2014 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda "Genel Af" Tartışması

2014 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak" sözleri damgasını vurdu. Milletvekillerinin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e yönelik sorularda genel af soruları ön plana çıkarken, tutuklu milletvekillerinin durumu da gündeme getirildi.

2014 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Adalet Bakanlığı'nın bütçe görüşmeleri devam ediyor. Komisyonda, Yargıtay, Danıştay, HSYK ve Anayasa Mahkemesi ile Adalet Akademisi'nin bütçesi görüşülüyor. Komisyonda milletvekilleri söz alarak Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e yargıdaki sorunlara ilişkin sorular yöneltti. CHP'li Aydın Ayaydın, "Adalet Bakanlığında kadının adı yok. Bakanlığa kadınlar adına pozitif ayrımcılık yapmasını istiyorum" dedi. Ayaydın, "Deniz Feneri gibi soruşturmaların bir türlü sonuçlandırılmadığı, milletvekillerinin tutuklu olduğu bir adalet var. Tutuklu milletvekillerinin bir an önce Meclis çatısı altında görev yapmasını sağlamak görevinizdir" dedi. Ayaydın, Anayasa Mahkemesi üyelerinin Meclis'de seçilecek olmasını eleştirerek, "AK Parti sayesinde adaletin bütçesi mecliste görüşülen ancak kendisi tabelada kalan hizmete dönüşmesidir" dedi. MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ise soruşturmalar sırasında avukatların bile ulaşamadığı belgelerin basında yer almasını eleştirerek, "UYAP'ta bir delik mi var?" diye sordu. YSK'nın kayıtlarında yer alan seçmen sayısı ile adrese dayalı nüfus bilgilerinde yer alan seçmen sayısının farklı olduğuna dikkat çeken Günal, YSK'da kayıtlı 18 yaş üstü 42 milyon, adrese dayalı sistemde bu rakamın 47 milyondur. Vatandaşının ölüsünü, dirisini sayamayan bir devletle ileri demokrasiyi tartışıyor. Seçimlerin güvenliği olmazsa neye güvenilecek?" sorusunu yöneltti.

-AF TARTIŞMASI-

BDP'li Adil Zozani'nin, "Genel af hiçbir şeyi çözmez. Türkiye'nin meselesi toplumsal helalleşmedir. Bu toplumsal helalleşmeyi yaparsak cezaevleri sorunu çözülür. Biz eski defterlerin yeniden açılıp yaraların kaşınmasını istemiyoruz" sözleri üzerine Aslanoğlu, cezaevlerindeki milletvekilleri ve örgüt suçundan tutuklanan gençleri kastederek, "Suçsuzsa niye yattılar o zaman" diye sordu. Zozani, "Sizi anlıyoruz. Bu insanlar elbette ki suçsuzdur. Çünkü biliyoruz ki çantasında gül olan gençler cezaevindedir" dedi. BDP'li Hasip Kaplan da, "4 bin köy yakıldı, 18 bin faili meçhul cinayet işlendi" dedi. Zozani, "Merak etmeyin, bizim mücadelemiz sizi de özgürleştirecek" dedi.

Söz alan BDP'li Hasip Kaplan ise "Öcalan'ın avukatı olduğu için içeride olanlara zulüm yapıldığını düşünüyorum" dedi. Adliyelerin içine gaz bombası atılmasını vahim olarak değerlendiren Kaplan, Gezi Parkı protestoları sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın davasının güvenlik gerekçesiyle bir Kayseri'ye alınmasını eleştirerek " Eskişehir'deki davayı Kayseri'ye almak adalet anlayışına zarar verir diye düşünüyorum" dedi. Kaplan, "Hakim savcıların tayinleri açısından ilk tayin edilenin mutlaka doğuya mı gitmesi gerekiyor? Bu çağdışı bir yaklaşımdır. Kökten değiştirilmesi gerekiyor. Sayın Başbakanın dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak ama bunun için fikirlerin konuşması gerekiyor. Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan devletler çökmek durumundadır. Gemi bozuk olayına artık son verin. Öcalan'ın Avrupa'da görülen davası yok mu? İki senede bir avukat gitmez mi? Bu çok ilkel. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Suriye sınırında iki tane Suriye vatandaşı katledildi. Yargısız infaz. Yargısız infaz olayının resimlerini gördünüz mü? Bu resimlerde şeker, çocuklar için kurdele, tespih ve ilaç kutuları üzerlerinde çıktı suç unsuru olarak. Böyle bir konumdayız ki biz bu gerçekliği görmeden olayı çözmemiz mümkün değil" diyerek fotoğrafları milletvekillerine ve Adalet Bakanı Ergin'e gösterdi.

-"KAÇ TERÖRİST SAYESİNDE BU KOMUTANLARI MAHKUM ETTİRDİNİZ?"-

MHP Milletvekili Erkan Akçay da af tartışmalarına dikkat çekerek, "Dağdakileri nasıl indirmeyi tasarlıyorsunuz, cezaevlerini nasıl boşaltacaksınız, bu İmralı ve Abdullah Öcalan'a af mıdır? Dağdakilerin ineceği cezaevlerinin boşalacağı sözlerini eğip bükmeden ne yapacaksanız milleti aydınlatın, seçim kaygılarını zamana yayarak oyalamayın. Ergenekon gibi davalarda gizli tanık olarak kabul edilen örgüt üyesi sayısı kaçtır? Kaç terörist sayesinde bu komutanları mahkum ettirdiniz?" sorularını yöneltti.

CHP Manisa Milletkvekili Özgür Özel de CHP milletvekillerini cezaevlerinde ziyaretlerde ve incelemelerde bulunarak hazırladığı raporlara dikkat çekerek, "Cezaevleri raporları bizim eserimiz değil sizlerin eseridir" dedi. Mahkumların yemek bedellerini eleştiren Özel, "Ödeneği gizli tanık için alırken, mahkumların yemekleri için bir gayret içinde olmamanız şaşırtıcı. Cezaevleri hastalık üretiyor, her mahkumun göz hastalığı ve sindirim sistemi hastalığı var. Diyet yemeği hastalıktan ve hastalardan uzak bir yemek.

Şeker hastasına bile patates yemeği veriliyor" dedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Balyoz Davası'na verdiği kararın Ceza Genel Kurulu'na taşınmamasını eleştiren Özel, "Balyoz Davalarını incelemek için oluşturulan 9. Ceza Dairesinin kararına Başsavcılık itiraz etseydi de delillerin tartışılmadan atlandığı, Genelkurmay Başkanı'nın öğrencilerinin affedildiği iddialarını hiç olmazsa içimizde kalmasaydı da Genel Kurul inceleseydi. 2007'de çıkan yazı tipinin 2003'de nasıl kullanıldığına yönelik delil karmaşalarını en üst organ bir görseydi" dedi.

-"YARGININ BAĞIMSIZ OLMASI TEMEL UNSUR"-

CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ise Ali İsmail Korkmaz'ın davasının yargılama yerinin değiştirilmesini eleştirerek, "Bu ülkede gencecik bir çocuk katledildi. Eskişehir'in Valisi televizyonda "o arkadaşları tarafından öldürülmüştür polislerin üzerine atmak için' dedi bu konuda hiçbir kavuşturma yapılmadı. Demek ki yargının bağımsız olması en temel unsur" dedi.

Uzun tutukluluk sorunun çözülmesi için 4 yargı paketi açıklandığını anlatan Batum, "Hala 7 yıllık tutukluluk devam ediyor" dedi. Batum, Anayasa Mahkemesi'ne yapılan Bireysel Başvuru sırasında alınan ücreti eleştirdi.

CHP Ankara İzzet Çetin, Ethem Sarısülük davasında Türkiye'nin gizli sanıkla tanıştığını anlatarak, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerinin sayısındaki fazlalığına dikkat çekti. Çetin, "İlk defa iktidarınızda 140 bini buldu. Ben Adalet Bakanı olsam bunu söylemeye utanırım" dedi. Çetin Gezi Parkı protestolarını soruşturan savcılara bir form yollandığını ve eylemlere katılanların tek tek fişlendiğini söyleyerek, "Türkiye devri iktidarınızda bir sivil darbeyi yaşıyor. Hukuk dışı uygulamaların bulunduğu yönetime doğru gidiyorsunuz" dedi.

AK Parti milletvekili Ekrem Çelebi, demokratikleşme paketlerine ilişkin değerlendirmelerinde süreyi aşması ve CHP'lilerin sözlü satışması sırasında Komisyon sözcüsü Ahmet Öksüzkaya'nın uyarılarda bulunarak, "Son haftaya geldik sabırlarda geldi. Süre konusunda hep beraber karar aldık" demesi üzerine CHP'li Mevlüt Aslanoğlu itiraz ederek, "İnsanların konuşma hakkını elinizden alamazsınız biz karar uymuyoruz" dedi.

-"ÖNCE HAKİM VE SAVCILARI MUTLU EDİN"-

CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, günde 5 vakit namaz kılan ile her akşam rakı içen hakimin kürsüye çıktıklarında kimliklerini çıkararak adil davrandığını ancak artık bu hakimlerin bir birlerine selam vermediğini bunun da AK Parti hükümetinin eseri olduğunu savunarak, "Bağımsız ve tarafsız bir hukukun olmadığı yerde yargıdan bahsedemezsiniz. Binalar makyajdır hakimler ve savcılar mutsuzdur, önce onları mutlu edin, ondan sonra yargının fiziki sorunlarını çözün" dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ise milletvekili olduğu Tekirdağ'ın adliyesine dikkat çekerek, "Tabela asmakla bağımsız yargının gerçekleşmeyeceği hepimizin malumu. 166 tane adliye sarayı yapılmış Tekirdağ ile bir tane bile yapılmamış. Tekirdağ ilinin hiçbir ilçesinde adliyeler kapatılmadı. İki kez proje yapıldı sonra iptal edildi. Bu iki projeye ne kadar para harcandığı bunun cevabını verin lütfen. Tekirdağ'ın suçu günahı neydi de bir çivi bile çakmadınız" sorularını yöneltti.

-"BİR AĞAÇ İÇİN..."-

AK Parti Malatya Mustafa Şahin, bugüne kadar yargıda işlerin "al gülüm ver gülüm" mantığı ile yürütüldüğünü savunarak, "Bugün üstünlerin hukukunu uygulamaya çalışanların hakları ellerinden alınanlar var. Ülke şekil değiştiriyor eski Türkiye'nin tasfiyesi diyoruz buna. Bundan kim rahatsız olabilir? Bugün kadar işçilerimiz, emekçiler hak arıyorlardı bugün "AK Parti gitsin Tayyip gitsin' diyorlar bunları söylerken de çok iğrenç insanların ağzına yakışmayacak şekilde deniyor. Bugüne kadar yaptığımız değişim ve dönüşümleri bizden önceki 57 hükümet yapmamış. Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümetlerimiz aslanlar gibi yerine getirmiş. Yapılan reformlara hep üniter devlete zarar verecek deniyor, bugüne kadar ne ülkeyi böldü? Gezi olaylarında hayatını kaybedenler olduğu kadar polise, başörtülülere saldırılar oldu, konu ağaçsa o zaman ağacın arkasında duralım, bir ağaç için yüzlerde aracı tahrip etmeyelim" dedi.