa Gül'ün doğa haritası ve yürüyüş yollarını anlatması kısa detay

Sualtı fotoğraf yarışması detay (arşiv)

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

==========================================

Su gösterileri ilgi çekiyor

MUĞLA'nın Marmaris İlçesi'ndeki meydanda yapılan su gösterisi, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Marmaris Belediyesi'nin, Ulusal Egemenlik Caddesi'nde bulunan 19 Mayıs Gençlik Meydanı havuzunda, ay başında başlattığı ve 21.00 ile 22.00 saatleri arasında düzenlediği su gösterileri büyük beğeni topluyor. Çalan müziğe göre fıskiyelerden tutulan ritim izleyenleri hayran bırakıyor. Yürüyüşe çıkan yabancı turistler buraya uğramadan geçmezken, birçoğu fotoğraf çekiyor. Bir saat süren su gösterisi sırasında çocuklar da çalan hareketli müzikler eşliğinde oyunlar oynuyor. Meydanda konumlandırılmış bazı havuzlardaki, aralarında denizkızı da bulunan heykeller de turistler ile tatilcilerin ilgisini çekiyor.

Rus biyolog Eleni Margian, "Havuzda oldukça yükseklere ulaşan suyun müzikle dansı etkiliyor. Meydanın her bir köşesi güzel ve huzur veriyor. Havuzu ve heykellerin fotoğraflarını çekerek sosyal medyamda 'Cennetteyim' yorumu ile paylaştım" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Meydanın girişinden genel görüntü

Meydanda su gösterisini izleyen çoğunluğu yabancı turistler genel-ayrıntılı görüntü

Havuzlarda heykeller ve gösteri eşliğinde öz çekim yapan yabancı turistler genel görüntü

Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla),

=================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement