Dha Yurt Bülteni-13 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-13

ÖZEL1)35 YILLIK EŞİNİ SATIRLA KOMALIK ETTİŞANLIURFA'nın Suruç İlçesi'nde oturan 63 yaşındaki Halil Adil Gürses, 35 yıllık eşi 60 yaşındaki Necmiye Gürses'i uyurken satırla ağır yaraladı.

16.03.2017 16:30
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

ÖZEL

1)35 YILLIK EŞİNİ SATIRLA KOMALIK ETTİ

ŞANLIURFA'nın Suruç İlçesi'nde oturan 63 yaşındaki Halil Adil Gürses, 35 yıllık eşi 60 yaşındaki Necmiye Gürses'i uyurken satırla ağır yaraladı. Gözaltına alınan Halil Adil Gürses tutuklandı.

Olay, geçen Cuma sabahı ilçeye bağlı Alanyurt Mahallesi'nde meydana geldi. Bir dernekte şoför Halil Adil Gürses, sabah namazı sonrası eşi Necmiye Gürses ile bilinmeyen nedenle tartıştı. Tartışma sırasında öfkelenen Halil Adil Gürses mutfağa gidince Necmiye Gürses ise yatağında girip uyudu. Öfkeli eş, mutfaktan aldığı satırla eşi Necmiye Gürses'e vurmaya başladı. Seslerle odaya giren çocuklarının kanlar içersinde bulduğu Necmiye Gürses, ihbar üzerine gelen sağlık görevlileri tarafından ambulansla Suruç Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste ilk müdahalesi yapılan Gürses, kadın, hayati tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle Şanlıurfa'ya sevk edildi. Balıklıgöl Devlet Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesine alınan yaşlı kadının yaşam mücadelesi sürerken olaydan sonra polise teslim olan Halil Adil Gürses ise, çıkarıldığı mahkemece 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan tutuklandı.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

Yoğun bakım ünitesinde yatan Necmiye Gürses

Acil serviste bekleyen Gürses'in çocukları

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 95MB

======================================================

2)ADANA'DA PATLAMA: 3 YARALI

ADANA'da 3 katlı binanın damında 5 kişilik ailenin yaşadığı tek odada meydana gelen patlamada 3 kişi yaralandı.

Merkez Seyhan İlçesi Fatih Mahallesi'ndeki 3 katlı binanın damındaki tek odada saat 15.00 sıralarında büyük görülüyle patlama oldu. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen ekipler tarafından yaralanan 3 kişi Adana Devlet Hastanesi'ne götürüldü.

İsimleri açıklanmayan yaralıların hayati tehlikesinin bulunduğu belirtilirken patlamanın olduğu odada bomba uzmanı ve olay yeri inceleme ekipleri inceleme başlattı. Patlamanın neden kaynaklandığı yapılacak çalışmayla belirlenecek.

Görüntü Dökümü

---------------

Olayın meydana geldiği evin görüntüsü

Sokak içerisindeki zırhlı polis aracı

Bir bayanın konuşması

İnceleme yapan polisler

SÜRE: 02'33" BOYUT: 285 MB

Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI/ADANA,

=====================================================

3)KILIÇDAROĞLU: BEN DE MİLLİYETÇİYİM, 80 MİLYON DA MİLLİYETÇİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin devletin tüm yetkilerinin tek adama devredilmesi anlamına geldiğini belirterek, vatandaşlardan 'Hayır' oyu vermelerini istedi. Ülkücü camiaya da seslenen Kılıçdaroğlu, "Ülkücü kardeşime söylüyorum. Eğer milliyetçilik çok değerli ise hiç kimse endişe etmesin bu kardeşiniz de milliyetçidir, vatanseverdir. Ben de milliyetçiyim, 80 milyon da milliyetçidir" dedi. Kılıçdaroğlu, 18 yaşında milletvekili seçilmesi konusunda ise "Kendi çocuklarına istikbal hazırlıyorlar. Sizin çocuklarınız El Bab'a onların çocukları meclise gidecek" diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, özel uçakla Denizli Çardak Havaalanı'na geldi. Kılıçdaroğlu'nu, CHP Denizli İl Başkanı Teoman Sancar, CHP Denizli milletvekilleri Kazım Arslan ve Melike Basmacı, çevre illerin milletvekilleri, Bozkurt Belediye Başkanı CHP'li Birsen Çelik, belediye başkanları ile partililer karşıladı.

Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik'i makamında ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Bozkurt Belediye Düğün Salonu'nda muhtarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri, kanaat önderleri ve ilçe halkının katıldığı toplantıda konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun Denizli gezisine CHP'nin TBMM Grup Başkanvekili Bülent Tezcan, danışmanı Erdoğan Toprak ve çevre illerin milletvekilleri de katıldı.

'DÜŞÜNEREK SANDIĞA GİDECEĞİZ'

Toplantının başında 20 dakika vatandaşların soruları alındı, ardından Kılıçdaroğlu bu sorularla ilgili açıklama yaptı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, halktan korkmadıklarını, çekinmediklerini, herkesin kendisine istediği zaman istediği yerde soru sorabildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Korkmuyoruz, çekinmiyoruz, vatandaş yolda bulur soru sorar, kahvehanede soru sorar. Kimseye müdahale ettirmeyiz, ettirmiyoruz da" dedi. Toplantının siyasi parti toplantısı olmadığını, her partiden tüm vatandaşlara açık olduğunu söyleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Bu toplantı siyasi parti toplantısı değildir. Hangi partiden, görüşten olursa olsun 80 milyonu ilgilendiren bir toplantıdır, anayasa değişikliği toplantısıdır. Sadece Bozkurt'u değil Afyon'u, Diyarbakır'ı, Samsun'u da ilgilendiriyor. Anayasa yasaların anasıdır. Anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgeleridir. Her vatandaşın hakkını güvence alan metinlerdir. Bir partinin mutfağında hazırlanmaz, oturulur, uzlaşılır. Bir devlet adamı Bülent Ecevit'i örnek vereceğim. Ecevit iktidarda olduğunda üstelik koalisyonda anayasanın 35 maddesi değişti. Kimsenin haberi, tartışma, kavga dövüş oldu mu? Olmadı. Olması gereken budur. Önümüze anayasa değişikliği konuyor, sen bir tercihte bulunacaksın deniyor. Evet mi diyeceğiz hayır mı? Önce yapmamız gereken düşünerek sandığa gideceğiz. Bizim önümüze ne koyuyorar neye evet neye hayır diyeceğiz. Bakkalı, esnafı sanayici, ev kadınını hepimizi ilgilendiriyor. Buna tercihimizi koyarken, düşünerek oy kullanmak zorundayız. Memleketi, bayrağımızı, vatanımızı, çocuklarımızı, torunlarımızı düşüneceğiz. Onun için evet ya da hayır diyeceğiz."

'550 BİLE FAZLA 450 YETER'

Anayasa değişikliğiyle yasama, yürütme ve yargının yani güçler ayrılığının tek bir kişiye teslim edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "O zaman 600 milletvekiline neden maaş veriyoruz. 550 neyinize yetmiyor da 600'e çıkarıyorsunuz. 550 bile fazla. Normalde 450 milletvekilidir. Milletin sırtına 187 milyon liralık yük getiriyorlar. Bu milletin, esnafın, sanayicinin vatandaşın parası. Ben 600 milletvekili istemiyorum diyen hangi partiden olursa olsun sandığa gitsin, hayır desin" dedi.

'BİR ADAMI KANDIRIRSANIZ, TÜM DEVLETİ 24 SAATTE ELE GEÇİRİRSİNİZ'

Anayasa değişikliğinin tek adamlığı getireceğini, devletin tamamen bir kişiye teslim edileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bana şu tek adamlığı anlatın diyorlar. Tek adamlık şu. Her şeye muktedir. Anayasa mahkemesine üyeyi, valiyi, kaymakamı, büyükelçiyi tek adam tayin edecek. Bu şu demektir bütün yetkileri tek adama verdik. Devletin işleyişiyle, yapısıyla ilgili bütün yetkileri tek adama veriyorsunuz. Bir adamı ikna ederseniz, kandırırırsanız Türkiye Cumhuriyeti'ni 24 saatte ele geçirirsiniz. En geç 24 saatte. Bütün müsteşarlar, valiler, kaymakamlar, müftüler, emniyet müdürleri, daire başkanlarını devletin tamamını bir kararnameyle değiştirebiliyorsunuz. Ne diyorlardı. 'FETÖ terör örgütü devlete sızdı, 35 yılda paralel devlet kurdu'. Şimdi 35 yıla gerek yok. Şimdi bir kararname çıkarıyorsunuz, hepsini ele geçiriyorsunuz. Tehlikenin ne kadar büyük olduğunu, başımıza örülmek istenen çorabın ne olduğunun farkında mısınız? Bu bir parti meselesi değildir. Bu bir memleket, vatan, bayrak, geleceğimiz meselesidir" diye konuştu.

'DEVLETİN TAPUSUNU, YETKİSİNİ TEK ADAMA VERİYORSUNUZ'

Anayasa değişikliği referandumunun Cumhurbaşkanı'yla, Başbakan'la ilgisi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun cumhurbaşkanıyla parti genel başkanıyla ilgisi yoktur. Hepimiz faniyiz, baki olan devlet. Devlet tek adama teslim ediliyor. Devletin hiçbir freni kalmıyor. Köylerde muhtarımız var yanında ihtiyar heyeti var. Muhtar tek başına karar verebiliyor mu? Devletin tapusunu, yetkisini tek adama veriyorsunuz. Bunan akla izanla ilgisi var mı? Bu kadar tehlikeli bir sürecin içine memleket sokuluyor. Yazık bu memlekete. Erzurum Kongresi'nde, Sivas Kongresi'nde, meclis açıldığında tek adam mı vardı, TBMM vardı. TBMM'nin fesih yetkisini Atatürk'e verdirmek istiyorlar. İki genç milletvekili çıkıyor. Biz Gazi Mustafa Kemal'i biliyoruz, kahramanlıklarını, ülkeyi kurduğunu biliyoruz, ama bizi TBMM'ye Atatürk değil millet getirdi, Atatürk feshedemez diyor ve öneri reddediliyor. Atatürk bu iki milletvekilini daha sonra bakan yapıyor. Önümüze bir anayasa değişikliği geliyor. Bir kişiye öyle bir yetki veriyoruz ki, sizin seçtiğiniz milletvekillerinin gönderdiği meclisi de bir sabah kalkıyor feshettim diyor. Sebep yok. Böyle bir yetki kime veriliyor? Bizim İlhan Kesici'nin dediği gibi; bu kadar yetkiyi veliye verseniz azdırırsınız. Bu kadar yetki bir kişiye emanet edilir mi? Hata insana mahsustur. Akrep birisini ısırdığında 'hata yaptı' der miyiz. Allah'ın bize verdiği akıl var. Niye diyorum sandığa giderken düşünün. Düşünerek sandığa gidin. Çok iyi niyetli olabilir o kişi. ya hata yaparsa, faturayı 80 milyon ödeyecek."

'BU KARDEŞİNİZ DE MİLLİYETÇİDİR, VATANSEVERDİR'

Anayasa değişikliğinin sağcı, solcu, ülkücü meselesi olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ülkücü camiaya da seslendi. 80 milyonun milliyetçi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu işin ülkücüsü, sağcısı yok. Ülkücü kardeşime söylüyorum; Eğer milliyetçilik çok değerli ise hi kimse endişe etmesin bu kardeşiniz de milliyetçidir, vatanseverdir. Ben de milliyetçiyim, 80 milyon da milliyetçidir. Ama ben hiçbir yerde evet diyene suçlama getirmedim. 80 milyonun tercihi başımın üstünde yerim var derim. Vatandaşa neden 'Evet' diyeceğini anlatamıyorlar. 'Hayır diyen teröristtir' diyorlar. Niye teröristtir? Eli silahlı dağda gezen adamı aklamış oluyorsunuz bunu söylediğinde. Leyla Zana'nın evet için çalıştığını da biliyorum. Yetki kimde? Başkanda. Bu neye yol açar? Belli bir tehlikenin içine Türkiye'nin sürüklendiğini görüyor muyuz? Bütün vatanseverlerin görmesi lazım. Farklı partilerden olabiliriz ama bayrak, vatan, sevgi, güzellik demokrasi de bizim ortak paydamız. Ortak paydamızı elimizden alıyorlar. Şehitlerimizi bölmeye başladılar, 'benim- onun şehidi' diye. Bunlar doğru değil iyi düşünmemiz lazım" diye konuştu.

'SİZİN ÇOCUKLARINIZ EL BAB'A, ONLARIN ÇOCUKLARI MECLİS'E GİDECEK'

Anayasa değişikliğiyle 18 yaşı bitirenlere milletvekili hakkı verilmesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, "18 yaşa milletvekili hakkını sizin çocuklarınız için mi getiriyorlar? 18 yaşında milletvekili olacak. Ömür boyu askerlikten muaf olacak, 2 yıl askerlik yaptıktan sonra milletvekili emeklilik hakkına sahip olmuş olacak. Böyle ballı bir böreği sizin çocuklarınıza bırakırlar mı? Kendi çocuklarına istikbal hazırlıyorlar. Memleketimin insanı da bunu düşünüyordur. Sizin çocuklarınız El Bab'a onların çocukları Meclise gidecek. Bunlara vatandaşım kanmasın" diye konuştu.

İdam tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, "İdamı getireceğiz' diyorlar, niye getirmediniz? Anlaşmıştınız, kendi aranızda konuştunuz. Milleti kandıracaklar, evet oyu için gaza getirecekler. Bu memleket meselesidir. Kadını, genci, yaşlısı bu memlekete sahip çıkmalıyız. Bu memleket kolay kurulmadı. Şimdi o dönem alamadıklarını anayasa değişikliğiyle altın tepsiyle birilerine sunmaya hazırlanıyorlar" dedi.

CANLI YAYIN ÇAĞRISI

Kendisine yönelik eleştirileri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, değişikliği televizyonlarda canlı yayında tartışma çağrısı yaptı. Anayasa değişikliğinin, emeklinin, işçinin, sanayicinin derdini çözmeyeceğini, işsizliği bitirmeyeceğini, terörü bitirmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kimin derdini çözüyor. Bakın ne dedim Allah'ın bize verdiği en değerli şey akıldır. Yüce Yaradan kitabında 'Aklınızı niye kullanmıyorsunuz' diyor. Tek adam ne demektir? Bütün yetkileri veriyoruz, aklımızı sıfırlıyoruz. Teklik bir tek Allah'a mahsustur. Bunu söyleyince kızıyorlar. Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor, okumamış diyorlar. Olabilir. Teklif yapıyorum. Sizin televizyon kanallarında bir araya gelelim, siz sorun ben cevap vereyim. Ben sorayım siz cevap verin. Bende cesaret var siz de biraz cesur olan. Biz onlar gibi değiliz. Biz halka güveniyoruz" diye konuştu.

'SANDIĞA GİDİN, BİR OYLA HER ŞEY DEĞİŞİR'

Sandık güvenliği için endişe edilmemesini, tüm sandıklara sahip çıkacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan gerekçe üretmeden sandığa gitmelerini istedi. Bir oyla birçok şeyin değişeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Tek isteğim hava güzel, arkadaşlar kahvede bekliyorlar bir oyla bir şey değişmez sakın demeyin. Bir oyla her şey değişir. Ben 1982'de darbe anayasasına hayır oyunu kullandım. Şimdi çocuklarıma 'Hayır dedim' diyorum. Siz de böyle bir onuru çocuklarınıza ve torunlarınıza anlatabilesiniz" dedi.

'BİNALİ YILDIRIM'I BEN SAVUNUYORUM'

Suriye sorununu da değinen Kılıçdaroğlu, "Bizim askerlerimizin El Bab'ta şehit oluyorlar. Suriyeliler Türkiye'de sayıları 3.5-4 milyon arasında değişiyor. Benim esnafım vergi verir, onlar vermez. Benim vatandaşım hastaneye gider katkı payı öderler, onlar ödemez. 'Suriyelilere vatandaşlık vereceğiz' diyorlar. Biz önce 6.5 milyon işsiz var, onlara iş verin diyoruz; hayır, 'biz Suriyelere öncelik veriyoruz' diyorlar. O zaman siz bunlara dersini verin. 'Kılıçdaroğlu Suriye'ye gitsin' diyorlar. Bir tercih olacaksa, önce kendi ülkemin insanı için kullanırım. Benim insanım işsizse, ben dışarıdan işçi mi getireceğim. Gittiler Afrika'da toprak kiraladılar, sanki Türkiye'de toprak bitti. Çiftçi kardeşlerimin bunun hesabını sorması lazım. Çiftçi alın terinin karşılığını alıyor. Daha neyi vereceğiz arkadaşlar, ülke teslim edilir mi? Apartmanda yönetici seçeriz, bir de denetim kurulu seçeriz denetlesin diye. Devleti teslim edeceğiz kimse denetlemeyecek. Freni patlamış kamyona kimse binmez. Freni patlamış otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz? Ne olduğu belli olmayan bir sistemin içine Türkiye sokuluyor. 141 yıllık parlamento geleneğimiz var. Başbakanlığı kaldırıyorlar. Binali Yıldırım'ı ben savunuyorum. O da dolaşıyor, değişikliği savunuyor. İstifa et kardeşim o zaman. Onu ben savunuyorum. Başbakanlık kalkmasın arkadaşlar, kaç yıllık geleneğimiz var" dedi.

'EVET DİPSİZ KUYUDUR'

Anayasa değişikliğiyle kaç bakanın olacağının, belki de Bakanlar Kurulu olmayacağını, gensoru, güvenoyu mekanizmasının kaldırıldığını, tamamının başkanın adamları olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Biz bu 600 milletvekilini meclise niye gönderiyoruz. Gensoru yok, güvenoyu yok, milletvekili bakan olamayacak. Tamamı başkanın adamları olacak. Biz bu meclisi niye kurduk. Bu meclis, milli kurtuluş savaşını yöneten gazi meclistir, 15 temmuz darbe girişimini püskürten meclistir. Alıyorsun tüm yetkileri bir adama veriyorsun, olmaz. Bu işin partilisi yok. Bu iş memleket meselesidir. Hayır çıkarsa kaos olmaz ya. Cumhurbaşkanı gene yerinde, Binali Yıldırım, başbakan olarak görevini yapacak. TBMM görevini hayır çıkarsa yapacak. Vatandaş ben tarihime, bayrağıma sahip çıktım diyecek. Hayırın hayırlı olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım. Evet dipsiz kuyudur. Dünyada başka bir örneği yoktur" dedi.

'80 MİLYON HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKACAĞIZ'

Tüm vatandaşlardan referandumda 'Hayır' oyu kullanılması için çalışmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, bu sorumluluğu kendisinin taşıdığını, şehir şehir gezerek hayırın nedenlerini anlattığını vurguladı. Referandumun parti seçimi olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Hepinizin tek tek sorumluluğu var. Tek tek anlatmak zorundasınız. 80 milyon birlikte sahip çıkacağız, memleketimize. Ülkücüsü, sağcısı, solcusu, Atatürkçüsü yok. Hep beraber savunacağız. Seçimlerde herkes gider istediği partiye oy verir. Birlikte düşünmemiz lazım. Biz bayrağımızı seviyorsak, vatanımızı seviyorsak, geleceğimizi düşünüyorsak gideceğiz hayırlı bir iş yapacağız. Bu iş liderlerin sözlerine bakarak karar verilecek bir olay değildir. Memleket için karar verilecek bir meseledir. Bir araya gelelim, bende söyleyeyim, onlarda söylesin. A liderini B liderini suçlamak yerine aklımızı kullanarak sandığa gideceğiz. Ülkemiz geleceği için tercihimizi kullanacağız" diye konuştu.

'DİLİNE HAKİM OLAMAYAN DEVLETİ YÖNETEMEZ'

Tek adam rejimlerinin iflah olmadığını, Saddam, Çavuşesku, Kaddafi'nin gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Tek adam rejimleri iflah olmamıştır. Ama bu ülkelerde kan gölüne dönmüştür. Demokrasi bir dengeler rejimidir. Dengeyi bitirdiğiniz andan itibaren sonu uçurumdur. Neden Meclis vardır. Çünkü denge vardır. Bütün yetkiyi bir kişiye verirseniz bu ülkeyi felakete götürür. Ege Adalarımız işgal altında, Bulamaç Adasında Yunanistan'ın bayrağı dalgalanıyor. Bu kahramanlar, kendilerini kahraman ilan edenler niye bizim adalarımıza sahip çıkmıyorlar. Amerika, İngiliz belgelerinde bizim adamız. İlk kez Cumhuriyet döneminde toprak kaybına uğruyoruz. Bir de Ecevit'e bakın, 'biz Kıbrıs'a çıkıyoruz' diyor muydu. Türk askeri Kıbrıs'a çıktığında 'çıktık' dedi. Membiç'e gideceğiz, git kardeşim. Vazgeçtik. Rakkaya gideceğiz, git kardeşim. ya kardeşim çocuk mu kandırıyorsunuz siz. Devlet bilgiyle tecrübeyle yönetilir. Diline hakim olamayan kişi devleti yönetemez. Neyi nerede ne zaman konuşacağını bilecek."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bozkurt'taki toplantının ardından Akhan Mahallesi'nde Şırnak'ta geçen yıl şehit olan Jandarma Komando Er Doğan Acar'ın ailesini ziyaret etti. Basına kapalı yapılan ziyarette Kılıçdaroğlu, şehidin babası Mehmet Acar'a taziyelerini iletti. Ziyaretin ardından evin önünde toplananlar, Kılıçdaroğlu'ndan kahvehanede çay içme önerisi yaptı. Kılıçdaroğlu, vatandaşları kırmadı ve şehit evinin yanındaki kahvenade vatandaşlarla bir araya geldi. Burada bir kadınla sohbet eden Kılıçdaroğlu, bu kişinin 5 torunu olduğun öğrenince kendisinin 1 torunu olduğunu hatırlatıp daha fazla torun istediğini söyledi. Çardak'ta yaşananlar nedeniyle bu sohbet daha sonra basına kapalı yapıldı.

Kılıçdaroğlu buradan da Dedeman Otel'e giderek, Denizli İşadamları ve Tüccarlar Platformu'nun üyeleriyle toplantı yaptı. Toplantı basına kapalı gerçekleştirildi.

KILIÇDAROĞLU'NA CEM ÖZDEMİR SORUSU

Kılıçdaroğlu Çardak' tan Bozkurt ilçesine geçerken yol üzerinde sir kanvede oturup çay içti. Halkla sohbet eden Kılıçdaroğlu, referandumda hayırlı bir gelecek için 'Hayır' oyu kullanmalarını istedi. Sohbet sırasında bir kişi Kılıçdaroğlu'na, "Sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını tanıyan vatan haini Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir ile niye tokalaştınız?" sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu soruyu şu sözlerle yanıtladı:

"Daha önce gittim, görüştüm ama daha sonra kendisi ile hiç biraraya gelmedim, hiç muhatap olmadım. Siz nereden duydunuz bunu, merak ediyorum.Alman Parlamentosu'nda soykırım ile ilgili tasarı geçtikten sonra ben de oraya gittim. Onlarla biraraya geldim. Siz hangi amaçla bunu soruyorsunuz bilmiyorum."Kılıçdaroğlu, aynı kişinin sözlerini "Cem Özdemir'in yanında Almanya'nın kadın milletvekili de vardı. O kişi Gezi olaylarında halka para dağıtan biriydi" diyerek sürdürmesi üzerine de "Daha önce görüştüm ama daha sonra değil. Dört yıl önceki bir mevzu" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partililerden soru soran kişiye tepki göstermemelerini istedi.

Başka bir kişi de CHP Denizli örgütünün yetersiz olduğunu söylerken, bir kişi de CHP'nin tutumunun net olmasını istedi. Bir başka kişinin 'Hayır' diyenlerin vatan haini ilan edildiği yolundaki sözlerine de Kılıçdaroğlu, "'Hayır' diyenin de 'Evet' diyenin de başımızın üstünde yeri var" dedi. Kılıçdaroğlu, daha sonra partililerle birlikte kahveden ayrılıp, Bozkurt İlçesi'ne geçti.

Görüntü Dökümü

------------

-Kılıçdaroğlu nun Çardak ta kahvehanede vatandaşlarla biraraya gelmesi

-Vatandaşlarla diyaloğu

-Bozkurt taki toplantıdan görüntü

-Kılıçdaroğlu nun konuşması

-Detay görüntüler

Osman Nuri BOYACI- Deniz TOKAT/DENİZLİ, -

=======================================================

(GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜYLE YENİDEN)

4)ÇAVUŞOĞLU, UÇAK BAKIM LİSESİ'Nİ ZİYARET ETTİ

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, memleketi Antalya'da Aksu Uçak Bakım ve Teknik Meslek Lisesi'ni ziyaret etti. Öğrencileri derslerde ziyaret eden Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'de bu alandaki ilk ve tek okul olduğunu belirterek, "Türkiye'de havacılık sektörü ilerliyor, sadece sivil havacılık değil. Savaş uçakları ve helikopterlerimizi de yapıyoruz. En büyük havaalanlarını yapıyoruz. Teknik ve bakım açısından da Türkiye bir merkez olacak. İnşallah sizler de ülkemizin gururu olacaksınız. Kendinizi iyi yetiştirin" dedi.

'FETÖ BU SİZİN SON ÇIRPINIŞINIZ OLACAK'

Ardından Aksu kent meydanındaki açık hava toplantısında konuşan Çavuşoğlu, "Bizim derdimiz tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlettir, başka bir derdimiz yok. Ama bunlardan rahatsız olanlar var. Dağdaki PKK, neden rahatsız oluyor, çünkü onların hayallerini kendileriyle beraber gömüyoruz. DEAŞ'ı ve diğer hepsi ya hain FETÖ içeride ve dışarıda nasıl çalışıyorlar görüyorsunuz değil mi? Ama onlara bir haberim var, bu sizin son çırpınışınız olacak" dedi.

'SİZİN GİBİ SİYASETÇİLER OLURSA AVRUPA GEMİSİ BATAR'

Avrupa'ya "Siz nereye gidiyorsunuz, oturup düşünüyor musunuz" diye seslenen Bakan Çavuşoğlu, "Savaş dönemine mi, İkinci Dünya Savaşı öncesine mi gidiyorsunuz? Faşizmi yeniden mi hortlatmaya başlattınız Avrupa'da? Sizin gidişatınız iyi değil, Avrupa'yı felakete götürüyor. Sizin gibi kaptanlar, siyasetçiler olursa Avrupa gemisi batar. Bana telefon açıyorlar 'Bu Almanya'nın, Hollanda'nın yaptıkları inanılacak gibi değil' diyorlar. Sonra bir bakıyoruz Hollanda'yı, Almanya'yı destekleyen açıklama yapıyorlar. Bunlar ne ikiyüzlüdür siz bilir misiniz, ben bunları çok iyi bilirim, ciğerini bilirim. Bunlarla 11 yıldır siyaset yaptım" dedi.

'SİZ BİR ADIM GELİN BİZ İKİ ADIM GELİRİZ'

Avrupa'nın Recep Tayyip Erdoğan'dan neden hoşlanmadığını soran Bakan Çavuşoğlu, "Çünkü Recep Tayyip Erdoğan bunların ikiyüzlülüğünü, samimiyetsizliğini yüzlerine söylüyor da ondan hoşlanmıyorlar. ya siz değişeceksiniz ya da buna alışacaksınız. Başka çare yok. Siz ikiyüzlü olursanız biz yüzünüze söyleriz, siz samimi olursanız onu da söyleriz. Siz bir adım gelirseniz samimi, biz iki adım geliriz ama bizi ezmeye kalkarsanız altında kalmayız, dik dururuz ve hesabını da sorarız. Hollanda'ya da bu yaptıklarını hesabını sorduk, soracağız" dedi.

'BATSIN SİZİN DEMOKRASİNİZ'

Hollanda vatandaşlarıyla bir problem olmadığını, problemin şu anki faşist yönetimle olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Arıyorlar, 'efendim ne olur bize her şeyi söyle faşist deme.' Bu faşizan uygulamalara ne diyeceğim ben? Nazi döneminden bu yana Avrupa'da böyle uygulama, zulüm görülmüş müdür? İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi döneminde bile böyle gayriinsani uygulamalar olmaz. Köpekleri insanların üzerine saldırtıp ısırtılmaz. Batsın sizin demokrasiniz, özgürlüğünüz. Vatandaşlarımız oraya işçi olarak gitti, şimdi işadamı. Size iş veriyor. Bugün Avrupa'daki Türkler 1 milyona yakın istihdam sağlıyor. 20 milyar Euro Avrupa ekonomisine katkı sağlıyor. Oradaki vatandaşlarıma ikinci sınıf muamele yapamazsın" dedi.

'WILDERS KAZANSAYDI DA BÖYLE, KAFA AYNI'

Zihniyetlerinin farklı olduğu ve kendisinden olmayana nefrete baktığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle dedi:

"İnsan olarak görmüyor. Bunlar kendisi gibi inanmayana savaş açıyor. Merkezdeki, sağ veya sosyal demokrat, liberal partiyle aşırı ırkçı partiler arasında fark kalmadı. Wilders'le aralarında bir fark yok. Wilders kazansaydı da böyle, Rutte kazandı aynı, farketmez. Kafa aynı. Zemin kaydı, gidiyorlar."

Görüntü Dökümü

--------------

Bakan Çavuşoğlu'nun okula gelişi ve karşılanması

Bakan Çavuşoğlu'nun öğrencilerle sohbeti

Bakan Çavuşoğlu'nun Aksu İlçesi'ndeki toplantıya gelişi

Bakan Çavuşoğlu'nun konuşması

227 MB/// 07.07ö

HABER-KAMERA: Mehmet ÇINAR/ANTALYA,

=====================================================

5)BAKAN AVCI: RUSYA PAZARI CİDDİ BİR TOPARLANMA İÇERİSİNDE

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "2016 gerçekten Türkiye'de turizm bakımından iyi bir yıl olmadı. Bunun belli başlı birkaç sebebi var, bir tanesi Rusya ile yaşadığımız uçak krizi. Şu anda Rusya pazarı ciddi bir toparlanma içerisinde" dedi.

Bakan Nabi Avcı Eskişehir'deki Mosmos Restoran'da basın mensuplarıyla biraraya geldi. Avcı, yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yetkilerin cumhurbaşkanında toplandığını söyledi. Avcı, "Bu anayasa değişikliği ile Türkiye, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyor. Çok özet olarak bugünkü biçimiyle cumhurbaşkanı ve başbakanda dağılmış olan sorumluluklar yetkiler cumhurbaşkanımızda toplanıyor, sorumluluğu ve yetkiyi de yürütme olarak cumhurbaşkanı üstleniyor, yasama da kendi işine bakıyor. Bugün artık bu referandum bunun kabulü veya reddi olmaktan çıktı, içeride ve dışarıda son yaşadığımız hadiselerde açıkça gösteriyor ki, bu iş Türkiye açısından bir kader referandumu haline geldi" diye konuştu.

'RUSYA PAZARI CİDDİ BİR TOPARLANMA İÇERİSİNDE'

Basın mensupların çeşitli sorularını da yanıtlayan bakan Avcı, 2016 yılının turizm için iyi bir yol olmadığını ifade ederek şunları söyledi:

"2016 gerçekten Türkiye'de turizm bakımından iyi bir yıl olmadı. Bunun belli başlı birkaç sebebi var, bir tanesi Rusya ile yaşadığımız uçak krizi. Bizim 2014'te 4,5 milyon Rusya'dan gelen misafirimiz var. 2015'te 3,5 milyona düşmüş. 2016'da 800 küsur bine düşmüş. Belli, 'gitmeyeceksiniz' dendi Ruslara, onlar da gelmediler. Fakat sonra hem sayın Cumhurbaşkanımız hem sayın Putin'in siyasi iradeleriyle ortalık toparlandı. Şu anda Rusya pazarı ciddi bir toparlanma içerisinde. Rakamlarda onu gösteriyor zaten. Ocak ayı rakamlarına bakarak söylüyorum. 2015 yılının Ocak ayında Rusya'dan Türkiye'ye gelenlerin sayısı 51 bin. 2016'da 21 bin. 2017 Ocak ayında 40 bin. 10 gün önce sayın cumhurbaşkanı ile birlikte Rusya'daydık. Sayın cumhurbaşkanımız ile Putin'in yaptığı ortak basın toplantısında Putin, ilk defa bu kadar açık bir biçimde Türkiye'ye gidin anlamına gelebilecek cümleler sarf etti. Kendisinin de Antalya'da 3-4 gün tatil yaptığını, bu makama gelmeden evvel Antalya'yı tanıdığını söyledi. Bunlar önemli cümleler. Rusya pazarı bakımından çok karşılığı olan cümleler. Ayrıca orada ilan ettik, 2019 yılını da Türkiye-Rusya ortak Kültür ve Turizm yılı ilan ettik. Rusya pazarındaki problem, çok şükür hallolmuş durumda görünüyor. İnşallah geçmişten de iyi olacak diye düşünüyoruz."

'HALKLARIMIZ ARASINDA BİR SORUN YOK'

Avrupa pazarı konusuna da değinin bakan Avcı, Mart ayını ilk haftasında dünyanın en büyük turizm fuarına gittiklerini belirtti. Avcı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz 2010 yılında oranın onur konuğuyduk. Bu yıl da Berlin Fuarına damgamızı vurduk. Ziyaretçi talebinde de bunu gördük. İlk 3 günkü profesyonellere yönelik olan kısım da daha sonraki vatandaşlara açık olan kısımda çok iyiydi. Dolayısıyla ziyaretim sırasında Almanya'nın, İngiltere'nin belli başlı seyahat acenteleriyle görüşmelerim oldu. Hepsinin söylediği şu: 'Kardeşim bize siyaseti karıştırmayın, siyasetçiler olarak bize karışmayın. Biz iş yapmak istiyoruz. Türkiye bizim için çok önemli bir Pazar. Bunu biz kendi siyasetçilerimize de söylüyoruz. Bizim nereye adam göndereceğimize, nereye göndermeyeceğimize siz karar veremezsiniz. Türkiye'ye gidin gitmeyin laflarını bırakın.' Çünkü Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda vatandaşları 15 senedir Türkiye'yi tanırlar. Hollanda dediğiniz yerde nüfusuna bakmayın, normal zamanlarda 1,5 milyona yakın adam geliyor Türkiye'ye. 15 yılda hani bunun mükerrer gelişlerini de saymayalım. Aynı adamlar, aynı aileler geldiğini varsaysak bile en az 10 milyon insan bizzat gelmiş Türkiye'de gezmiş dolaşmış, yemiş içmiş, dinlenmiş, denize girmiş, müze dolaşmış Türkiye'yi biliyor. Buna Türkiye'ye gitme desen de inandırıcı olmazsın. Dolayısıyla halklarımız arasında bir sorun yok. Bizim zaten Avrupa'daki halklarla, Almanlarla, Hollandalılarla,.Danimarkalılarla, Belçikalılarla ne sorunumuz olabilir? Bunlar Türkiye'ye geldikleri zaman onların da bizlerle bir sorunu yok. O yüzden bir ay önce sayın Cumhurbaşkanı külliyede turizm temsilcilerini topladı ve orada bir kampanya başlattı. Avrupa'da yaşayan 5 milyon Türk'e gelin tatilinizi Türkiye'de geçirin dedi. Bunun 3 milyonu da Almanya'da yaşıyor. Hatta bununla da yetinmeyin dedi, hem kendiniz gelin hem de komşunuzu da getirin, iş arkadaşınızı getirin, onlar da Türkiye'yi tanısın. Nitekim bu Hollanda'daki olaylardan sonra pazar günü yaptığı konuşmada bunu biraz daha açtı. Özellikle Hollanda'daki Türkler gelsinler tatillerini Türkiye de geçirsinler, ama mutlaka yanlarında Hollandalı dostlarını, arkadaşlarını, komşularını getirsinler, onlara Türkiye'de misafirperverlik nedir, insanlık nasıldır? bunu biz gösterelim burada. Daha ne desin, bunda bir nefret söylemi mi var? bundan güzel dostluk mesajı mı olur? Ama öte taraftan adam kalkıyor, o yüzden kof ve cahil diyorum o Hollanda'daki ırkçı siyasetçiye, adam kalkıyor bunların hepsini göndermek lazım diyor, burada tekrarından bile utanacağımız söylemlerle ırkçılık yapıyor. Yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı yapıyor, Türk düşmanlığı yapıyor. Geçmişte Yahudiler için söylediklerini biraz çevirip, Müslümanlara uyarlamaya çalışıyorlar nefret söylemlerini."

'BUNUN KARŞILIĞI OLACAK'

Bakan Avcı çok dikkatli olunması gerektiğini, siyasetçi sınıfı ile halkı birbirine karıştırmamak gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:

"O gece, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza, daha önce Dışişleri Bakanımıza sonra oradaki sokaktaki masum Türk vatandaşlarına, eline bayrağını almış gelmiş gayet barışçıl slogan bile atmıyor sadece ben buradayım benim bakanıma iyi davran diyor. Sen onun üstüne atlarla, köpeklerle saldıracaksın bu karşılıksız kalacak. Bu olmaz. Bunun karşılığı olacak. Ama bunun karşılığı kime verilecek? Bunun cevabı, bunun müeyyidesi bu işe birinci dereceden dahil olan işte oradaki başbakanından, sokaktaki polis şefine kadar verilecek. Onlarla ilgili ne yapılması gerekiyorsa yapılıyor zaten. Ama bizim Hollandalılarla bir sorunumuz yok. Hollandalılar bizi sever biz Hollandalıları severiz. Orada bizim 400 binden fazla vatandaşımız var. Onların komşuları ve iş arkadaşları var. Sadece Hollanda'da da değil Avrupa'nın her yerinde en mülayim, en barışçıl, en sakin, en medeni azınlık, yabancı grubu Türklerdir. Bunu her yer söyler. Sen böyle bir azınlığı bulmuşsun öp de başının üstüne koy. Onun için söylemlerimizde Hollanda diye genelleştirmemek lazım.

Bakan Avcı daha sonra Arifiye Mahallesi'ndeki Arı Taksi Durağı'nı ziyaret ederek buradaki taksicilerle sohbet etti.

Görüntü dökümü:

------------------------

-Bakan Avcı'nın konuşmasından çekilen görüntüler bulunuyor.)

Haber-Kamera: Hakan TÜRKTAN-Saadet YÖRÜKÇÜ-ESKİŞEHİR,

==========================================================

6)HDP'Lİ BULDAN'DAN ANAYASA MAHKEMESİ'NE 'TAHLİYE' ÇAĞRISI

HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, eşgenel başkanlarının da aralarında bulunduğu partisinden 13 milletvekilinin tutuklu olması nedeniyle referandum çalışması yapamadıklarını söyledi. Tutuklu vekillerin serbest bırakılması için Anayasa Mahkemesi'ne çağrıda bulunan Pervin Buldan, "Bir referandum sürecinde diğer genel başkanlar, bir partinin genel başkanı, başbakanı her gün Türkiye'nin çeşitli illerinde mitingler düzenlerken bizim arkadaşlarımız cezaevindelerö dedi.

TBMM Başkanvekili ve HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, milletvekilleri Erol Dora, Kadri Yıldırım, Leyla Birlik ve eş genel başkan yardımcıları Fatma Kurtulan ile Sezai Temelli'den oluşan HDP heyeti, HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Abdullah Zeydan'ın tutuklu olduğu Edirne F Tipi cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Referandum sürecinde partisinin 13 milletvekilinin tutuklu olması nedeniyle çalışma yapamadıklarını anlatan Buldan, "Bugün Türkiye'nin içerisinde bulunduğu durum, yaşamış olduğu kaos ve krizin en büyük neden ile sebeplerinden birisi siyasi soykırım operasyonlarıdır. Halkın temsilcisi olan 6 milyon oy almış bir partinin eşgenel başkanları, grup başkanvekilleri ve milletvekilleri rehin alınmış durumdadır. Edirne cezaevinde sayın Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan yine Kandıra Cezaevinde Figen Yüksekdağ, Ferhat Encü, Nursel Aydoğan, Meral Danış Beştaş, Ayhan Bilgen, İdris Baluken, Selma Irmak arkadaşlarımız her biri cezaevlerinde rehin durumdalar. Bu haksızlığın ve hukuksuzluğun bir an önce bir an önce son bulması gerektiğini özellikle belirtmek isterim" dedi.

Diğer parti genel başkanlarının Türkiye'nin çeşitli kentlerinde mitingler düzenlediği belirten Buldan, Anayasa Mahkemesi'ne çağrıda bulunarak şöyle konuştu:

"Bir referandum sürecinde diğer genel başkanlar, bir partinin genel başkanı, başbakanı her gün Türkiye'nin çeşitli illerinde mitingler düzenlerken bizim arkadaşlarımız cezaevindeler. Sayın Kılıçdaroğlu yine farklı bir ilde referandum çalışması yürüttü. Sayın Bahçeli yakında mitinglere başlayacak. Ancak bizim her iki eş genel başkanımız ve milletvekillerimiz, bu referandum çalışmalarına katılamıyorlar ve cezaevindeler. Bu haksızlığın ve hukuksuzluğun bir an önce son bulması gerektiğini özellikle belirtmek istiyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin bir an önce bu konudaki kararını vermesi gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyoruz. Tam 133 gündür milletvekillerimiz cezaevindeler ve biz arkadaşlarımız cezaevine alındıkları günden çok kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptık. Milletvekili arkadaşlarımızın ve eş genel başkanlarımızın bir an önce tahliye edilmelerini içeren bir dilekçeyi Anayasa Mahkemesi'ne verdik. Anayasa Mahkemesi'nin yapması gereken şey Balbay ve Haberal kararını emsal göstererek milletvekillerimizi tahliye etmekti. Ancak henüz dosyalar incelemeye bile alınmamış, Anayasa Mahkemesi bu dilekçeleri gündemine koymamıştır. Buradan Anayasa Mahkemesi Başkanı'na çağrı yapmak istiyoruz. Kendi hukuksuzluğunuzu bizim milletvekillerimiz üzerinden mi denemeye çalışıyorsunuz. Hukuku ayaklar altına alan ve hukuku çiğneyen duruma nasıl tahammül ediyorsunuz? Üzerinizde bir baskı mı var? Milletvekillerimizin ve eş genel başkanlarımızın dosyalarını incelememeniz için acaba size siyasi irade tarafından bir baskı mı yapılıyor. Eğer baskı yoksa dosyaları neden gündeminize alıp incelemiyorsunuzö

Milletvekillerinin yer aldığı HDP heyeti, açıklamalarının ardından cezaevi önünden ayrılırken, Edirne Jandarma Komutanlığı ekipleri de cezaevi girişi önünde geniş güvenlik tedbirleri aldı.

Görüntü Dökümü

---------------------

-HDP'li heyetin gelişi

-Jandarma ekipleri ve güvenlik tedbiri

-Pervin Buldan detay

-Cezaevi önünde toplanmaları

-Buldan'ın açıklaması

-Cezaevi önünden ayrılmaları

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN- Ali Can ZERAY/EDİRNE,-

=====================================================

7)BM'DEN SURİYE'YE 21 YARDIM TIRI

BİRLEŞMİŞ Milletler (BM) tarafından Suriye'nin İdlib İli ve kırsalındaki kamplarda yaşayan Suriyelilere 21 TIR'dan oluşan yardım gönderildi.

Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ndeki BM'ye ait lojistik depolarından yüklenen Suriye plakalı TIR'lar Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan çıkış yaparak Suriye'ye geçti. İçerisinde insani ihtiyaç malzemesi bulunan TIR'lar Cilvegözü Sınır Kapısı'nda yapılan işlemlerinin ardından İdlib ili ve kırsalında bulunan sivil halka dağıtılacak.

Görüntü Dökümü

--------------------------

BM 'ye ait öncü araçları

Yardım malzemesi yüklü TIR'lar Cilvegözü'ne gelirken

Araçlar gümrük alanına giriş yaparken

SÜRE: 01'09" BOYUT: 38,7 MB

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

========================================================

8))GAZİANTEP'TE, SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞİDDETE TEPKİ

GAZİANTEP'te, Tabipler Odası üyeleri, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete basın açıklamasıyla tepki gösterdi.

Gaziantep- Kilis Tabipler Odası üyeleri, 14 Mart Tıp Haftası nedeniyle Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde basın açıklaması yaptı. Hamza Ağca, sağlık çalışanlarının şiddete maruz kaldığını ve sağlıkta şiddetin biran önce çözülmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Sağlıkta şiddetin sona ermesi kamuoyunun takdirine ve ilgisine mazhar bir durumdur. Kamuoyu bu konuyu ne kadar önemserse bizler de daha rahat çalışırız ve hastalarımız ile daha rahat ilgilenebiliriz. Bu nedenle isteklerimiz ele alınmadan sağlıkta şiddetin çözülemeyeceğini biliyoruz. Sağlık hizmetlerinde piyasa yönelimli politikalar sağlık hizmeti sunan kurumları birer işletmeye dönüştürürken, sağlık hizmetinin içeriğinin ve niteliğinin zedelenmesine zemin hazırlıyor. Sağlık hizmetinin kalitesi yerine müşteri memnuniyetine yönelik hizmetler verilmeye başlanmıştır. Müşteri memnuniyetine yer veren bu politikalar sağlık kurumlarında sağlık çalışanlarına şiddetin artmasına neden oluyor. 14 Mart Tıp Haftası'nda sağlıkta şiddetin sona ermesini istiyoruz.

Görüntü Dökümü

----------------------------

Dr. Ersin Arslan Hastanesi

Toplanan kalabalık

Hamza Ağca'nın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Ahmet SOYDOĞAN-Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 108 MB

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement