İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Tarumar ettiğimiz sığınaklardan elimize geçen yepyeni silahların, kanasların, roketatarların, tanksavarların hangi ülkelerden geldiğini, PYD üzerinden PKK'ya nasıl intikal ettiğini biz bilmiyor muyuz? Yüzlerine çarpıyoruz ama nerede ondan alınacak yüz, nerede?" dedi.
Soylu, Beşikdüzü ilçesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, bugün terörle mücadelenin arkasında kaya gibi duran bir millet ve hükümet olduğunu belirterek, "Bugün terörle mücadelenin arkasında kaya gibi duran ve talimatlarıyla beraber, 'Bu terörü bitireceksiniz' diyen bir Cumhurbaşkanı var. Bu mücadeleyi iç güvenlikle yürüten bizleriz ama bu kararlılıkla beraber yürütüyoruz." ifadesini kullandı.
Zayıf hükümetlerle beraber terörle mücadelenin yürümeyeceğini vurgulayan Soylu, "Terör fırsat kollar, terör zayıflık kollar, terör bir vücudun güçsüzleşmesini kollar. Bu terör örgütleri zaten batı hormonlu değil mi? Hepimiz bilmiyor muyuz? Tarumar ettiğimiz sığınaklardan elimize geçen yepyeni silahların, kanasların, roketatarların, tanksavarların hangi ülkelerden geldiğini, PYD üzerinden PKK'ya nasıl intikal ettiğini biz bilmiyor muyuz? Yüzlerine çarpıyoruz ama nerede ondan alınacak yüz, nerede?" diye konuştu.
Soylu, hükümetin, Meclisin güçsüz olması durumunda yaşanabilecekleri şöyle anlattı:
"Böyle bir durumda Avrupa sizi rahat bırakır mı zannediyorsunuz terörle mücadelede? Bırakmaz, bırakmayacak da. Bize dediler ki 'geri kabul anlaşması yapalım, size vize serbestisi verelim.' Biz sözümüzü yerine getirdik, geri kabul anlaşması yaptık onlarla. Vize serbestisi için onlar söz verdiler, yerine getirmediler, son dakikada önümüze bir madde çıkardılar, dediler ki 'Kabul edeceğiz, vatandaşlarınıza vize vereceğiz ama bir tek madde istiyoruz sizden.' Dedikleri madde ne biliyor musunuz? 'Terörle mücadele kanununu değiştireceksiniz.' Aslında bize Türkçe şunu ifade etmeye çalışıyorlar, Avrupa bize diyor ki 'PKK'yı Türkiye'ye ortak edin, Güneydoğu'yu PKK yönetsin, ondan sonra vize kanununu biz serbest bırakalım.' Biz senin vizeni de başına çalarız, PKK'yı da başına çalarız. Elbette bu anlayışla Avrupa'nın yapacağı açık ve nettir. Avrupa şunu gerçekleştirecek, Türkiye'yi tekrar güçsüzleştirmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Ortadoğu'da, batı ile doğu arasında güçlü bir Türkiye istemiyor. Tarihini, milletini, yaşlısını, gencini, ezanını bilen bir büyük millet istemiyor. Onun istediği bellidir, elinde maşa gibi kullanabileceği bir Türkiye istiyor, bir ileri karakol istiyor."
Avrupa'nın nüfusu yaşlandığı için ucuz iş gücü istediğine dikkati çeken Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Üretebilecek ve kendisine emek ortaya koyabilecek, o emeği sömürebilecek ucuz iş gücü istiyor. Biz bunun farkındayız, onun için Türkiye'nin ayağa kalkmasını istemiyor. Çünkü bin, bin 500, 3 bin dolar kişi başına gelir seviyesi varken biz dost ve müttefiktik. Hastaneye gittiğimizde, anne babamızı hastaneye götürdüğümüzde sırtımızda sabahın saat 4'ünde kuyruğa girip akşamın saat 4'üne kadar doktoru göremediğimiz zaman 'bu devlet ne yapıyor?' diye için için kendimizi yediğimizde biz onlarla dost ve müttefiktik. Biz tankları, mühimmatları, füzeleri, helikopterleri onlardan alırken dost ve müttefiktik. Biz onlardan insansız hava uçağını alırken, İsrail'den alırken dost ve müttefiktik ama bizim evlatlarımızın yaptığı, üzerinde ay yıldızlı patentin olduğu insansız hava uçağını yaptığımız zaman dost değiliz, müttefik değiliz."
İçişleri Bakanı Soylu, onların Türkiye'ye hangi tavırda olduğunu bildiklerine işaret ederek, "Bazen ne yapıyorlar biliyor musunuz? Biz insansız hava uçaklarımıza kamera istedik onlardan. Kamerayı iki ülke üretiyor, biri Amerika, biri de Kanada. Bize vermediler. Ne zaman bizim evlatlarımız bir ay önce kamerayı ürettiler hemen bize haber gönderdiler, 'biz bu kameralardan size verebiliriz.' Kameralar bize terörde lazım. Nerede lazım olduğunu biliyor musunuz? Kameralar öyle kamera ki mağaranın içine kadar girebiliyor ve her tarafı görebiliyor. Terörle mücadele etmememiz için PKK'yı bitirmememiz için ellerinden gelen imkanları, kendilerinde bulunan imkanları bize kullandırmamak için her şeyi yapıyorlar." dedi.
"Türkiye'nin önünde tarihi bir karar var"
Süleyman Soylu, Türkiye'nin önünde tarihi bir karar olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kardeşiniz, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın talimatıyla bu referandumda da Türkiye'nin her köşesine gitti. Bu akşam yine memleketimizin önemli yerlerinden bir tanesine, Ağrı Patnos'a gideceğim. Ben Patnos'a hangi gün gittiğimi biliyorum. 6-7 Ekim'den bir gün önce Patnos'taydım, bundan üç ay önce de Patnos'taydım. Orada sözde özerklik ilan ettikleri gün de Patnos'taydım. Buralarda insanlarımıza neler yaptıklarını biliyorum, ne ortaya koyduklarını biliyorum. Eğer bu mücadelede zayıf düşerseniz, birisi çıkar şu lafı söyler, ağzından çıkanı kulağı duymaz, bu medeniyetin nasıl bir medeniyet olduğunu, bu milletin bin yıldır bu topraklarda nasıl birliktelik içerisinde olduğunu, aynı kıbleye namaz kıldığını, aynı musalla taşından uğurlandığını ve esas dünyanın öteki dünya olduğunu bilmez, bilmediği için sadece bu dünyaya aşık ve bu dünyaya sadık olarak kaldıkları için çok kolay kullanılabilirler. 'Arkamda ne var? YPG var, PYD var, PKK var.' Öyle mi? Devlet güçlü olursa, devletin iradesi tam olursa ne yapar biliyor musunuz? Arkasını nereye dayamış? PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye dayamış, şimdi biz ona dört tane duvar verdik, istediği duvara dayasın sırtını."
Türkiye'nin çok büyük sıkıntılardan, badirelerden geçtiğini anımsatan Soylu, MHP ile birlikte olduklarını ve milletin önüne geldiklerini söyledi.
Soylu, milletin takdirinin başlarının üzerine olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Ama Kılıçdaroğlu kimle birlikte oldu, kimle beraber bugün kampanya yürütüyor? Kılıçdaroğlu'nun savunduğu cephede kim var? CHP'li kardeşlerime soruyorum, biz şuradaki kardeşleriniz ve milletvekilleriniz size Murat Karayılan'dan daha mı uzağız? Elinizi vicdanınıza koyun, bugün evlatlarımızın Gabar Dağı'nda, Cudi Dağı'nda, Tunceli'de Kudu Deresi'nde… Ben her gün şuralarında (kalbini göstererek) sancı yaşayan bir kardeşinizim. Bir operasyona çıktığı zaman bizim evlatlarımız Allah'a hepimiz dua ediyoruz. Ben dua ediyorum, Jandarma Genel Komutanımız dua ediyor, komutanlarımız dua ediyor, bir mağaraya girdiği zaman bizim bir evladımız, 'ilk kurşunu biz yemeyelim' diye. Eğer ilk kurşunu yediysek bilesiniz ki gözümüz yaşlanıyor, ama ilk kurşunu yemediysek o köpeklerin hakkından geliyoruz hem de onları orada etkisiz hale getiriyoruz. Biz bu mücadeleyi bu anlayışla beraber gerçekleştiriyoruz. Allah şahittir, her an o evlatlarımızın tırnağına zarar gelmemesi için dua ediyoruz. Bizi onlardan daha kötü gören, sizi bu düşünceye iten nedir ben bunu anlamaya çalışıyorum."
"Biz bu toprakları bedava kazanmadık Kılıçdaroğlu"
"Burada insanların elinde ay yıldızlı bayrak var." diyen Soylu, "Peşinden gittiğiniz Kılıçdaroğlu Güneydoğu'ya gittiği zaman bir tek ay yıldızlı bayrağı kendi mitinginde koyabilme cesaretine sahip olamadı. Tayyip Erdoğan gittiği zaman gelincik tarlası gibi oldu, Binali Yıldırım gittiği zaman gelincik tarlası gibi oldu. Biz bu toprakları bedava kazanmadık Kılıçdaroğlu. Bu topraklarda bedava hür ve özgür yaşamıyoruz Kılıçdaroğlu. Biz ne yaptık da Deniz Baykal ve o Konya milletvekili bizim için diyor ki 'düşmanı denize dökecek gibi dökeceğiz bunları.' Biz kime ne yaptık?" ifadesini kullandı.
Bakan Soylu, yapılan hizmetlere değinerek, "Biz bu ülkede bölünmüş yollardan şehir hastanelerine, evinde çaresiz bir şekilde bekleyen engellilere 'Biz ne yapacağız, bize kim sahip çıkacak' dediğinde her 100 liranın 70 lirasını faize veren bu Türkiye o faizi kesti. Bugün Tayyip Erdoğan'a hücum ediyorlarsa, Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyorlarsa bilesiniz ki 100 liranın 70 lirasını faiz verseydik paşa paşa koltuğumuzda otururduk ama biz ne yaptık hızlı trenler, hava limanları, insansız hava uçakları, Altay tankları, Cirit füzeleri, Hürkuş uçakları…" diye konuştu.
"İstedikleri gibi oynadıkları bir Türkiye kalmadı artık"
"Biz ne yaptık?" sorusunu yineleyen Soylu, şöyle devam etti:
"Bu ülkede herkes kendini ifade ediyor. Başörtülüsü, 'ben başörtülüyüm' diyor, dindarı, 'ben dindarım' diyor, bu ülkede Türk'ü 'Türk'üm' diyor, Kürt'ü 'Kürt'üm' diyor, Sünni'si 'Sünni'yim' diyor, Alevi'si 'Alevi'yim' diyor. Biz ne yaptık? Bu ülkede her gün başımızda kaynattıkları iltica kazanını ortadan kaldırdık, demek ki bu yalanmış dedik. Biz ne yaptık? İşimize baktık. 3 bin dolardan 11 bin dolara getirdik Türkiye'yi. Biz kime kötülük yaptık da bizi düşmanlarımız gibi denize dökecekler. Biz kime kötülük yaptık da bizi Apo'dan daha kötü bir yerde konumlandırıyorlar. Biz kime kötülük yaptık? Biz Avrupa'ya kötülük yapmış olabiliriz, onların sömürdükleri, istedikleri gibi oynadıkları bir Türkiye kalmadı artık. Biz batıya kötülük yapmış olabiliriz, onların istedikleri gibi parmak gösterip oturttukları bir Türkiye kalmadı artık."
Soylu, milletin kendilerine güç kuvvet verdiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"15 yıldır AK Parti'ye Türkiye'de tek başına iktidar verdiniz ama bir gün geldi bunun nasıl iktidardan gittiğini 7 Haziran'da gördünüz. 28 Şubat'ta gördünüz. Her darbede 20 yıl geriye gittiğimizde gördüğünüzü, bir kez 7 Haziran'da da olabileceğini hepimiz gördük. Şimdi yeni bir sistem kurmamız lazım ve bu sistemin Türkiye'de Meclisi güçlendiren bir sistem olması lazım. Bu sistemin, Türkiye'de milletvekilini güçlendiren bir sistem olması lazım. Bize itibar edin, güvenin, biz, Tayyip Erdoğan bugüne kadar sizi yanlış bir yola götürmedi. Yanlış bir yola sevk etmedi. Neden olduğunu biliyor musunuz? Nedeni şudur, muhakkak tecrübesi, bilgisi var, cesareti var ama bir şeyi daha var, o da şu, Allah'ına teslim ve milletine tabidir. Milletini dinler, her ne olursa olsun yanlış bir tercihte bulunduğunu gördüğü andan itibaren, milletin onaylamadığı bir tercihte bulunduğunu gördüğü andan itibaren, kendisinin söylediği önemli değildir, milletin söylediği hakimdir, esastır."
Bugün belki de bütün batıyı, bütün dünyayı, kendilerine karşı duranları korkutanın bu olduğunu dile getiren Soylu, "Şunu biliyorlar, korkuyla bu millet yenilmez, sindirmeyle bu millet yenilmez. Bu millet büyük bir millettir, cesur bir millettir, korkmayan bir millettir, doğruyu, yanlışı, sapla samanı ayırabilecek derecede feraset sahibi bir millettir." dedi.
"Biz milliyiz, yerliyiz, bu ülkenin evlatlarıyız"
Bakan Soylu, 300 yıldır bugünü beklediklerinin altını çizerek, şunları söyledi:
"Biz çok adamlar gördük, namluyu görünce tornistan geri kaçan adamlar gördük. Biz çok adamlar gördük, darbenin düdüğünü duyunca hazır ola geçen adamlar gördük ama biz bir adam daha gördük 15 yıldır, milletinin menfaati olunca bir adım geri atmayan bir adam gördük. Biz kendi milletine hakaret edilmeye çalışılınca dünyanın en prestijli koltuklarını bırakıp oradan kalkan ve 'one minute' diyen bir adam gördük. Biz bir adam gördük tam 15 yıldan beri bu milleti yukarıdan aşağıya bastırmak isteyenlere karşı onlara müsaade etmeyen, tahammül etmeyen, bu milletin itibarını ayakta tutan bir adam gördük. Biz bir adam gördük, 15 Temmuz gecesi F-16'lar havada iken kendisinin canına kastedilmişken o uçağına binip, uçağının İstanbul'a inip inmeyeceğini bilmediği halde kendini Allah'a teslim eden ve kendini milletine adayan bir adam gördük, adı Recep Tayyip Erdoğan."
"Biz milliyiz, yerliyiz, bu ülkenin evlatlarıyız." diyen Soylu, "Biz bu ülkenin menfaati dışında hiçbir şeye ama hiçbir şeye bakamayız. Sayın Kılıçdaroğlu lafı gelince söylüyor, diyor ki 'Darbe olursa tankın üzerine bineceğim. Tankın önüne geçeceğim.' Darbe girişimi oldu bu ülkede, 15 Temmuz'da havaalanından kontrollü bir şekilde kaçtı, kontrollü kaçak olarak. Kolay mı tankın önüne çıkmak için cesaret lazım, iman lazım, vatan sevgisi lazım, millet sevdası lazım, Allah'a teslimiyet lazım." açıklamasında bulundu.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › İçişleri Bakanı Soylu: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?