Başbakan Ahmet Davutoğlu, "CHP'ye samimiyetle oy vermiş vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunuyorum, kendi partinize, genel başkanınıza sorunuz. Saflarını belirlesinler ya Türkiye Cumhuriyeti safında olacaklar ya da PKK ve PYD'nin safında, ikisi aynı anda olmaz" dedi.
Davutoğlu, AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısında partililere hitap ederek Türkiye'nin birliğini, dirliğini, istikrarını korumanın en temel öncelikleri olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye bu zorlu süreçte içeride ve dışarıda dört koldan yedi düvelle mücadele verirken muhalefet partilerinin bu mücadeleye destek değil, köstek olduğunu söyleyen Davutoğlu, AK Parti'nin son kalenin son burcu olduğunu dile getirdi.
Davutoğlu, muhalefet partilerinin duyarsızlıkları karşısında, milletin duyarlılığına sahip çıkan AK Parti kadrolarının bu milletin geleceğinin yegane teminatı olduğunu bildirdi.
"Her gün yeni bir yalanla ortaya çıkıyorlar"
Başbakan Davutoğlu, terör örgütünce maksatlı şekilde üretilen birtakım gerçek dışı iddialarla muhalefet partilerinin siyaset yapmaya çalıştığının altını çizerek şöyle devam etti:
"Onların amacı, kafaları karıştırarak terörle mücadelenin arkasındaki büyük halk desteğini ortadan kaldırmak. Çünkü Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde de halk, terörü kesinlikle reddetmiştir, desteklemiyor. Hükümet hakkında, güvenlik güçlerimiz hakkında zihinlerde soru işaretleri üreterek kitleleri etkilemek istiyorlar. Her gün yeni bir yalanla yeni dezenformasyon çalışmaları ortaya çıkarıyorlar ama milletimiz onlara itibar etmiyor. Durmadan yalan haberler üretiyorlar. Başka olaylara, başka yerlere ait görsel malzemeyi sanki bölgede yaşanmış gibi servis ediyorlar. Özellikle sosyal medya üzerinden. Cizre görüntüleri diyerek resimler çıkıyor, seneler önce Gazze'de, Suriye'de yaşanan görüntüleri, Cizre gibi yansıtıyorlar."
Birtakım terörist yapıların, yalanlara itibar etmeyen medya grupları üzerinde baskı oluşturmaya çalıştığına işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu doğrultuda da önceki gün Yeni Şafak ve Yeni Akit medya gruplarına molotofkokteyli ve pompalı tüfekle saldırı düzenlendi. Tabii HDP Eş Başkanının seçim meydanlarında bu gazeteleri ellerinde sallayarak hedef gösterdiğini de unutmayın. Bir kez daha Yeni Şafak ve Yeni Akit çalışanlarına, sahiplerine, medya emekçilerine geçmiş olsun diyorum. O Eş Başkan, mitinglerinde bu gazeteleri ağır sözlerle eleştirmiş, sonra da miting meydanına fırlatmıştı. Açıkça hedef gösterdiği bu gazeteler saldırıya uğradılar. 6-7 Ekim olaylarında da sorumsuz bir şekilde bu Eş Başkan halkı sokağa çağırmış, çağrısı üzerine meydana gelen olaylarda masum 50 sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiş, gençler dördüncü katlardan sokaklara atlamışlardı. O gün de bu çağrısının sorumluluğunu üzerine almamıştı. Bugün de miting meydanlarında hedef gösterdiği gazetelerin saldırıya uğramasından herhangi bir şekilde kendisini sorumlu görmüyor."
Basın özgürlüğü konusunda Türkiye'yi sürekli töhmet altında bırakmaya çalışan iç ve dış çevrelerin aynı duyarlılığı bu saldırılarda niye göstermediklerini de sorgulamak istediğini dile getiren Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel'le hafta başında yaptığı basın toplantısını anımsattı.
"Bir Türkiye kökenli olmakla birlikte Almanca konuşarak kendisine ve uluslararası basına şov yapmaya kalkan, o salonda ve basın özgürlüğü konusunda sorgulayıcı ifadeler kullanmaya kalkan gazeteciye o gün cevap vermiştim. Bugün de bütün dünyaya ilan ederek cevap veriyorum" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti kurallarını en iyi şekilde işleteceğini, terörle mücadelede de en kararlı tutumunu sergileyeceğini vurguladı.
Davutoğlu, "Kimse Türkiye'yi herhangi başka bir ülkeyle bu anlamda karıştırmasın. Ama dikkat ediniz, o günlerde sesleri çıkanlar, Yeni Şafak, Yeni Akit gazetelerine yapılan saldırılar karşısında sükut ettiler. Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olunca demek ki böyle oluyor. Kimse algı oyunları oynamasın. Bunlara artık kimse inanmıyor. Milletimiz nezdinde bu kara propaganda amacına ulaşamıyor, ulaşamayacak" diye konuştu.
"Müttefik ülkelerden de benzer yaklaşımlar geliyor"
HDP ve CHP'yi eleştiren Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz, HDP'nin bu tavrına alıştık ama ne yazık ki anamuhalefet partisi, Cumhuriyet Halk Partisi de iftiralar üzerinden siyaset yapıyor. İki CHP milletvekili böylesi kritik günlerde İngiltere'ye gittiler, orada bir programa katıldılar ve uzun uzun PYD'nin, YPG'nin yani PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan bu terör örgütlerinin terör örgütü olmadığı ispatına çalıştılar. O CHP'li milletvekillerinden biri, o programda adeta kendine PYD'yi aklama misyonu biçmiş gibi konuşuyor. Şöyle konuşuyor o milletvekili, 'PYD, Suriye'de kendi yaşamlarını korumaya çalışan, kendi topraklarını küresel vahşet örgütüne karşı korumaya çalışan bir örgüt, bir yapılanma.' Demek istiyor ki 'DEAŞ saldırıyor, PYD sadece topraklarını savunuyor.' Şimdi bu CHP'li milletvekile sormak gerekmez mi, bu ağız belki HDP'lilerin ağzına yakışır ama ana muhalefet partisinin milletvekillerinin ağzına yakışır mı? Gerekçeleri de hazır, ' Birleşmiş Milletler, PYD'yi terör listesine almamış, PYD Türkiye sınırları içerisinde bir eylem yapmamış.' Bu milletvekili, Türkiye'ye dışarıdan mı bakıyor ve ne yazık ki bölgede etnik temizlik operasyonu yürüten güçlerin dilini kullanıyor. Bakın, bir de biz anlatalım PYD'yi, YPG'yi."
PKK'nın hem Avrupa Birliği hem de Amerika Birleşik Devletleri için resmen bir terör örgütü olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"PKK'nın kanlı yüzünü, alçakça cinayetlerini dünyada bilmeyen yok. PYD ve YPG ise terör örgütünün bu yüzünü perdelemek için çıkardığı yeni oluşumlar. Bu PYD, YPG militanları eğitimlerini Kandil'de alıyorlar. Kandil'den Suriye'ye koridor oluşturuyorlar. Türkiye'ye de birtakım silahlar sokulmasına, Türkiye'yi de terör kıskacına almaya çalışıyorlar. Yine bunlar, Moskova'da açtıkları şubenin fotoğrafını, duvarda asılan Öcalan posterlerini görmüyor bu PYD'yi PKK'dan ayıranlar. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi bunu yaptığı gibi bu aymazlığı, bugünlerde bazı müttefik ülkelerden de benzer yaklaşımlar geliyor. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Moskova'daki bu fotoğrafı görmediğini söylüyor ama eminim sizler de gördünüz. Şimdi ben buradan bütün dünyayı takip eden bu küresel güce bu evrakları göndereceğimizi ifade ediyorum. Çok açık şekilde PYD, PKK'nın uzantısıdır. Hem Suriye için hem Türkiye için hem bölge için tehdit teşkil eden bir terör örgütüdür"
Davutoğlu, PKK ile PYD'nin ideolojisinin, kadrolarının, yönetim kadrosunun aynı olduğunu vurgulayarak aklı başında olan herkesin, bölgeyi takip eden herkesin bunu fark ettiğini ve gördüğünü dile getirdi.
"Saflarını belirlesinler"
PYD ile YPG'nin terör örgütü olmadığını söyleyenin ya bölgede yaşananlar hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığı ya da art niyetli olduğunu belirten Davutoğlu, "Bu ülkenin hele hele anamuhalefet partisinin iki milletvekili böyle bir mazeret üretirlerse bu anlaşılamaz, izah edilemez. Irak'tan, Sincar üzerinden Suriye'ye terör örgütlerine sağlanan destekten ya da Kandil'de eğitilen Suriyeli teröristlerden habersiz olduğunu söyleyenler, bu gerçeği görmek istemeyenlerdir" dedi.
Bu gerçekleri hükümet olarak defalarca kamuoyuna açıkladıklarını, açıklamaya devam edeceklerini ifade eden Davutoğlu, "Medyada bu bilgiler, delilleriyle defalarca yayınlandı. Bu, CHP adına bir skandaldır. Özellikle de CHP'yi Cumhuriyetin kurucu partisi olarak ilan ettikten sonra bu yaklaşımı sergileyenlere karşı, CHP'ye samimiyetle oy vermiş vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunuyorum, kendi partinize, genel başkanınıza sorunuz. Saflarını belirlesinler ya Türkiye Cumhuriyeti safında olacaklar ya da PKK ve PYD'nin safında, ikisi aynı anda olmaz. Sayın Kılıçdaroğlu'na da bu anlamda açık ve net bir tutum alma çağrısında bulunuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun laf kalabalığı yaparak üste çıkma çabaları, bu skandalı unutturamaz" diye konuştu.
"PYD, ABD'den aldığı silahları PKK'nın hizmetine sundu"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Madem PYD terör örgütüydü siz neden PYD'nin lideriyle bazı bürokratların görüşmelerini sağladınız" sözlerini hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu, yine hep öyle güncellemeyi unutuyor. Maalesef uzun yıllar sanki hiç olayları takip etmemiş gibi geriden takip ediyor. Esad'a karşı, Esad kendi halkını katletmeye başladığında tavır aldığımız zaman da dönüp bize sormuştu, 'Siz eskiden Esad'la dosttunuz şimdi niye bir sabah kalktık, niye Esad'la düşman olduk?' diye. Onun bir sabah dediği aradan üç yıl geçmişti ve 250 bin kardeşimiz katledilmişti. Bunlardan hiç haberi yokmuş gibi sanki o dönemde uyudu ve bir sabah kalktı üç yıl sonra, dört yıl sonra bütün bu tavrı sadece partimize dönük bir eleştiri zemini olsun diye yapıyor. Şimdi de iki buçuk, üç yıl önce PYD'ye çok açık bir ültimatomla rejim yanında yer almayın, Türkiye'yi rahatsız edecek faaliyetlere katılmayın, karışmayın ve muhalefet içinde yer alın ültimatomu vermek üzere yapılan bir görüşmeyi şimdi kullanmaya kalkıyor. Bizim istihbarat birimlerimiz, Türkiye'nin çıkarı gerektirdiği zaman bütün bu örgütlere en net ültimatomu vermek üzere görüşür ama ondan sonra da kararlı tutumundan hiçbir zaman taviz vermez. Geçen zaman zarfında PYD, halkına zulmeden, sivil hedeflere bomba yağdıran Suriye rejimi ile fiilen işbirliği içine girdi. PKK ile kadro ve silah alışverişini yoğunlaştırdı. ABD ve Rusya'dan aldığı silahları terör örgütü PKK'nın hizmetine sundu. PKK, o silahlarla ülkemizin birliğine, milletimizin huzuruna kast eden terör eylemleri gerçekleştiriyor. Birçok sol örgüte de bu anlamda silah eğitimi veriyorlar. Oradaki kadrolarını bölücü terör örgütü saflarında Türkiye'ye karşı gerçekleştirilen saldırılarda kullandılar. Şu açıkça bilinsin ki bu terör örgütlerinin kimin eli kimin cebinde biz biliyoruz."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Davutoğlu Erzincan'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?